İmralı Yüksek Güvenlik F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın üzerindeki ağır tecrit koşulları derinleşerek devam ederken, dünya, bölge ve Türkiye’nin birçok yerinde buna ilişkin tepkiler gelmeye devam ediyor. Cezaevindeki binlerce tutuklu, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde süreklileştirilen tecrit ve kendilerine yönelik hak ihlallerini protesto amacıyla süresiz ve dönüşümlü açlık grevi eylemine başlıyor. İmralı’da yaşanan ağırlaştırılmış tecrit politikalarını değerlendiren Halkların Demokratik Partisi (HDP) Siirt İl Eşbaşkanı Yusuf Batur, barışın tesis edilmesi için tecrittin kaldırılması gerektiğini söyledi. 

 

'TECRİT HER YERDE'

 

Siirt’in köy, mahalle, belde, ilçe ve kent merkezinde gerçekleştirdikleri halk buluşmalarında yurttaşların kendilerine sürekli Öcalan üzerindeki tecrittin kaldırılması için mücadele yürütülmesi talebinde bulunduğunu kaydeden Batur,  “Halk tecrittin biran önce kalkmasını istiyor. Bize  ‘Öcalan üzerindeki tecrit niye halen devam ediyor?’ diye soruyorlar. Kaldırılması için herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini belirten halkın talebi; öncelikle tecrit, sonra özgürlük olmuş durumda” diye konuştu. Uzun süredir toplum üzerinde yaratılan bir tecrit durumunun olduğunu dile getiren Batur, “İmralı’da 1999 yıllına başlayan tecrit şu an birçok yerde sürdürülüyor. Birçok alanda devam eden tecrit halklara zorla kabul ettirilmeye çalışılıyor” dedi.

 

EKONOMİNİN DÜZELMESİ

 

Öcalan üzerindeki tecrittin ağırlaştırılarak devam ettirildiğini kaydeden Batur, “21 yıldır devam eden bir tecrit durumu var. Ekonomik olarak ne durumda olduğumuz belli. Bakan istifa etti.  Dolar fırladı.  Bu sadece ekonomik boyut. Savaşa aktarılan parayı tecritten ayrı görmüyoruz. Tecrit ağırlaştığı zaman yoğun bir savaş hali gelişiyor ve bu savaşın ekonomik gideri oluyor. Bu da halkın cebinden çıkıyor. Ancak tecrit kaldırılsa, bir barış ortama gelişse ekonomide gelişme sağlanır” diye konuştu.

 

İMRALI’DAKİ HUKUKSUZLUK

 

İmralı’da 21 yıldır yaşanan hukuksuzluğun muhataplarından birinin Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT)  olduğunu kaydeden Batur, “İmralı konusunda somut adım atmayan CPT sadece açıklamalar yapmakla yetiniyor. Yaptığı her açıklama korkakça bir açıklama oluyor. Biraz daha cesaretli olmalı ve ona göre adım atmalı.  Aile, telefon ve avukat görüşlerinin olmaması normal bir durum gibi lanse ediliyor. Ancak haftada bir görüşme olmalı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) de en az CPT kadar suçlu bir konumda. Onların da büyük bir sessizliği var” diye konuştu.

 

‘TECRİT KALKMADIKÇA SAVAŞ SONA ERMEZ’

 

Tecrittin devam ettirilmesinin altında yatan sebebin Ortadoğu’daki savaş halinin olduğunu belirten Batur, “Öcalan üzerinde tecrit uygularsam, orayı korkutursam, tüm Kürt halkını kontrol altına alırım anlayışı mevcut. Bundan kaynaklı kaldırmıyorlar. Tecrit kalmadıkça Ortadoğu’daki savaşta sona ermez” dedi.