'HADİ Avrupa’ seçim çalışma grubu kuruldu

img
İSTANBUL - Avrupa’daki HDP ve Yeşil Sol Parti gönüllüleri, seçim çalışmalarına destek için HADİ Avrupa’yı kurdu. Yapılan açıklamada, “Yalnız değiliz, yan yanayız” denildi. 
 
Türkiye tarihin en kritik seçimine doğru giderken, yurtdışında yaşayan Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Yeşil Sol Parti gönüllüleri, seçim çalışmalarına destek olmak için Halkların Demokratik İletişim Ağı (HADİ) Avrupa’yı kurdu. Sanal medya hesapları üzerinden yapılan canlı yayınla kuruluşunu deklere eden HADİ Avrupa’da, uzun süredir Avrupa’da yaşayanların yanı sıra, son süreçte yurtdışına çıkmak zorunda kalan HDP’li siyasetçiler, barış akademisyenleri, gazeteciler, aydınlar, gazeteciler, sanatçılar bulunuyor. 
 
Kuruluş açıklamasını Almanya, İsveç, Fransa ve İsviçre’den canlı yayına bağlanan 9 farklı kişi okurken, Yunanistan, Hollanda, İtalya, Avusturya, Danimarka, İngiltere, Kuzey Kıbrıs’ta HADİ Avrupa Gönüllüleri olduğu belirtildi. Açıklamayı 68 Kuşağı devrimcilerinden Latife Fegan, Barış Akademisyenleri’nden Çetin Gürer, Alman siyasetçi Aynur Karlıklı (Die Linke), HDP Adana-Seyhan Belediye Meclisi eski Üyesi Leyla Uyar, feminist Perihan Baçaru, LGBTİ+ aktivisti Elefteria Taş, akademisyen Tuğçe Oklay ve Selim Eskiizmirli okudu. 
 
GÖNÜLLÜ OLMA ÇAĞRISI 
 
İktidarın HDP’yi kapatma girişimleriyle baş etmek için daha fazla HDP gönüllüsünün çalışmalara dahil olması gerektiğinin altı çizilen açıklamada, yurtdışındaki 3 milyon üzerindeki seçmenin büyük kısmının seçimlere katılmadığına dikkat çekilerek, ülkenin geleceği açısından tarihi önemdeki bu seçimde katılımın ve demokratik tercihin artması için herkesin sürece katkısının önemli olduğu vurgulandı. HADİ Avrupa gönüllüsü olma çağrısı yapılan açıklamada, HADİ Avrupa ile internet sitesi ve sanal medya hesapları üzerinden ilişki kurulabileceği duyuruldu. 
 
Açıklamanın ardından canlı yayına bağlanan Yeşil Sol Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Ahmet Asena seçim takvimini ve ittifaklara ilişkin gelişmeleri aktarırken, yurtdışı seçimlerine ilişkin merak edilen soruları yanıtladı. 
 
OY DEPOSU DEĞİLİZ
 
“HADİ Avrupa, iş başına” başlığıyla yapılan açıklamanın tam metni şöyle: “Henüz depremin yaralarını saramamış, yitirdiğimiz binlerce canımızın hesabını soramamışken, Türkiye tarihinin en kritik seçim sürecinin içerisine girdik. 14 Mayıs 2023 tarihinde gerçekleşecek seçimler gelecek on yıllarda devlet ve toplum arasındaki ilişkilerin seyri üzerinde belirleyici izler bırakacak. Bu seçimlerle ya şimdiki karanlık gidişatı durdurarak, tek adam yönetimine son verecek ya da faşizmi kurumsallaştırma doğrultusunda iktidar bloğunun önünü daha da çok açacak, ırkçılık, mezhepçilik, erkek egemenliği ve ekolojik yıkım önüne geçilmesi daha zor bir hal alacak. Başta inşaat ve silah sektörü olmak üzere yandaşlarını zenginleştirmeye yönelik bir ahbap-çavuş kapitalizmini egemen kılmaya çalışan, mafyayı devletin ortaklarından biri haline getirmiş, dış ticaret açığını uyuşturucu ticareti ile kapatmaya çalışan faşist bloğun ülkeyi ne hale getirdiği depremle birlikte en çıplak haliyle ortaya serildi. AKP-MHP iktidarı ceberut düzenlerinin ‘bekasını’ sağlayabilmek ve Kürt halkının eşit yurttaşlık mücadelesini bastırmak için, ülkeyi kimyasal silah kullanmaya kadar varan bir terör ve katliam siyasetine, sadece faşizme değil aynı zamanda telafisi on yılları alacak tam bir çürümeye mahkûm etmiş durumda. Bu çürüme daha şimdiden öyle bir boyuta ulaşmış durumdaki, insanlar günlerce göçük altındaki yakınlarını kurtarmaya çalışırken, iktidar afeti felakete çeviren icraatlar peşindeydi. Öyle ki, depremin üzerinden neredeyse iki ay geçmiş olmasına rağmen halen barınma sorununu çözmeyen iktidar, depremzedelerin çadırlarına elektrik saati takacak kadar çürümüştür. Bu vesileyle, başta depremde yakınlarını ve anılarını yitirenler olmak üzere tüm halkımıza başsağlığı, sabır ve güç diliyoruz. 
 
Bu süreç bir kez daha göstermiştir ki devlet enkaz altında, dayanışma yanı başımızdadır. ‘Döviz’ ve ‘Oy Deposu Değiliz’ seçim günü yaklaştıkça yurtdışında yaşayan bizler bir kez daha siyasetçilerin gündemine girmeye başladık. Ülkedeki ekonomik ve siyasal kriz derinleştikçe bizlere daha da çok döviz ve oy deposu gözüyle bakılıyor. Sorunlarımıza ve taleplerimize kulak veren yok. Çifte vatandaşlık, gasp edilmiş haklarımızın geri kazanılması, zorunlu, bedelli askerlik, çifte vergiler, anayasal-yasal haklar, siyasal sürgünlerin sona ermesi, pasaporta el koyma, geri gönderilme, gözaltı ve tutuklanma riski, KHK’lilerin sorunları gibi daha pek çok başlıkta sorunlarımız var. Büyük çoğunluğu Avrupa’da olan 3 milyonun üzerinde seçmenle İstanbul birinci ve üçüncü bölgeden sonra ülkenin en büyük seçim bölgesiyiz. Ne yazık ki bugüne kadar bu potansiyelin çok azını sandığa taşıyabildik. Oysa neredeyse yüzde 5’i bulan yurtdışı oyları faşist bloğun iktidardan uzaklaştırılmasında ve taleplerimizi dikkate alan yeni bir iktidarın şekillenmesinde belirleyici bir rol özgür yaşam, eşit yurttaşlık isteyenleriz. Bizler bir çiçek bahçesi gibi rengarenk halklara, kültürlere ev sahipliği yapan ortak ülkemiz Türkiye’de tüm halkların, kültürlerin ve inançların eşit ve özgürce yaşamasını isteyenleriz. Ermeni, Asuri-Süryani-Keldani, Rum ve Ezidi halklarının maruz kaldığı soykırımlarla yüzleşilmesinin önemini biliyor, bu sorumluluğu vicdanımızda taşıyoruz. Üstelik bunun sadece geçmişe dair bir hesapla değil, başta Kürtler ve Aleviler olmak üzere kendilerinden olmayan herkese reva görülen ve bugün de sürdürülen katliamcı siyaset anlayışıyla mücadele anlamına geldiğinin de farkındayız. 
 
DEMOKRASİNİN ANAHTARI 
 
Kürt sorununun barışçıl, demokratik ve onurlu çözümü, Türkiye’de demokratikleşmenin anahtarını oluşturuyor. Bu yüzden sadece faşist iktidardan kurtulmak için değil, aynı zamanda bunu izleyebilecek olan iktidarların da onurlu bir barış politikasını benimsemelerini sağlamak için de mücadele edeceğiz. Kadınlar her gün katledilir, şiddete uğrar, tahakküm altında tutulur ve emekleri karşılıksız bırakılır, LGBTİ+lar nefret suçlarının ortak hedefi haline gelirken, çocuklar cemaat yurtlarında, tarikat ortamlarında sistematik taciz, şiddet ve tecavüze maruz kalırken dünya kadın hareketinin ortak kazanımı olan İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasını kabul etmiyoruz! Türkiye’deki, Rojava’daki, İran’daki kadınların her ne pahasına olursa olsun özgürlüklerine, bedenlerine, kararlarına, yaşama haklarına sahip çıkan onurlu duruşlarından öğreniyor, onların bu mücadelelerini kendi özgürlüğümüzün ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Faşizmi yenmek demokrasiyi kazanmak için… Kimsenin kimseye kimliğinden, cinsiyetinden dolayı üstün olmadığı, emeğin ve doğanın sömürülmediği, eşit, özgür, barış içerisinde, adil ve demokratik bir ülke için Halkların Demokratik Partisi’nin ve onun seçimler için işaret ettiği Yeşil Sol Parti’nin ve Emek Özgürlük İttifakı’nın hepimiz için tarihi bir şans olduğuna inanıyoruz. Öncelikli görevimizin Erdoğan’ın tek adam diktatörlüğünden, faşist iktidardan kurtulmak olduğunun farkında olmakla birlikte, bu bize yetmez diyoruz. İkinci yüzyılında cumhuriyeti demokratik bir muhtevaya kavuşturmak için kesintisiz bir mücadeleyi sürdürmeliyiz. HDP’nin hem iktidar hem muhalefet tarafından kriminalize edilmeye çalışıldığı bir süreç yaşıyoruz. Eşsaşkanlarının, milletvekillerinin, yöneticilerinin ve üyelerinin tutsak edildiği, partinin kapatılmak istendiği ve seçime girmesinin fiili olarak engellendiği bir süreç bu. Avrupa’da yaşayan HDP’liler olarak dayanışmayı büyütmenin, iletişimi arttırmanın, etkileşimi güçlendirmenin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. 
 
HADİ AVRUPA 
 
‘HADİ Avrupa’ diyoruz Seçimlere iki ay bile kalmamışken Anayasa Mahkemesi’nin son aldığı davayı seçim sonrasına ertelememe kararıyla kapatılmayı Demokles’in kılıcı gibi her an tepemize düşecek bir tehdit olarak asan iktidarın hileleriyle baş etmek için Yeşil Sol Parti’yle seçimlere girme kararı alan HDP’nin sesini Avrupa’da yaygınlaştırmak için Halkların Demokratik İletişim Ağı’nı (HADİ) kuruyoruz. HDP, Yeşil Sol Parti ile Emek ve Özgürlük İttifakı’nın dostları arasında kurulacak dayanışma, iletişim ve etkileşim ağının bu kritik süreçte bizi birbirimize ve hepimizi ülkedeki mücadeleye bağlayacak güzel ve önemli bir köprü olacağına inanıyoruz. 
 
Bugün küçük bir başlangıç adımı attığımız Halkların Demokratik İletişim Ağı (HADİ) Avrupa, gönlü HDP’den, onun savunduğu ülke ve yaşam anlayışından yana olan tüm birey ve çevrelere açıktır. Bizlere sosyal medya hesaplarımız ve yaşamın her alanında bulunduğundan emin olduğumuz direnç adacıklarından ulaşabilirsiniz. Yalnız değiliz, yan yanayız.”