Kadın Savunma Ağı: Direniş hiç durmayacak

  • kadın
  • 09:08 28 Mayıs 2020
  • |
img

ANKARA - Kadınların “Evlilik yoluyla af” düzenlemesine karşı 2016 yılında verdikleri mücadeleyi hatırlatan Kadın Savunma Ağı Üyesi Buse Üçer, “AKP'ye sesleniyoruz; direnişe hazırlanmaya ihtiyacımız yok. Çünkü direnişi hiç bırakmadık” dedi. 

İktidarın “Evlilik yoluyla af” düzenlemesini, Meclis’in açılmasıyla tekrar gündeme getireceği yönündeki tartışmalar devam ederken, kadın örgütlerinden de bu duruma tepkiler gün geçtikçe artıyor. Kadın Savunma Ağı Üyesi Buse Üçer, söz konusu düzenlemeye dair yıllardır verdikleri mücadeleyi hatırlatarak, getirilmek istenen düzenlemeye karşı çıkacaklarını vurguladı. 
 
‘DİRENMEYE DEVAM EDİYORUZ’
 
Düzenlemenin 2016 yılından bu yana sürekli ısıtılarak gündeme getirildiğini söyleyen Üçer, buna karşı yıllardır alanlarda direnmeye devam ettiklerinin altını çizdi. Üçer, “Meclis önünde direndik. Hatta Meclis’in içine girdik, orada bile basın açıklaması yaptık. Bazı arkadaşlarımızın Meclis’e bu nedenle giriş yasağı bile var. Ama AKP her ne yaparsa yapsın, bu yasaya olan tepkiyi azaltamadı. Bu defa pandemiyi bahane ederek, normal şartlarda çıkaramayacağı, büyük tepkiler göreceği yasaları çıkarma planı yapıyor. İnfaz yasası da bunlardan biriydi. Basit yaralama, tehdit, şantaj faillerinin hepsi dışarı bırakıldı. Bunların birçoğu evlerine döndü, hayatta kalan kadınları ile failleri AKP virüsü bir evin içine tıktı. Biz kadınlar istismarı affetmeye hazırlanan AKP'ye sesleniyoruz; direnişe hazırlanmaya ihtiyacımız yok. Çünkü direnişi hiç bırakmadık” dedi.
 
FEMİNİST POLİTİKA TARTIŞMALARI
 
Mevcut sistemin, kadın düşmanlığının yanında neo-liberal, doğa-hayvan düşmanı ve ayrımcılıkların tümünü iç içe ürettiğine değinen Üçer, buna karşı Kadın Savunma Ağı’nın emek, ekoloji, sağlık, hukuk gibi pek çok çalışma gruplarında tartışmalar yürüttüklerini aktardı. Üçer, “Bu alanlarda feminist bir politikayı nasıl geliştireceğimize dair konuşuyoruz. Geldiğimiz nokta, kadınların işsizlik ve açlık ile sınandığını görüyoruz. Kadınlar üzerindeki bakım emeğinin arttığı, kadınların aile içine sıkıştırıldığı ve güvencesiz/esnek çalışmaya zorlandığı bir dönemden geçiyoruz. Buna karşı feminist grev deneyimi çok değerli bir deneyim. Dünyanın dört bir yanında kadınların duygudaşlık yaşadığı, ortak politikalar örgütlediği bir dönemde pandemi başladı. Bizler bu deneyimi her alanda büyütmeye kararlıyız. Cevabımız somut talepler ile olacak. Kadın dayanışmasının yaşamı özgürleştiren pratiklerini uygulayacağız” diye belirtti. 
 
Kapitalist patriyarkal sistemin başlı başına “anormal” olduğunu dile getiren Üçer, “Sistemin yağma politikaları sonucu salgın hastalıkları, felaketleri yaşıyoruz. Eskinin doğal/normal olmadığının bir göstergesi aslında bugün yaşananlardır. Ama şunu da görüyoruz, elbette değişen yaşam pratikleri ve sermaye değişimi ile kriz yönetilmeye çalışılacak. Kadınlar olarak yol haritamızı normalin anlamını tekrar hatırlatmakla başlatmalıyız” diye konuştu.
 
KOLEKTİF ÖZ SAVUNMA 
 
Kapitalist sistem karşısında gerçek değerlerini hatırlayan ve "kadın dayanışması yaşatır" diyen kadınlar olarak var olduklarını söyleyen Üçer, “Gecenin bir yarısı karakol önünde şiddete uğrayan kadınlar ile beraber dilekçe kabul ettirtmek için saatlerce bekleyen kadınlarız. Kocasının şiddetinden kaçıp, yeni bir hayat kuran kadınlara tozlu sandıklarını açıp, bazen bir dantel bazen bir yatak veren kadınlarız. Feminist öz savunma pratiğimiz de aslında buraya dayanıyor. Öz savunmayı sadece fiziksel savunma olarak görmüyoruz. Kolektif bir öz savunma hareketi kurmaya çalışıyoruz. Biz kadınlar olarak önce kendimizi sonra birbirimizi savunacağız, bu bizim savunma mekanizmamız. Hukuki, psikolojik destek ile kadınların yanında olacağız. Ve en önemlisi kadınların emekle kazandığı haklardan asla vazgeçmeyeceğiz. ŞÖNİM çalışacak; çalışmazsa yakalarında olacağız. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 uygulanacak; uygulanmazsa karşılarına dikileceğiz. Her zaman olduğu gibi” ifadelerini kullandı.