Evini sinema müzesine çevirdi

img

ADANA - Evinin avlusunu sinema müzesine çeviren makinist Sabri Şenevi, binlerce film afişi ve filmle insanları maziye bir yolculuğa götürüyor. Üstelik Şenevi’nin evinde gerçekleşen film gösterimi de ücretsiz. 

Bir dönem Türkiye'nin vazgeçilmezi olan yazlık sinemalar, teknolojinin gelişmesiyle tarihin tozlu sayfalarında yerini aldı.1970 ila 1985 yılları arasında, Türkiye'de toplam 2 bin 424 yazlık sinema bulunurken bunun 154 tanesi ise Adana'daydı. 59 yaşındaki Sabri Şenevi de, Adana'daki yazlık sinemalarda 20 yıl makinistlik yapan biri. Şenevi, şimdilerde film sevgisini evini sinema müzesine çevirmekle gideriyor. 
 
Adana merkez Seyhan ilçesine bağlı Alidede mahallesinde bulunan evinin avlusunu sinema müzesine çeviren Şenevi, binlerce film afişi ve filmle insanları maziye bir yolculuğa götürüyor. Üstelik, Şenevi’nin evinde gerçekleşen film gösterimi de ücretsiz. 
 
'7 YAŞINDA SİNEMAYLA TANIŞTIM'
 
Adana'da doğup büyüyen Şenevi, ilk kez 7 yaşındayken babasının kendisini "Benhur" filmine götürmesiyle sinemayla tanışmış.  Şenevi, o günleri şöyle anlattı: "Çocuk yaşta filmi anlardım. Sinema oyuncularının adını babamdan ve jenerikten öğrendim. Babam sayesinde sinemaya olan ilgim arttı. Çocukluğumuzda Lüks Sineması önünde Tommisk, Teksas kitapları alır satardık. Sinemaya girelim diye kalabalık ailelerin gelmesini beklerdik. Onlar bizi kendi çocukları gibi sinemaya götürürlerdi. O zamanlarda sinema afişlerini topladım.” 
 
MAKİNİSTLİĞİ ÇOCUK YAŞTA ÖĞRENDİ 
 
Babasının tenekecilik yaptığını ve sinemalardan gelen eğilmiş film kasnaklarını onardığını dile getiren Şenevi, "Babamın Kanalköprü’de tenekeci dükkanı vardı. Ben de babamın çırağıydım. Dükkan sahibimiz Refik Çakadur ise sinema makinistiydi. Arzu Sineması’nda çalışıyordu. Bir gün eğrilmiş film bobinlerini getirdi ve babama doğrulttu. Birlikte sinemaya gittik. Makine dairesine çıkardı beni. Bobin doğrultma işini öğrenmiştim. Ben bobinleri doğrultmaya başladım. Makinistin hoşuna gitti. 'Sen gel akşamları bana yardım et' dedi. Babamın izniyle işe başladım. Kopan filmleri yapıştırmayı, kömür takmayı öğrendim. Öyle oldu ki artık makineyi ben çalıştırıyordum. Akşamları makinist yardımcılığına başladım. Geçen zaman içerisinde işi iyice öğrendim. Artık ustam, işi bana teslim ediyordu. Böylece sinema makinistliğine başladım” dedi. 
 
Şenevi, makinistlikteki ilk deneyimine ilişkin ise, şunları söyledi: “Makaraya sardığım filmi beyaz bir duvarda oynattım. Ayna ile güneş ışığını buluşturup beyaz duvara yansıtınca film kendini göstermişti. Güneş gidince görüntü de gidiyordu. Ondan sonra el feneriyle oynatmaya başladım. Işık yetersiz gelince 100 mumluk ampul takmaya başladım. Ampulden mercek yaptım.” 
 
ON BİNLERCE FİLM BİRİKTİRDİ 
 
Adana'da bulunan Arzu, Dünya, Bahar, Çelik, Kervan, Mavi Köşk ve Lüks sinemalarında makinistlik yaptığını aktaran Şenevi, "Yıllarca afiş ve film biriktirdim. Şu anda kurduğum sinema evinde; 20 bin kadar film, 10 bin yerli ve yabancı afiş, 150 tane 35 mm’lik film, 50 tane 16 mm’lik film, bir tane 70 mm’lik film, 3 tane büyük 35 mm’lik film, 5 makine, 7 tane 16 mm’lik makine, 5 makine ve  8 mm’lik 3 makinem var. 5 bin tane yerli ve yabancı DVD,  4 bin tane kaset filmi ve her birinden bin film olmak 25 tane hard disk var. Yıllarca, bir servet biriktirdim” ifadelerini kullandı. 
 
'ESKİNİN GÖRÜNTÜSÜ DAHA KALİTELİYDİ'
 
Sinema evinde ücretsiz olarak film gösterimi yaptığını dile getiren Şenevi, 1980'li yıllara kadar sinemanın iyi olduğunu; ancak teknolojinin gelişmesiyle sinema sektörünün kötüye gittiğini anlattı. Makinaların dijitale dönmesiyle makinistlik mesleğinin yok olmaya başladığını ifade eden Şenevi, makinelerin önce kömürlü, sonra lambalı daha sonra ise dijitale döndüğünü dile getirerek, "Bu makinelerin görüntü kalitesi dijitalden daha iyi. O zamanlar her şey yerinde doğal çekiliyordu. Bilim kurgu yoktu” dedi. 
 
'SİNEMA BENİM İÇİN BİR AŞKTIR'
 
Sinemaya olan tutkunun azalmasına da değinen Şenevi, "Daha önceleri halk sinemaya giderdi. Şimdi sinema halkın cebine girdi. Telefonda seyrediyor. Sinemaya para vermiyor, cebinde film izlemeye başladı. Bundan dolayı sinemanın seyircisi azaldı. Eskiden kaliteli filmler vardı, şimdi ise sinemada bu kalite yok" dedi. Sinema evini kurarak tutkusunu insanlarla paylaşmak istediğini söyleyen Şenevi, "Burada yeni nesil eskiyi görüyor. Eski nesil ise eskiyi hatırlıyor. Sinema benim için bir aşktır. Ben hiç evlenmedim. Ben sinema ile evlendim" diye konuştu.
 
MA / Hamdullah Kesen