Hatimoğulları: Mor çizgimizden ödün vermeyeceğiz

  • kadın
  • 17:02 15 Kasım 2019
  • |
img
VAN - TJA'nın 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele panelinde konuşan HDP Milletvekili Tülay Hatimoğulları, kadın düşmanı siyasetin renginin daha da koyulaştığını belirterek, "Mor çizgimizden ödün vermeme konusunda ısrarımızı ve mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi. 
 
Özgür Kadın Hareketi (TJA) Van bileşenleri, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla panel düzenledi. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Van Şubeleri Platformu'nun Toplantı Salonu’nda düzenlenen panelde, "Erkek devlet şiddetine karşı isyandayız" yazılı pankart asıldı. Moderatörlüğünü TJA aktivisti Zozan Bor'un yaptığı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları ile TJA aktivisti Figen Aras'ın konuşmacı olarak katıldığı panele çok sayıda kadın katıldı. 
 
'ŞİDDETİN ÖZNESİ ERKEKTİR’
 
HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları "Şiddet ve şiddetin kavramları" başlıklı sunumunda kadına yönelik şiddetin en yaygın şiddet biçimi olduğuna dikkat çeken Hatimoğulları, şiddetin kadını ikincilleştiren ve baskı altına alan erkek egemenliğinin sonucu olduğunu söyledi. Kadına yönelik şiddeti “Yapısal” olarak nitelendiren Hatimoğulları, “Bugün dünyanın her yerinde farklı sınıf, statü, etnik, ulusal, dini gruplardan, her yaşta kadını etkilemeye devam etmektedir. Ataerkil sistemin içindeki en belirgin özelliktir. Tek tek erkekler, erkek gruplar, ataerkil kurumlar ve devletler kadının yaşamını bedenini ve cinselliğini kontrol etmenin bir aracı olarak şiddete başvururlar. Şiddetin öznesi erkektir, erkek devlettir. Gerekçe olarak da evsel yemek, komşu ziyareti gösterilir. Yani toplumsal cinsiyetin yüklediği rolleri yerine getirmediği iddiası" dedi. 
 
'ŞİDDET AKP DÖNEMİNDE ARTTI'
 
Eş, eski eş, sevgili, baba, erkek kardeş, devlet, medya, ev, iş yeri, sokak, çalışılan siyasi kurumların kadına şiddet uyguladığını dile getiren Hatimoğulları, "Türkiye’de yapılan bir araştırmaya göre faillerinin yüzde 95’inin erkek olduğu, aile içi şiddete maruz kalanların yüzde 90’nını kadın ve çocuklar oluşturmaktadır. Kadına yönelik erkek şiddeti salt fiziksel alanla sınırlı olmayıp cinsel, duygusal, ekonomik ve simgesel boyutları olduğu gibi her biri diğerini besleyen, bir döngü olarak ortaya çıkmaktadır. Fiziksel şiddet, erkekler kadına kendi bedenleriyle ve aletle şiddet uygulamaktadır. Şiddete uğrayan kadınların yüzde 41’i, şiddet uygulayan erkeklerin ise yüzde 44’ü lise veya daha üst seviye eğitim kurumlarından mezundur. Türkiye’de kadına yönelik şiddet sistematik olarak AKP iktidarı döneminde arttı. Bununla birlikte duygusal, ekonomik, devlet şiddeti ve mobbinge maruz kalıyor" şeklinde konuştu. 
 
'MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ'
 
"HDP olarak siyasetimizi ördüğümüz her alanda toplumsal cinsiyet duyarlığımızı muhafaza etme ve geliştirmede iddiamızı sürdürüyoruz" diyen Hatimoğulları, konuşmasını şöyle sürdürdü: "HDP belediyeleri kadın duyarlılığı yüksek olan bütçe yapmayı önemsedi. Kadın danışma merkezleri kurdu. Kadınlar için sosyal alanlar oluşturdu.  Gücü yettiğince kadınlara istihdam alanları sağladı. AKP iktidarı ve müttefikleriyse, kayyum darbesiyle kadın duyarlılığını ve elbette ki siyasal kazanımlarımızı hedefledi. Kadın düşmanı siyasetin renginin daha da koyulaştığı bu faşizm koşullarında ağır baskılar görmemize rağmen 'Mor çizgimizden' ödün vermeme konusunda ısrarımızı ve mücadelemizi sürdüreceğiz." 
 
'İKTİDAR ÖZGÜR KADINDAN KORKAR' 
 
 
TJA aktivisti Figen Aras ise toplumda çok derin bir şiddetin olduğuna işaret ederek, "Bizi küçümseyen, hiçleştiren, emeğimizle dalga geçen bir şiddet biçimi var. Evde verdiğimiz emeğe kaç kişi saygı duyuyor? Küçümseyen, dalga geçen bir şiddet var. Kürt kadın hareketi olarak şunu çok net söyleyelim; erkek egemen zihniyet ve devlet kadının kendi hakikatini açığa çıkarmasından korkuyor. O zaman kendi hakikatimiz nedir diye sormak lazım. Bizi köleleştirmek için sadece bu şiddet uygulanmıyor. Bu sistem bizim özgürlüğümüzden korkuyor. Kendi adımıza düşünmekten, karar vermekten, kendi adımızı koymaktan korkuyor. Özgür kadından iktidar korkar. Çünkü özgür kadın iktidarla uzlaşmaz. Biz nasıl özgür yaşamalıyı soruyoruz, mücadelemizi sürdürüyoruz. Biz yerel, siyasal ve her alanda mücadelemizi sürdürüyoruz. Bu yüzden 25 Kasım'da vereceğimiz en değerli cevap yaratılan değerlere sahip çıkmak" diye konuştu.
 
Panelde, Mirabel Kardeşler'den bu güne kadın mücadelesini anlatan slayt gösterimi yapıldı.