Kadınların eylemi yasaklandı: Sömürü politikalarına karşı mücadelemizi sürdüreceğiz

  • kadın
  • 21:57 27 Şubat 2019
  • |
img

İSTANBUL - HDK Kadın Meclisleri’nin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne ilişkin Kadıköy’de yapmak istediği basın açıklaması valilik kararı olduğu iddiasıyla engellendi. Bunun üzerine Süreyya Operası’nın önüne gelerek açıklama yapan kadınlar “Baskı şiddet ve sömürü politikalarına karşı mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi 

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Kadın Meclisleri'nin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne ilişkin Kadıköy Khalkedon Meydanı’nda yapmak istediği basın açıklaması polisler tarafından engellendi. Kadınlar, yasak kararını görmek isteyince polisler, İstanbul Valiliği'nce eylemin yasaklandığını, İstanbul Valiliğinin internet sitesine bakılarak yasak kararını görebileceklerini belirtti. Bunun üzerine kadınlar Süreyya Operası’nın önüne gelerek basın açıklamasını burada gerçekleştirdi.

‘KADINLAR ÜZERİNDEKİ BASKI, ŞİDDET VE SÖMÜRÜ ARTIYOR’

Burada basın açıklamasını kadınlar adına HDK Kadın Meclisi üyelerinden Cansu Kalender yaptı. Kalender, "Tüm dünyada, eril muhafazakar iktidarlar, kadınların yüzyılları aşan eşitlik ve özgürlük mücadelesi sonucu elde ettiği kazanımlara saldırıyor" dedi. Türkiye’de de AKP’nin iktidarı dönemi boyunca kadınlar üzerindeki baskı, şiddet, sömürünün arttığını ifade eden Kalender, “Faşizme karşı demokrasi ve özgürlük mücadelesi yürüten, makul kadın olmayı, biat etmeyi reddeden kadınlara dönük baskı ve şiddet politikaları, kadınların örgütlü mücadelesini de doğrudan hedeflemektedir. Kazanılmış haklarımıza aralıksız saldıran, kadını görünmez kılmaya çalışan iktidar; yıllardır her hafta kaybedilen yakınlarını arayan Cumartesi Anneleri’nden barış annelerine, işi, ekmeği için direnen kadınlardan barış isteyen akademisyen kadınlara, ekolojik yıkıma karşı mücadele eden kadınlardan siyasal mücadele yürüten kadınlara kadar binlercesinin sokağa çıkması, sözünü söylemesini engellemektedir” diye konuştu.

‘ARKADAŞLARIMIZIN ÇIĞLIĞI BİZİM ÇIĞLIĞIMIZDIR’

PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin İmralı ile sınırlı kalmadığını belirten Kalender, toplumun bir bütün olarak tecrit altında olduğunu, bu tecridi en çok da kadınların hissettiğini ifade etti. Kadınların evde, işte, sokakta, her yerde tecrit altında olduğunu belirten Kalender, “Nafaka Yasa Tasarısı, 6284 sayılı şiddeti önleyici yasanın sağladığı haklarımızın tartışılmaya açılması, çocuk istismarına af tasarısı, tecavüzcü Ensar Vakfı ile imzalanan MEB Protokolü, İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmamasına dair kadın düşmanı yasal düzenlemelerin ve politikaların yeniden gündeme getirilmesi tecrit altında olduğumuzun en açık göstergesidir. Karanlığa bir çığlık göndermek için, Leyla Güven 113 gündür açlık grevindedir. Leyla Güven’in sesine ses katmak, çığlığı büyütmek ve tecridi kırmak için Leyla Güven’in ardından Sabahat Tuncel, Selma Irmak ve yüzlerce tutsak arkadaşımız açlık grevine girmiştir. Leyla Güven ve arkadaşlarımızın çığlığı bizim çığlığımızdır” ifadelerini kullandı.

‘MÜCADELEMİZİ SÜRMÜRMEYE DEVAM EDECEĞİZ’

Her taraftan kıskaç altına alınan kadınların, kadınca direnmeye devam etiğini söyleyen Kalender sözlerini şöyle sürdürdü: “8 Mart 1857’de ‘eşit işe eşdeğer ücret’ şiarıyla mücadele yürütürken bedenleri yanan New York’lu dokuma işçisi kadınlardan Rosa Luxemburg’lara, Clara Zetkin’lere, Aleksandra Kollontay’lara, Güldünya Tören’lere, Şirin Karaca’lara kadar bu mücadelede yer alan adını sayamadığımız birçok kadın arkadaşımızı ve bugün açlık grevinin 113. gününde olan Leyla Güven’in mücadelesini ve direnişini selamlıyoruz. Bugüne kadar kazanılmış haklarımıza el koymaya çalışan iktidara karşı haklarımızı korumak için, kadın cinayetlerine karşı yaşam hakkımızı savunmak için, görünmeyen emeğimizin kamusal alanda var olabilmesi için, göç yollarında kadın bedenlerinin yitip gitmesini önlemek için, biz kadınlar 8 Mart’ta alanlarda olmaya, patriarkaya ve kapitalizme karşı mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.”