Malatya’nın merkez Batalgazi ilçesinde ailesiyle çiftçilik yaparak geçimlerini sağlayan İkbal Yalçınkaya (43), çocukluğundan bu yana kutlanan bütün Newrozlara katılan, kendi deyimiyle “Newrozlara sevdalı” bir kadın. Yalçınkaya, bu sevdasını ise iki gün önce doğan buzağına verdiği Newroz ismiyle devam ettirdi. Geçtiğimiz yıl pandemi nedeniyle Newroz bayramının kitlesel kutlanmamasından dolayı evinin bahçesinde yaktığı ateşle kutlayan Yalçınkaya, bu yıl kutlanacak Newroz’a haftalar öncesinden hazırlandı. “Newroz ateşiyle direnelim özgürleşelim” şiarıyla dün Malatya Emeksiz Meydanı’nda kutlanan Newroz Bayramı'na giden Yalçınkaya ile kızı Med (12) ve oğlu Rojhat (11) gözaltına alındı. Gözaltına alınma nedenleri ise kızının başına bağladığı sarı, kırmızı, yeşil şal.

 

SAATLERCE ALIKONULDULAR

 

Yalçınkaya ve çocukları, kurulan arama noktasından geçtiği sırada polisler tarafından durduruldu. Renklerinden dolayı şala el koyan polis, aileyi bir saat boyunca alıkoydu. Emniyet mensuplarının aralarında gerçekleşen görüşme trafiği sonucu gözaltına alınmalarına karar verildi. Gözaltı gerekçesi de renklerin “PKK-KCK” bayraklarını andırması oldu. Gözaltına alındıktan sonra Terörle Mücadele’ye (TEM) götürülen 12 yaşındaki “şüpheli” Med, 11 yaşındaki kardeşi Rojhat ve anneleri İkbal Yalçınkaya, burada da 3 saat tutuldu. İfadeleri alındıktan sonra Malatya Devlet Hastanesi’nde yapılan doktor muayenesinin ardından da serbest bırakıldılar. 

 

EVDE KUTLADILAR 

 

Bu yılda Newroz coşkusunu kitleyle yaşamayan Yalçınkaya ve çocukları, evlerinin bahçesinde yaktıkları ateşle Newroz Bayramı'nı kutladı. Ateşin üzerinden atlayarak dilek dileyen Yalçınkaya ailesi, Newroz’a giderken neler hissettiklerini, arama noktası ve sonrasında yaşadıklarını ajansımıza anlattı. 

 

RENKLERDEN DOLAYI İŞLEM

 

Coşku ve sevinçle evden çıktıklarını belirten İkbal Yalçınkaya, “Alana gittik, içeri girmek için sabırsızlanırken, kızımın başında tekstil ürünü sarı kırmızı yeşil bir şal olduğu için bizi durdurdular. İçeri girmemize izin vermediler. Bizi bir saat alanın girişinde tuttuktan sonra gelen yeni bir ekip ise TEM’e götürdü. TEM’de ifade vermek için beni bir odaya aldılar, ifade aldıkları esnada su içme bahanesiyle çocuklarımın bulunduğu odaya gittim. Orada çocuklara sorular sorulduğunu gördüm. Çocuklarla konuştuklarını ne sorduklarını ve nasıl davrandıklarını bilmediğim için birden benden izin almadan yaptıkları için tepki gösterdim. Kızıma şalı nereden aldığını, renklerin yasak olduğunu söylemişler. Şalın üstünde hiçbir amblem yok, bayrak değil, sadece renklerinden kaynaklı bizi aldılar. Orada 2 saat tutulduktan sonra bizi çocuk şubeye götürdüler. Kızım 12 yaşında ona dosya hazırladıklarını söylediler. Renklerden dolayı işlem yaptılar ve dosyanın savcılığa gideceğini aktardılar. 12 yaşındaki bir çocuk, savcılığa sevk ediliyorsa artık bu devlete diyecek bir şeyim yok” diye konuştu.

 

NEWROZ’U EMNİYETTE GEÇİRDİLER

 

Maruz kaldıkları uygulamaların sarı, kırmızı, yeşil renklerden kaynaklı olduğunun altını çizen Yalçınkaya, “Coşku ve sevinçle Newroz kutlamaya giderken, TEM ve çocuk şubede saatlerce tutulduğumuz için çocukların psikolojileri bozuldu. Gözaltındayken çocuklar sürekli 'Bize ne yapacaklar? korkuyoruz' diyorlardı. Onları sakinleştirmek için çok uğraştım. Bugün bize Newroz bayramını zehir ettiler. Her yıl Newroz alanlarında yer alıyorduk ama bu yıl Newroz coşkusunu emniyette geçirdik. Newroz coşkusundan mahrum kaldık” ifadelerini kullandı.

 

RENKLERDEN VAZGEÇİLMEYECEK 

 

Yapılan engellemelerin amacının kutlamalara katılanlara “gözdağı” vermek olduğuna işaret eden Yalçınkaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sadece renklerden kaynaklı rehin alındık. İnsanları baskı altına alarak sindirmeye çalışıyorlar ama biz yine meydanlarda olamaya devam edeceğiz. Yılmıyoruz, yılmayacağız gelecek yıl daha büyük bir coşkuyla yine kendi renklerimizle katılacağız. Renklerden kaynaklı yine aynı şeyi yaparlarsa yapsınlar ama biz kendi renklerimizle katılacağız.” 

 

12 YAŞINDAKİ ÇOCUK SORGULANDI 

 

Başında şal olduğu için gözaltına alınan Med de, yaşadıklarını şöyle aktardı: “Alana girerken polislerin gözü üzerimdeydi, çok kötü bir his vardı. Bizi durdular ve ekipleri çağıracaklarını söylediler, o zaman çok korktum. Annem ifade için içeri geçtiğinden annemden izin almadan ben ve kardeşimi bir odaya aldılar, sorular sormaya başladılar. Bana şalı nereden aldığımı sordular. Bende 8 Mart’ta dağıtan kadınlardan aldığımı söyledim. Sürekli bir isim istiyorlardı, kimin verdiğini soruyorlardı. Sürekli, ‘Neden taktın, bunun anlamını biliyor musun? Yasak’ diyorlardı. Soruları sordukları yerde nezarethane gibi bir yerdi, orayı görünce korkum arttı. Newroz’u coşkuyla kutlayamadığım için üzüldüm.” 

 

Kardeşi ve annesiyle TEM ve çocuk şubeye götürüle Rojhat ise, “Newroz’a gittik ama kutlamalara alınmadık. Annemi alacaklar diye çok korktum” diyerek yaşadıklarını özetledi. 

 

MA / Emrullah Acar