Bir mezar hasreti: Nazım ve Cihan'ın köşesi

MÊRDÎN – Türkiye'nin saldırısında meslektaşı Nazım Daştan'la yaşamını yitiren gazeteci Cihan Bilgin'in ailesi, memleketlerine defnedilmesine izin verilmeyen kızları ve Daştan'ın güllerle bezenmiş fotoğraflarının yer aldığı köşeyi bir yıldır koruyarak, mezarlık hasretini gidermeye çalışıyor.

Türkiye'nin desteklediği paramiliter Suriye Milli Ordusu'nun (SMO), Kuzey ve Doğu Suriye'de Tişrîn Barajı ile Qeraqozak'a saldırılarını takip eden gazeteci Nazım Daşdan ve Cihan Bilgin, Türkiye tarafından doğrudan hedef alınarak SİHA ile 19 Aralık 2024'te katledildi. Ülkede rejim değişikliğiyle sonuçlanan Heyet Tahrir Şam'ın (HTŞ) ve diğer grupların saldırılarını başından beri takip eden Nazım Daşdan ve Cihan Bilgin, üzerinde "basın" ibaresi bulunan araçlarının bombalanması sonucu katledildi. Cihan Bilgin ve Nazım Daşdan'ın cenazelerinin memleketlerine getirilerek defnedilmesine izin verilmedi, 2 meslektaş, Kuzey ve Doğu Suriye'nin Qamişlo kentinde yan yana defnedildi.
 
Katledilen Cihan Bilgin; Mêrdîn'in Mîdyad (Midyat) ilçesinde 27 Ekim 1995'te dünyaya geldi. Eğitim hayatı devam ederken, 2014'te Özgür Basın ile tanışan Cihan Bilgin, gazeteciliğe dağıtımla adım attı. Azadîya Welat ve Özgür Gündem gazetelerinin dağıtımını yaptığı esnada; DAİŞ'in Kobanê'ye dönük işgal saldırılarına karşı Riha'ya bağlı Pirsûs (Suruç) ilçesinde Kobanê sınırında başlatılan nöbet eylemlerine katılan Cihan Bilgin, kısa bir süre Dihaber'de çalıştıktan sonra, 2017'nin Aralık ayında, Kuzey ve Doğu Suriye'ye geçerek, burada yayın yapan Hawar Haber Ajansı'yla (ANHA) çalışmaya başladı. Cihan Bilgin, Nazım Daşdan ile birlikte hayatının son anına kadar Kuzey ve Doğu Suriye'de objektifini hakikate çevirdi.
 
SONSUZ HAKİKAT ARAYIŞI İÇİNDEYDİ
 
Kuzey ve Doğu Suriye'deki devrimi yerinde gözlemleyen ve haberleri ile devrimin her anını kamuoyuna yansıtmaya çalışan Cihan Bilgin, saldırıların başladığı ilk gün Nazım Daşdan ile beraber yönünü önce Minbic'e çevirdi. Minbic Askeri Meclisi'nin kentten ayrılma kararı almasının ardından çatışmaların yoğunlaştığı Tişrîn Barajı'na yönelen Cihan Bilgin, katledilmesinden bir gün önce Tişrîn'deki direniş için "Tarihi süreç bizi bekler" mesajı vererek, hakikat ısrarını dile getirmişti.
 
CİHAN VE NAZIM'IN KÖŞESİ
 
Cihan Bilgin'in ailesi ise kızları ve Nazım Daştan'ın için evlerinde bir köşe oluşturdu. Kızları Cihan ve Nazım Daştan'ın güller arasına yerleştirilen fotoğraflarının yer aldığı köşe, bir yıldır hiç bozulmadı. Kuruyan güllerin sık sık tazeleriyle değiştirildiği köşeyle aile memleketlerine defnedilmesine izin verilmeyen çocuklarının mezar hasretini gidermeye çalışıyor. Bilgin ailesinin evlerinin salonunda oluşturulan bu alan ailesinin hafızasını canlı tutarken, evi ziyaret edenlerin de uğrayarak 2 meslektaşı andığı köşe oldu.
 
 
Cenazelerin memleketlerine getirilmesine ve ailenin mezar ziyaretleri için Qamişlo'ya geçmelerine izin verilmese de aileler, bugünlerde anma için çocuklarının mezarının bulunduğu Qamişlo'ya geçebilmeyi umuyor. 
 
'BAŞLADIĞI İŞİ KENDİSİ YETER DEMEDEN BIRAKMAZDI'
 
Katledilmesinin yıldönümünde Cihan Bilgin'i anlatan babası Nesim Bilgin, kızının okumayı çok sevdiğini, hukuk okuyarak, adalet mücadelesi vermek istediğini belirterek, "Ancak DAİŞ'in saldırılarına, zulmüne tahammül etmiyordu. Vicdanı onun burada kalmasına dayanamadı. Çok cana yakındı. Elinde bir lokma ekmeği olsa arkadaşlarıyla paylaşırdı. O kadar cana yakındı ki arkadaşları arasında hep sevilirdi. Gitmeden önce de böyleydi. Sonrasında da öyle oldu. Bugün halen komşularımız, arkadaşları ondan bahsederler, onunla anılarını anlatırlar. Cihan kafasına bir şey taktığı zaman kendisi 'Yeter' demeden bırakmazdı. Sonuna kadar götürürdü. O kadar mertti" ifadelerini kullandı.
 
'GAZETECİLİK YAPARKEN KATLEDİLDİLER'
 
Cihan ve Nazım'ın katledilmesinden sonra ortaya çıkan sahiplenmenin güçlü olduğunu kaydeden baba Bilgin, bundan dolayı sevinçli olduklarını ve bu birliğin devam etmesini istediklerini söyledi. Birliğin varlığın sürdürülebilmesi için önemli olduğunu, bu nedenle ittifakın her zaman sağlanması gerektiğini dile getiren baba Bilgin, "Bugün bir süreç var. Barışın gelmesini bekliyoruz. Hiçbir tarafta yeni acıların yaşanmamasını istiyoruz. Sürecin devam etmesini, hakikat ve gerçeklik çerçevesinde bir sonucun ortaya çıkmasını bekliyoruz. Bu sürecin barışla sonuçlanması durumunda tüm dünyaya örnek olacak. Bu nedenle bu sürecin başarıya ulaşmasını istiyoruz. Nazım da Cihan da gazeteciydi. Silahsız bir şekilde orada katledildiler. Gazetecilik yaparken katledildiler" diye konuştu. 
 
'İSTEDİKLERİ BARIŞTI, BARIŞ HER ŞEYDEN ÖNEMLİ'
 
Başından beri Cihan ve Nazım'ın faillerinin ortaya çıkarılmasını ve yargılanmasını istediklerini, ancak bugün barış için her şeyden vazgeçmeye de hazır olduklarını dile getiren baba Bilgin, "Eğer barış olacaksa biz bundan vazgeçmeye de hazırız. Ancak barış olmayacaksa bu talebimiz yerine gelmeli. Barış bizim için her şeyden önemli. Barış geldiği zaman eğer ellerini uzatacak olurlarsa o ellerini alacağız. Herkesin de bu sürece destek vermesi gerekiyor, yan yana durarak sürece güç katması gerekiyor. Devletin de üzerine düşeni yapması gerekiyor. Cihan ve Nazım'ın da amaçları güzel şeylerin olmasıydı. Cihan'ın kendisi telefonla görüştüğümüzde savaşın durmasını ve barışın sağlanmasını beklediklerini söylüyordu. Bunlar kendi sözleriydi. İnşallah bu istekleri yerine gelecek. İsteğimiz de onların bu isteğinin bir an önce yerine gelmesi" şeklinde konuştu. 
 
MA / Ahmet Kanbal