Çocuklar ve ailelerinden Kürtçeyi sahiplenme çağrısı

img

VAN - ARSİSA Van Şubesi’nde Kürtçe dil eğitimi gören 18 çocuk, düzenlenen renkli bir törenle başarı sertifikalarını aldı. Çocuklar ve aileleri, anadile sahip çıkılması çağrısı yaptı. 

Erciş’te kurulan Dil Kültür ve Sanat Araştırmaları Derneği (ARSİSA) Van Şubesi’nde, Kürtçe dil eğitimi gören 18 çocuk düzenlenen renkli törenle başarı sertifikalarını aldı. Yaklaşık 3 aydır eğitim alan çocuklar ve aileleri, sertifika alma mutluluğunu birlikte yaşadı. Çocuklarının Kürtçe eğitim görmesinden dolayı büyük mutluluk yaşadıklarını kaydeden aileler, herkese Kürtçeye sahip çıkma çağrısı yaptı. 
 
DİL SAHİPLENMELİ 
 
Üç aylık eğitimin ardından sertifikasını alan 12 yaşındaki Çiyager Kaçak, Kürtçenin güzelliğine vurgu yaparak, bundan sonraki süreçte de eğitime devam edeceğini söyledi. Çiyager’in dedesi Hasan Kaçak da Kürtçenin her geçen gün daha da konuşulmaz bir hale geldiğini belirterek, sahip çıkılması çağrısı yaptı. Kürtçenin artık evlerde, mahallerde çok az konuşulduğunu ifade eden Kaçak, bu duruma üzüldüğü için torununu Kürtçe eğitime gönderdiğini dile getirdi. Her Kürdün Kürtçe öğrenmesi ve konuşması gerektiğini anlatan Kaçak, “Biz yıllardır çocuklarımızın Kürtçe eğitim alması için çabalıyorduk. ARSİSA’nın da eğitim vermesi bizim için bir fırsat oldu. Anadilimizin halk arasında konuşulmasına ihtiyaç var. Umut ediyoruz ki Kürt halkı dilini sahipsiz bırakmaz ve çocuklarına öğretir. Çocukların Kürtçe konuşarak Kürtçe büyümelerini görmek tek umudumuzdur” dedi. 
 
EKMEK VE SU GİBİ 
 
Mahallede sürekli Türkçe konuşulduğunu buna karşı Kürtçe konuşmak için eğitim almaya başladığını dile getiren 13 yaşındaki Sedat Çiftçi de, her çocuğun Kürtçe öğrenmesi gerektiğini belirtti.  Sedat Çiftçi’nin babası Musa Çiftçi, çocuğunun Kürtçe sertifika almasından büyük bir heyecan duyduğunu söyledi. Bir insan için ekmek ve su nasıl ihtiyaçsa Kürtler için de Kürtçenin öğrenilmesinin buna eşdeğer olduğunu ifade eden Çiftçi, “Çocuklar giderek anadillerinden uzaklaşıyor. Biz de buna karşı çocuklarımızın Kürtçe öğrenmeleri için ARSİSA’ya gönderdik. Her Kürt, çocuğunu Kürtçe eğitim veren derneklere göndererek eğitim almalarını sağlamalıdır” diye konuştu. 
 
SORUMLULUK ANNE VE BABALARDA
 
Sertifika alan çocuklardan biri olan 12 yaşındaki Dicle Duman da, dilin insanın varlığı olduğunu hatırlatarak herkese anadillerine sahip çıkma çağrısı yaptı. Duman’ın annesi Ayşe Duman, çocuğunun yanında kimsenin Kürtçe konuşmadığını bu nedenle çocuğunun anadilini öğrenemediğini ifade etti. Bu durumu kendisi için büyük bir sorun olarak gördüğünü anlatan anne Duman, şöyle devam etti: “Anadilimiz sürekli konuşulsun diye çocuğumu kursa gönderdim. Herkes artık evinde çocuğu ile Türkçe konuşuyor. Çocuğum evde Kürtçe konuşuyor dışarı çıktığında ise Kürtçe konuştuğu için onunla arkadaşlık yapılmıyor. Bu çok üzüntü verici bir durumdur. Çocukların Kürtçe öğrenmesi için en büyük sorumluluk anne ve babalarının omuzlarındadır. Herkesi bu sorumluluğu yerine getirmeye çağırıyorum.” 
 
ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ DİLLE BAŞLIYOR
 
Sertifika alan 12 yaşındaki Roni Kava’nın babası Ökkeş Kava ise Kütçe eğitime olan ihtiyacın anne ve babaların iliklerine kadar hissetmeleri gerektiğini söyledi. İlk önce evlerinde sonra da çevrelerinde Kürtçe öğrenilmesi için çaba harcanması gerektiğini sözlerine ekleyen Kava, Kürt halkının bu coğrafyanın en eski halklarından olduğunu ve üzerindeki baskılardan kaynaklı dilin gerilediğini vurguladı. Çocuğunun Kürtçe dil sertifikası almasının kendisi için çok büyük bir mutluluk olduğuna işaret eden Kava, şunları söyledi: “Özgürlük mücadelesi dille başlıyor. Dil yönünde kendini özgür kılarsan zaten toplumunu da özgür kılarsın. Büyük bir tehlikenin varlığından bihaber yaşıyoruz. Televizyonlar ve özellikle telefonlar artık asimilasyon araçlarıdır. Her anne, baba, kardeş ve her akraba kendisini bir Kürtçe öğretmen olarak görmelidir. Kendimizi sorumlu olarak görmediğimiz takdirde başaralı olamayız. Dilimizi kaybederiz böyle olursa da savunulacak bir yanımız kalmaz. Sayın Öcalan, ‘En büyük katliam kültür alanına yapılıyor. İlk hedef alınan da dil oluyor’ diyor. Bundan dolayı dilimize sahip çıkmalıyız.”