Önlü: İkinci 'Çöktürme Planı' uygulanıyor

img
 
DERSİM - Daha önce Çöktürme Planı’nı Meclis gündemine taşıyarak deşifre eden HDP’li vekil Alican Önlü, Ceza İnfaz Yasası’nın bilinçli bir şekilde salgın sürecine denk getirilerek “İkinci Çöktürme Planı”nın uygulandığını belirtti. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkezi Örgütlenme Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Dersim Milletvekili Alican Önlü, koronavirüs (Covid-19) salgını, İnfaz Yasası, Kardeş Aile Kampanyası, PKK Lideri Abdullah Öcalan durumu, yaşamını yitiren Agit İpek’in cenazesinin PTT kargosuyla gönderilmesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Çöktürme Planı’nı Meclis gündemine taşıyarak deşifre eden Önlü, bugünkü İnfaz Yasası için “İkinci Çöktürme Planı uygulanıyor” dedi.
 
Bu salgının doğalında çıkan bir salgın olmadığını söyleyen Önlü, doğanın talanı, sınırsız aç, sefil bırakan bir yönetme tarzı olduğunu belirtti. Kapitalizmin bir yönetme ve hastalık tarzı olduğunu dile getiren Önlü, sorun küresel olduğu için her dönemde farklı salgın hastalıkların çıktığını ifade etti. Bütün toplumun koronavirüsü önlemek için aşı beklediğine dikkati çeken Önlü, “Bu aşıyı egemen güçlerden bekliyor. Bugünkü bütün imkan, olanaklar, bilim kendi hakimiyeti ve denetimindedir. Geldiğimiz çağda teknoloji ileri düzeyde ama bir virüse karşı çaresizlik var. Bu toplumun çaresizliği haline getirmek istiyor” dedi.
 
‘TUTUKLULAR BİZZAT ÖLDÜRÜLÜYOR’
 
İnfaz Yasasının bilinçli olarak salgın sürecinde denk getirildiğini söyleyen Önlü, halkın sağlığı için tedbir alınmadığını belirtti. İktidarlığının ömrünü uzatmak için tedbir alındığını vurgulayan Önlü, “Belediyelere kayyum atanması veya İstanbul Belediyesinin toplumla dayanışmak için yaptığı çalışmaları da engelliyor. İkinci bir ‘Çöktürme Planı’dır. Daha önce özyönetim direnişlerinde kentlerin yıkılması, seçilmişlere karşı yapılan planlar, şimdi de en başında cezaevlerine yönelik yapılan bir çöktürme planıdır. İktidar kendini koruması için her şeyi, her yeri, bütün toplumu feda ediyor. Cezaevleri de en büyük risk alanıdır. Birçok ülkede ayrımsız bir şekilde, tedbir alınarak tutuklular serbest bırakıldı. Burada da tutuklular derhal serbest bırakılıp, sağlık güvencesine alınmalıdır. Siyasi tutuklular cezaevinde bırakılması bir nevi idam ve katletmektir. Hak ihlali, baskı, ölüme terk etme falan değil bizzat öldürmektir” şeklinde konuştu.
 
‘ÖCALAN ANLATIYORDU’
 
Önlü, İmralı Cezaevi’nde bulunan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın bulunduğu koşulların, sağlığı ve yaş anlamında risk alanı olduğuna dikkat çekti.  Önlü, “Birey olarak anayasal hakkından kaynaklı mutlaka görüşlerin yapılması ve tedbirlerin alınması gerekiyor. Bugüne kadar Sayın Öcalan’ın sağlığı, toplumsal barışının, demokratikleşmenin sağlığıdır, Kürtlerin özgürleşme güvencesidir. Sayın Öcalan 20 yıl önce ve en son savunmalarındaki kapitalizm çözümlemesi, tam da yaşadığımız bugünü anlatıyor. Toplumun, kapitalizmin ve güçlerin durumu tümüyle tahlilini yapmıştı. Sadece tahlil edilmemişti. Buna karşı bugün çaresizce virüse karşı aşı bekleyenin tam tersine daha ifade etmişti. Bu hastalık kendini her anlamda üretecektir. Siyasal, toplumsal, kültürel ve her anlamda yaşanan bir virüstür” diye konuştu.
 
‘KAMPANYA KARDEŞLİĞİ GETİRECEK’
 
Sokağa çıkma yasaklarının halkın sağlığı için uygulanmadığını dile getiren Önlü, “Virüs sadece hafta sonu ortaya çıkmıyor. Hafta sonu üretimin durduğu gündür. Türkiye’nin her yerinde bir kereliğine mahsus paketler dağıtılıyor. Süreçten böyle çıkılamaz. Partimiz herkesten önce bu sürecin tahlilini yapmış ve bu sürece hazırdı. Halkla diyalog geliştirerek, sağlığını korurken aynı şekilde örgütsel gücümüzü, demokrasi güçleriyle ortak dayanışma zeminini korumak zorundayız. Ancak bunlar koruyarak bu süreçten çıkabiliriz. Bu kampanya bunu hedefliyor. Halkın sağlığını,  güvenliğini temel ihtiyaçlarını karşılamak gerekiyor. Bunun için merkezi bir koordinasyonlar oluşturduk. Kardeş Aile Kampanyamızı bu temeller üzerine yürütüyoruz. Bu kampanyamız Kürdistan’da Kürt ulusal birliğini, Türkiye metropollerinde ise halkların kardeşliğini getirecektir” sözlerine yer verdi.
 
KEMİKLER YARGI ELİYLE YOLLANDI
 
Birçok yerde mülkü amirlerin sıfatını kaybettiğini ifade eden Önlü, Dersim’de bir çatışmada yaşamını yitirdikten sonra PTT kargosu ile ailesine teslim edilen Agit İpek’in durumuna dikkat çekti. Önlü, sözlerini şöyle sürdürdü: “Vali sıfatını kaybetmiş. Bütün yargı mensupları için demiyoruz. Kimi yargı mensupları artık adaletin terazisi elinde değil. AKP’nin bu toplumu tekleştiren, sindiren ve sopasını eline almış. En son Dersim’de bir paketle insan kemikleri kargoyla yollandı. Ağit İpek’in kemikleri yargı mensubunun eliyle yollandı. Bunun için kriz sürecinde de burada oluşturulan inisiyatifler devlet kurumlarının bir araya galipte oluşturduğu kurumlar değil.”
 
BİRİNCİ 'ÇÖKTÜRME PLANI' NEYDİ?
 
2014 yılında Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı’nca hazırlandığı belirtilen ve Kürtleri hedef alan “Çöktürme Planı”, 30 Ekim 2014 yılındaki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında karar altına alındı. MGK’nin onayladığı plan, 2015’in başından itibaren uygulamaya konuldu. 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarından sonra da planın silahlı çatışma kısmı 24 Temmuz 2015’te devreye girdi. Plan çerçevesinde, Şırnak, Mardin, Diyarbakır ve Hakkari’de birçok yerleşim yeri yakılıp yıkıldı, yüzlerce insan öldürüldü, binleri aşan kitlesel tutuklamalar yaşandı.