Şakar: Kapitalist Modernite'ye karşı tek alternatif Demokratik Modernite

img

İSTANBUL – Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren Kapitalist Modernite karşısında tek çözüm yolunun PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın temsil ettiği Demokratik Modernite olduğunu belirten Avukat Mahmut Şakar, "Demokratik Modernite paradigması, 21. yüzyılım devrimci dinamiğini temsil etmektedir" dedi. 

Küresel güçlerin izlediği politikalar sonucu Ortadoğu’da çözümsüzlük her geçen gün derinleşirken, çözüm olmak isteyenler ise bu güçler tarafından kendi çıkarları için tehlikeli olarak görülmekte ve sesleri kısılmaya çalışılmakta. Kapitalist Modernite’yi temsil eden bu güçler kendi çıkarları için bölgede yaşayan halklara hayatı cehenneme çevirirken, Kuzey ve Doğu Suriye’ye hayata geçirilen sistem ise, halklar için büyük umut olmaya devam ediyor. 
 
İmralı’da kaldığı zor koşullara rağmen PKK Lideri Abdullah Öcalan tarafından oluşturulan Demokratik Modernite, sadece Suriye’de değil Ortadoğu’da bulunun tüm halklar için Kapitalist Modernite’nin çözümsüzlük girdabına karşı çözüm önerisi sunuyor. 
 
Uzun yıllar Öcalan’ın avukatlığını yapan Mahmut Şakar, Öcalan’ın Ortadoğu dair çözüm önerilerine ilişkin sorularımızı yanıtladı.
 
 PKK Lideri Abdullah Öcalan, Ortadoğu’da yaşanan krizleri ve nedenlerini nasıl yorumluyor ve buna ilişkin çözüm önerileri nelerdir? 
 
Sayın Öcalan’ın politik hayatının başından günümüze kadar Ortadoğu üzerine analizleri ve çözüm önerileri olmuştur. Kürt meselesi merkez alınarak düşünülse bile Ortadoğu bağlamında bir kavrayış ve çözümleyicilik olmadan Kürt halkının yaşadıklarının anlaşılması ve özgürleşmesi olası değil. Demokratik Uygarlık Çözümü genel başlıklı 5 ciltlik savunmasının bir cildini özel olarak Ortadoğu krizine ve çözümüne ayırmış olmasına karşın savunmalarının her yerinde bu tema ayrıcalıklı bir yere sahiptir. Sayın Öcalan, ele aldığı tüm meseleler gibi Ortadoğu krizini de tarihsel bir bağlam içinde kavrayıp, gelişimini izleyerek güncel görünümünün fotoğrafını çekmiş ve çözümünü de bu tarihsel-toplumsal kavrayışa uygun olarak formüle etmiştir. Bu bağlamda Ortadoğu temalı 4’üncü cildin de başlığını oluşturduğu üzere problemi esas olarak Ortadoğu’da bir Uygarlık Krizi olarak ifadelendirmiştir. 
 
Çok özet olarak Öcalan, kapitalist modernleşmenin bölgeye gelişini ve yarattığı sonuçları temel sorun olarak görmektedir. Özellikle kapitalist modernitenin temel saç ayaklarından biri olan ulus-devlet formatının bölgeye dayatılması ve toplumsal dokuyu parçalaması ağır sonuçlara yol açmıştır. Öcalan’ın cümleleriyle söylersek; “Binlerce yıldır iç içe yaşanan, yaşanmak için inşa edilmiş kültürü pergelle parçalayıp, içine acentelerini (ulus-devletçi kapitalizmi ve endüstriyalizmi) oturtmaya kalkışmasının sonucu yaşanan ve yaşanacak olan vahşetin gerçek nedenidir.” 
 
Çözümü de Ortadoğu’ya dayatılan yabancılaşma, parçalanma ve dağılmanın aşılacağı bütüncül yapılanmalar ve hakikat söylemiyle aşılabileceğini düşünür. Demokratik konfederal model ile hem bu parçalanmanın aşılacağını hem de krizin bir parçası haline gelmiş olan dinsel ve etnik milliyetçiliklere karşın esnek ve kuşatıcı bir çözüm yolunun gelişeceğini düşünür.  Öcalan savunmasında ‘Ortadoğu’nun geleceği Demokratik Konfederalizmdedir’ der. 
 
Öcalan’ın Suriye krizinin çözümüne ilişkin önerileri neler?
 
 Suriye krizine çözüm adı altında söylenebilecek tek ciddi öneri vardır, o da Sayın Öcalan’ın ifade ettiğidir. Bunun dışındakiler sadece gücün, iktidarın, imkanların paylaşım tartışmalarıdır. Halka dair bir gelecek umudu ve önerisini içermemektedir.  
 
Demokratik konfederal çözümü Sayın Öcalan Ortadoğu’daki her ülke ve sorun için önerir. Bu çözüm toplumun tabandan başlayarak örgütlenmesini, ulusal ve dinsel kimliklerin varlığını özerk bir şekilde koruyarak ortak yaşamını içerir. Bu çözüm aynı zamanda geliştiği ulus-devletin de demokratikleşmesi sonucunu doğurur. HDP heyeti ile İmralı’da yaptığı görüşmelerde Suriye için Demokratik Suriye Konfederasyonu’nu önerdiğini söyler. Küresel güçlerin müdahalesinin yanlışlığına karşın mevcut sistemin de değişiminin zorunluluğunu vurgular. Zaten Suriye’ye müdahaleden çok önce de mevcut rejimin değişmeden kendisini koruyamayacağını vurgulamıştı. 
 
Savaşın yarattığı büyük yıkımın son bulması, her şeyin olduğu gibi kalarak bu trajedinin aşılabilmesinin olanağı yoktur. Suriye devleti zaten kendisi sürdüremeyecek durumdadır. Esasında küresel güçlerin de bir projelerinin olmadığı zaman içinde açığa çıkmıştır. Rejimin yerine neyin inşa edileceği belirsizdir. Mevcut haliyle alternatif olarak piyasaya sürülenlerin rejimin çok daha gerisinde oldukları da ortadadır.  
 
Aslında Suriye krizine çözüm adı altında söylenebilecek tek ciddi öneri vardır, o da Sayın Öcalan’ın ifade ettiğidir. Bunun dışındakiler sadece gücün, iktidarın, imkanların paylaşım tartışmalarıdır. Halka dair bir gelecek umudu ve önerisini içermemektedir.  
 
 “Üçüncü Yol” tanımladığı mücadele çizgisini nasıl tanımlayabilirsiniz? Bu çizginin odaklandığı temel esaslar neler? 
 
Sayın Öcalan’ın kullandığı biçimiyle ‘Üçüncü Yol’ yaklaşımını bir yeni siyaset yapma biçimi olarak görüyorum. Bu siyaset biçimi halkları, ezilen sınıfları, ezilen tüm dinsel, etnik ve cinsel kimlikleri kendisine merkez olarak alır ve bunların üzerinde yükselen bir yeni toplum tasavvur eder. Bu çokluğu bir arada tutan temel fikir olarak da demokratik ulusa dayanır. Bu yeni ulus anlayışı olmadan ben yeni bir siyaset biçiminin yaratılabileceğini düşünmüyorum. Dolayısıyla Üçüncü Yol çizgisi demokratik ulusun siyaseti olarak düşünülmelidir. Öcalan da demokratik ulusu savunmalarında; “katı siyasi sınır anlayışı olmayan, aynı mekanlarda ve hatta aynı kentlerde farklı ulusları çeşitli bütünlükler içinde daha üst ulusal topluluklar olarak inşa etmeyi mümkün kılan bir ulus anlayışı” olarak tarifler. Dolayısıyla bu ulus anlayışı geleneksel ulus-devlete karşıt, milliyetçi ve çatışmacı olmayan bir varoluşu temsil eder.  Bir zihniyet ve kültür ortaklığı olmasının yanında tüm üyelerini demokratik özerk kurumlarda birleştiren ve yöneten bir ulus anlayışıdır. 
Bu haliyle zaten ulus-devlet anlayışına ve onun siyaset biçimine alternatiftir. Aynı zamanda da küresel hegemonik güçlerin toplumsal iradeyi hiçe sayan siyasetine karşı, toplum savunucusu, bağımsız ve özgürlükçü bir yaklaşımdır. Kadın özgürlükçü, ekolojist ve komünal bir ekonomi ve ortak yaşamı merkezine alır. Üçüncü Yol; küresel ve yerel iktidar odaklarının dışında halkların, ezilenlerin yoludur.
 
Bu mücadele hattı mevcut krizlere çözüm olabilir mi? Bunun dışındaki yolların başarı şansı nedir?
 
Bu yaklaşım dışında halihazırda ana siyaset eğilimi kapitalist modernist siyaset biçimidir. Zaten önceki sorularda da Öcalan’ın yaşadığımız tüm krizlerin temel nedeni olarak bu zihniyeti ve siyasetini gördüğünü ifade etmiştik. Bu küresel hegemonik siyaset ile zaman zaman uzlaşan veya çatışan ulus-devlet gerçeği de Irak’da, Suriye’de, İran ve Türkiye’de nelere yol açtığını yaşayarak görüyoruz. Diğer alanlar için de aynı şeyi söylemek mümkün. Reel sosyalizm veya sosyal demokrasi pratiğinin de kapitalist modernite yaklaşımını aşamadığı, hatta onun birer ‘mezhebi’ne dönüştüğü Sayın Öcalan tarafından da ifade edilmiştir.  Denenmeyen esasında halkları esas alan demokratik siyaset yoludur. 
 
 Bu yol Kuzey ve Doğu Suriye’nin bugünlere gelmesinde nasıl bir rol oynadı?
 
Sayın Öcalan’ın demokratik ulus teorisi ve bunun siyaset yapma biçimi olarak Üçüncü Yol tarzı olmasaydı, bugün Rojava devriminden de Kuzey ve Doğu Suriye’den de bahsetmemiz mümkün olmazdı.
 
Çok açık bir biçimde Sayın Öcalan’ın demokratik ulus teorisi ve bunun siyaset yapma biçimi olarak Üçüncü Yol tarzı olmasaydı, bugün Rojava devriminden de Kuzey ve Doğu Suriye’den de bahsetmemiz mümkün olmazdı. Bu denli belirleyici olduğunu düşünüyorum. Bir fikrin, projenin, stratejinin maddi hayatta ne kadar etkili olabileceğinin bir örneğidir bu.  
Esasında Suriye krizi başladığında ne yapması gerektiğini bilen tek güç vardı. Rejimin kendini koruma, küresel güçlerin de yıkım dışında bir yaklaşımları yoktu. Sadece Kürtlük üzerinden de gidilecek bir yol olmadığı açıktı. Çünkü hem nüfus olarak hem de yerleşim olarak salt Kürtlük üzerinden bir yere varmak mümkün değildi, en fazla bazı küçük Kürt gruplarının da yaptığı gibi yıkım projesinin bir parçası olunabilirdi. Milliyetçi, ayrıştırmacı ve retçi olmayan, esnek, kapsayıcı ve toplumu birleştirebilecek bir projeksiyon yaşam bulabilirdi ancak. Bu nedenle hem parçalanmış bir siyasal ve toplumsal manzara içinde bütünlük kurabilecek kapasite ortaya konulabildi hem de DAİŞ ve diğer çetelerin saldırılarına karşı muazzam bir direniş gerçekleştirilebildi. DAİŞ’i bitiren de zaten bu yeni siyaset ve dinamik oldu. 
 
Devletlerin bile önünde duramadığı DAİŞ nasıl yenildi? Eğer yeni bir yaşam umudu ve daha iyi bir gelecek projeksiyonu olmasaydı, bunca güç dengesizliği içinde zafere ulaşılamazdı. Ayrıca bu yol, sadece Kuzey ve Doğu Suriye’nin doğumunu sağlamadı aynı zamanda onun varlığını koruyacak temel bir yoldur.  
 
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nde vücut bulan Üçüncü Yol’a dönük bugün ne tür saldırılar sözkonusu? 
 
DAİŞ’in yaklaşımı açıktır. Gerçekte bu siyaset biçimine yönelik saldırı sadece DAİŞ ve bölgesel güçlerden gelmiyor. Bence başta ABD olmak üzere hakim küresel güçler de bu düşünceden rahatsızlar. Rusya’nın Êfrîn sürecindeki tavrıyla ABD’nin Serêkaniyê sürecindeki tavırlarının ardında bunun yattığını düşünüyorum. Her iki dinamik açısından da halka dayalı, öz savunması olan, kadın özgürlükçü ve komünal bir proje ciddi bir tehdit olarak görülüyor. Bu küresel güçlerin, belki başkaca bir dinamik olmadığı için boğma çabası olmasa da onu ilerici özünden arındırma çabası olduğunu düşünüyorum. Bölge güçleri açısından başta Türkiye olmak üzere koşulları oluştuğunda saldırma, hatta boğma niyeti ve tehdidinin devam ettiğini düşünüyorum.  
 
Öcalan ile yapılan bir görüşmede DAİŞ için “Ortadoğu’nun JİTEM’i” belirlemesi yapmıştı… 
 
Evet. Bence burada kastedilen DAİŞ’in Ortadoğu halklarına karşı yok edici bir paramiliter güç olarak kullanılması gerçeğidir. Halkların özgürlük istemlerine karşı başta Türkiye olmak üzere bazı güçlerin tetikçisi olarak işlev görmesidir. Ortadoğu’nun tüm farklılıklarını yok etmede kullanılan bir aparat olmasıdır. DAİŞ’in geride bıraktığı miras onun misyonunu da ortaya koymaktadır. Êzidî halkına karşı uygulanan soykırım, Kobane’de oluşturulan yeni yaşam alanlarına saldırı, yine Şii Türkmenler, Kakailer gibi diğer kimliklerin yaşadığı ağır yıkım ortadadır. Kim bunları tehdit olarak görmektedir? Bugün adı geçen yerlerin Türk devletinin tehdidi altında olmaları ve ya bu yerler üzerinde bir hesaplarının olması da ilginçtir. DAİŞ önemli ölçüde zayıflatılmıştır. Ancak DAİŞ’in üstlendiği misyonu diğer cihadist-selefi grupların üstlendiğini görmemiz gerekir. Yani DAİŞ bitmedi, dönüştü. Birbirinden farklı tüm bu grupları bir arada tutan ve onları bir proje kapsamında yeniden JİTEM’vari işleten de Türkiye’dir. 
 
DAİŞ ile örtülü yapılan benzerleriyle açık yapılmaktadır artık. Dahası Ortadoğu’nun JİTEM’i artık TSK’nın bir parçası ve yayılmacı-kolonyalist Türk siyasetinin vurucu gücüdür. Türkiye bu gücü Avrupa siyasetine karşı tehdit aracı olarak kullandığı gibi, taraf olduğu her çatışmada da en önde kullanmaktadır. Libya ve Ermenistan bunun son örnekleridir.
 
 Demokratik Modernite ve Üçüncü Yol çizgisi küresel ve bölgesel güçler tarafından nasıl görülüyor? Halkların yaklaşımı nasıl? Bu çizgi kime kazandırıyor, kime kaybettiriyor? 
 
 Yeni bir dünya arayışında olan herkes için, kapitalist hegemonyanın mutlak zaferini ilan ettiği reel sosyalizmin yıkılışından sonra ilk kez kendilerini içinde gördükleri bir proje ve devrim dinamiği açığa çıkmıştır.
 
Küresel ve bölgesel güçlerin yaklaşımları kısmen ifade edildi. Birbirini besleyen bu iki yaklaşımın birleştikleri nokta iktidarcı, hegemonik ve halk karşıtı olmalarıdır. Çatışmaları güç ve imkanların paylaşımına dayanır. Bu nedenle demokratik modernite çözümüne karşıtlıkta da birleşmektedirler. Fakat aslolan halkların yaklaşımıdır. Bu proje onlara hitap ediyor çünkü. Rojava devrimi saldırıya uğradığında açığa çıkan fotoğraf aslında bu projenin niteliğini de ortaya koymuştur. Dünyanın her yanında, emperyal metropoller de dahil halkların tepkisi, gençlerin, kadınların, alternatif politik grupların eylemleri küresel demokratik birlikteliğin gücünü ve çapını ortaya koymuştur. Öyle ki, yönetimler bile sahte de olsa bu sahiplenmenin yanında yer aldıklarını ifade etmek durumunda kalmışlardır. Kürdistan’ın mücadele geleneği içinde ilk kez bu kadar yaygın ve geniş bir coğrafyada halklarla bir buluşma 
yaşanmıştır. Bunun niteliksel ve tarihi bir gelişme olduğu açıktır. Ayrıca halkların öz gücüne dayalı bir siyasetin de küresel bir düzlemde var olabileceğinin kanıtlanmıştır. 
 
Gezegenimizin her tarafında, yeni bir dünya arayışında olan herkes için, kapitalist hegemonyanın mutlak zaferini ilan ettiği reel sosyalizmin yıkılışından sonra ilk kez kendilerini içinde gördükleri bir proje ve devrim dinamiği açığa çıkmıştır. 
 
Demokratik Modernite paradigması, 21. yüzyılım devrimci dinamiğini temsil etmektedir. Elbette daha işin başındayız ancak şu ana kadar ki pratik, bu paradigmayla kadınların, yoksulların, halkların, ayrımcılığa, asimilasyona, baskıya, soykırıma uğrayanların kazanacağı bir yolun olduğunu, buradan hep birlikte yürüyebileceğimizi ortaya koymuştur.  BİTTİ
 
MA / Ferhat Çelik - İdris Sayılğan

Diğer başlıklar

15/10/2020
18:16 Varto’daki yangınları incelemek için köye giden heyet engellendi
18:05 TİS haklarını isteyen işçilerden ‘iş bırakma’ mesajı
18:02 Cudi Dağı'nda 3 noktada orman yangını
18:01 Gözaltına alınan köylülerin ifade işlemlerine başlandı
17:32 HDP’nin Kobanê için verdiği araştırma önergesi reddedildi
17:23 Bütçenin Eylül ayı açığı 30 milyara yaklaştı
17:19 İstanbul’da 3.2 büyüklüğünde deprem
16:43 Merkez Bankası rezervleri eriyor
16:31 TİHV’den Erdoğan’a tepki: Fincancı gerçek bir hak savunucusudur
16:13 Muhalefet partilerinden Türkiye Çevre Ajansı tepkisi
16:06 Gazeteci Temizkan’ın davası karar için ertelendi
16:05 DBP: HDP Türkiye halklarına umut oldu
15:50 Eski Belediye Eşbaşkanı Kök’e 6 yıl ceza
15:49 Öcalan'la görüşme başvurusuna ret
15:31 Doku’yu arama çalışmaları yeniden başladı
15:29 HDP sekizinci yıldönümünü kutluyor: Mücadelemiz sürecek
15:28 Çam ağaçlarının kesilmesine itiraz
15:00 ‘Kovid-19 testi' adı altında farklı cezaevlerine sevk
14:59 TMMOB İKK: Tarımda temel sorun tekelleşme
14:46 Öz savunmaya 15 yıl ceza
14:43 Kaldıraç: Okurumuz iki kez kaçırıldı
14:42 ‘14 tutuklu yaşamını yitirdi, 51’i işkence gördü’
14:28 Meclis toplantısında konuşması engellenen Kuş'a destek
13:12 Meslek örgütleri dayanışma ziyaretinde bulundu
13:06 Baro seçimlerinin ‘yürütmeyi durdurma’ başvurusu reddedildi
12:51 10 Ekim-Der Başkanı Coşgun: Katliamda çıkar sağlayanlar yargılanmalı
12:18 Bafra Cezaevi'nde hasta tutuklular tedavi edilmiyor
12:13 Tutuklara ‘ayakta sayım’ dayatması
12:06 Özgürlükçü Demokrasi Gazetesi Yazı İşleri Müdürü’ne hapis cezası
12:00 Muhabirlerimizin aleyhine ifade veren tanığa ulaşılmıyor
11:56 4 kentte askeri operasyon
11:30 Diyarbakır Cezaevi’nde tutuklunun ayaklarının kırıldığı iddiası
11:03 Çemişgezek'te çıkan yangında 4 ev kullanamaz hale geldi
11:02 Loç Vadisi’nde HES’e ret
11:00 Urfa’da kaza: 13’ü işçi 15 kişi yaralandı
10:58 Bankaların kredi borçlanmaları 458 milyon dolar arttı
10:53 Ayhan Bilgen'e Özgür Gündem davasında beraat
10:38 İşçilerin TKİ görüşmesinden sonuç çıkmadı
10:27 Zeytinburnu'nda bir kişi polis kurşunuyla öldü
10:07 Tecavüz faili Orhan’ın ilk duruşması yarın görülecek
09:20 'Cezaevine hoş geldin' dayağı yargıya taşındı
09:20 Siyasi partiler: Ülke yönetilemiyor, erken seçim şart
09:19 Doğayı koruyanlar cezalandırılıyor
09:19 Yüz yüze eğitimdeki eksiklikler kaygılandırıyor
09:18 Soda Sanayi işçileri: Grev erteleme hükümetin politikası haline geldi
09:09 Üç kadın gerçekleşen bir hayal!
09:09 ‘Siyasi faaliyetler fezleke konusu oldu’
09:08 Oluç: Demokratik Cumhuriyeti inşa hedefimiz devam edecek
09:06 Kilden kendine yolculuk
09:05 Van’da OHAL yasakları 4’üncü yılında: Hak ihlalleri artıyor
09:04 Kürtçe için kayıtlar başladı
09:02 Van Cezaevi’nde açlık grevi 32’nci gününde
09:00 İstanbullular: Hayat pahalı, geçinemiyoruz
09:00 15 EKİM 2020 GÜNDEMİ
00:00 Lübnan’da yeni hükümet kurma çalışmaları ertelendi
14/10/2020
22:33 Düzce’de bir kadın katledildi
22:17 Hakkari’de gözaltılar: Aralarında engelli ve yaşlılar da var
21:40 HDP’li Dede Hakkari’de çok sayıda gözaltı olduğunu duyurdu
21:00 Fransa vaka artışı nedeniyle OHAL ilan etti
20:34 ‘Ruhsat gaspıyla muhaliflerin savunma hakkı da ellerinden alınıyor’
20:26 Erdoğan ile Putin telefonda görüştü
20:20 Türkiye’de koronadan can kaybı 9 bini aştı
20:13 Koca: İstanbul’da vaka sayısı bir ayda yüzde 50 arttı
19:52 Amedspor sezonun ikinci galibiyetini aldı
19:45 KYK Borçluları Hareketi: Yaşam kısıtlamalarımızın sorumlusu meclistir
19:37 KESK’lilerin eylemi 143'üncü haftasında
19:13 İSİG Meclisi: Kovid-19 meslek hastalığı ve iş kazası sayılmalı
19:08 Yeni Yaşam Gazetesi'nin erişim engeline yapılan itiraza ret
18:53 HDP’li Meclis üyesinin konuşmasına tahammülsüzlük
18:42 'Evde veya kampüste, Kampüs Cadıları seninle'
18:30 HDK İzmir İl Meclisi cezaevlerine mektup ve kart gönderdi
18:01 AYM’nin olağanüstü toplantısından karar çıkmadı
17:54 İnsan hakları savunucularından Osman Kavala açıklaması
17:46 Antalya’da ‘gözaltılar serbest bırakılsın’ çağrısı
17:41 Gazeteci Öztekin’e 5 yıla kadar hapis istemi
17:18 Maden işçileri Meclis’te HDP ve CHP ile görüştü
17:06 Barış annesine ‘ev hapsi’
17:03 Kadri Bağdu mezarı başında anıldı: Failleri iyi tanıyoruz
16:57 HDP'lilerden kuruluş yıldönümü etkinliği
16:16 Kayıp hemşirenin katledildiği ortaya çıktı
16:11 Özsoy: Türkiye'nin tavrı Avrupa'da sabır sınırlarını zorluyor
16:08 ‘Ölüm listesi’ hazırlayan Noyan'a takipsizlik
15:54 Tanrıkulu: Kürtçe hiçbir oyuna izin verilmeyecek mi?
15:41 Barış Anneleri 9 gün sonra adliyeye çıkarıldı
15:34 Bilen: Gazeteciliğin onurunu her koşulda ayakta tutacağız
15:32 İstanbul Valiliği'nden ‘Bêrû’ soruşturması
15:31 Fincancı: Gündemimiz kaybettiğimiz meslektaşlarımız
15:14 Beştaş: ‘Çoklu’ adı altında kendilerine kurum oluşturuyorlar
15:08 Avrupa Konseyi: MA'ya yönelik tutuklama birinci derecede tehdittir
14:57 Can Dündar hakkında 35 yıl hapis istendi
14:56 Kovid-19’dan yaşamını yitiren Dr. Güzel için anma
14:48 Petrol-İş’ten grev ertelemesi tepkisi
14:46 Kürt Dil Platformu'ndan ‘dini hizmet’ talebi
14:45 Rosa Kadın Derneği üyesi Rojda Barış’a tahliye
14:40 Mayına sürülen mülteciler için etkin soruşturma talebi
14:38 Kadri Bağdu anıldı: Soruşturma etkin yürütülsün
14:22 İSİG'in açıklamasına polis müdahalesi: 7 gözaltı
14:22 Malatya’da tutuklananların sayısı 10'a çıktı
13:48 İmamoğlu’dan ‘Bêrû’ tepkisi
13:35 6 milletvekili hakkında 10 yeni fezleke
13:21 HDP heyeti orman yangınlarını yerinde inceledi
13:16 AKP-MHP’den maden işçileri önergesine ret
13:13 Bakan Gül’den ‘ışıklar yanıyor’ açıklaması
13:08 Erdoğan TTB’yi hedef aldı: Çoklu baro çalışmasının benzerini yapacağız
12:53 İdil Kültür Merkezi ve TAYAD’a polis baskını
12:47 AYM: Şahsi sosyal medya hesabı kurumsal görüşü yansıtmaz
12:46 Eşbaşkan Diken’in ‘ev hapsi’ kaldırıldı
12:32 Şırnak’ta 8 cenaze 20 gündür morgda bekletiliyor
12:21 Maden işçilerinden oluşan bir heyet Ankara’da
12:17 Kadir Şeker’e 12 yıl ceza
12:11 Helikopter olayının araştırılması için soruşturma sonucu beklenecek
12:02 10 Ekim Avukat Komisyonu: Kamusal sorumluluk nerede?
11:57 AKM inşaatında çalışan işçilere iş bitirme baskısı
11:48 HDP: Kürtçe ve Kürt tiyatrosu yasaklanamaz
11:46 Maden işçileri bakanlıkla görüşecek
11:24 HDP Parti Meclisi: Saray rejimine karşı direniş hattı öreceğiz
10:56 Ankara Katliamı yargılamasında 19 sanığın cezası onaylandı
10:30 Aleyna Çakır soruşturmasında yeni gelişme
09:41 Yasaklanan Bêrû’nun oyuncuları: Kürtçeye tahammül edemiyorlar
09:33 Yürüyüşleri engellenen maden işçileri geri adım atmıyor
09:10 ‘Şüpheli kadın ölümleri soruşturulmayarak üzeri örtülüyor’
09:09 Mayınlı tarlaya sürülen mültecilerin cenazeleri morgda bekletiliyor
09:08 Bozarslan: Rojava, Türkiye’nin boğazında yutulmayacak bir lokma olarak kaldı
09:05 İHD Şube Başkanı İncin: Tutuklular sorunlarla baş başa bırakıldı
09:04 PADÊ: Şengal'i Êzidî çocukları savunacak
09:04 Şakar: Kapitalist Modernite'ye karşı tek alternatif Demokratik Modernite
09:02 Bilgen: Bu arayış HDP’ye karşı değil
09:00 14 EKİM 2020 GÜNDEMİ
00:27 Belarus muhalefinden Lukaşenko’nun istifa etmesi için çağrı
00:18 AYM ile İçişleri Bakanlığı arasında ışıklı tartışma
13/10/2020
23:26 Çin ve Rusya İnsan Hakları Konseyi’ne seçildi
22:45 Ezidî hak savunucusu genç öldürüldü
22:22 Bakanlık Kürtçe oyun yasağını savundu
20:59 Kalın ve O'Brien telefonda görüştü
20:07 ‘Bêrû’nun yasaklanması Kürtçe’nin kamusal görünürlüğüne vurulmuş bir darbe’
19:59 HDP Eş Genel Başkanları İsveç Dışişleri Bakanı ile görüştü
19:55 İsveç Dışişleri Bakanı Linde ile Çavuşoğlu arasında ‘Kuzey ve Doğu Suriye’ tartışması
19:21 Kovid-19’dan 62 kişi daha yaşamını yitirdi
18:44 Ferhat Tunç’un davası ertelendi
18:19 Çevre örgütleri komisyon toplantısından zorla çıkarıldı
18:16 Tutuklu gazeteci Şehriban Abi avukatıyla görüştürülmedi
17:56 Samsun’da sağlık çalışanına darp
17:17 Hatun Koç’u yaralayan erkeğe ceza ve tutuklama
17:14 Kürtçe oyuna ‘kamu düzeni’ yasağı
17:12 Sözcü gazetesinin yönetici ve yazarlarına verilen cezalar onandı
17:10 HDP Sur İlçe Eşbaşkanı Hatun Yıldız tahliye edildi
17:03 Avukatların Öcalan’la görüşme başvurusuna ret
16:53 Hatay'da orman yangınıyla ilgili 2 tutuklama
16:49 Eğitim Sen: Okullardaki sorunlar çözülmedi
16:29 TÜM BEL-SEN arkadaşlarının görevlerine iadesini istedi