Erdoğan’dan ‘güvenli bölge’ açıklaması

img

ANKARA - Yükseköğretim Akademik Yılı Açılık Töreni’nde konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “güvenli bölge” ilişkin olarak, “İki hafta içinde buradan bir sonuç çıkmazsa kendi hareket planlarımızı devreye sokacağız” dedi.

 
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2019-2020 Yükseköğretim Akademik Yılı Açılış Töreni’nde konuştu. “En büyük adaletsizlik, eğitim adaletsizliğidir. Göreve geldiğimizden beri tüm evlatlarımıza mümkün olan en iyi imkânları sağlamanın gayretinde olduk” diyen Erdoğan, vakıf üniversitelerine yüklendi. 
 
VAKIF ÜNİVERSİTELERİ 
 
Erdoğan, "Üniversitelerimizin araştırma alt yapılarına mükerrer yatırımlar yaparak kaynak israfının önüne geçmek için de hemen bir envanter çıkarmalı. Verimlilik esasına dayalı bir eylem planı hazırlamalıyız. Vakıf üniversitelerimizin üzerine giderek daha çok yapışan ticari kurum algısının önüne geçmek için bilimsel araştırmalarına daha çok yönelmelerini sağlamalıyız. Bil hassa kalite odaklı gelişmiş adı vakıf ama vakıf olmaktan çıkmışlar, tamamen ticari çalışıyorlar. Vakıf dediğimiz zaman farklı şeyler anlıyoruz. Öğrencisinin cebinden ne çıkacak o değil. Tepeden tırnağa tüm kurumlarımızın misyonlarını ve işleyişlerini yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor” ifadelerinde bulundu.
 
MESLEK YÜKSEKOKULLARI 
 
Erdoğan, Organize Sanayi Bölgelerinde açılan meslek yüksekokullarına ilişkin şunları söyledi: “Meslek liseleri ve diğer meslek yüksekokulları için de benzer yöntemler geliştirilmelidir. Aynı şekilde mühendislik ve fen bilimleri öğrencilerinin de eğitim-öğretim hayatlarını sektör içinde yakın ilişki içinde sürdürebilecekleri yollar bulunmalıdır. Özellikle gençlerimizin yoğun ilgi gösterdiği ve kariyer uzmanlığı olarak ifade edilen alanlardaki yeterlilik sınavlarında çıta giderek yükseliyor. Asıl yapmamız gereken eğitim-öğretim sistemimizi belki de okul öncesinden başlayarak bir bütün olarak bu yönde değiştirmek olmalıdır.” 
 
‘GÜVENLİ BÖLGE’
 
Ankara’da yapılan 3’lü zirveye dair de konuşan Erdoğan, şunları dile getirdi: “Ankara zirvesinde yaptığımız üçlü görüşmelerde Suriye'deki insani ve siyasi krizin çözümü konusunda çok önemli kararlar aldık. Zirvenin en önemli kazanımlarından biri siyasi sürece yeni bir dinamizm kazandıracak olan Anayasa Komitesi üyelerinin onaylanmasıdır. Böylece komitenin oluşumundaki tüm pürüzler giderilmiştir. Bir diğer husus ise büyük bir göç dalgası potansiyelini de içinde barındıran İdlib'deki sıkıntılı durumun en azından bir parça rahatlamasını sağlayacak görüş birliğine varılmış olmasıdır. Suriye topraklarının dörtte birinden fazlasını işgal eden Fırat'ın doğusundaki bölücü terör örgütüyle ilgili düşüncelerimizin muhataplarımız tarafından da önemli ölçüde paylaşıldığını gördük. Bu durum Amerika ile yürüttüğümüz güvenli bölge çalışmalarının bir an önce sonuçlanmasını özellikle güçlendirdi. İfade ettiğimiz gibi iki hafta içinde buradan bir sonuç çıkmazsa kendi hareket planlarımızı devreye sokacağız.”
 
AVRUPA’YA İDLİB TEHDİDİ
 
Kuzey Suriye’ye girmek için Avrupa ülkelerinden destek isteyen Erdoğan, “Avrupa ülkelerinden hem İdlib hem de Fırat'ın doğusu konusunda çok daha güçlü bir destek bekliyoruz. Artık laf bizi doyurmuyor. Laf ola beri gele yok, icraat bekliyoruz. Zira şu anda bizler 3 milyon 600 bin mülteci ülkemizde ağırlıyoruz. Dünyada bunun benzeri yok. Öyleyse Batı da bunun benzerini yapması lazım. Şayet İdlib'de sükûneti sağlayamazsak bölgede yaşayan 4 milyon insanın yükünü kaldıramayacağımızı açıkça söylüyoruz. Her iki husus bizim kadar Avrupa'yı da yakından ilgilendiriyor. Türkiye'nin mücadelesine verilen desteğin samimiyeti ve boyutu bu sorunların çözümüne veya derinleşmesine yol açacaktır. Biz kendi sınır güvenliğimizi garanti altına almak yanında Suriye'nin toprak bütünlüğü için çaba göstermekten asla vazgeçmedik. Önümüzdeki günler Suriye meselesinin derinleşip derinleşmeyeceğini gösterecek.”