HDP’den ‘güvenlik soruşturmasına’ şerh: 28 Şubat düzenlemesi

img

ANKARA – HDP, hükümetin torba yasa içerisinde Meclis’e getirdiği “güvenlik soruşturması” düzenlemesini 28 Şubat post-modern darbesi sonrası çıkarılan yönetmeliğe benzeterek şerh düştü. Muhafet şerhinde “AKP iktidarı, bir zamanlar kendilerine yöneltilen, en basit ifadeyle, yanlış uygulamaları bugün kendisinden olmayanlara yöneltmekte bir beis görmemektedir” denildi.

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun memurluğa alınma şartlarını  düzenleyen  48. maddesinin ilgili bendini iptal etmesinin ardından AKP Hükümeti’nin Meclis’e getirdiği “güvenlik soruşturması” ve “arşiv araştırması” uygulamalarını içeren 2-2452 sıra sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne, Halkların Demokratik Partisi (HDP) muhalefet şerhi düştü.
 
‘28 ŞUBAT DÖNEM DÜZENLEMESİ’
 
Şerhte, ilgili maddelerin 28 Şubat post-modern darbe döneminde mütedeyyin ve muhafazakarların kamu hizmetine alımlarında 12 Nisan 2000 tarihinde Resmi Gazetesi’nde yayımlanan “Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliği’nin” kopyası olduğu ifade edildi. 
 
Bu duruma ilişkin ise, “Bu, bizlere iktidarlar ve bu iktidarların adı değişse de tahakkümcü, tekçi zihniyetin değişmediğini çok açık bir şekilde göstermektedir. AKP iktidarı, bir zamanlar kendilerine yöneltilen, en basit ifadeyle, yanlış uygulamaları bugün kendisinden olmayanlara yöneltmekte bir beis görmemektedir” denildi.
 
BAHÇELİ’NİN DE İMZASI VARDI!
 
HDP’nin dikkat çektiği o yönetmeliğin altında dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Bülent Ecevit ile bugün AKP Hükümeti ile ittifak içerisinde olmasına rağmen Başbakan Yardımcısı olarak MHP lideri Devlet Bahçeli’nin de imzası vardı. 
 
AKP TEKLİFİ VE 28 ŞUBAT TEKLİFİNİN BENZERLİKLERİ
 
HDP, teklife dair koyduğu muhalefet şerhinde AKP’nin getirdiği teklifin 11’inci Maddesi’nin ilgili bölümleri ile 28 Şubat darbecilerinin teklifinin 4. Maddesi arasındaki benzerliklere de dikkat çekti. 
 
12 Nisan 2000 tarihinde Resmi Gazetesi’nde yayımlanan “Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliği’nin 4. Maddesi’nde şunlar yer alıyordu: 
“f) Arşiv araştırması: Kişinin kolluk kuvvetleri tarafından halen aranıp aranmadığının, kolluk kuvvetleri ve istihbarat ünitelerinde ilişiği ile adli sicil kaydının ve hakkında herhangi bir tahdit olup olmadığının mevcut kayıtlardan saptanmasını, 
 
g) Güvenlik soruşturması: Kişinin kolluk kuvvetleri tarafından halen aranıp aranmadığının, kolluk kuvvetleri ve istihbarat ünitelerinde ilişiği ile adli sicil kaydının ve hakkında herhangi bir tahdit olup olmadığının, (…)
 
k) (…) terör örgütleriyle eylem birliği içerisinde olmayı, bu örgütlere yardım etmeyi, kamu imkân ve kaynaklarını bu örgütleri desteklemeye yönelik kullanmayı ya da kullandırmayı, bu örgütlerin propagandasını yapmayı,”
 
AKP’nin sunduğu ve kabul edilen teklifinin 11. Maddesi’nde ise şunlar yer aldı: 
 
“a) Anayasa ve Devlete sadakatle bağlılık, terör örgütleriyle eylem içinde olmamak. Bu örgütlere yardım etmemek, kamu imkan ve kaynaklarını, bu örgütleri desteklemeye yönelik kullanmamak ya da kullandırmamak, bu örgütlerin propagandasını yapmamak ilke ve kuralları,
 
b) Kolluk kuvvetleri tarafından halen aranıp aranmadığı, kolluk kuvvetleri ve istihbarat birimlerinde ilişiği bulunup bulunmadığı ve hakkında her hangi bir tahdit olup olmadığı,”
 
‘TEK ADAM REJİMİ’
 
Şerhinde “tek adam rejimi” olarak tanımladıkları yeni rejim ile birlikte yeni bir siyasi mimariye geçildiği vurgulayan HDP, düzenlemeyi “parti devlet hedefine doğru atılmış bir adım” olarak tanımladı. 
Devamında ise, “AKP’nin içerisinin boşaltıldığı ve tek adama mahkûm edildiği, muhalefet partilerinin baskılanmak istendiği bu mimaride diğer yandan ‘devletin sterilizasyonu’ sağlanmaktadır. Bu ‘sterilizasyon’ süreci kamunun tek tipleşmesi ve patronaj ilişkilerine göre düzenlenmesini getirmektedir. Kuşkusuz ki bu ‘sterilizasyon’ işlemi totaliter savrulmanın açık bir görüntüsüdür” denildi.
 
‘KHK’LİLERİN İADESİNİN ÖNÜ KAPATILIYOR’
 
İlk defa atananların yanı sıra yeniden atananlar için de güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının getirilmesini öngörülmesine ilişkin de yine şerhte şu ifadeler yer aldı: “Bu durum güvenlik soruşturmasını kapsamını genişletiyor. Genişletilen güvenlik soruşturması maddesinde yer alan ‘ilk defa atanacaklar ya da yeniden atanacaklar’ ibaresinde yer alan ‘yeniden atanacaklar’, KHK ile ihraç edilip yargı ve komisyon kararları ile dönme ihtimalleri olan kişilerin bir kez daha yürütme erkinin denetiminde olan kurumlar aracılığı ile işlerine iadesinin önünü kapatmak için kullanılabilecektir. Bu yönüyle; başta Barış Akademisyenleri olmak üzere olası iade kararlarından önce yapılan bir AKP hamlesi olarak değerlendirilebilir.”
 
‘DEVLETE SADAKAT’
 
Şerhte, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Emniyet tarafından hazırlanacak her şeyin fişlemenin konusu olabileceği vurgulanarak, verilerin Cumhurbaşkanlığı ve İçişleri Bakanlığı’na bağlı kurumlara havale edileceğine işaret edildi.
Bu duruma ilişkin ise “Bu fişlemeler geçmiş uygulamalarda olduğu gibi, yalnızca fişleri oluşturanların siyasi kanaatlerini yansıtacaktır. Fakat bugün ‘devlete sadakat’ adı altında toplayabileceğimiz ve İçişleri Bakanı’nın kişiliğinde ve sözlerinde cisimleşen literatür, partizanlık, kayırmacılık ve devletin açıkça parti-lider ile eşanlama geleceğini savlıyor. Böylece de AKP Genel Başkanı ile özdeşleşmeyen herhangi birinin kamu hizmetine girmesinin kolayca engelleneceği bir ‘devlet fikri meşrulaştırılmaya çalışılıyor” değerlendirmesinde bulunuldu.
 
MA / Diren Yurtsever