HDK’nin yeni dönem mücadele hattı: Tekçi anlayışa karşı toplumsal çoğunluk

img
İSTANBUL - “Ezilenlerin tarihsel ittifakı” misyonunu sürdüren HDK, Üçüncü Yol ile mücadele hattını genişleteceği yeni dönemde, tekçi anlayışa karşı toplumun çoğunluk anlayışıyla harekete geçecek.
 
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Kadın Meclisi, “İsyanımız erkek egemenliğine, ısrarımız özgür ve eşit yaşama” şiarıyla 28 Ocak’ta Genel Kadın Konferansı’nı; “Faşizme ve sömürüye karşı demokratik meclislerde birleşelim. Örgütlü ve özgür toplumla yeni yaşamı kuralım” şiarıyla 29 Ocak’ta Genel Kurulu’nu gerçekleştirdi.
 
Toplumun tüm renklerinin yansıdığı Genel Kadın Konferansı ve Genel Kurul’da, kadın özgürlüğüyle yeni yaşamın örülmesi, faşizme karşı halkların ortak mücadelesi, Üçüncü Yol’un inşa edilmesi kararlılığı öne çıktı.
 
MARİA SUPHİ VE JÎNA EMINÎ’YE ATFEDİLDİ
 
Kadın devrimcilerden Maria Suphi ve Jîna Eminî’ye atfedilen Genel Kadın Konferansı’nda, Kurdistan’da, Türkiye’de ve Ortadoğu’da gelişen kadın mücadelesine dönük erkek egemen sistemlerin saldırılarına karşı kadın direnişinin yaygınlaştırılmasının önemine vurgu yapıldı. Rojava kadın devriminin kazanımların kadın özgürlük mücadelesine etkilerine değinilen konferansta, İran’dan dünyaya yayılan “Jin, jiyan, azadî” sloganı etrafında büyümesinin önemi üzerinde duruldu.
 
KADIN İSYANI BÜYÜTÜLECEK
 
Kadınların tarihsel mücadelesiyle kazanılan İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasanını güvenlik tehdidi olarak AKP-MHP’nin, erkek-devlet şiddetini başat unsur olarak kullandığı belirtildi. AKP-MHP’nin uygulamalarıyla kadın kazanımlarının hedef alındığı ve kadınların yalnızlaştırılmak istendiği ifade eden konferansta, Anayasa tartışmalarıyla kadın bedenine dönük saldırıların da sürdürüldüğü belirtildi. Kadın özgürlüğüne tahammül edemeyen AKP-MHP’nin Anayasa üzerinden sürdürdüğü politikalarına karşı duran HDK Kadın Meclisi, kadın isyanını büyüteceklerinin mesajını verdi.
 
TECRİDİN TOPLUMSAL ETKİLERİ
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecride tepkinin ve öfkenin açığa çıktığı konferansta, toplumsal eşitlik ve onurlu barışın kurucusu olabilecek Abdullah Öcalan’a dönük tecridin başta kadınlar olmak üzere toplumun tüm kesimlerine etkilerine dikkat çekildi.
 
TOPLUMSAL RENKLER DİVAN KURULU’NDA
 
Genel Kadın Konferansı’nda yürütülen tartışmalarla birlikte ikinci günde gerçekleştirilen HDK’nin Genel Kurulu’nda da toplumun tüm kesimleri renkleriyle birlikte yer aldı. Genel Kurulun Divan Kurulu’nda Arap halkından Tülay Hatimoğulları, Yörük halkından Sedat Şenoğlu, Kürt kadın hareketinden Gurbet Aydoğan, Çerkez halkından Erdoğan Yılmaz ve birey olarak Mert Karaatlı’nın yer alması da bunun fotoğrafını oluşturdu. Genel Kurulun katılımcıları arasında da toplumsal tüm kesimler yer aldı, söz alarak HDK’ye eleştirilerde ve önerilerde bulundu.
 
EZİLENLERİN TARİHSEL İTTİFAKI
 
Genel Kurul’da “Ezilenlerin tarihsel ittifakı” misyonuna vurgu yapılan HDK’nin, stratejik birlikteliğin mücadelesinin sürdüreceği kararlılığı bir kez daha ortaya konuldu. Yeni dönemin mücadele hattının tartışıldığı Genel Kurul’da, alınacak kararlar doğrultusunda yeni hedefleri belirleme, bu kapsamda beklenilen iradenin ortaya konulması öneminin altı çizildi.
 
EKO KIRIMA KARŞI MÜCADELE VURGUSU
 
Kolektif tartışmaların yürütüldüğü Genel Kurul’da, seçimlere sıkışmadan faşizme karşı toplumsal örgütlenme ve dayanışma ağlarının örülmesinin gerekliliğine işaret edilerek, bütün birey ve bileşenlerin katılımının sağlanmasının üzerinde duruldu. Doğa talanına ve eko kırıma karşı bütün yapı ve çevrelere birlikte mücadele çağrısı yapılan Genel Kurul’da, işçi ve emek sınıfının önemine değinildi.
 
TEKÇİ ANLAYIŞA KARŞI TOPLUMSAL ÇOĞUNLUK
 
Türkiye halklarının, Kürtlerin, Alevilerin, Çerkez, Ermeni, Hristiyan ve Süryanilerin bir arada olduğu bir zeminin yaratılması gerektiği öne çıkan Genel Kurul’da, yeni dönemde tekçi anlayışa karşı toplumun çoğunluğunu içinde barındıran bir kongrenin mücadele için harekete geçmesi gerektiği vurgulandı.
 
KÜRTLERİN ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNİN ÖNEMİ
 
AKP iktidarının Ortadoğu’da süren çatışma ortamından, Rusya-Ukrayna savaşından güç alarak, Kürtlere yönelik savaş konseptini derinleştirdiği, bu durumun Türkiye halkları açısından büyük riskler barındırdığı görüşünün öne çıktığı Genel Kurul’da, Kürtlerin özgürlük mücadelesine karşı yenilginin AKP iktidarı açısından uluslararası güçler tarafından verilen kredinin son bulması anlamına geldiği kaydedildi.
 
MÜCADELENİN TOPLUMSALLAŞMASI
 
Kürtlerin mücadelesinin şekillenmesinin Ortadoğu’ya etkilerine değinilen Genel Kurul tartışmalarında, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın rolü ve misyonunun üzerinde duruldu. İmralı tecrit sisteminin savaş konsepti arasındaki bağa dikkat çekilen tartışmalarda, toplumsal kesimlerin de bu politikadan nasibini aldığı belirtildi. Tecridin toplumsal muhalefeti baskı altına aldığı dile getiren Genel Kurul’da, buna karşı mücadelenin toplumsallaşmasının önemine değinildi.
 
YENİ DÖNEM MÜCADELE HATTI
 
HDK’nin demokrasi, özgürlük ve sosyalizm mücadelesine vurgu yapılan Genel Kurul’da, bu noktada büyük önem taşıyan Üçüncü Yol’un temel çalışma hedefi olması gerektiğinin altı çizildi. Emek ve Özgürlük İttifakı’nın tarihsel ittifak olduğuna vurgu yapılan kongrede, bunun şimdiye kadar sağlanmaması eleştirildi. Üçüncü Yol’un genişletilmesiyle mücadelenin toplumsallaşması hedefinin de sağlanacağı görüşü öne çıkan Genel Kurul’da, bunun yeni dönem mücadele hattının temel başlığı olması gerektiği belirtildi.
 
HDK FİKRİYATI SİYASET ÜSTÜDÜR
 
HDK fikriyatının partiler ve siyaset üstü olduğu görüşünün öne çıktığı Genel Kurul’da, Kürt halkının özgürlüğünün Türkiye halklarının özgürlüğünden geçtiği, bunun da örgütlü mücadele ile mümkün olduğuna vurgu yapıldı.
 
BİTMEDİ DAHA SÜRÜYOR O KAVGA…
 
İki gün süren yoğun tartışmalar ve öne çıkan görüşler, şair Adnan Yücel’in “Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek” şiirinden, “Şiirler doğacak kıvamda yine/duygular yeniden yağacak kıvamda/ve yürek, imgelerin en ulaşılmaz doruğunda/ey her şey bitti diyenler/korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler/ne kırlarda direnen çiçekler/ne kentlerde devleşen öfkeler/henüz elveda demediler/bitmedi daha sürüyor o kavga/ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!” mısralarında özetini buldu.
 
MA / Özgür Paksoy