Öztürk: İmralı’ya kimse duyarsız kalamaz

img

DİYARBAKIR - DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, “Koronavirüsü dünyayı kasıp kavururken, İmralı’ya karşı kimsenin duyarsız kalmaması gerekir. Geçmiş deneyimler bize göstermiştir ki halkımız Sayın Öcalan’ın sağlığı konusunda çok duyarlıdır” dedi.

 
Siyasi tutukluları kapsam dışında bırakan ve yaklaşık 100 bin adli tutuklunun tahliyesini sağlayan Ceza İnfaz Yasası’nin “şekil yönünden iptali” için CHP Anayasa Mahkemesi’ne giderken, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Berdan Öztürk, Ceza İnfaz Yasası’nı değerlendirdi.
 
Ceza İnfaz Yasası’nın Kürt sorunundan kaynaklı olarak kapsamının dar tutulduğuna işaret eden Öztürk, düzenlemenin PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinden Kürtlere ve Türkiye’de demokrasi ve eşitliği savunanlara bir mesaj niteliğinde olduğunu vurguladı. Öcalan’ın savunduğu görüşlere dikkati çeken Öztürk, Öcalan’ın fikirleri, düşünceleri ve önerilerinin sadece Kürt halkına değil, tüm Ortadoğu halkalarına örnek olduğunu belirtti. Öcalan’ın 5 Nisan 2015 yılından bu yana ağır tecrit altında olduğunu hatırlatan Öztürk, “Herkesin bilmesi gereken bir husus var ki bu da Türkiye’nin en temel sorunu Kürt sorunudur. Bu sorun çözülmeden Türkiye’de hiçbir sorunun çözülmeyeceğini herkes biliyordur. Kürt sorununun çözümünde de muhatap Sayın Öcalan. Koronavirüsü dünyayı kasıp kavururken, İmralı’ya karşı kimsenin duyarsız kalmaması gerekir. Geçmiş deneyimler bize göstermiştir ki halkımız Sayın Öcalan’ın sağlığı konusunda çok duyarlıdır. Ailesi ve avukatlarıyla bir şekilde görüştürülmesi gerektiğini belirtmek istiyorum” dedi.
 
‘FAŞİZM KENDİNİ ÇETELER ÜZERİNDEN VAR ETMİŞ’
 
Düzenlemede AKP’nin ortağı MHP’nin rolüne dikkat çeken Öztürk, MHP’nin uzun süredir, aralarında mafya lideri Alaattin Çakıcı’nın cezaevinde çıkarılması için bir çabası olduğuna vurgu yaparak, MHP’nin uzun süredir, adli tutuklular için af çıkarmaya çalıştığını dile getirdi. MHP’nin mafyatik yapılarla ilişkisine dikkati çeken Öztürk, “Faşist anlayış kendisini çeteler üzerinden var etmiş, var etmeye de devam ediyor” dedi.
 
MHP’nin koronavirüsü fırsata çevirerek Ceza İnfaz Düzenlemesini Meclis’ten geçirttiğini aktaran Öztürk, “Kürt düşmanlığı ve demokrasi isteyenlere karşı düşmanlığın bir başka örneğidir. En büyük virüs Kürt düşmanlığı, tekçi anlayış ve kapitalizmidir. Yasa da bunun açık örneklerinden biridir. Virüsün insanlar üzerindeki etkisini hepimiz biliyoruz. Türkiye’de uzun süreden beri siyasi tutsakların hemen hemen bütün haklardan mahrum bırakıldı. Türkiye virüsle ilgili şeffaf bilgileri paylaşmazken içerdeki siyasi tutsaklar açısından gerekli hassasiyeti göstermeyeceği açıktır. İçerde bırakılanlar kan emici, katil ve uyuşturucu satıcıları değil. Yaşamlarıyla sisteme karşı mücadele ederek öneri ortaya koyanlardır. Sağlıklarından sorumlu olanlar da tüm Türkiye toplumu ve vicdanıdır” diye konuştu.
 
‘SES ÇIKARMAYA İHTİYAÇ VAR’
 
CHP’nin AYM başvurusuna işaret eden Öztürk, gerekli yerlere başvuruların yapıldığını, yapılmaya da devam edeceğini dile getirdi. Öztürk, “Bu bir süreçtir, yasa yapıldı diye adalet gerçekleşti anlamına gelmiyor. AYM bunun bir ayağıdır. Fakat tek seçenek değildir. Ulusların oluşturduğu ortak bir akıl ve vicdan vardır. Bu akla ve vicdana hizmet eden kurumlar da zaman içerisinde oluşmuştur. Hiçbir iktidar, halkların gücünden ve vicdanından büyük olamaz. Sadece DTK olarak değil, bütün bileşenlerimizle buna karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz. Yaptığımız planlamalar var. Yakın zamanda hayata geçirdik, geçireceğiz. Bu konuyla ilgili sadece DTK ve bileşenleri değil herkesin ortak bir ses çıkarmaya ihtiyacı var. Düşüncemiz, fikrimiz ve ideolojimiz ne olursa olsun kendine insanım diyenlerin ortak tavırlarıyla sonuç alabilir” şeklinde konuştu.