İlk 8 maddesi görüşüldü: Bu bütçe emeğin değil

ANKARA - Meclis Genel Kurulu'nda görüşülen 2026 Yılı Merkezi Bütçe Kanun Teklifi üzerine konuşan DEM Parti milletvekilleri, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın çağrısıyla yeni bir eşiğin önünün açıldığını belirterek, demokratik Anayasa vurgusu yaptı.
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partsi (DEM Parti) Milletvekilleri, Meclis Genel Kurulu'nda görüşülen 2026 Yılı Merkezi Bütçe Kanun Teklifi'nin ilk 8 maddesi üzerine konuştu. Söz konusu bütçenin emeğin bütçesi olmadığını belirten milletvekilleri, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'nın önemli bir eşik olduğunu belirtti.
 
DEM Parti Wan Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sağyiğit, bütçenin emekliyi, emekçiyi, kadını, çocuğu, genci, engelliyi yok saydığını ve Bütçe sürecinin sadece halklar açısından değil, tüm ekosistem açısından önemli olduğu vurgusunu yaparak, "Günlerdir üzerinde tartıştığımız bütçe üzerinden aslında biz 2026 yılını da çok net bir şekilde okuyabiliriz. Doğa daha ne kadar talan edilecek? Kadın ve çocuk yoksulluğu daha ne kadar derinleşecek? Fabrikalarda işçilerin emeği daha ne kadar sömürülecek? Yurttaş enflasyon ve hayat pahalılığı altında daha ne kadar ezilecek? Barış en önemli teşvik ve yatırım olacak mı, olmayacak mı? Bütün bunların seyri kasım ve aralık aylarında sürdürülen tartışma ve siyasi iktidarın tutumuna bağlı. Bu sebeple devlet aklının muhalefete, sivil topluma ve sokaklara kulak vermesi gerekiyor. Bu akıl istikametini patronlarla değil, kadınlarla, emekçilerle, gençlerle bakarak, bunlara bakarak belirlemelidir. Bütçenin tamamına baktığımızda dünyada artan silahlanma yarışından bağımsız hazırlanmadığını kolaylıkla fark edebiliriz. Devletlerin güvenlik riskleri çerçevesinde kendilerini yeniden konumlandırmaları anlaşılabilir ama bunun salt ölümcül silahlarla veya abartılı güvenlikçi politikalarla yapılması daha büyük risklere de davetiye çıkarır" dedi. 
 
'KÜRT SORUNUNA GÜVENLİKÇİ YAKLAŞIM GİRDABA DÖNÜŞTÜ'
 
Türkiye'nin uzun süre dünyanın önemli silah ithalatçısı konumunda olduğunu söyleyen Gülcan Kaçmaz Sağyiğit, "Bunun bir faydasını halklar olarak gördük mü? Kocaman bir hayır! On yıllarca silahlar patladıkça halklar yoksullaştı. Ülkenin kaynakları beyhude bir şekilde rüzgara savruldu. Özellikle Kürt sorununda güvenlikçi yaklaşım devasa bir girdaba dönüştü. Devletin yarattığı girdap yıllar içinde onlarca siyasi iktidarı ve muhalefet partisini yuttu. Son sözlerimi şöyle bitirmek istiyorum; Bizim yolumuz hakikat yoludur. Bizim yolumuz çözüm yoludur. Bizim yolumuz barış ve demokratik toplum yoludur. Bu yolda yürüyenlere, bu yolu açanlara ve bu yolda yürütenlere binlerce kez selam olsun. Her bir halkımızı buradan saygıyla, sevgiyle, hürmetle selamlıyorum" ifadelerini kullandı.
 
'BU BÜTÇE EMEĞİN DEĞİL FAİZ LOBİLERİNİN BÜTÇESİDİR'
 
Ardından söz alan DEM Parti Êlîh Milletvekili Zeynep Oduncu ise 2026 bütçesinin halkları yok sayan ve sorunlara çözüm olamayacak bir bütçe olduğuna dikkat çekerek, "2026 bütçesi, kimin hayatının değerli, kimin hayatının ise gözden çıkarılmış sayıldığını net şekilde ortaya koymaktadır. Kadınlar, engelliler, emekçiler, yoksullar, gençler, çocuklar bu bütçede yok sayılmıştır. Önümüze konulan bütçe, geçmiş yılların kopyasıdır. Aynı tercihler, aynı körlük, aynı inkâr! Değişen hiçbir şey yok! Bu bütçe; emeğin değil, faiz lobilerinin bütçesidir. Bu bütçe, yoksulluğu bitirmiyor, yoksulluğu yönetiyor. Adaletsizliği çözmüyor, kurumsallaştırıyor. Enflasyonu düşürmüyor, halkın sofrasını küçültüyor. En önemlisi de bu bütçe bir barış bütçesi değildir. Kürt sorununda on yıllardır sürdürülen çözümsüzlük politikası, yalnızca bir siyasi kriz değil, devasa bir ekonomik yıkım da yaratmıştır. Güvenlikçi politikalar, bu ülkenin kaynaklarını halktan alıp silaha, çatışmaya ve inkar politikalarına aktarmıştır. Çözümsüzlük, trilyonlarca doların güvenlikçi politikalara, silahlanmaya ve çatışma operasyonlarına aktarılması eğitim, sağlık ve altyapıya ayrılacak kaynakların ciddi şekilde sınırlandırılmasını beraberinde getirmiştir. Bakın, son 40 yılda bu çatışma siyasetinin Türkiye’ye maliyeti, 4 trilyon dolar olmuştur" şeklinde konuştu. 
 
ABDULLAH ÖCALAN'IN ÇAĞRISI
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'nın yeni bir dönemin kapısını araladığını ifade eden Zeynep Oduncu, "Silahların sustuğu, demokratik çözüm iradesinin ortaya konulduğu bir zemin oluşturmuştur. Kürt ve Türkler arasındaki kader birliği, Malazgirt’ten Cumhuriyet’in kuruluş yıllarına kadar süregelen bir ittifak zeminine dayanmıştır. Bu zemin, ortak mücadeleye ve karşılıklı tanınmaya yaslanmıştır. Bu nedenle bizler, DEM Parti olarak bu bütçeyi açık ve net bir biçimde kabul etmiyoruz. Ekmek ve barış için bütçe diyoruz" dedi.
 
'DEMOKRATİK BİR ANAYASAYI TOPLUMA ARMAĞAN EDELİM'
 
Sonrasında konuşan DEM Parti Agirî Milletvekili Sırrı Sakık ise "Meclis Kenan Evren'in getirdiği anayasayla yönetiliyor" diyerek şunları söyledi: "Her parti kurulduğunda bu anayasayı ve seçim kanununu değiştireceğini söylüyor. Ancak sonrası iktidar olduklarında hiç birinin dertleri yok. Eminim hepiniz oradan Adalet Bakanı'na bağırıyorsunuz. Bu ülkede adalet diyorsunuz ama adalet yok. Evet, adaletle ilgili kuşkularınıza, endişelerinize katılıyorum. Türkiye'de demokrasinin adresi DEM Partisi olmalıdır. Bunu özellikle rica ediyorum. Biz bunları yaparken bütün siyasi partilerle aslında ciddi bir şekilde diyalog oluşturmak istiyoruz. Bir araya gelelim, anayasa değişikliği mi diyorsunuz, varız. Ancak demokratik bir anayasayı bu topluma armağan edelim. Gelin siyasi partiler yasası ve seçim kanununu birlikte değiştirelim. Bu liderlerin suratlarına mecbur değiliz, mahkum değiliz. Bunlara bu kadar biat etmek. Yani biz cemaat değiliz. Halkın iradesi Halkın iradesine hepimizin saygı duyması gerekir."