Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde bir araya gelen kadınlar, kadın mücadelesine katkı sunmak ve şiddete maruz bırakılan kadınların yanında yer alıp hayat mücadelelerine destek olmak amacıyla Bağımsız Kadın Birliği’nin kuruluşunu ilan etti. 18 Kasım günü yaptıkları açıklamayla kuruluşlarını duyuran Bağımsız Kadın Birliği’nin ilk çalışması da 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü ile ilgili olacak. 

 

Bağımsız Kadın Birliği Yürütme Kurulu Üyesi Gönül Doğan neden böyle bir kadın örgütlenmesine ihtiyaç duyduklarını ve yapacakları çalışmalar hakkında konuştu. 

 

‘EŞİTSİZLİKLERE DİKKAT ÇEKEN YERDEN BAKACAĞIZ’ 

 

Doğan, kadınlar olarak kendilerini böylesi bir süreçte örgütlenmeye iten nedenleri, “Dünyada ve Türkiye’deki eşitsizliklerin ana kaynağı kapitalist sistem olduğu açık. Bu da, cinsiyet eşitsizliğini beraberinde getiriyor. Eşitsizlikle birlikte kadın cinsine dönük aşağılama, taciz, tecavüz, cinsel yöneliminden kaynaklı şiddet, yok sayılma, nefret suçları her geçen gün tırmanarak devam ediyor. Yüzyıllar önce kazındığımız haklar bir bir elimizden alındı. Özellikle emekçi kadınlar, yaşamlarının her alanında bunu daha açık ve net bir şekilde yaşamakta. Çalışma yaşamındaki kadınlar, eşit işe eşit ücret alamıyor. Taciz, işten atılmalarda ilk faktör oluyor. Çocuk yaşta evlilikler ve bunun gibi çoğaltılabilecek çok sayıda sorun. Yasalar tamamıyla ataerkil bir zihniyet eşliğinde uygulanmakta. Deyim yerindeyse kadına ve çocuğa yönelik her türlü şiddet, taciz, tecavüz aklanmakta, bunların önü açılmakta; medyasıyla, eğitimiyle, hukukuyla teşvik edilmekte. Tüm bunlara dikkat çeken bir yerden daha önce de Çorlu Kadın Platformu’nun bileşeni olarak birçok çalışmaya imzamızı attık. Şimdiyse Bağımsız Kadın Birliği olarak yola devam etme ihtiyacı duyduk” sözleriyle açıkladı.

 

ÇOK SAYIDA ÇALIŞMA YÜRÜTECEKLER

 

Öncelikli çalışmaları arasında hukuki haklar ve tarihsel kadın mücadelesi temelindeki deneyimlerinden yola çıkarak eğitim çalışmalarının yer alacağını belirten Doğan şöyle devam etti: “Bunun yanı sıra kadına ve çocuğa dönük şiddet, taciz ve tecavüzlere karşı daha organizeli çalışmalar yürüteceğiz. Kitleselleşmek, ancak kitle çalışmalarıyla mümkün. Sorunlarımız çerçevesinde imza kampanyaları, bilgilendirme toplantıları, anketler, film gösterimleri, rehber danışmanlık çalışmaları yapacağız. Bunların yanında kültür sanat çalışmaları yapmayı planlıyoruz. Bunların bir kısmını yapmaya şimdiden başladık. Özellikle, çalışmalarımızda kadınların özne olması büyük önem taşıyor. Özne olduğu sürece kadının daha fazla yaratıcı olduğunu biliyoruz. Böyle bir süreçte örgütlenmenin önemi çok daha büyük. Özellikle, bölgemizin emekçi kenti olmasından dolayı yaşadığı sorunlar da mevcut. Mesela kriz var. En başta kadın işçi ve emekçiler kapı önüne konulmaya başlandı. Yanı sıra fabrika, büro çalışma yaşamının her alanında taciz ve aşağılanma çok yaşanıyor. Bu sorunlara karşı birliğimizi güçlendireceğiz, dayanışmayı büyüteceğiz. Mahallelerde çocuk istismarı ve şiddeti de yaşanıyor. Bu sorunların da peşini bırakmayacağız.”

 

‘HAYDİ KADINLAR BİRLİĞE’ 

 

Kadınların uzun yıllardır mücadele sahnesinde olduğunu dile getiren Doğan, “Kadınlar oy hakkı, 8 saatlik çalışma hakkı, eşit işe eşit ücret için, Paris barikatlarında, Ekim Devrimi’nde, Latin Amerika’da, Afrika’da kısacası tüm kıtalarda mücadelenin ön saflarındaydı, halen de öyle. Şimdi bizden alınan hakları geri alma ve onları daha da genişletmeyi hedeflemeliyiz. Güne yüklenerek, geleceğe yürüyelim. Haydi kadınlar birliğe, örgütlenmeye, dayanışmaya diyoruz. Bizler Bağımsız Kadın Birliği gönüllü çalışanları olarak kadın dayanışmasını büyütmek için tüm kadınları birliğimiz çatısı altında örgütlenmeye ve mücadeleye davet ediyoruz” ifadelerini kullandı. 

 

'25 KASIM’DA ALANLARI DOLDURMAYA, HESAP SORMAYA’

 

25 Kasım’a dönük çalışmalarına haftalar öncesinde başladıklarını söyleyen Doğan, 25 Kasım’da saat 14.00’te Çorlu Belediye Meydanı’nda basın açıklaması yapacakları bilgisini de vererek şu çağrıda bulundu: “Tüm kadınları yüzyıllardır bu barbarlık düzenin engizisyon mahkemelerinde, giyotinlerde, fabrikalarda, tarlada, kirli savaşlarda, işkencelerde, göçmen kamplarında, okulda, evde, işte kısacası hayatın her alanında öldürülen, tacize, tecavüze, sömürüye uğrayan tüm kadınların ve insanlığın sesi, ışığı, yumruğu olmaya; 25 Kasım’da alanları doldurmaya, hesap sormaya davet ediyoruz.”

 

BAĞIMSIZ KADIN BİRLİĞİ’NİN KURULUŞ İLKELERİ 

 

Toplumsal hayattaki her türlü cinsiyet eşitsizliğine ve kadına yönelik şiddete karşı mücadele eden kadınlardan oluşan Bağımsız Kadın Birliği, kuruluş ilkeleri şu şekilde:  

 

“* Türkiye ve dünyanın her yerinde kadına, çocuğa ve insan hakkı ihlallerine ve tüm saldırılara karşı mücadeleyi benimser.

 

* Toplumsal cinsiyet eşitliğinden yanadır. Başta homofobi olmak üzere her türlü cinsiyetçi ayrımcılıkla mücadele etmeyi amaçlar.

 

* Çalışmalarıyla öncelikle şiddete, tacize, tecavüze, işkenceye, her türlü baskıya, erkek ve devlet terörüne maruz kalan kadınlara ulaşmayı ve imkanları doğrultusunda bu kadınlara destek olmayı amaçlar.

 

* Çalışmalarında dil, din, ırk, ulus ayrımı yapmadan kadın ve çocukların uğradıkları şiddet, taciz, tecavüz ve her türlü baskıya karşı mücadeleyi örgütler.

 

* Kadını toplumun dışına itmeye çalışan, kadını eve hapseden, erk zihniyetine karşı kadının toplumun her alanında aktif olmasını savunur. Kadının geçmişten bu yana süregelen ötelemelerden kurtulması için örgütlü mücadeleyi esas alır.

 

* Çalışmalarında açıklık, gönüllülük, eşitlik, çoğulculuk esaslarını temel alır. İşleyişinin her kademesinde eşit temsil oy hakkı geçerlidir.

 

* Kadınların her aşamada karar alma süreçlerine eşit, aktif katılımını sağlar.

 

* Kuranlar sosyalist dünya görüşüne sahiptir. Yanı sıra emekten yana olan, kadın olmasa dahi gönüllü katkı vermek isteyen herkese kapımız açıktır.

 

* Çalışmalarıyla örgütsüz kadınlara ulaşmayı ve kadın mücadelesine katmayı ilk hedef olarak belirlemiştir.

 

* Örgütsüz kadın tanımından; her türlü toplumsal baskı ve ataerkil sistem tarafından yalnızlaştırılan kadın anlaşılır.

 

* Eşit işe eşit ücret ilkesine uygun olarak fabrikalarda, tarlada, büroda vs. kadın emeğinin sömürülmesine karşı mücadele eder.

 

* Emekten yana olan, kadın olmasa dahi gönüllü katkı vermek isteyen herkese kapımız açıktır.

 

* Meşru savunmayı temel bir insani hak olarak görerek, kadınların kendi öz savunmalarını örgütlemesini destekleyen çalışmalar yapar.

 

* Toplumdaki tüm eşitsizliklere kapitalist sistem ve onun ürettiği toplumsal cinsiyet eşitsizliği olarak bakar.

 

* Töre ve namus cinayetlerini durdurmak için çok yönlü çalışma yürütür.

 

* Milliyetçi, ırkçı, cinsiyetçi ve militarist politikalara karşı mücadele yürütür.

 

*Soykırım, zorla göç ettirme politikalarına ve faşizme karşı mücadele eder ve bunlara karşı kadınların birliğini örgütler.

 

* Eğitim, sağlık, barınma ve her türlü temel ihtiyaçlarıyla ilgili haklarının düzenlenmesindeki ayrımcı politikalara karşı mücadele eder.

 

* Anadilde eğitim hakkını savunur.

 

* Türkiye ve dünyada kadın dayanışmasını büyütmeyi esas alır.”

 

MA / Necla Demir