AMED – Amed’de düzenlenen Marksizm Günleri’nde 150 yıllık Kürt ulusal mücadelesi, Marksizm ve ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı ilkesi ile Kurdîstan ve Ortadoğu’da halkların dini formasyonları tartışıldı.
Amed’de Marksist Okul’un düzenlediği “Marksizm Günleri” etkinliği 2'nci günde sona erdi. Dîclekent'e bulunan Mordem Sanat’ta düzenlenen etkinliğe tarihçi, yazar ve dilbilimciler katıldı. Etkinliğin 2'nci gününde 150 yıldır süren ulusal bağımsızlık mücadelesine rağmen Kürtler devletleşememesi, Marksizm ve ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı, Kurdistan ve Ortadoğu’da halklar ile dini formasyon konuları ele alındı. 3 oturum şeklinde düzenlenen bu günkü etkinlikte görseller eşliğinde ekoloji üzerine sunum yapıldı.
Moderatörlüğünü Şerefxan Cizirî’nin yaptığı “150 yıldır süren ulusal bağımsızlık mücadelesine rağmen Kürtler halen neden devletleşemedi?” Başlığıyla yapılan ilk oturumda Kürdistan Komünist Partisi Genel Başkanı (KKP), Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi(Yeşil Sol Parti) Van milletvekili Sinan Çiftyürek, Araştırmacı, gazeteci, yazar Erdoğan Aydın konuşmacı olarak katıldı.
‘ÊZÎDÎLİK BÜYÜK BİR FIRASATTI’
Araştırmacı yazar Erdoğan Aydın, Kürt yöneticilerinin tarihten bu yana devlet kurma amacı gütmediklerini belirterek, Kürtlerin devlet kurmasının önünde geçmişten bu yana üç yayılmacı devletin olduğunu söyledi. Aydın, “Kürtlerin devletleşme düşüncesi aşiretçiliğin ötesine geçememiştir. Yezidi dini, İslam'ın ve kabilelerin vazifesini ortadan kaldırmak ve Kürtlere milli bir fikir kazandırmak için büyük bir şanstı. Ne yazık ki Sünni Müslümanların hâkimiyeti nedeniyle bu gerçekleşmedi. Tarihte Kürt liderlerinin ve büyüklerinin zayıflığı Kürtlerin devletsiz kalmasına neden olmuştur. Türklerin kendinden fazla kimseyi kabul etmeyen asimilasyoncu zihniyeti Kürtler için de büyük sorun olmuştur” ifadelerini kullandı.
‘FİLİSTİN-İSRAİL ÇATIŞMASININ YANSIMASI OLACAK’
KKP Genel Başkanı Sinan Çiftyürek, Filistin ve Rojava’ya yönelik saldırıları kınayarak konuşmasına başladı. Çiftyürek, "Kürdistan'ın dört bir yanında Kürtlere yönelik baskı çok güçlü. Kürdistan'ın bölünmesi Kürtleri sadece siyasi olarak değil, siyaset olarak da bölmüştür. Kürt partileri birbirlerine karşı hareket ediyor. Ortadoğu her zaman önemli bir yer olmuştur. Filistin ile İsrail arasındaki bu yeni savaşın Kürtler üzerinde etkisi olacak, buna dur demeliyiz. Kuzey Kürdistan'da kapitalizm çok gelişti. Bunu da ciddiye almalıyız" şeklinde konuştu.
‘KÜRTLERİN KENDİ KADERİNİ TAYİN HAKKI VAR’
İnşaat işçisi Yaşar Kazıcı’nın moderatörlüğünü yaptığı ikinci oturumda, tarihçi ve yazar Ayşe Hür, Sosyalist Meclisler Federasyonu Merkez Komite Üyesi Hüseyin Şimşek ve Marksist Okulu öğrencisi Mehmet Atık konuşmacı olarak yer aldı. Bu oturumda, ise Marksizm ve ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı masaya yatırıldı.
Moderatör Kazıcı öncelikle ulusların kendi kaderini tayin hakkının tarihçesinden bahsetti ve Marksizm ile ilişkisini anlattı. Daha sonra Sosyalist Meclisler Federasyonu Merkez Komite Üyesi Hüseyin Şimşek, söz alarak komünizmin konuyla ilişkisinin tarihçesini anlattı. Şimşek, devrimin çoğunlukla yetkililerin kontrol ettiği işçi şehirlerinde başladığını söyledi. Şimşek, milletin kendi kaderini belirleme hakkının açık bir kanun olduğunu ve milletin kendi kararını vermesi gerektiğini söyleyerek, "Türkiye solu çoğu zaman Kemalizm'e yöneldi ama İbrahim Kaypakkaya bunu tespit etti ve reddetti. Şu ana kadar sosyalizmin Kürtlerin devletine ve birliğine zarar verdiğini söylüyorlar. Ama durum böyle değil. Bundan önce de sosyalist hareketler vardı, ama onların çalışma alanları çok dardı. PKK ile sosyalist hareket yaygınlaştı, çalışma ve örgütlenme alanları genişledi” ifadelerini kullandı.
‘EGEMENİN ULUSU EGEMEN’
Ardından konuşan Tarihçi ve Yazar Ayşe Hür, din savaşlarının ardından Avrupa'nın artık kapitalizme doğru ilerlediğini ve ulusların kendi kaderlerini belirleme hakkının yavaş yavaş ortaya çıktığına dikkat çekti. Hür, bunu ellerinde tuttuklarını ve kendi kaderlerini belirleme hakkını kabul etmediklerini söyledi. Hür, "Geçmişte egemenin dini egemendi, şimdi de egemenin ulusu egemen” dedi.
‘TEPKİ GÖSTERİLMELİ’
Son olarak Marksist öğrenci Mehmet Atık konuşma yaparak faşizme karşı mücadele edenlere selam gönderdi. Atık, emperyalizm çağında yaşadıklarını ve bu çağın aynı zamanda emperyalizme karşı mücadele çağı olduğunu söyledi. Atık, egemen ulusların solcularının, boyun eğdirilmiş ulusların varlığını kabul etmesi ve haklarını meşru görmesi gerektiğini belirterek, şöyle devam etti: "Temel olarak şöyle şeyler var.Ama şimdi bu hiç konuşulmuyor.'Kürdistan'ın özgürlüğünü desteklemeliyiz ama emperyalizmle aramıza mesafe koyalım' diyen solcular var. Ama boyun eğdirilmiş bir milletin özgürlüğü için savaşıyorsa emperyalizme karşı olduğunu bilmiyorlar. Solcular Filistin ve Ukrayna konusunda nasıl net bir tepki gösteriyorsa, Kürdistan konusunda da bunu göstermesi gerekir."
Moderatörlüğünü Özcan Kırbıyık'ın yaptığı 3. oturumda ise "Kürdistan ve Ortadoğu'da halk ve dini oluşumlar" konusu ele alındı. Toplantıda tarihçi ve yazar Kadir Akın, yazar Hüsnü Gürbey ile İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA) Sözcüsü ve PİA Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kaya konuşmacı olarak yer aldı.
Van Çevre Derneği Başkanı Ali Kalçik'ın "Görselli Ekoloji Sunumu" adlı sunumuyla Marksizm'in günleri sona erdi.