DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te gerçekleştirilen eylemler gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri ve yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 24’ü tutuklu 108 kişi hakkında açılan davanın 3’üncü duruşması 4’üncü gününde. Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Sincan Cezaevi Kampüsü Salonu'nda görülen duruşma tutuklu siyasetçilerin savunmalarıyla devam ediyor. Yarın ara verilmesi beklenilen duruşmada mahkemenin sık sık avukatlara müdahale etmesi tansiyonun yükselmesine neden oluyor.  

 

Dava avukatlarından Cahit Kırkazak, yargılamanın gidişatını ve mahkemenin tutumunu değerlendirdi. 

 

‘İNTİKAM’ DAVASI

 

Av. Kırkazak, Kobanê Davası’nın amacının HDP’yi tasviye etmek olduğunu ve “intikam” amacıyla açıldığını söyledi.  Kızkazak, “Siyasal irade ‘Biz Kobanê’deki kardeşlerimizin alnından öpüyoruz’ diyerek, yaralıları Urfa’da tedavi ettirdikten belli bir süre sonra bu kumpas davasını açtı. Bu kumpas davasında ne yerel mevzuat ne yerel hukuk ne de uluslararası hukuk dikkate alınmadı. Özellikle uluslararası hukuku boşa çıkaracak şekilde tutum takınmaya devam ediyorlar. Bunun yansımasını mahkeme salonlarında görüyoruz” dedi.

 

‘TEK ADAM REJİMİ’

 

Mahkeme salonunda “tek adam rejiminin” yansımalarını gördüklerini ifade eden Kırkazak,  “Bu yargılamalara siyasi yargılama diyorduk. Ama bugünkü yargılamalar siyasi yargılamalardan çok siyasi iktidarın açıktan kaba ve zorba yargılamalarına dönüştü.  Bunu da mahkemenin motivasyonu, paramiliter güçlerin mahkeme salonuna getirilmesi ve ‘tek tip adamın’ mahkemeye yansımasında görüyoruz. Yeni bir yargılama sürecidir. Eğer bu yargılama süreci başarılı olursa Türkiye’de artık kanun da olmayacak. Yani tamamen keyfi bir yargılama süreci olmuş olacak. Mahkeme heyeti, konuşturmama ve söz vermemekle, belirlenen tiyatro sürecini şekilsel olarak tamamlamaya çalışıyor” diye kaydetti. 

 

TAHLİYELER 

 

Yerine kayyım atanan Belediye Eşbaşkanı Ayhan Bilgen’in de aralarında bulunduğu 4 kişinin önceki gün tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilmesinin “umut verici” olduğunu ifade eden Kırkazak, “Arkadaşlarımızın tahliye olması çok kıymetli. Bu tahliyenin gerekçesi bizim için daha çok önemli. Tahliye gerekçesinde ‘suç vasfının değişmesi hali’ vardı. Kobanê dosyaları ilk hazırlanmaya başladığında ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ maddesince açılmıştı. Daha sonraki süreçlerde özellikle Selahattin Demirtaş’ın içeride tutulması için bunu TMK kapmasına aldılar. Mahkeme heyeti tek taraflı bir motivasyonla hareket etmiş olsa bile dosya kapsamında yargılanan siyasetçi arkadaşları suçlayamayacaklarının farkındalar. Bu tahliyelerin devamını da bekliyoruz” şeklinde konuştu.

 

ET VE SÜT KURUMUNA YETKİ

 

Mahkemenin, müşteki olup olmadığı belli olmayan kişilere soru sorma yetkisi verdiğini aktaran Kırkazak, şunları söyledi: “Et ve Süt Kurumu duruşmada soru soruyor. Dosyanın esasına ilişkin soru sorduruluyor. Bunun daha ötesi düşünceyi açıklamaya zorluyorlar. ‘Bu konuda ne düşünüyorsunuz?’ veya ‘Bu tweet için ne düşünüyorsunuz?’ diyorlar. Biz bunu şu şekilde değerlendiriyoruz; Gerçekten dosyanın içeriği boş, hiçbir niteliği yok. Delil olmadığı için bunu müvekkillerimizin düşünceleriyle yaratmaya çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.

 

DIŞARIDAN GETİRİLEN GRUPLAR

 

İktidarın tüm çabalarına rağmen yargılanan siyasetçilerin iradesini teslim alamadığını vurgulayan Kırkazak, yer yer kimi grupların duruşma salonuna getirilerek yargılananlara fiziki müdahalede bulunmak istendiğini kaydetti. Kırkazak, şöyle devam etti: “İktidar teslim alamama durumunda fiziki ve fiili olarak müdahale etmeye çalışıyor. Buraya gönderilen insanların müşteki özelliği yok. Bu olaylardan dolayı gazi olup da dernek kurulduğu mu var? Ya da bu gazi derneklerinin bu dosya ile ne alakası var? İçeriye insanlar alınırken müşteki ve sanık yakınlarının girişleri çıkışları farklıdır. Bu müşteki dedikleri kişileri sanık yakınlarının olduğu girişlerden aldılar. Mahkeme salonunda tutmadan bir tur attırdılar. Bu, adil yargılamanın olması gerektiği bir yerde bir gövde gösterisiydi. Siyasetçi arkadaşlarımızın bu çetevari saldırılardan etkilenmeyeceği çok açık. Türkiye toplumunun hakları ve demokrasi için bedel ödemekten çekinmeyen insanlar 3-5 çetenin sloganıyla teslim olmayacakları çok açık.”