Bayındır: AKP-MHP'nin ömrü uzamayacak

img

DİYARBAKIR - HDP'nin kapatılma davası için “Yargı, AKP-MHP'nin hukuk bürosu haline geldi” diyen DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, saldırı dalgasının AKP-MHP iktidarının ömrünü uzatmayacağını vurguladı. 

Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kapatılması istemiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının iddianame hazırlamasını, HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesini değerlendirdi. Yaşananları “AKP ve MHP’nin bu saldırılarla Kürt siyasi hareketini ve demokrasi güçlerini tasfiye etme girişimi” olarak değerlendiren Bayındır, “İktidarın bu tür saldırılarla ayakta kalmayacağını” belirtti. AKP ve MHP’nin yaşadığı siyasi krizler nedeniyle iktidarda kalmak amacıyla çeşitli hamleler yaptığına dikkati çeken Bayındır, iktidarın bundan dolayı Kürt siyasi hareketi ve demokrasi güçlerine karşı saldırıları gerçekleştirdiğini aktardı. İktidarın HDP’ye ve demokrasi güçlerine stratejik tasfiye konseptini hayata geçirdiğini vurgulayan Bayındır, HDP’nin kapatılması davasına ilişkin “Bu süreç bizim açımızdan yeni bir süreç değil” ifadesini kullandı. 
 
İktidarın 2015 yılından bu yana HDP’ye yönelik daraltma ve tasfiye planları geliştirdiğinin altını çizen Bayındır, “En son 17 Martta Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun, yargı talimatıyla milletvekilliğinin düşürülmesi, hemen akabinde HDP’ye yönelik kapatma davasının açılması, MHP’nin gerçekleştireceği kongreye bir hediye niteliği taşıyordu. Bu adımlar Bahçeli’nin kongrede elini güçlendirecek bir hediyeyken, aynı zamanda Kürt siyasi hareketini tamamıyla demokratik siyasetten tasfiye etmenin gerçekliğini de ifade ediyor. Kürt siyasi hareketi içinde geçmişten bu yana faaliyet yürütmüş siyasetçilerin, siyasi yasaklar listesine dahil edilmesi, demokrasi güçleri içerisinde siyaset yapan herkesin, AKP-MHP iktidarının hedefi haline geldiğini net bir şekilde gösteriyor” diye konuştu
 
AKP-MHP'NİN HUKUK BÜROSU
 
HDP’nin kapatılması için iktidarın hedef gösterdiğini ve hemen sonrasında çok hızlı bir şekilde dava açıldığını hatırlatan Bayındır, bugün yargının halklar için eşitlik ve adalet dağıtan kurumun aksine AKP ve MHP’nin siyasi hedefleri doğrultusunda çalıştığını vurgulayarak, “Yargı AKP ve MHP için çalışan bir hukuk bürosu haline geldi” dedi.
 
HDP’nin kapatılması isteminin yanında Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesine dikkat çeken  Bayındır, bu gelişmelere hem demokrasi bloğu dışında kalan partilerin hem de uluslararası kamuoyunun tepki gösterdiğini söyledi. HDP’ye yönelik saldırıların Türkiye toplumunda bir karşılığı olmadığı değerlendirmesinde bulunan Bayındır, “Elbette ki muhalefet ve sivil toplum örgütlerinden bu konuda çokça tepki geldi. Uluslararası toplumda yine AKP MHP faşist iktidarına karşı ciddi anlamda bir tepki var. Tabi bu gelişmeler, toplumsal meşrutiyetimizin çok daha güçlenmesi açısından bize bir yol haritası da sunuyor. Bu tasfiye operasyonları, ülke içinde AKP ve MHP iktidarının dışında hiç kimsenin tasvip etmediği bir gerçekliği de ortaya koyuyor. HDP’nin kapatılmayla karşı karşıya kalınması sadece AKP ve MHP iktidarının geleceğine yatırım yapmak dışında hiçbir anlamı taşımadığını görüyor insanlar. HDP’nin bir bileşeni olan DBP’de de, bu tasfiye operasyonlarına karşı özelikle hem uluslararası alanda hem de ülke içerisinde HDP etrafında gelişen desteği kamuoyuna ve meşrutiyet zeminine çevirerek, çok daha güçlü bir şekilde buna karşı mücadeleyi büyütecek” ifadesinde bulundu. 
 
‘İKTİDARIN ÖMRÜ UZAMAYACAK’
 
“Zaten kesintisiz bir şekilde bu mücadeleyi geliştirme, derinleştirme noktasında eylem hattımız vardı” sözleriyle devam eden Bayındır, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tabi HDP’ye yönelik yönelimler, bu kesintisiz mücadelemize darbe vurma amacı da taşıyordu. Böylesi planlar hayata geçirilirken, aslında ülkenin temel gündemlerinin de tartışmasının önüne geçilmesi hedefleniyor. Bugün ülkenin içerisinde girdiği ekonomik, sosyal kriz içinden çıkılmaz bir hale gelmiş durumda. Bu tür sorunlarla muhatap olması gereken AKP iktidarı, tamamıyla bunları perdelemek isterken, bunlar üzerinden bir saldırı dalgası da gerçekleştiriyor. Fakat bu saldırı dalgası AKP-MHP iktidarının ömrünü uzatmayacaktır.” 
 
30 YILLIK DENEYİM 
 
HDP’nin kapatılmasıyla iktidarın olası bir erken seçime gidebileceğini öngörüsünde bulunan Bayındır, iktidara HDP’nin 30 yıllık bir deneyiminin olduğunu dile getirdi. Bayındır, şunları söyledi: “Belki olası bir erken seçime yönelik HDP’siz bir Türkiye seçimine gidebilirler, ancak HDP bileşenleri, dostları, müttefikleri ayaktadırlar, alternatif boyutuyla yine hazırlıklarımız vardır. HDP her türlü senaryoya kendisini hazırlamış, geçmişten bu yana 30 yıllık bir deneyimi vardır. Bu konuda önümüzdeki süreçte hesapları ne olursa olsun bu hesapların hiçbir şekilde tutmayacağını, HDP’nin sadece binadan ibaret bir partiden ziyade, üçüncü yol fikrini temsil ettiği belirtmek gerekiyor. Ve bu fikir Türkiye toplumunda ciddi anlamda karşılık buluyor, köklü tarihlere dayanıyor. Bu kimliği ve oluşumu bir parti kapatmayla başaramayacaklar.” 
 
YASAK BEYHUDE BİR ÇABA
 
HDP’nin kapatılma isteminin yanında 687 siyasetçiye yasak getirilmesi isteminin bulunulmasının siyasi kimliklerin etkisizleştirme gibi bir hedefin olduğunu aktaran Bayındır, bu kararla da parti çalışmalarının önüne geçilmesinin hedeflendiğini dile getirerek, “beyhude bir çaba” olarak yorumladı.  Bayındır, “Türkiye demokrasi güçleri, HDP etrafında çok daha büyük bir şekilde kenetleneceğini, son iki gündür yapılan açıklama ve değerlendirmeler net bir şekilde görebiliyoruz. 687 arkadaşımıza siyasi yasak getirebilirler ama emin olun ki, bu 687 arkadaşımızın yerini 6 bin kişi çok hızlı bir şekilde doldur” dedi. 
 
‘FELAKETLERE YOL AÇAR’
 
HDP’nin ülke demokrasisini ve barışını savunan ve adeta kendini bu konuda merkezi bir hale getirdiğini ifade eden Bayındır, HDP’ye ve demokrasi güçlerine yapılan bu operasyonların ülkeyi çok daha büyük felaketlere yol açtırabileceği uyarısında bulunarak, şunları dile getirdi: “Bu operasyon Türkiye barışına ve demokrasisine yönelik, telefi edilmez bir noktaya vardırır. Bu konuda kritik bir eşikte olduğumuzu ifade etmek gerekiyor. Mesele sadece bir partinin kapatılıp kapatılmaması meselesi değildir. Türkiye’nin karanlığa mı yoksa aydınlığı mı gideceği ikilemiyle karşı karşıyayız. Bu noktada demokrasi güçlerine özgürlük ve barışı savunan tüm kesimlere, HDP’ye yönelik bu saldırı dalgasına karşı HDP ve demokrasi güçlerinin etrafında tek yumruk, yekvücut olacak bir şekilde desteklerini bekliyoruz. Aksi takdirde HDP’nin kapatılma süreci daha farklı bir boyuta evrilirse, Türkiye’de çok daha büyük felaketlerle karşı karşıya kalacak. Ve telafisi olmayan bir sürece girebiliriz. Bu konuda tüm vicdanlı dost ve sivil toplum örgütlerine HDP’nin etrafında kenetlenmesi çağrısını yapıyoruz.” 
 
MA / Ergin Çağlar - Mehmet Erol