Beştaş: Ellerinizi mezarlıklardan çekin

img
ANKARA - HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, mezarlıkların tahrip edilmesinin hiçbir inanç ve hukukta yer almadığını belirterek, “Ellerinizi mezarlıklardan çekin, saldırıları durdurun” dedi.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Salgın sürecinin şeffaf olmadığını belirten Beştaş, “Sürekli açıklama yapan bir Sağlık Bakanı var. Ama şiddet gören sağlık çalışanlarından, pandemiye yakalanan sağlık emekçilerinden söz etmektense, ‘Büyük Türkiyem’ söylemleriyle kendisi de halkı oyalayanlar kervanına maalesef katılmış durumda” dedi.
 
TESTLER NEDEN AZALDI?
 
Beştaş, “Sayının daha az gösterilmesi için test sayılarında bir azalma söz konusu. Amaç diğer ülke oranlarını geçmek, bunu anlıyoruz. Ancak oransal olarak bakıldığından, Türkiye, İran, Çin ve benzeri durumun daha vahim olduğu ülkeleri çoktan sayı olarak geçmiş ve maalesef ABD ile yarışır vaziyete gelmiştir. Bunu sadece paylaşılan resmi verilere bakarak söylemek mümkün, matematik ortada. Son günlerde yatay bir seyir izlendiğine ilişkin söylemlere, canı gönülden inanmak istiyoruz” şeklinde konuştu.
 
‘İKTİDAR DENGESİNİ KAYBETMİŞTİR’
 
İktidarın salgın sürecinde ekonomiyi kurtarmak için gizli hazırlıklar yaptığını ifade eden Beştaş, “Ekonomisiyle, eğitim ve sağlık sistemiyle, yargı sistemiyle zaten halka güven vermeyen iktidar, pandemi sırasında tamamen dengesini kaybetmiştir. Bozulan dengeyi bir nebze onarmak adına ise insanların ölümleri göze alınarak sosyal yaşam düzenlenecek, AVM’ler açılacak. Ölümler ardı ardına gelirken, daha önce de yaptıkları gibi ölüm nedenlerini açıklamayacaklar. Koronadan yaşamını yitirenlerin yakınları dışında kimsenin ruhu duymasın, ölen ölsün, kalan sağlar bizimdir mantığı ile hareket ediyorlar. Onlar için bir canın ne kıymeti var ki? Yeter ki sermayedarların musluğu kesilmesin diye insanlar bile bile ölüme terk edilecek. Böyle bir zihniyete sahip değilseniz çekilin artık. Yönetemiyorsunuz, yönetemiyorsunuz” diye belirtti.
 
‘İKTİDARIN TEK DERDİ OY VE ALGI’
 
İktidarın her krizi fırsata çevirdiğinin altını çizen Beştaş, “Korona krizi halk sağlığını tehdit etmeye devam ederken, AKP Milletvekili Ramazan Can’ın, ‘Erdoğan’ın puanları artıyor’ demesi, kelimenin tam anlamıyla siyasi aymazlık, halka karşı yapılan büyük bir saygısızlıktır. Derdimiz bu mu gerçekten? Derdimiz Erdoğan’ın puanlarının artması mıdır? Biz bu zihniyeti daha önceden biliyoruz. Davutoğlu, 10 Ekim katliamında, unutmamız mümkün değil, 100’ü aşkın cenaze yerdeyken şöyle demişti: Oylarımızda artış var. Büyük bir utanmazlıkla 1 Kasım öncesinde bunu ilan etmişti. İşte bu iktidarın tek derdi oy ve algı. Çaresizlik içindeki insanlar salgın açlık, yoksulluk, işsizlik bunların umurunda bile değil” diye konuştu. 
 
‘MASKE DAĞITMAKTAN BİLE ACİZ’
 
İktidarın maske dağıtmaktan bile aciz olduğunu söyleyen Beştaş, “Hükümet bu beceriksizliği örtmek için İsveç’e özel ambulans uçak gönderiyor ve günlerdir de bütün kanallarda yandaş medyada da bunun şovunu yapmaktan da bir nebze olsun ar etmiyorlar. Kendinizi güçlü gibi göstermenin, halk sağlığına duyarlı gibi göstermenin bir manası kalmadı, çünkü kimse size inanıyor. İsveç’te koronavirüs hastalığına yakalanan, tedavi edilmediği iddiasıyla Sağlık Bakanlığı tarafından özel JET ile Türkiye’ye getirilen Emrullah Gümüş hem AKP üyesi hem de milyoner olduğu iddia ediliyor. Bu sorularımıza da elbette yanıt bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
 
TOPLUM İKTİDARDAN DAHA GÜÇLÜ
 
Salgınla mücadele kapsamında yardım dağıtan belediyelerin engellenmesine dair Beştaş, şunları söyledi: “Toplumsal dayanışmadan yerel dayanışmadan bu kadar rahatsız olan, korkan ve bunu terörize etmeye çalışan bir iktidar, Türkiye siyasi tarihinde görülmemiştir. ‘Sadece ben yardım edebilirim, benim dışımda kimse yardım edemez’ söylemi ve çabası halkı kendi kölesi, kendisinin yaşattığı yoksulluk ve yoksullara yardım siyasetinin bir sonucudur. Ama AKP iktidarı ne yaparsa yapsın, toplumsal dayanışmayı, desteği ve toplumsal örgütlenmeyi engelleyemeyecektir. Çünkü toplum, Türkiye yurttaşları, bu iktidardan çok daha güçlü ve daha büyüktür.”
 
ERKEK ŞİDDETİNE AF YASASI
 
Beştaş, İçişleri Bakanlığı’nın salgın sürecinde 6 bin 362 sosyal medya hesabını incelediğini ve 402 kişinin gözaltına alındığına dair açıklamasını hatırlatarak, “İktidar pandemi yerine toplumla mücadele ediyor” dedi. Beştaş, “İktidar evde kalın çağrısı yaparken kadınlar için koruma sağlamaması sebebiyle kadınlar bunu evde kalın bedelini yaşamıyla ödemeye devam ediyor. Bu cezasızlık politikası da gün geçtikçe kadınların yaşamına mal oluyor maalesef. Ve infaz paketi bunun en son örneğini teşkil ediyor. Erkek şiddetine af yasası çıkaran bir iktidarla karşı karşıyayız” diye ifade etti.
 
MECLİS’İN KAPATILMASI
 
Beştaş, Meclis’in çalıştırılmamasını şu sözlerle eleştirdi: “Bu dönemde halkın temsilcisi olan vekiller çalışmıyor. Halbuki çare üretmesi gereken en önemli ve birinci sıradaki mekanizma tabii ki parlamentodur. Bu iktidar yüzüncü yılında halka parlamentoyu kapatmıştır, vekilleri çalıştırmamaktadır. Bunun sebebi nedir? Sorunlar konuşulmasın, iktidara dönük eleştiriler yapılmasın ve gerçekler ortaya çıkmasın diye Meclis kapalı tutuluyor.”
 
HANGİ İNANÇTA VE HUKUKTA YERİ VAR?
 
Beştaş, bölge kentlerinde mezarların tahrip edilmesi ve ailelerin tehdit edilmesinin merkez medya tarafından sansürlenmesine de tepki gösterdi. Büyük bir suç işlendiğini dile getiren Beştaş, şöyle devam etti: “Hangi inançta, hangi hukuk sisteminde bunun yeri vardır? Hangi insanlık değerine sığar mezarlıkların tahrip edilmesi. Mezarlıklar bir insanın na’şının son dinlenme yeridir. Bu nedenle mezarlıkların tahrip edilmesi, yasal düzenlemelerin yanı sıra dinsel kurallara göre de aslında yasaklanmıştır. Yürürlükte olan Ceza Kanun’unda özel düzenleme vardır, ‘kişinin hatırasına hakaret suçu ve ölenin, kişinin haklarının korunmasıdır’. Fakat hem cenazenin hem de ailenin kişilik hakları yok sayılmaktadır. Ailelerin ilgili mekanizmaları işleteceğini ve suçluların ortaya çıkacağını belirtmek isterim. Ellerinizi mezarlıklardan çekin, saldırıları durdurun. Yaşayanlara dair saldırılarınız yetmiyormuş gibi toprağın altında bile yurttaşlarımızı rahat bırakmıyorsunuz.”
 
‘İBRAHİM GÖKÇEK’E KULAK VERİLSİN’
 
Ölüm orucu eylemlerinin taleplerinin karşılanması için hükümete seslenen Beştaş, “İki kişiyi yitirdik, Mustafa Koçak ve Helin Bölek. Ölümlerin en kötüsünü açlık grevinde yaşama gözlerini yumdular. Mafyayı, Alaattin Çakıcı’yı serbest bırakan iktidar, Helin Bölek ve Mustafa Koçak’ın sesini duymadı. Karşımızda bir duvar var. Taştan bir duvar var ve bunu aşamadık. İki insan gözlerini yaşama yumdu ve şimdi İbrahim Gökçek hala ölüm orucunda. Bu çığlığa kulak verilmesini istiyoruz. İktidar, Grup Yorum üyelerine yapılan haksızlık ve zulüm karşısında susmayı tercih ediyor. Sadece susmuyor ölüme terk ediyor” diye seslendi.