‘Munzur kızıl akmayacak, Dersim kızıl kalacaktır’

img

DERSİM –  Munzur Doğa ve Kültür Festivali kapsamında Dersim coğrafyasını hedef aldığı belirtilen kapitalist sermayeye karşı alınması gereken önlemlerin konuşulduğu ekoloji panelinde, ‘Munzur kızıl akmayacak, dersim kızıl kalacaktır’ denildi.

Dersim’de bugün başlayan Munzur Doğa ve Kültür Festivali etkinlikleri kapsamında “Dersim’de ekolojik yaşam ve çevre için neler yapılabilinir?” başlıklı bir panel düzenlendi. Sanat Sokağı’nda gerçekleştirilen panelin moderatörlüğünü Munzur Koruma Kurulu’ndan Hasan Tanrıkut yaparken, konuşmacılar olarak ise Munzur Çevre Derneği Başkanvekili Ali Yıldız, Metalürji Yüksek Mühendisi Cemalettin Küçük, Mezopotamya Ekoloji aktivisti Talat Çetinkaya, Dersim Kültürünü ve Mirasını Koruma Sözcüsü Av. Barış Yıldırım yer aldı.

AYAZ KARDEŞLERE SAYGI DURUŞUYLA BAŞLADI

Yoğun ilgi gösterilen panel, dünya ve Türkiye’de ekoloji mücadelesinde yaşamını yitirenler ile kentte geçtiğimiz günlerde yaşanan patlama sonucu yaşamını yitiren Nupelda ve Ayaz kardeşlerin anısına saygı duruşunda bulunulmasıyla başladı.

Sonrasında konuşan Talat Çetinkaya, Ilısu Barajı’nın suları altında bırakılmak istenen Hasankeyf için mücadele verdiklerini belirterek, Dicle’den Munzur’a selam getirdiğini söyledi. Bu yıl ki festival için belirlenen “Dersim’e, inancına, diline ve kültürüne sahip çık. Yaşa ve yaşat” sloganı üzerinde duran Çetinkaya, yeterince derinlikli ve kapsayıcı olduğunu belirttiği sloganda vurgulandığı gibi bugün her alana yönelik bir saldırı olduğunu, buna karşı ise ciddi bir mücadele verilmesi gerektiğini kaydetti.

‘DERSİM ÖNCÜLÜK ETMELİ’

Çetinkaya, yine 21’nci yüzyılda karşılaştıkları baskıların farklılığına dikkat çekerek, Türkiye’de çıkan orman yangınların ‘nedeni bilinmeyen yangın’ olarak sunulduğunu, ancak bunun ülkede yaşanan savaştan bağımsız olmadığını ifade etti. “Doğanın sistemler tarafından bir silah olarak tarafından kullanıldığını” söyleyen Çetinkaya, buna karşı durmak için mücadelenin yükseltilmesi gerektiğini belirtti.

Bu açıdan Dersim’deki ekoloji tahribatlara karşı verilen mücadelenin önemi üzerinde duran Çetinkaya, ekoloji mücadelelerinin birleştirilmesine öncülük edilmesi gerektiğini vurguladı.

‘MİLLİ PARK ATIKSU TEHDİTİ ALTINDA’

Av. Barış Yıldırım ise, yaptığı sunumda Türkiye’nin en büyük su hafızasının Dersim’de olduğuna işaret ederek, Munzur’da yapılmak istenen kaçak HES ve baraj projelerinin yapımı ile bunlara karşı verdikleri mücadeleleri anlattı. Yıldırım, “Munzur hafızası, dünyanın en önemli eko sistemidir.  Milli Parkı’nda atık su projeleri yok. Devletin finansal olarak destek sağlaması gerekiyor. Önlem alınmadığı için geçen yıl birçok dağ keçisi öldü. Eğer şimdiden temizlemezsek, Batı’daki nehirlerden farkı kalmaz. Milli Park’larda piknik yapılması suç. Türkiye’nin ve dünyanın en önemli Milli Parkı, Munzur Nehri’dir. Yine avcılık faaliyeti gibi önlemler de yetersiz. Buna rağmen önlemler alınmıyor” diye konuştu.

‘MUNZUR KIZIL AKMAYACAK, DERSİM KIZIL KALACAKTIR’

Festivalde emeği geçenlere teşekkür ederek sözlerine başlayan Cemalettin Küçük de, Dersim doğasına sahip çıkmaya devam edeceklerini ifade etti. Küçük, “Dersimlilerin başı belada. Çünkü doğası zengin bir coğrafyası var. Uluslararası sermaye bu coğrafyayı böyle rahat bırakmaz. Coğrafyamızda yapılan projelerle bizi yoksullaştırıyorlar. Onun için ana tohumu yok edip, projeler yapmak istiyorlar. Mücadele ile birlikte doğal yaşam ve doğal kanunlarla karşı çıkmamız lazım. Tüm canlıların başı belada. Topraklarınızı dönün ve yeni yaşam biçimlerinizi kurun. Munzur kızıl akmayacak, Dersim kızıl kalacaktır” dedi.

‘YERELDEN MÜCADELEYİ YÜKSELTMELİYİZ’

Dersim doğasına yönelik talana değinen Ali Yıldız ise, yaşam alanlarının yıllardır ceberrut bir siyasal iktidar tarafından tehdit altında olduğunu dile getirdi. Yıldız, “Katil şirketlere karşı yaşam alanlarımıza sahip çıkmalıyız. Hasankeyf rant için yok edilmek isteniyor. Yerellerde mücadeleyi yükseltmeliyiz” diye konuştu.

Panel soru-cevap şeklinde son buldu.