Gençlere çağrı: Çözüm yurtdışında değil, örgütlü mücadelede

İSTANBUL- Gençlerin ekonomik sıkıntılar ve güvencesizliğe karşı yurtdışına gitmesinin çözüm olmadığına işaret eden gençlik örgütü temsilcileri, çözüm adresinin örgütlü mücadele olduğunu belirtti. 

 
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), Mayıs 2024’te yayınladığı rapora göre, 15-24 yaş grubundaki genç nüfus 12 milyon 872 bin 39 kişiyle toplam nüfusun yüzde 15'ini oluşturuyor.  Bu verilere göre gençlerde işsizlik oranı ise yüzde 17,4. Genç erkeklerde işsizlik oranı yüzde 14, genç kadınlarda ise yüzde 23 olarak tespit edildi. Ne eğitimde ne istihdamda olan (NEET) gençlerin sayısı da yüzde 22 oldu. Genç erkeklerde NEET oranı yüzde 15,6 iken genç kadınlarda bu oran yüzde 29 oldu.
 
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR) tarafından hazırlanan Mayıs ayında “İşsizlik ve İstihdamın Görünümü Raporu”na göre ise, 2023 itibarıyla Türkiye’de 15-24 yaş arası 11 milyon 831 gencin 2 milyon 661 bini ne eğitimde ne istihdamda (NEET) yer alabiliyor. Raporda 2023 itibarıyla Türkiye’de her 5 gençten en az birinin işsiz olduğu belirtildi.
 
Almanya merkezli Konrad-Adenauer-Stiftung (KAS) Derneği’nin 2022 yılında gençler arasında yaptığı ankete göre gençlerin yaklaşık yüzde 72'9'u fırsat verilse veya imkânı olsa Türkiye dışındaki bir ülkede yaşamak istediğini belirtti. 
 
Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) Eşbaşkanı Müslüm Koyun ve Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Gençlik Meclisi üyesi Özlem Damla Arık, gençlerin yaşadıkları sorunları ve buna karşı çözüm yollarına değindi. 
 
PROLETERLEŞME YAŞI DÜŞÜYOR 
 
SGDF Eşbaşkanı Müslüm Koyun, gençlerde işe başlama yaşının düştüğünü belirtti. Kapitalist sistemin geliştirdiği “çocuk işçiliğinin” bu dönem Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) üzerinden meşrulaştırılmaya çalışıldığını dile getiren Koyun, üniversite öğrencilerinin de büyük oranda çalıştığını ifade etti. 
 
'KAÇMAK KURTULUŞ DEĞİL' 
 
Koyun, gençlerin yurtdışına gitme isteğinin çözüm olmadığını, bireysel sancılar yerine toplumsal dönüşüme bakmak gerektiğini dile getirerek, “Bunun çaresi yurt dışında değildir. Kaldığınız yeri cennet yapmadığınızda gideceğiniz her yer cehennemdir. Biz niye burayı bir avuç patrona bırakıp gidelim? Kaçmak değil mücadele etmek gerekir” dedi. 
 
Ekonomik krizlerin ve savaşların gençlikte kaotik bir öfke yarattığını belirten Koyun, gençlerin bundan çıkış ararken kendisini farklı bir yere evriltebildiğini vurgulayarak, “Mesela Eskişehir’de bir genç durduk yere camide bulunan insanlara saldırdı. Daha sonra bir manifestosunun olduğunu öğrendik. Bu manifestoda çürümüşlükten, yoksulluktan bahsediyor ama öfkesini faşist düzene ve kapitalist sömürüye değil de, ezilenlere yönlendiriyor. Kürt halkına yönlendiriyor, kadınlara göçmenlere yönlendiriyor” ifadesini kullandı. 
 
'BU DÖNEM MÜCADELE DÖNEMİ' 
 
Özel savaş politikalarına karşı gençlere görevler düştüğünün altını çizen Koyun, “Değişimimiz ve değiştirmenin kendisi olmalıdır. Bu dönemi mücadele dönemi olarak seçelim. Gün, özel savaşla bizi yozlaştırmaya çalışan bu yozlaşmış kültüre karşı bizim olan için atağa geçme günüdür” diye belirtti. 
 
GENÇLİĞİN SORUNLARI
 
Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi olan HDK Gençlik Meclisi Özlem Damla Arık da, gençlerin hem okuyup hem de çalıştığını söyledi. 
 
Gençlik denilince akla ilk gelenin ekonomik sorun olduğunu dile getiren Arık, “Devlet yurtları ya da üniversitelerin kendi yurtları gençliğin barınma sorununu çözecek kapasitede değil. Dolayısıyla işsiz bir gençlik, okuyan ama aynı zamanda çalışan ve proleterleşen bir gençlik görmemiz mümkün” dedi.
 
GELECEK KAYGISI VAR 
 
Ekonomik sorunların gençlikte kaygı yarattığını ve motivasyonunu çökerttiğini belirten Arık, “Hem politik hem de yaşam motivasyonunu çöküyor. Gençlik profiline baktığımız zaman ekonomik kaygısı, gelecek kaygısı ve geleceğe inanmayışından apolitikleşmiş ya da çözümü daha çok düzen içinde aramaya kabullendirilmiş veya bu psikolojik sıkıntılarla başa çıkmaya çalışırken, okul aile, ikili ilişkiler gibi birçok yaşamsal faaliyeti kötü etkilenen bir profil görüyoruz” ifadelerini kullandı.
 
Gençliğin öfkesinin analiz edilmesi gerektiğini söyleyen Arık, bu öfkenin “faşist” olan haliyle mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayarak şunları dile getirdi: “Yani bu öfkenin faşist olan bir hali de var, bu öfkenin hayal kırıklığına dönüşen bir hali de var. Faşist olan öfkeyle daha çok mücadele etmemiz gerekiyor. Evet gençliğin ekonomik sorunları da var ama siyasi sorunlar da var. Ekonomik sıkıntıların doğurduğu sorunlularla da belli bir nebze örgütleyebiliyoruz. Bu dönemsel sürüyor. Fakat devamı gelmiyor. Şunu anlatmamız gerekiyor: Sizin belli sorunları görmemeniz için size savaş propagandası yapılıyor ama şu da doğru değil İstanbul’daki gencin en büyük sorunuyla Diyarbakır’daki gencin sorunu da aynıdır demek de doğru değil. Bizim şunun propagandasını yapmamız gerekiyor: İstanbul’daki yoksul gence, bugün ‘Diyarbakırlı, Mardinli ya da Cizreli bir gencin senden daha farklı sorunları var. Ekonomik sorunlar da bunlardan biri ama Kurdîstan’da bir de özel savaş politikası var’ dememiz gerekiyor. Yoksa bu öfkenin bilinçlenmesi ve siyasallaşmasının başka bir yolu yok.”
 
GENÇLERE ÖRGÜTLÜ MÜCADELE ÇAĞRISI
 
Arık, gençliğin yurtdışına gitmesinin çözüm olmadığını çünkü yurtdışında bir göçmen olarak da geçinmenin zor olduğunu söyledi. Arık, buna karşı gençliğin örgütlenmesi gerektiğini belirterek, “Genel olarak yurtdışına gitme isteği şu an mevcut. Aslında çözüm gençliğin ekonomik sıkıntılarını politik dertlerle birleştirebilmekte. Yani gençliği düzen içi çözümleri beklemekten politikleştirmeye yönlendirmek gerekiyor. Bu noktada da gençliğin örgütlenmesini yani bilinçli bir gençliğin, örgütlü bir mücadeleye daha siyasal problemlerinden yola çıkarak örgütlenmesi gerekiyor” diye konuştu.