Oluç: Erdoğan bölücülük yapıyor

img

ANKARA - Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Defolun Kürdistan’a gidin” açıklamalarını özellikle Karadeniz’deki mitinglerde yaptığını dikkat çeken HDP Sözcüsü Saruhan Oluç, Erdoğan’ın toplumu bölmek ve Karadeniz’deki yurttaşlarla Kürt yurttaşları karşı karşıya getirme amacı taşıdığını söyledi. 

 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Saruhan Oluç, HDP Genel Merkez’inde gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Defolun, Kürdistan’a gidin” açıklamalarına yanıt veren Oluç, şunları söyledi: “Biz bavullarımızı topladık, biletlerimizi aldık birkaç gün içinde Irak’a doğru yol alıyoruz seçmenlerimizle birlikte. AKP-MHP iktidarının Diyarbakır, Van, Mardin, ilçeleriyle beraber almalarının tek yolu bütün seçmenlerimizle Irak’a gitmekmiş. Bu haberi verelim. Gülüyoruz ama durum ağlanacak bir durum. Bunu hiç bir seçmenimiz, hiç kimse kabul etmeyecektir. Bu tarihe yazıldığı gibi insanların hafızalarına da kazınmıştır. 'Defolun gidin' diyen Cumhurbaşkanı'nın bu tutumunu kabullenmiyoruz, buna boyun eğmiyoruz.”
 
‘ERDOĞAN TOPLUMU BÖLÜYOR’
 
Erdoğan’ın ötekileştirici ve ayrımcı bir dil kullandığını belirten Oluç, “Nefret söylemi yaratmaktadır, toplumu açıkça bölmektedir. Eğer bir bölücülükten bahsedilecekse Cumhurbaşkanı bu söylemi ile toplumu bölmektedir. Birleştirmemektedir, ayrımcılık yapmaktadır. Özellikle Karadeniz'deki mitinglerinde bu söylemi kullanmaktadır. Karadenizliler ile Kürt yurttaşlarımızı karşı karşıya getirmektedir” dedi.
 
‘ERDOĞAN ÇOK KEZ KÜRDİSTAN KELİMESİNİ KULLANDI’
 
Erdoğan’ın 2013 yılında grup toplantısında Kürdistan dediğini hatırlatan Oluç, “Bunu çeşitli defalar kullanmıştır. Meclis tutanaklarına atıfta bulunmuştur. O gün kullandığı kavramı bugün kullananlara karşı ‘defolun gidin’ deme hakkını kendisinde görmektedir. Bir cumhurbaşkanı tarihsel, coğrafi, sosyolojik bir tanımı yoktur diyerek yok edemez. Bu bir yerel seçimdir. Bu bir siyasi yarıştır. Bu bir seçim sürecidir herkes  bunun edebine uygun davranmalıdır” ifadelerini kullandı.
 
‘ÇALIŞMALARIMIZ  HER YERDE SÜRÜYOR’
 
Oluç, yerel seçim gündemine dair de şunları söyledi: “Özellikle Kürt coğrafyasında ilçelerde ve illerde her gün eş genel başkanlarımız en az ikişer halk buluşması, ilçe mitingi yapmaktadırlar. Bunların hepsi büyük bir heyecan ve coşku ile sürmektedir. 20 Mart'a kadar bu çalışmalar devam edecektir. Batıdaki çalışmalarımız da devam etmektedir. Adaylarımız bürolarını açarak, çalışmalarını mahallelerde sürdürerek seçim faaliyetlerine katılmaktadır. Bu çalışmalar 31 Mart'a sürdürülecektir. '20 Mart’a kadar' dedim bunun nedeni o tarihte Newroz kutlamaları var Kürt coğrafyası için. Newroz planlaması çıkarılarak 10 günlük süre içinde son etap çalışmalarımız olacak, onu da paylaşacağız.” Oluç, seçim sürecinin sağlıklı yürüyebilmesi ve özellikle provokasyon yaşanmaması için ellerinden geleni yaptıklarını belirterek, partililerine dönük baskılara dikkat çekti. 
 
‘ADALET BAKANINI UYARIYORUZ’
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle 117 gündür açlık grevinde olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı ve Hakkari Milletvekili Leyla Güven ve cezaevlerindeki açlık grevlerine ilişkin Oluç, “Güven açlık grevinin 117’nci gününde sağlık açısından ciddi bir eşikte bulunuyor. Cezaevlerinde açlık grevleri yaygınlaşıyor. Talep insani ve hukuki bir taleptir. Bu talebin iktidar tarafından değerlendirilmesi ve gereken adımların atılması gerekiyor. Bunu bekliyoruz, bir kez daha Adalet Bakanını uyarıyoruz, çağrı yapıyoruz” dedi.
 
‘SEÇİM GÜVENSİZLİĞİNİN BİR NUMARALI MÜSEBBİDİR’
 
Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ ve beraberindeki 5 kişinin Diyarbakır İl binasında başlattıkları açlık grevi eylemine dönük polis müdahalesini de kınayan Oluç, şunları ekledi: “İl binalarına kolluk güçlerinin bu şekilde girmesi, il binasının içindeki faaliyetlere bu şekilde müdahale edilmesi hukuken mümkün değildir. Ama ortada hukuk kalmamıştır çünkü İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dur. Yani kendisi seçim çalışmalarını sürdürüyor. Geçen gün demiş ki, ‘her konuşmamda bir iki söz HDP üzerinde söz etmezsem eksiklik hissediyorum.’ Biz de eksiklik hissediyoruz o konuşmayınca ne oldu başına taş mı düştü, diyoruz. Süleyman Soylu seçim güvensizliğinin bir numaralı müsebbibidir.”
 
‘SOYLU AKP’NİN SÖYLEMİNİN TETİKÇİSİ’
 
Oluç, “Soylu, AKP’nin söyleminin tetikçisi ve söyleminin de sözcüsü gibi davranmaktadır. Herkese ağır hakaret etmektedir. CHP'sine İyi Partisi’ne ağır hakaretler yağdırmaktadır. Erdoğan hakaret edince Soylu da geri durmamaktadır. Seçim güvensizliğinin bir numaralı müsebbibi, seçimlerin adil ve demokratik olmamasının bir numaralı sorumlusudur” diye konuştu.
 
‘MERKEZİ TUTUMUMUZ DEĞİLDİR’
 
Oluç, ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. HDP’nin Muğla ve bazı ilçelerde adaylarını geri çektiği yönündeki soruyu Oluç, “Bizim merkezi olarak yaptığımız çalışmaları daha önce aktarmıştık. Hangi illerde nasıl bir çalışma yaptığımızı açıklamıştık. Bu bahsettiğiniz durum tamamen yerelin inisiyatifi ile ilgilidir. Muğla'daki arkadaşlarımız adayları geri çekmeyi uygun görmüştür. Bu bizim merkezi tutumumuz değildir” şeklinde yanıtladı.
 
‘DİN İSTİSMARININ ÖTESİNE GEÇTİ’
 
AKP Milletvekili Mehmet Kasım Gülpınar’ın, Erdoğan'ı desteklemenin imanın gereği olduğu yönündeki açıklamalarına ilişkin ise Oluç, “Şimdiye kadar bu tür ifadeleri 'din istismarı' olarak tanımlıyorduk, öyle tanımlamak lazım ama mesele din istismarının ötesine geçti ve yerleşik bir sisteme doğru gidiyor. Bu kabul edilebilir değil. Bir siyasi partini yöneticisinin bu şekilde konuşarak seçim çalışması yürütmesi var olan sistemin insan hakları ve özgürlükler açısından içler acısı bir durumdur” değerlendirmesinde bulundu.