DEVA Partisi programı: Kürt sorunu çözülmeli, PYD/YPG’ye destek kesilmeli

img

ANKARA - DEVA’nın programında, Kürt sorununun “vatandaşlarımıza güven temelinde siyasi kanalları açık tutarak, taleplerin rahatlıkla tartışılacağı demokratik zemini inşa ederek, özgürlük alanlarını genişleterek ve hukuku tahkim ederek” çözüleceği yer aldı. Programda, Suriye’deki Kürt güçler ise “terör örgütü” olarak ifade edildi.

Demokrasi ve Atılım Partisi’nin (DEVA) programı belli oldu. Parti programında kuvvetler ayrılığı ve hukukun üstünlüğüne dayalı, şiddet ve baskının yaşanmadığı bir Türkiye ideali yer aldı. Programda, partinin kuruluş amacına dair şu ifadeler yer aldı: “Demokrasi ve Atılım Partisi, parti programında yer alan politikaların gerçekleştirilmesi suretiyle; kuvvetler ayrılığı esasına ve hukukun üstünlüğüne dayanan; yargının tarafsız ve bağımsızlığı ile hukuk güvenliğinin en üst düzeyde sağlandığı; katılımcı ve çoğulcu demokrasinin hakim olduğu; uluslararası sözleşmeler ve evrensel değerler çerçevesinde temel insan haklarının ve başta ifade ile basın özgürlüğü olmak üzere tüm özgürlüklerin garanti altına alındığı; şiddet, korku, baskı, ötekileştirme, ayrıştırma ve ayrımcılığın yaşanmadığı; hukuka bağlı, vatandaş odaklı, katılımcı, tarafsız, saydam, hesap verebilir, denetlenebilir, etkili ve verimli bir kamu yönetiminin hayata geçirildiği; herkesin insan onuruna yaraşır yaşam ve refah standartlarına ulaştığı; çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceğe umutla baktığı, milletimizin barış ve huzur içinde yaşayacağı, saygın ve güçlü bir Türkiye idealini gerçekleştirmek amacıyla kurulmuştur.”
 
Programın “Temel Hak ve Özgürlükler” başlıklı altında Kürt sorununa yer verildi. Kürt sorunuyla ilgili bölümler şöyle: 
 
 “* Türkiye’nin insan haklarına dayalı demokratik bir hukuk devleti olma konusundaki eksiklikleri, Kürt sorununun da kaynağında yatan temel faktördür. Uzun bir tarihi arka plana sahip olan bu sorun, iktisadi, siyasi ve insani açılardan pek çok olumsuz sonuç doğurmaktadır. Hayati önemi haiz bu konunun birçok boyutu bulunmakla beraber esasında bu sorun, Kürt vatandaşlarımızın demokratik hak, özgürlük ve eşit vatandaşlık taleplerinin karşılanmasıyla ilgilidir.
 
* Demokrasi ve Atılım Partisi olarak Kürt sorununu, vatandaşlarımıza güven temelinde siyasi kanalları açık tutarak, taleplerin rahatlıkla tartışılacağı demokratik zemini inşa ederek, özgürlük alanlarını genişleterek ve hukuku tahkim ederek çözeceğiz.
 
* Kürt sorununu çözüme kavuşturmuş bir Türkiye’nin demokraside ilerleyeceğine, kaynaklarını ihtiyaç duyduğu alanlarda kullanarak ekonomisini güçlendireceğine, hukuki standartlarını yükselteceğine, dış politikada hareket alanını genişleteceğine ve sosyal dokusunu kuvvetlendireceğine olan inancımız tamdır.”
 
DIŞ POLİTİKA: PYD/YPG’YE DESTEK KESİLMELİ
 
Programın dış politikayla ilgili bölümlerinde ise Kuzey ve Doğu Suriye’deki Kürt güçleri için “terör örgütü” kavramı kullanıldı. İlgili bölüm şöyle: “ABD ile, stratejik ortaklığımızın ve müttefiklik ilişkilerimizin aksamasına yol açmış olan sebepler ve bunların ortadan kaldırılması konusunda ve bölgesel konularda yeni bir diyaloğa gireceğiz. FETÖ ve PYD/YPG gibi terör örgütlerine bazı ABD makamları tarafından verilen desteğin kesilmesi konusunda ısrarcı olacağız. Amerikan Kongresi tarafından Türkiye aleyhine alınan kararların düzeltilmesine çalışacağız.”
 
Programda, Suriye’deki savaşa dair de şu ifadeler yer aldı: “Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve egemenliğinin korunmasını savunuyoruz.  Suriye’de kalıcı çözümün, tüm etnik ve dini grupların, Suriye yönetiminde temsili ve doğal kaynaklarından adil bir şekilde faydalanmasından geçtiğine olan inancımız tamdır. Bunun öncelikle siyasi ve diplomatik yöntemlerle sağlanacağına inanıyoruz. Dolayısıyla, siyasi-diplomatik çözümün bütün taraflarıyla yapıcı ve gerçekçi bir diyalog sürdürmemizin Türkiye’nin ulusal güvenliği ve çıkarları ile uyumlu bir sonuca ulaşılmasına yardımcı olacağını düşünüyoruz. Böylelikle Türkiye’nin, Adana Protokolü uyarınca kendisine tanınmış olan haklardan istifade ile Suriye ile potansiyel terör tehdidinin bertaraf edilmesi yönünde işbirliği imkanına kavuşacağını öngörüyoruz.”
 
KÜLTEREL ÇEŞİTLİLİK VURGUSU
 
Programda, ülkenin etnik, dini, mezhebi ve kültürel çeşitliliğinin dikkate alınacağı ve toplumdaki tüm farklılıkları kapsayacak ve kuşatacak bir vatandaşlık anlayışının savunulduğu ifade edildi. Programda, böylesi bir vatandaşlık anlayışında Kürt toplumunun da dışlanmış hissetmeyeceğini belirtilerek, şu ifadeler yer aldı: “Ülkemizde bugüne kadar herkesi kucaklayan bir vatandaşlık anlayışının hayata geçirilememesi hem Kürtlerin hem de diğer bazı toplumsal grupların kendilerini dışlanmış hissetmelerine yol açmıştır. Bu yüzden daha kapsayıcı ve kuşatıcı yeni bir vatandaşlık anlayışının geliştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Böylesine güçlü bir vatandaşlık anlayışının hâkim kılınmasının, hiç kimsenin bir ayrımcılığa maruz kalmamasını ve herkesin kendini bu ülkenin eşit ve özgür bir vatandaşı hissetmesini sağlayacak temel dayanaklardan biri olduğuna inanıyoruz.”
 
CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ 
 
DEVA programında, Türkiye'nin siyasal sorunlarının temelinde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin yattığı vurgusu yapılarak, yeni bir Anayasa'yla birlikte, kuvvetler ayrılığı ve güçlü parlamenter sistemin tesis edilmesi gerektiği vurgulandı.
 
2017 yılında gerçekleştirilen referandum sonrası yapılan Anayasa değişikliğiyle demokratik denge ve denetim mekanizmalarının ortadan kaldırıldığı ifade edilen programda TBMM ve yargının işlevini yitirdiğine dikkat çekildi.
 
 BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ
 
Programın "Basın Özgürlüğü" başlığında, basın özgürlüğünün demokrasinin temel taşı olduğu, özgür ve çoğulcu bir toplum oluşmasına sağladığı belirtilirken, günümüz Türkiye'sinde medya kuruluşlarının önemli kısmının siyaset etkisini girdiği ve propaganda aracı haline geldiğinden ötürü, basının görevini yerine getirmediği ifade edildi.
 
Programda, Anadolu Ajansı ve TRT'nin halkın doğru, tarafsız ve bağımsız haber almasını sağlayacak şekilden yeniden yapılandırılacağı yer aldı.
 
‘HUKUKTA ZORLABALIK VAR’
 
DEVA Partisi'nin adaleti, toplumsal ve siyasal yaşamın vazgeçilmez bir ilkesi kabul ettiği vurgulanan programda, toplumun adalet değerlerinden uzaklaştığı ve yaşanan sorunların temelinde adaletin olduğuna dikkat çekildi. Programda, adaletsiz hukukun sadece "yanlış hukuk" değil, hukukta zorbalık olduğu belirtilirken, hukuk devleti konusunda Türkiye'nin kaybettiği itibarını yeniden kazandırmak ve güçlü demokrasiler seviyesine ulaşılmasının DEVA Partisi'nin öncelikli hedeflerinden biri olduğu ifade edildi.
 
EKONOMİ
 
Programda, büyümü, işsizlik, Merkez Bankası bağımsızlığıyla ilgili olarak da şunlar yer aldı:
 
“* Merkez Bankası’nın ve düzenleyici ve denetleyici kurumların bağımsızlığını ve kurumsal kapasitelerini güçlendirecek, bu kurumların ilgili mevzuat ile kendilerine verilen görev ve sorumluluklar çerçevesinde bağımsız karar alabilmelerini sağlayacağız.
 
* İşsizlikle mücadelede en etkin yöntem, ekonomide güven ve istikrar ortamını tesis ederek yatırımları ve büyümeyi arttırmaktır. İşsizlikle ilgili yapısal sorunların çözümü ise işgücü piyasası reformları, çok yönlü aktif işgücü politikaları ve mesleki eğitime yeni bir bakış açısı kazandırmaktan geçmektedir
 
* Büyüme modelinin köklü bir biçimde değişmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu çerçevede, üretken olmayan sektörler ile imar rantlarına dayalı bir büyüme yaklaşımdan, başta sanayi olmak üzere üretken sektörlere öncelik veren bir modele geçeceğiz. Sanayi, hizmet, tarım ve enerji sektörlerine yönelik kapsamlı dönüşümler öngören sektörel reform programlarımız büyüme vizyonumuzun gerçekleşmesine önemli katkılar sağlayacaktır.”