ANKARA - Tecridin “sorulamayacak sorular” kapsamında olduğunu belirten Adalet Bakanlığı’na bir önerge daha veren HDP’li Ayşe Acar Başaran, “Tecrit ve izolasyon tanımınız nedir?” diye sordu.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi Meclis gündemine taşıdı. Başaran, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, cezaevlerinde tecrit ve hak ihlallerinin her geçen gün arttığına dikkat çekildi. Önergenin gerekçesinde, “Adalet Bakanlığı Türkiye cezaevlerinde tecrit ve izolasyonun yaşanmadığını ifade etmesine rağmen Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT), 2019 yılında İmralı Cezaevi’ne yaptığı ziyarete ilişkin yayınladığı raporda ‘cezaevinde 2016’dan bu yana iyileşme olmadığı’ belirtilmiş, cezaevi sisteminin ‘tamamen gözden geçirilmesi’ gerektiği vurgulanmıştır” ifadelerine yer verildi.
Öcalan’ın ailesi ile 5 yıl, avukatlarıyla 8 yıl aradan sonra 2019 yılında görüşme yapabildiği hatırlatılan önergede, “Bu sürecin sonrasında görüşme önündeki tüm kısıtlamaları kaldırma sözü verilmiş ancak tecrit aynı şiddette devam etmiştir. İmralı ile başlayan bu tecrit sistemine Türkiye genelindeki başka cezaevlerinde de devam edilmiş, bununla ilgili itirazlar cevapsız bırakılmış ve iç hukuk yolları adeta kapatılmıştır” denildi.
SORULAMAYACAK SORULAR!
Önergenin devamında şunlar kaydedildi: “İmralı cezaevi başta olmak üzere, Türkiye genelinde cezaevlerinde süren tecrit koşullarının bir örneği olarak Elazığ Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne dair 8 Temmuz 2019’da verdiğimiz önergede sorulması üzerine 8 Aralık 2020’de, yani soruların sorulduğu tarihten tam 1 yıl 5 ay sonra Adalet Bakanlığı’ndan tarafımıza ulaşan cevapta ‘Gerek yüksek güvenlikli kurumlarda gerekse diğer kapalı ceza infaz kurumlarında tecrit ve izolasyon şeklinde bir uygulama bulunmamaktadır’ ifadesi kullanılmıştır. ‘Tecrit ve izolasyon yoktur’ cevabı sonrasında Bakanlığınızın ‘tecrit ve izolasyon’ tanımını sorduğumuz önergemiz ‘önergede yer alan soruların Meclis İçtüzüğü’nün ‘sorulamayacak sorular’ kapsamında olması’ gerekçesiyle geri çevrilmiştir.”
Başaran, konuyla ilgili Bakan Gül’e şu soruları sordu:
“* Tecrit ve cezaevlerindeki hak ihlallerine dair sorular Bakanlığınıza sorulamıyorsa hangi sorular sorulabilir?
* Bakanlığınızın bir tecrit ve izolasyon tanımı var mıdır?
* İmralı’da ve Türkiye’deki diğer cezaevlerinde yaşananlar tecrit ve izolasyon değilse sizin tecrit ve izolasyon tanımınız nedir?
* Abdullah Öcalan başta olmak üzere mahpusların aileleriyle ve avukatları ile görüştürülmemesi tecrit değil midir?
* CPT raporlarında ‘tamamen gözden geçirilmesi gerektiği’ ibaresiyle yer almasına rağmen İmralı tecrit sistemi neden ısrarla sürdürülmektedir?
* Bu konuya dair Bakanlığınıza verdiğimiz önergemiz neden 1 yıl 5 ay bekletildikten sonra cevaplanmıştır? Bekletilme gerekçesi nedir?
* Farklı cezaevlerinde kalan mahpuslardan gelen şikayetlerin bu kadar benzeşmesi tesadüf müdür?
* Cezaevlerinde kalan siyasi tutsaklar neden mahpus haklarından faydalanamıyor?
* Şimdiye kadar çıplak aramaya maruz bırakılma sebebiyle Bakanlığınıza kaç şikayet başvurusu yapılmıştır?
* Pandemi döneminde dahi hasta siyasi tutsakları serbest bırakmamanızın sebebi nedir?
* Cezaevlerinde yaşanan tecrit ve hak ihlallerine karşı başlatılan ve 103’üncü gününde olan açlık grevlerine ne zamana kadar sessiz kalacaksınız?”