Sancar: Ciddi bir çözüm arayışı mutlaka İmralı’yı hesaba katmalı

img

MARDİN - HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, iktidarın reform söylemlerine dair “içi boş” değerlendirmesinde bulunarak, krizin aşılması için sistemin ve iktidarın değişmesi gerektiğini söyledi. Sancar, “Ciddi bir çözüm arayışının mutlaka İmralı'yı hesabı katması gerekiyor” dedi. 

Gündemin anlık değiştiği Türkiye siyasetinde AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “reform” söyleminin ardından tekrardan “Kürt sorunu yoktur” noktasına geldi. Ekonomide yaşanan sıkıntılar, yargıda yaşanan belirsizlik, muhalefetin erken seçim çağrıları, Kürt sorunundaki çözümsüzlükte ısrar, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı cezaevlerinde yeniden başlayan açlık grevleri siyasetin başlıca gündemlerini oluşturuyor.
 
Partisinin programları kapsamında Mardin’de bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Mezopotamya Ajansı’nın (MA) sorularını yanıtladı.
 
Siyasette reform açıklamalarının ardından Bülent Arınç, sarf ettiği sözlere Erdoğan’ın tepki göstermesi üzerine YİK üyeliğinden istifa etti. Ekonomide Berat Albayrak’tan sonra dümenin teslim edildiği isimler, yaşanan krizi hafifletme çabasında. Bir taraftan da partinize dönük gözaltı ve tutuklamalar sürüyor. İktidar cenahında nasıl bir politika izleniyor şu sıra?
 
Reform söyleminin içi boş, önce bunu belirtelim. Reform dedikleri şeyden neyi kastettiklerini açıklamıyorlar. Mesela bir hukuk ve yargı reformundan bahsediyorlar ama bunun içeriğinin ne olduğunu söylemiyorlar. Ekonomide reform diyorlar ama attıkları adım pek de öyle yenilik içeren bir hamleye tekabül etmiyor. Zaten siyasi kriz alabildiğine derinleşmiş durumda. Siyasi kriz şu demek: Hükümet ekonomide, sağlıkta, toplumsal hayatta ülkenin sorunlarını çözecek bir yol bulamıyor. Mesela deprem gibi önemli bir meselede, ekolojide ortaya çıkan sorunlar gittikçe büyüyor ve bütün bunlar bir araya geldiğinde kriz hali oluşturuyor. Kriz haliyse ciddi bir yönetim kabiliyeti gerektiriyor. Ciddi bir yönetim olmadan krizleri çözmeniz mümkün değil. 
 
Türkiye'deki bütün bu krizlerin temelindeyse çok önemli bir kaç mesele var. Bunlardan en önemlisi Kürt meselesidir. Kürt sorununda bu iktidar 2015'te çözüm sürecini terk ettiğinden beri şiddet yöntemlerine, güvenlikçi politikalara yönelmiştir ve asıl hedefi HDP’yi siyasal alanda tasfiye etmektir. Kürt halkının taleplerini şiddetle bastırmaktır. Ama bu yöntemin bir sonuç alamayacağını biliyoruz. Aslında bunu hükümetin de Cumhurbaşkanı’nın da diğer bakanların ve parti temsilcilerinin de bilmesi gerekir. Çünkü aynı yöntemler yıllarca uygulandı, on yıllardır deneniyor ama hep aynı sonuç alınıyor. 
 
O sonuç da şudur; Kürt sorununda şiddeti esas alan güvenlikçi politikalar izleyen iktidarlar bir süre sonra tıkanıyor, tıkanıklık giderek siyasal çözülmeye dönüşür, çözülme ise çöküşle noktalanıyor.
 
Bu arada yaşanan çözülme, tıkanıklık ve çöküş sadece iktidarlarla sınırlı kalmıyor. Toplumsal alanda, ekonomide ve başka meselelerde de çok derin tahribatlar yaratıyor. Şu anda Türkiye tam da bu durumu yaşıyor. 2015’ten bu yana içine girilen durum, Temmuz 2016’daki darbe girişimi, ardından olağanüstü hal, olağanüstü hal süresince uygulanan amansız baskılar, insafsız zulüm, kendilerinin giderek daha derin bir çıkmaza sürüklenmesine yol açtığı gibi ülkeyi de derin krizlere sürükledi. Esas mesele bu iktidarın krizleri çözebilecek zihniyete, kabiliyete ve kudrete sahip olmamasıdır. Sahip olmadığı için de kriz derinleşiyor, krizin yarattığı tahribatlar da büyüyor.
 
Reform söylemlerinin konjonktürel mi olduğunu düşünüyorsunuz? Özelikle Kürt sorununa dair bir adım atılması söz konusu mu? 
 
 Bu iktidarın Kürt sorununda demokratik siyaset yoluyla bir çözüm arayışına gireceğine dair herhangi bir işaret yok.
 
Eğer kastedilen Kürt sorununda yeni bir yöntemin benimseneceği ise, bu gerçeklerle uyuşmuyor, doğruyu yansıtmıyor. Bu iktidarın Kürt sorununda demokratik siyaset yoluyla bir çözüm arayışına gireceğine dair herhangi bir işaret yok. Esasen krizlerin çözümü, nedenlerine bakılarak bulunabilir. İçinde bulunduğumuz kriz, Kürt sorununda izlenen çözümsüzlük, şiddet, inkâr politikası ve demokrasinin ve hukukun askıya alınmasıdır. 
Öte yandan ekonomideki en önemli mesele ise rant, saray ve savaş alanlarına çok büyük kaynakların aktarılmasıdır. Yani sorunların tümü birbirine bağlıdır. Savaş, rant ve israf edilen kaynaklar aynı zamanda bu sistemin bir sonucudur ve bu iktidarın zihniyetinin bir ürünüdür. Bütün bunları değiştirmediğiniz takdirde soyut söylemlerle herhangi bir rahatlama yaratmanız, herhangi bir çözüm aradığınıza dair ikna edici bir mesaj vermeniz veya toplumun verdiğiniz mesajdan ikna olması mümkün değildir.
 
Peki, düşünülen tarzda bir reforma girişilmesi çözüm sağlar mı?
 
Ben meselenin bir sistem krizi olduğunu birkaç konuşmamda söyledim. Sistemi değiştirmeniz gerekiyor. 2017'de kabul edilen 2018'de yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türkiye'de tıkanmış durumda ve işlemiyor. 
Bu tıkanıklık son gelişmelerle çok daha belirgin hale gelmiştir. Şimdi ekonomide bir rahatlama sağlamak için bakan değişikliğinin çare olduğunu söylüyorlar ya da en azından böyle bir algı yaratmaya çalışıyorlar ama ekonomideki politikaların baş sorumlusunun Hazine ve Maliye Bakanı değil, esasen en tepedeki kişi olduğu da ortada. Yani politikaların esas sorumlusu Cumhurbaşkanı’dır. Çünkü tek adam yönetiminde kararları ve kurumları bizatihi Cumhurbaşkanı belirliyor. O halde Hazine ve Maliye Bakanı’nın ondan habersiz, ondan bağımsız bir politika yürütmesi mümkün değil. O ismi değiştirdiğinde bir bakıma sorumluluğu kendi üzerinden atmış olmayı hedefliyor, attığına dair bir algı yaratmayı planlıyor. Peki yeni gelen Hazine ve Maliye Bakanı yeni atanan Merkez Bankası Başkanı bağımsız bir politika mı izleyecekler? Cumhurbaşkanı ekonomi politikasını mı değiştirdi veya bu iktidar ekonomide yeni bir politika arayışına mı girdi? Hayır. Sadece palyatif tedbirlerle biraz zaman kazanmaya çalışıyorlar. 
 
Bunun nedeniyse muhtemelen yeni arayışlar. Bu arayışların biri iç politika, diğeri dış politikayla bağlantılı iki tane önemli kaynağı vardır. İç politikada zaman kazanma ihtiyacı, yeni iktidar formülleriyle ilgili olabilir. Yani özellikle AKP ve Erdoğan, iktidar içinde yeniden yapılanma yollarına girmeyi deneyebilir veya yeni iktidar formüllerinin peşinde olabilir.
 
 Yeni iktidar formüllerinden kastınız ne?
 
Bu sistemde iktidar, bu krizi yaratan politikaların sahibidir. Eski politikalardan biraz ayrılacak bazı düzeltmeler yapacak olsalar güvencesi ne? Bir güvencesi yok. Çünkü yarın öbür gün yeniden diyebilir ki; ‘Efendim ben vazgeçtim, reformları askıya alıyorum.’
 
Bu sistemde iktidar, bu krizi yaratan politikaların sahibidir. Eski politikalardan biraz ayrılacak bazı düzeltmeler yapacak olsalar güvencesi ne? Bir güvencesi yok. Çünkü yarın öbür gün yeniden diyebilir ki; “Efendim ben vazgeçtim, reformları askıya alıyorum.”
 
Yeni iktidar formüllerinin ne olabileceği konusunda fazla spekülatif konuşmak istemiyorum ama bunu bir başlık olarak kaydetmekte fayda var. Önümüzdeki zamanlarda eğer mevcut iktidar bileşimi sorun yaşarsa kendi içinde muhtemelen yeni arayışlara girecekler. Bu yeni arayışlar da büyük ihtimalle mevcut sistemde bazı kozmetik değişiklik teklifleriyle muhalefetteki bazı partilere yönelebilir.  Yani muhalefet partilerinin kapısını çalabilirler. Belki bazı muhalefet partileri ile sistemde kozmetik veya kısmi değişiklikler karşılığında başka mutabakatlara varılabilir. Böylece zaman kazanabilir, en azından kendi hareket alanlarını biraz genişletecek yeni seçenekler yaratmaya çalışabilirler. 
Bu arayışlar içerisinde “Kürt sorununda yeni bir politika” mevcut değildir. Bütün işaretlere, verilere baktığımızda bizim gördüğümüz tablo budur. 
 
Kimi mecralarda bu iktidarın Kürt sorununda da yeni bir politikaya yöneleceğine dair yorumlar, spekülasyonlar yapılıyor. Ama buna cevabı apaçık bizatihi Erdoğan verdi ve “Kürt sorunu yoktur” dedi. Bu nedenle Kürt halkı içinde belli kesimlerde beklenti yaratmaya yol açacak manipülasyonlara prim vermemek gerekiyor. Kürt sorununda demokratik çözüm, güçlü bir mücadele ile mümkündür; iktidarlardan veya belli partilerden beklenecek bir şey değildir. Sistem partilerinden bunun beklenmesi yanıltıcı olur. Bazı başka sıkıntılar da yaratır.
 
İktidar reform mu yapmak istiyor? Açıklasın reform programını, görelim. Bizim kendi reform programımız var. Daha önce üzerinde çalıştığımız ayrıntılı bir reform önerimiz mevcut. Adalet alanında, yargı alanında özellikle de siyasal alanda bunları güncelliyoruz ve bunları kamuoyu ile paylaşacağız. Eğer, gerçek anlamda bir şeyler yapmak istiyorlarsa buyursunlar bu programdaki taleplere, önerilere baksınlar. Eğer, adım atmak istiyorlarsa atsınlar. Ama biz biliyoruz ki bugün reform diye yapabilecekleri bazı düzeltmeler varsa bile onların bir güvencesi yoktur. Bu sistemde iktidar, bu krizi yaratan politikaların sahibidir. Eski politikalardan biraz ayrılacak bazı düzeltmeler yapacak olsalar güvencesi ne? Bir güvencesi yok. Çünkü yarın öbür gün yeniden diyebilir ki; “Efendim ben vazgeçtim, reformları askıya alıyorum.” 
Bu sistemde güvence yoktur. Bu sistemde tek adam iradesine bağlı bir işleyiş vardır. Kurumlar çökmüştür. Denge denetleme mekanizması işlememektedir. Kuvvetler ayrılığı artık yoktur. Yargı bağımsız değildir. Kamuoyu denetimi engellenmektedir. Çünkü basının çok büyük bir kısmını kontrol ediyorlar. Peki topluma nasıl bir güvence verecekler? Bu sistem içinde vermeleri mümkün değil. Bu sistemin değişmesi gerekiyor. 
Bu sistem değişince her şey kendiliğinden çözülmeyecek ama çözüm için bir kapı açılmış olacak. Bununla da yetinemeyiz; bu iktidarın zihniyeti de değişmelidir. Gelişmelerden, bu zihniyetin de değişmeyeceğini görüyoruz. O halde bir, sistem değişmeli; iki, iktidar değişmeli. İşte ancak o zaman bu toplumun, Türkiye halklarının, en başta da Kürt halkının beklentilerini karşılamanın yolu açılabilir.
 
Hem HDP’den hem de diğer muhalefet partilerinden yükselen erken seçim çağrıları var. Muhalefet olası bir erken seçime hazır mı? 
 
İktidarı değiştirmek için bir seçime ihtiyaç vardır. Muhalefetin ne kadar hazır olduğunu bilemem ama biz hazırız.
 
Biz bu krizleri aşmak için sistem ve iktidar değişikliğinin gerekli olduğunu söylediğimize göre erken seçimi de istiyor olmamız lazım ve istiyoruz da. Bu çağrıyı yapıyoruz; çünkü biz bu iktidarı seçimle değiştireceğiz. Tabii ki seçimlere kadar mücadeleyi askıya alacak değiliz. Her türlü hukuksuzluğa, baskıya, antidemokratik uygulamalara karşı mücadelemizi gün be gün yeniden güçlendirerek sürdürüyor ve büyütüyoruz. Ama iktidarı değiştirmek için bir seçime ihtiyaç vardır. Muhalefetin ne kadar hazır olduğunu bilemem ama biz hazırız. 
 
Benim şöyle bir çağırım vardı; Bütün muhalefet partileri erken seçim konusu da dahil olmak üzere yeni dönem için bir diyalog mekanizması yaratmalıdırlar, birbirleri ile görüş alışverişinde bulunmalıdırlar, birbirleri ile müzakere etmelidirler. Erken seçimin tarihini partilerin bu müzakere sonucunda belirlemek mümkün. Daha doğrusu erken seçime nasıl gidilebileceğini, erken seçime gitmek için nasıl bir politika izlenmesi gerektiğini muhalefet partileri müzakere etmelidirler. Muhalefet partilerinin böyle bir müzakerede varacakları mutabakatı topluma mal etmek için de çalışmaları gerekiyor. Çünkü erken seçimin daha güçlü bir talep haline gelebilmesi için bir toplumsal sahiplenme şart. Toplumsal sahiplenme, aynı zamanda iktidar üzerinde bir toplumsal baskı ve basınç yaratma sonucu doğuracaktır. O nedenle biz kendi alanımızda bu çalışmaları yürütüyoruz, yürütmeye devam edeceğiz. 
Ama sadece HDP'nin çalışmasıyla erken seçimi gündeme getirmek ve gündemde tutmak kolay olmayabilir. Diğer muhalefet partilerine ve bütün toplumsal demokrasi güçlerine de önemli görevler düşüyor. Biz bütün toplumsal demokrasi güçleriyle bu diyaloğu yürütmek için çalışmalar yapıyoruz. Başından beri bizim parti politikamız budur. Bu noktada diğer muhalefet partilerinin de daha somut ve  net tavırlar ortaya koyması lazım.
 
Daha somut ve açık tavırlar derken 31 Mart ve 23 Haziran’da olduğu gibi olmaz mı demek istiyorsunuz? Aksi halde nasıl bir yol sergileyeceksiniz?
 
 Türkiye'nin sorunlarının çözümü açık tavır alma, demokratik diyalog ve olabilecek en geniş demokratik mutabakatı aramaktan geçiyor. 
 
Herkes açık olsun. 31 Mart ve 23 Haziran özel bir dönemdi. Bu seçimlerin yerel seçimler olduğu gerçeğini hiçbir zaman unutmayalım. Biz yerel seçim gerçeğine uygun olduğunu düşündüğümüz bir demokrasi politikası izledik. İktidara kaybettirmenin demokrasi güçlerine alan açacağı düşüncesiyle hareket ettik. Nitekim haklı çıktığımız da görüldü. Biz diğer partilerin tabanları ile toplumsal zeminde son derece iyi bir etkileşim içine de girerek tabanlar arası diyaloğun da işlediği bir dönem yaşadık. O dönem hiçbir siyasi parti ile pazarlığımız olmadı. Şu anda böyle bir dönemin tekrar yaşanmasının şartları mevcut değil. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri, doğaları gereği yerel seçimlerde izlediğimiz politikaya birebir uygun da değildir. Türkiye'nin sorunlarının çözümü açık tavır alma, demokratik diyalog ve olabilecek en geniş demokratik mutabakatı aramaktan geçiyor. Hangi parti buna yanaşır, hangisi yanaşmaz, bu bizi pek ilgilendirmiyor ama bir şartımız var: Hiç kimse bize ön şart dayatmasın. Bizimle diyalog kurmak isteyen herkes eşit şartlarda bu diyaloğa açık ve hazır olmalıdır. 
 
Çünkü bizim bir derdimiz var; Türkiye'de demokrasi. Bizim bir derdimiz var; Kürt sorununda demokratik çözüm. Bizim bir derdimiz var; Yoksulluğa, doğa talanına ve rant, yandaş, israf, savaş ekonomisine karşı çıkmak… Diyalog derken de bizim bütün politikalarımızın diğer muhalefet partilerince benimsemesini bekliyor değiliz. Ama bazı temel noktalarda ve belli bir çerçeve üzerinde bir müzakere, diyalog ve tartışmanın Türkiye'nin önünü açacağını düşünüyoruz. Söylediğimiz budur.
 
 Diğer muhalefet partileri ile bu konuda aranızda hiç temas oldu mu? 
 
Özel bir görüşme yapmıyoruz. Biz söyleyeceğimizi kamuoyunun önünde söylüyoruz. O nedenle herkese dürüstlük ve açıklık öneriyoruz; çünkü biz böyle yapıyoruz. Öte yandan muhalefet partilerinin bize karşı tavır geliştiriyor olmaları da işin açıkçası biraz tuhaf. Biz Türkiye'nin 3’üncü büyük partisiyiz. Bizim kadar oyu olmayan kesimler, Türkiye'nin 3’üncü büyük partisine ‘mesafe koyuyoruz ya da bir araya gelemeyiz’ dediklerinde bu işin içinde bir tuhaflık olduğu aşikar. Bu tuhaflığı kamu vicdanına, halkın değerlendirmesine havale ediyoruz. 
 
Bakın HDP’nin önemi sadece aldığı oy oranından kaynaklanmıyor. HDP, bu ülkede gerçek anlamda demokratik dönüşüm için vazgeçilmez şart olan Kürt sorununda demokratik çözümü en kapsamlı şekilde savunan partidir. Bu çözümün savunucusu olan partidir. İkincisi, biz Kürt halkından çok büyük bir destek alıyoruz. HDP'nin yer almadığı çözüm arayışları aynı zamanda Kürt halkının çok büyük bir bölümünün dışlanması anlamına geliyor. Siyaseten böyle bir işlevi olan bir partiyi diyalog kanallarının dışında bırakmaya çalışmak veya kriminalize etmek anlamına gelen ithamlarla karalamak, aynı zamanda Kürt halkının büyük bir bölümünü çözüm arayışının dışında bırakmayı kabul etmek demektir. 
Kürt halkının işin içinde olmadığı hiçbir girişim çözüm üretemez. Kürt halkının bizatihi özne olmadığı, HDP’nin aktör olarak eşit bir şekilde muhatap alınmadığı hiçbir girişimden çözüm çıkmaz.
 
 Kürt sorununda çözümsüzlükte ısrar eden bu tutum ile birlikte PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük tecride karşı cezaevlerinde yeniden açlık grevi başlatıldı. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
 
Ciddi bir çözüm arayışının İmralı'yı mutlaka hesaba katması ve devreye sokması gerekiyor. Eğer bu yapılırsa açlık grevlerine zaten gerek kalmayacak.
 
Çözümsüzlükte ısrarın çok büyük tahribatlar yarattığını belirteyim. Bu ısrar kamu vicdanında toplum vicdanında ve bizatihi toplumsal siyasal hayatın çeşitli alanlarında ciddi yaralar açıyor, acılar üretiyor. Bu acıların, bu yaraların birikmesi çok daha ağır faturalar ortaya çıkarıyor. Şimdi çözümsüzlük politikalarının terk edilmesi için cezaevlerinde açlık grevlerine yeniden başlanmış olması, bu çerçevede değerlendirilmeli. Kişisel olarak böyle bir durumun yaşanmasını elbette arzu etmem. İsterim ki; siyasal alan daha güçlü bir çözüm üretme dinamiğine kavuşsun. Böylece cezaevlerindeki insanlar açlık grevine girmesinler. 
 
Öte yandan İmralı'ya yönelik tecridin Kürt sorununda çözümsüzlük politikaları ile özdeş olduğu da ortada. Çözüm arayışlarında İmralı'nın hesaba katılmamasının da bu arayışları ciddiyetten uzaklaştırdığını görmek gerekiyor. Yani ciddi bir çözüm arayışının İmralı'yı mutlaka hesaba katması ve devreye sokması gerekiyor. Eğer bu yapılırsa açlık grevlerine zaten gerek kalmayacak. İnşallah açlık grevlerinde acı durumlar yaşanmaz. Bunun için de bizlerin çözüm için çok daha etkili, güçlü bir siyasal mücadele yürütmesi gerekiyor. Bu siyasal ve toplumsal daha da büyütmeliyiz. Bunun farkındayız.
 
Son olarak, yerel seçimlerden bu yana 49 belediyenize kayyım atanmış durumda. Bunlardan biri Mardin Büyükşehir Belediyesi. Kentte neler olup bitiyor?  
 
Evet, her şeyden haberdarım. Arkadaşlarımız ayrıntıları ile raporlar hazırlıyorlar ve bütün gelişmeleri yakından takip ediyorlar. Özellikle hem Mardin'de bulunan ve halihazırda partide çalışan arkadaşlarımız hem de daha önceki dönemde Ahmet Türk ve Figen Altındağ eş başkanlarımız döneminde belediyede çalışan arkadaşlarımız gelişmeleri hassasiyetle takip ediyorlar.
 
Biliyorsunuz 2018 yılında müfettişler bir rapor hazırlamışlardı. “Kayyımlıkta Mardin Modeli” demişlerdi ve bu modeli her yere önermişlerdi. Görüyoruz ki o model her yerde uygulanmış! Sözünü ettikleri model, dibine kadar kirli, sonuna kadar yolsuz ve ahlaksız bir modeldir. Talana ve hırsızlığa dayanan bir modeldir. Bunları yıllarca belirttik fakat iktidar bizim sözlerimizi farklı yollarla etkisizleştirmeye çalıştı. Ama şimdi iktidarın kontrolündeki müfettişler yaptıkları soruşturmalar sonucu önceki dönem kayyımı Mustafa Yaman’ın ekibinde bulunan tüm üst düzey yöneticileri hakkında soruşturma başlattı. Soruşturmaların hepsi yüz kızartıcı suçlardandır. Hırsızlık var, yolsuzluk var, ihaleye fesat karıştırma var. Her türlü rant, kirli, yolsuz yöntem var. 
 
Kayyım yönetimi gerçekten bir organize suç örgütü gibi çalışmış. İşte bu kayyım modelini bütün Türkiye’ye önermişlerdi ve maalesef bütün Türkiye'de öyle ya da böyle bu modeli yaygınlaşıyor. Bunu durduramazsak sadece siyasal alanda değil, toplumsal alanda da büyük bir ahlaki çöküş yaşanacak. Bunu durdurmak için mücadelemizi sürdürüyoruz, durduracağımıza dair de inancımız tamdır.
 
MA / Ahmet Kanbal
 

Diğer başlıklar

02/12/2020
11:52 Mardin'de gözaltı, Urfa'da tutuklama
11:42 Emine Erdoğan’a hakaretten yargılanan İmrek beraat etti
11:40 Kasım ayı ihracat rakamları açıklandı
11:38 SES Ankara: Salgın süreci şeffaf yönetilmeli
11:35 Cezaevlerinde açlık grevini ikinci grup devraldı
11:18 Kadın derneğinin ‘gayri resmi erkek üyesi’ tahliye edildi
11:17 Gözaltında fenalaşan kanser hastası hastaneye kaldırıldı
10:07 Sancar: Ciddi bir çözüm arayışı mutlaka İmralı’yı hesaba katmalı
09:57 Gazeteci Karataş: Tutuklanmamızın sebebi işkenceyi teşhir etmemizdir
09:41 HDP binası önünde devlet tiyatrosu!
09:12 Virüse yakalanan engelli sağlıkçıya ücretsiz izin dahi verilmiyor
09:11 Hinek Henek oyuncusundan izleyicilere: Hikayelerinizi gönderin
09:09 Asker öldürüyor valilik gerekçe uyduruyor
09:05 Ekonomist Arı: Bütçenin kaynağı çalışanın sırtında
09:05 Geçinmek için 2 işte çalışıyorum, dolabım yine boş
09:05 Ortağı olduğu okuldan ayrılmak isteyince dolandırıldı!
09:03 Hal esnafı: Bizim vergimizle market zincirlerine ucuza mal sağlanıyor
09:03 Salgın tedbirlerinin vurduğu esnaf destek bekliyor
09:03 Pandemi hastanesinde virüse yakalanan personel hakkında soruşturma sözleşmesi
09:00 Sur'da tarih silindi, cezaevini andıran evler inşa edildi
09:00 Özgür Ülke'ye atılan bomba bugün herkesi yakıyor
09:00 Özkiraz: HDP kimseye muhtaç değil aksine onun seçmenine muhtaçlar
09:00 02 ARALIK 2020 GÜNDEMİ
01/12/2020
22:37 Şırnak'ta TIR kazası: 1 ölü
22:31 IPI: Türkiye’de gazeteciler baskı kıskacında
21:42 Dünya genelinde 500 gazeteci koronadan yaşamını yitirdi
21:00 Sokağa çıkma yasakları başladı
20:46 Ekrem İmamoğlu’na ‘suikast’ girişimi iddiası
20:30 Mersin’de gözaltındaki 6 kişi serbest bırakıldı
19:32 KCDP: Kasım ayında 29 kadın katledildi
19:20 Amedspor, hakemlerin aleyhe kararlarını TFF'ye taşıyacak
19:08 Koronadan 190 ölüm, 30 bin 110 yeni vaka tespiti
18:04 Konya’da çocuğuna cinsel saldırıda bulunan erkek serbest
17:59 Şengal'de yeni anlaşma: Êzidxan Asayişleri görevlerine devam edecek
17:47 Hakkari'de bir asker hayatını kaybetti
17:36 Sağlık Bakanı Koca’dan aşı açıklaması
17:29 5 çocuğu istismar eden imama 37 buçuk yıl ceza
17:24 Babacan’dan ‘Kürt sorunu yoktur’ yanıtı: Kürtlere sorsunlar
17:10 Güven’den tüm partilere çağrı: Halkın gözüne bakarak söz vereceksiniz
17:06 Marmaray'da aktarma indiriminin kaldırılmasına karşı eylem
16:58 Baş: Bütçe yok, soygun var
16:34 Hakkâri’de 15 günlük eylem ve etkinlik yasağı
16:24 Bursa’da şüpheli kadın ölümü
16:22 Şengalliler anlaşmayı yürüyüşle protesto etti
16:22 ALES sınavı ertelendi
16:22 Şırnak’ta gözaltılara tepki: Meydan okuyoruz
16:21 Türkiye Varlık Fonu hakkında araştırma önergesi verildi
15:53 Hasta tutuklu Turan tahliye talebine ret: Savcı, ATK’yi değil emniyeti esas aldı
15:52 Kadın cinayeti faili 15 yıl sonra gözaltına alındı
15:13 Gençlik örgütleri: Tutuklama terörüne boyun eğmeyeceğiz
15:04 Kılıçdaroğlu: Devlet dediğimiz kurum yalan söyler mi?
14:17 İstanbul Tabip Odası'ndan salgın raporu: Acil kapanma şart
14:15 Samsun Valisi: Vaka sayıları kaldırılamaz noktaya ilerliyor
14:14 Meslek örgütleri ve sendikalar Dr. Gökalp’ın serbest bırakılmasını istedi
13:50 Avukatlarından Öcalan’la görüşme başvurusu
13:42 Sancar: Bu iktidarın temeli yalandır, faturası da halka çıkıyor
13:35 Erdoğan’dan sosyal medya şirketlerine tehdit
13:33 TMMOB: İktidar Kanal İstanbul projesine ilişkin doğru bilgilendirme yapmıyor
13:32 HABER-SEN: PTT emekçileri artık yoruldu
13:25 Temel ve Dündar'ın yargılamalarının durdurulması talebine ret
13:21 'ATK raporlarına rağmen hasta tutuklular neden bırakılmıyor?'
13:16 Yeni Yaşam Kadın Eki’nin üçüncü sayısı çıktı
13:14 Gözaltındaki 18 kişinin ifadeleri alınmaya başlandı
13:02 Gazeteci Demir’in davası ertelendi
12:36 Gözaltına alınan siyasilere polis şiddeti!
12:32 HDP önünde bekletilen grup parti çalışanlarına saldırdı
12:15 Anadil Günü'ne dair telefon görüşmesi suç sayıldı
12:04 Diyarbakır ve Mersin’de gözaltılar
11:52 Bahçeli CHP’li ismi hedef gösterdi
11:26 Askerin öldürdüğü çocuk için valilikten açıklama: Havaya ateş açıldı
11:18 Müzik ve sahne emekçileri: Duyun bizi; açız
10:58 ‘Devletin duyarsızlığı nedeniyle ev işçisi kadınlar şiddet kıskacında'
10:55 Açlık grevlerini ikinci grup devralacak
10:53 ‘KCK Basın davası' ertelendi
10:47 Akşener: Devlet ticari sır maskesinin altına saklanamaz
10:10 Rahim kanseri Çetin cezaevinde tedavi edilmiyor
09:57 Aldar Xelîl: ENKS ile görüşmeler durdu, geri adım atılmayacak konular var
09:51 Edirne’de erkek şiddeti: Bir kadın öldürüldü
09:42 Newaya Jin’ın yeni sayısı ‘Diktatör yargılanıyor!’ manşetiyle çıktı
09:42 İller Bankası’nın ödenek vermediği tesisi yapamamaktan hapsi istendi
09:24 Koronadan ölen bebeğin ailesi suç duyurusunda bulunacak
09:22 Muhabirimiz Karataş'ın tutukluluğuna itiraz
09:05 Bakliyat fiyatları el yakıyor
09:05 Van'da 40 günde 5 gazeteci tutuklandı
09:04 Altıntaş: Katar Anlaşması batan ekonominin göstergesidir
09:01 Yılmaz: İrini Operasyonu Türkiye'nin Doğu Akdeniz politikasına karşıydı
09:00 Tutukluyu darp eden gardiyanlara takipsizlik
09:00 Yargıtay ‘dokunulmazlığa rağmen mahkumiyet’ kararını bozdu
09:00 01 ARALIK 2020 GÜNDEMİ
08:52 Şırnak'ta siyasetçilere operasyon
08:46 Disipline sevk edilen Arslan: Tayyip Bey haklı, ben de haksız sayılmam
00:31 TTB: Bir günde 7 sağlık çalışanı hayatını kaybetti
00:15 İçişleri Bakanlığı’ndan kısıtlama genelgesi
30/11/2020
23:28 Kılıçdaroğlu’na saldırı davası ertelendi
23:20 ‘İran Devrim Muhafızları komutanı Irak’ta öldürüldü’
22:46 Derecik’te askerler bir genci öldürdü iddiası
22:20 Batman’da 2 kişi tutuklandı
21:58 Şırnak'ta 1 korucu öldü
21:55 CHP Genel Başkanı’na saldıran sanık Kılıçdaroğlu’nu köyüne davet etti
20:44 Türkiye’de hasta sayısı 500 bini aştı
20:07 Erdoğan: Hafta sonu sokağa çıkma yasağı uygulanacak
20:02 Diyarbakır’da bir kişi tutuklandı
19:13 Kürt Medrese Alimi Selahattin Turhallı yaşamanı yitirdi
18:57 Güven: Öcalan ve Barzani Kürtlerin birliğini sağlayabilir
18:53 AİHM, 33 ülkeden savunma istedi
18:00 Hama'da deprem, Hatay'da da hissedildi
16:21 Gökalp'in tutuklanmasına tepki: Halkın sağlığını savunmaya devam edeceğiz
16:16 Kılıçdaroğlu'na saldıran sanıklardan 'öldürmek isteseydik, zaten çıkamazdı' savunması
16:05 CHP’li Başkan Yardımcısı tecavüz suçundan tutuklandı
15:57 Zainal Abarakov’un polis babası Doku dosyasından açığa alındı
15:51 Sincan ve Kırıkkale cezaevlerinde 7 tutuklu açlık grevinde
15:26 Alınak’ı tehdit eden polis için karar: ‘Facebook ABD'de, şüpheli tespit edilemez’
15:16 Nusaybin ve Kızıltepe'de HDP coşkusu
15:03 TJA’dan çağrı: Açlık grevlerine sessiz kalmayın
14:59 Bir sağlıkçı daha koronadan yaşamını yitirdi
14:56 Muhabirimiz Yalçın serbest bırakıldı
14:56 Tüm-Bel Sen: Avcılar Belediyesi’nde adalet istiyoruz
14:15 Adıyaman’dan El Bab’a asker takviyesi
14:09 HDP’den memurlar için ‘ek gösterge’nin attırılmasına dair kanun teklifi
13:55 Diyarbakır’da yeni mezarlık açılacak
13:52 Hukuk örgütleri: Elçi cinayetinin cezasız kalmaması için mücadele edeceğiz
13:42 İzmir’de bir kişi tutuklandı
13:41 Akkuyu Nükleer Santrali'nin lisans iptali için açılan dava görüldü
13:41 TJA doğa katliamlarına dikkat çekti
13:31 Emeklilerin mücadelesi engellenmek isteniyor
13:26 Bakan Elvan’dan büyüme açıklaması
13:13 Cezaevleri yeniden eylemde: Hedef 20 yıllık tecridi sonlandırmak
13:12 Ekonomi kimin için büyüdü?
13:09 Sancar: Hedefimiz Kürt halkını kendi kimliğiyle yönetime taşımak
12:55 Muhabirimiz Yalçın’a tutuklama talebi
12:32 HDP Kadın Meclisi: Hapishanelerde koğuşlara yapılan baskı işkencedir
12:08 BDDK TL işlemleri sınırını arttırdı
11:58 Yargıtay özsavunma yapan Havva Zor'un cezasını onadı
11:55 Meclis’e bir ay ziyaretçi yasağı getirildi
11:54 DİB: Sağlık Bakanlığı’nın yalanları ifşa oldu
11:45 TTB’den acil çağrı: Pandemi süresince özel hastaneler kamu hizmeti sunsun
11:40 Muhabirimiz Yalçın adliyeye getirildi
11:35 Bakan Selçuk’tan işsizlik ve kısa çalışma ödeneği açıklaması
11:35 Kılıçdaroğlu’na yumruk atan sanık saldırıyı hatırlamadı!
11:20 Gazeteci Öztekin’e 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası
10:55 Beyaz Saray'ın iletişim ekibi kadınlardan oluşuyor
10:55 18 kişinin gözaltı süresi 4 gün uzatıldı
10:49 Dış ticaret açığı 11 ayda yüzde 76 arttı
10:49 TTB: Bir haftada 20 sağlık çalışanı yaşamını yitirdi
10:48 Koronavirüs test ihalesi Menzilci Ferhat Danışman’a verildi
10:47 Rosa Kadın Derneği üyesi Esmer’in duruşması ertelendi
10:37 TÜİK ekonomiyi büyüttü
10:16 Bakan Koca’dan koronavirüs paylaşımı
09:55 12 bin 671 kişiye adli ve idari işlem yapıldı
09:54 Cudi’de operasyon öncesi yasak