Her şeyin Kürtçe olduğu mağaza

XARPÊT - Dep ilçesinde bulunan Zanga Sê Rengî giyim mağazasında uyarı ve etiket fiyatlarından poşetler üzerindeki yazılara kadar her şey Kürtçe. 

Xarpêt’in Dep (Karakoçan) ilçesinde bulunan Zanga Sê Rengî adlı giyim mağazasında Kürtçeye büyük önem veriliyor. Ağırlıklı olarak yöresel kıyafetlerin satıldığı mağazada, “Burada sigara içilmez”,  “Açık/Kapalı”, “İndirim” ve “Fiyat” gibi uyarı ve ürün etiketleri Kürtçe. Ayrıca alışveriş poşetlerindeki yazıların tümü de Kürtçe. Bunun yanı sıra işyerinin dekorundaki Kürt aydınlarının motifleri dikkat çekiyor. 
 
Söz konusu işyerinin sahibi , kentte 20 yıldır mağaza işletiyor. Karadoğan, Dep’in Kalecik köyünden. 1971 yılında köylerinin bölgedeki barajın suları altında kalması üzerine İstanbul'a göç eden Karadoğan, 1988 yılınde memleketine geri döndü. Karadoğan, köyünde bulunan mağaranın "Zanga" adlı isminden esinlenerek, 2006 yılında Zanga Sê Rengî'yi (3 renkli Zanga) açtı. Karadoğan, uyarı ve ürün etiketlerinde Kürtçeyi kullanıyor. 
 
Tekin Karadoğan
 
28 AY TUTUKLU KALDI
 
Karadoğan, sular altında kalan köylerine gelen askerler tarafından gördüğü şiddet ve maruz kaldığı aşağılanma sonrası dil bilincinin oluştuğunu söyledi. Karadoğan, "Tarihi yerler, köyler, meralar, göllerimiz sular altında kaldı. Hatta büyüklerimizin mezarı bile orada kaldı. Küçükken dengbêjlerin köy odalarında toplanmaları, ablam evlendiğinde giydiği kıyafet hala gözlerimin önünde. O günden sonra her yerde o elbisenin kumaşını aradım ama bir türlü bulamadım. Bu yüzden dükkanda Kürt kültürünü esas aldım” dedi. 
 
Kürtçe okuma ve yazmayı kendi imkanlarıyla öğrendiğini söyleyen Karadoğan, Kürtlerin verdiği özgürlük mücadelesiyle kültür ve dile daha sıkı sarıldığını ifade etti. 2017 yılında Kürtçeden kaynaklı dükkanına ve evine baskın yapıldığını aktaran Karadoğan, “Örgüt üyeliği” iddiasıyla 28 ay cezaevinde kaldığını söyledi. Karadoğan, "O süreçte birçok yöresel elbise ve yazılı formaya el konuldu. Ardından uzun bir süre cezaevinde kaldım. Benimle birlikte kıyafetler de cezaevi yattı. Cezaevinden çıktıktan 1 yıl sonra el konulan kıyafetlerimi birkaç dilekçe yazdıktan sonra alabildim. Kıyafetlerde herhangi bir ‘yasak’ ve suç yoktu ama el konuldu” dedi. 
 
ESNAFLARA ÇAĞRI
 
Kürt dili ve kıyafetlerine dönük yasakların günümüzde de devam ettiğine dikkati çeken Karadoğan, "Bu ülkede yaşayan Türkler, dillerini konuşarak istedikleri kıyafetlerle düğünlerde halay çekebiliyor. Biz de fazlasını istemiyoruz. Onlar için hak ne ise bizler de onu istiyoruz. Gençlerimiz buraya gelip yöresel kıyafet alıp düğünlerde, Newrozlarda giymek istiyor. Buna bile tahammül edemiyorlar. Sorun çıkarıyorlar. Bazen korkutmaya ve sindirmeye çalışıyorlar. Bütün bunlar bizler açısından kabul edilebilir değil" diye konuştu. 
 
Baskı ve yasaklara rağmen Kürtçeye sahip çıkacağını vurgulayan Karadoğan, "Halkımız için küçük bir şey olabilir ama benim için önemli. Kürtçe konuşmayı çok seviyorum. En azından günlük yaşantımda kullanmaya çalışıyorum. Tabi benim tek başıma yapabileceğim bir şey değil, Dep’te 3 binden fazla ticaretle uğraşan kişi var. Herkesin bu konuda hassas olması lazım. Halen korkutma, sindirme politikaları devam ediyor. Herkes Kürtçeye sahip çıkmalı" ifadelerini kullandı.