HDP'li Önlü'den İzmir saldırısına dair yeni bilgiler

img

HABER MERKEZİ - HDP'li Alican Önlü, Deniz Poyraz'ın katledildiği partilerinin İzmir İl Örgütü binasına yönelik saldırıya ilişkin yeni bilgiler paylaştı. Saldırı yerinin İzmir olarak seçilmesi de tesadüf olmadığını söyleyen Önlü, “Saldırının amacının ne olduğu?” sorusuna yanıt verdi.

HDP Örgütlemeden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Dersim Milletvekili Alican Önlü, 17 Haziran günü partilerinin İzmir İl Örgütü binasına yönelik saldırı ve bu saldırıda Deniz Poyraz’ın katledilmesine dair Yeni Yaşam Gazetesi için bir yazı kaleme aldı. Önlü, bu yazısında yapılan saldırı öncesi ve sonrasına dair kimi yeni önemli bilgiler paylaştı. 
 
HDP’li Önlü’nün saldırıya dair verdiği bu önemli bilgilerden biri, katil Onur Gencer henüz içeride bulunduğu sırada parti binaları önüne gelen İl Eşbaşkanları Kadir Baydur’un adını henüz kimseye zikretmemiş olmasına rağmen polislerin Deniz Poyraz’ın içerde olduğunu bilmesi oldu.
 
Önlü, bu durumu “Müdahale ekibi geldikten sonra Güvenlik Şubesi'nden bir polis memuru il eş başkanına içeride kaç kişinin olduğunu soruyor. İl Eşbaşkanı 5-6 kişi olabileceğini söylüyor ve ‘Neden müdahale etmiyorsunuz katliam çıkacak’ diyor. Polis bunun üzerinde ‘Deniz’in düşmanı var mıydı?’ diye soruyor. İl Eşbaşkanı, Deniz arkadaşın içeride olduğunu tahmin ettiğini ancak başka kimin olup olmadığını bilmediğini söylüyor. İl Eşbaşkanımız Deniz’in adını kimseye zikretmediğini, adını ilk olarak polisin söylediğini aktardı!” sözleriyle kaydetti.
 
HDP’li vekilin açıkladığı bir diğer bilgi ise, katliamdan kısa bir süre sonra İl Eşbaşkanlarını arayan Demirören Haber Ajansı çalışanlarının “Deniz’in iki kardeşi tutukluymuş. Bir düşmanı olabilir mi?” sorusunu yöneltmesi olduğunu ifade etti.
 
“Saldırının amacının ne olduğu?” sorusuna da yanıt veren Önlü’nün, “Azmettiriciler: Yasama, yürütme, yargı, medya” başlıklı yazısı şöyle: 
 
“Bir hafta önce elini sıktığım, kahvaltı yaptığım, siyasi değerlendirmelerde bulunduğum yoldaşımın bir hafta sonra katledilmesinin üzüntüsünü yaşıyorum. Bir hafta önce ziyaret ettiğim İzmir İl Eş Başkanlığı'na sabah saatlerinde varmıştım. Deniz’i önceki dönem çalışmalarında gördüğüm gibi o gün de olabildiğince zinde gördüm.
 
Deniz çocukluğundan gençliğine örgütlü hayatın içinden geçen, tehlikelere karşı tedbir almayı bilen bir yoldaşımızdı. Gelin görün ki karşısındaki güç de aylarca gözlem ve keşif yapan, envai çeşit kirliliğin içinden geçmiş, son derece organize ve sistemli çalışan ve kesinlikle bir kişi olmayan katiller ordusuydu.
 
Bizde Denizler bitmez ama her bir Deniz’in ayrı bir öyküsü, ayrı bir hakikati vardır. Deniz Poyraz’ın da hepimize ödevler yükleyen bir hakikati var. Buna karşı bir de Denizlerin hikâyesini bulandırmak isteyenlerin yaptığı manipülasyonlar var!
 
HDP olarak bazı bilgilerin daha net kamuoyu ile paylaşılmasının ihtiyacını duyuyoruz. Aşağıda yazacağım bazı detaylar partimize saldırı anında da elimizde vardı ama bazısı için daha detaylı araştırma yapılması gerekiyordu. Partimizin merkezi yöneticilerinden Ege bölge örgütlenmesinde çalışan arkadaşlarımıza, İzmir İl Eş başkanlığımızdan İzmir’de bulunan partililerimize kadar geniş bir araştırma yaptık. Araştırmanın detaylı hali ileriki dönemde partimiz tarafından paylaşılacaktır ama bu yazıda da bir kısmını kamuoyu ile paylaşma ihtiyacı duyuyoruz.
 
BİNAYA HER GÜN O SAATTE EN AZ 5 KİŞİ GELİYOR
 
Katliam günü yaşananlara dair bilgiyi paylaşmadan evvel İzmir İl Örgütümüzün rutin bir gününü paylaşmakta fayda var.  İl Örgütümüz her sabah 9.30-10.00 arası açılıyor. İl binamızı açan arkadaşımız değişebiliyor. Sabah saat 10.30’a gelindiğinde her gün ortalama en az 5 arkadaşımız il binasına geliyor. Bazı günler planlamaların yoğunluğuna göre sayı artabiliyor. Pazartesi günleri Kadın Meclisi ve İl Yönetimi toplantılarını yapıyor. Her gün bir il yöneticimiz il binamızda nöbet tutuyor.
 
İl örgütümüz Çankaya semtinde ve en işlek cadde, çok sayıda mobesenin bulunduğu Şair Eşref Bulvarı’ndaki bir binanın ikinci katında yer alıyor. İl Örgütümüzün üst katında özel bir dershane ve İngilizce kursu var. Dershanenin ofis katları ise il örgütümüzün bulunduğu binanın alt katında ve binada toplam 86 ofis bulunuyor. İl örgütümüzün bulunduğu kat ise sadece partimize ait.
 
BİNANIN ÖNÜNDE POLİS ÇADIRI VAR
 
İl binamızın giriş kapısının tam karşısında çadır var! Emniyetin yönlendirdiği bazı provokatörler yaklaşık bir buçuk yıldır il binamızın önünde oturuyor. Uzun bir süredir aynı kişi orada bekliyor. O kişi için düzenli olarak sivil polis aracı bekliyor. İl binamızın bulunduğu yolun karşı tarafında bir polis kulübesi bulunmakta. Bu kulübede 1 provokatör bulunuyor. Bu kişiye her gün en az 3 bazen de 10-15 sivil polis eşlik ediyor.
 
İl örgütümüzün yaptığı hemen her eylemde il binamızın önünde oturan provokatör sözlü taciz ve hakaretlerde bulunuyor.  İl yöneticilerimiz rutin olarak il binasına girip çıkarken de bağırarak tacizlerde bulunuyorlar. A Haber, sürekli il binamız önünde oturan kişiyle (bu kişiler değişiyordu) yaptıkları röportajlarla partimizi hedef gösteriyordu.
 
Daha önce Vatan Partisi de üç defa il binamızın önünde provokatif eylemler yaptı. Bu grup da siyah çelenk bırakarak, partimizi hedef gösterip sürekli hakaret ediyor.
 
İl yöneticilerimiz artık bir rutin haline gelen, hakaret, tehdit, sözlü taciz ve eylemler üzerine Vali’nin özel kaleminden randevu talep ediyor ancak randevu verilmiyor. İzmir Milletvekilimiz Murat Çepni de yaşanan güvenlik sorunuyla ilgili Vali’yi arıyor ancak bir türlü ulaşamıyor. İl Örgütümüzün ısrarlı talebi sonucu İzmir Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube ile görüşülüyor. İzmir Güvenlik Şube Müdürlüğü'yle toplamda üç kez görüşme yapılıyor. İl yönetimi, hedef gösterildiklerini, tacizlerin yaşandığını, arkadaşlarımızın saldırı tehdidi altında olduğunu söylüyor. Hatta MYK Üyemiz Mahfuz Güleryüz yaşanan katliamı öngörürcesine görüştükleri emniyet yetkilisine şunu diyor:
 
'Bizleri hedef haline getirenlere sessiz kaldığınız müddetçe saldırı tehdidi altında olacağız. Göreceksiniz bir gün biri elini kolunu sallayıp gözlerinizin içine baka baka il örgütümüze gelip bizi katledecek. Bunu mu istiyorsunuz?'
 
KATLİAM GÜNÜ
 
Deniz Poyraz arkadaşımızın katledildiği gün saat 15.00’da Alsancak Kozalak Kafe’de Kobani Kumpas Davası’ndan tutuklu bulunan bir önceki dönem PM üyemiz Beyza Üstün’ün kitabının imza günü var. Etkinlik öncesinde saat 12.00 gibi il yöneticilerimiz, il binamızda buluşulup topluca imza gününe katılmayı düşünüyor. Bir kısım il yöneticimiz de hayatını kaybeden bir partilimizin yeğeninin cenaze törenine katılmaya gidiyor.
 
Katliam günü il binasını Deniz Poyraz arkadaşımız açıyor. Daha sonra İl Saymanımız ve PM Üyemiz Hacay Yılmaz il binasına geliyor. Etkinlik için kente gelen Ekolojiden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcımız Naci Sönmez’i almak için sayman arkadaş araçla havaalanına gidiyor. PM Üyemiz de il binamızın aşağısındaki kafelerden birine oturmaya gidiyor. İl binasında Deniz Poyraz arkadaş yalnız kalıyor.
 
İl Eşbaşkanımız Kadir Baydur, saat 10.30 sıralarında aracıyla il binasının önüne geliyor. Aracını park ediyor, il binasına çıkmadan önce büfeye girip sigara alıyor. 10.50 civarı binanın kapısına geldiği sırada silahlı üç sivil polis kapının önünde bekliyor ve binaya girişleri kapatmışlar. İl Eşbaşkanı ne olduğunu sorduğunda, polis “İkinci kata silahlı baskın var” diyor. İl Eşbaşkanı girmek istiyor bırakmıyorlar, ‘müdahale edin’ diyor ama “Çelik yelekli polis lazım” yanıtını alıyor.  İl Eşbaşkanı o ana kadar herhangi bir silah sesi ya da başka bir gürültü duymuyor. Beş dakika içinde resmi ekipler geliyor. İl Eş Başkanımız artık silah sesleri duymaya başladığını söylüyor. 15 dakika sonrasında da müdahale ekibi geliyor.
 
Müdahale ekibi geldikten sonra Güvenlik Şubesi'nden bir polis memuru il eş başkanına içeride kaç kişinin olduğunu soruyor. İl Eşbaşkanı 5-6 kişi olabileceğini söylüyor ve “Neden müdahale etmiyorsunuz katliam çıkacak” diyor. Polis bunun üzerinde “Deniz’in düşmanı var mıydı?” diye soruyor. İl Eşbaşkanı, Deniz arkadaşın içeride olduğunu tahmin ettiğini ancak başka kimin olup olmadığını bilmediğini söylüyor. İl Eşbaşkanımız Deniz’in adını kimseye zikretmediğini, adını ilk olarak polisin söylediğini aktardı!
 
Katliamdan kısa bir süre sonra Demirören Haber Ajansı, İl Eşbaşkanımızı arayarak “Deniz’in iki kardeşi tutukluymuş. Bir düşmanı olabilir mi?” diye soruyor. Eşbaşkan ‘bilmiyorum’ deyip telefonu kapatıyor.
 
Saldırının duyulmasının ardından il binamız önünde kitle toplanmaya başlıyor. Yöneticilerimiz güvenlik şube ekiplerinin hep tahrik edici bir tutum içinde olduğu aktardı.
 
Saldırının ardından esnaftan görüntü toplanması için iki arkadaşımız görevlendiriliyor ancak polis öncesinde görüntüleri almış. Ayrıca kapıyı gören esnaflardan biri yöneticilerimize saldırganın silahını çekerek içeri girdiğini belirtiyor. Fakat basında yer alan görüntülerde bu görünmüyor. Esnaf, polisin görüntüleri aldıktan sonra bilgisayarları formatladıklarını söylüyor.
 
YAPILAN TEHDİTLER
 
İl yönetimimiz, İzmir Milletvekilimiz Serpil Kemalbay ve avukatlarımız saat 16.00’da il binasına girebiliyor.
 
Deniz Poyraz, partimizde çalışan annesinin yerine dönem dönem il binasında çalışıyor. Anne elinden ameliyat olduğu için yaklaşık 5 aydır annesinin yerine düzenli olarak geliyor. Fakat Deniz arkadaşımız zaten yıllardır partimizin gençlik çalışmalarında yer almış, ilçe yöneticiliği yapmış ve birçok çalışmamızda gönüllü olarak yer alan aktif bir arkadaşımız.
 
 
Partimiz birçok yerde belirsiz kişiler tarafından tehdit ediliyor. Bu tehditlerden biri de olayın gerçekleştiği gün il disiplin kurulu üyemiz ile yurtiçindeki ve yurtdışındaki bütün çocuklarına tehdit mesajları atılıyor. Mesajlarla ilgili de suç duyurusunda bulunuldu ve savcılığa bilgi verildi.
 
Emniyete verdiği ifadede katili Balçova Termal Otel ve HDP İl Örgütüne sıklıkla bıraktığını söyleyen taksicinin belirttiği Balçova Termal Otel İzmir Valiliğine bağlı İl Özel İdaresine ait. Otelin Yönetim Kurulu Başkanı İl Valisi.
 
İKİ FOTOĞRAFIN ANLATTIKLARI 
 
Bu arka plan bilgisi ile birlikte karşımızda Türkiye’nin yakın tarihini anlatan iki net fotoğrafın olduğunu söylememiz gerekir. Birincisi Deniz’in şahsında HDP’nin ve Kürtlerin hikâyesidir. İkincisi ise bu ülkede devleti yöneten, halkın refahını çalan, paramiliter tuzaklar kuran katiller ordusunun hikâyesidir.
 
Evet, Deniz HDP ve Kürtlerin hikâyesidir. İsminden tutalım da yaşamının her zerresi bu ülkenin direnenlerinin, hayatı güzelleştirenlerinin gerçek bir öyküsüdür. Zorla yerinden edilerek göç etmek zorunda kalan örgütlü bir Kürt ailenin çocuğu olan Deniz, hayatının her anında yoksulluğun ne olduğunu, emeğin ve sermayenin ayırdını hücrelerine kadar hisseden biriydi. Daha çocukluğunda kurmaca dosyalarla cezaevlerinde bulunan ailesini ziyarete giden yoldaşımız, partisinin seçim çalışmalarından ilçe yöneticiliğine, çay ocağında çalışmaktan miting çalışmalarını organize etmeye kadar her aşamasında üşenmeden çalışan biriydi.
 
Çocukluğundan itibaren ailesi ile birlikte örgütlü mücadelenin içinde yer alan ve yüreği her an yoldaşlarıyla birlikte atan Deniz’imiz HDP’de büyüdü ve sonunda HDP’de ölümsüzleşti.
 
Hayatın her anını emeği ile anlamlandıran bu arkadaşımıza karşı hayatı karanlığa boğmak isteyen, varlığını nefret, kan ve öldürmek üzerine kuran bir yapı var. Karşımızda bir katil yok, katiller ordusu ve bu orduları besleyen bir zihniyet var. Kürt’ün olduğu her yeri işgal etmek isteyen, yeşili görünce aklına sadece balta gelen, emek denildiğinde sömürünün nasıl olacağını düşünen bu köhne zihniyet aslında tüm Türkiye’yi ölümlere, karanlığa, kirliliğe ve talana sürüklüyor. Ortadoğu’da savaş cehenneminde halkların ortak kazanımı ile yaşam bulan ve bir demokrasi vahası olan Rojava’yı boğmak isteyen anlayışın bir parçası olan katil Minbiç’te işgal politikasının sonucu olarak devletin karargâhında, ordunun silahı ile durdu ve pozlar verdi. Rojava’da elde edilen kazanımları boğmak isteyenlerin elbette nefret söylemi ile kutuplaşma iklimini sonuna kadar yayan siyasi büyüklerinden feyz alarak katliam planlarını Türkiye içinde HDP’lilere yöneltmesi gecikmedi.
 
Evet bu tedricen gelişmiş ve organize siyasi bir suikasttir. Bu suikastin azmettiricileri her seferinde partimizi hedef haline getiren, partimize yönelik siyasi kırım operasyonlarını tek bir merkezden kumanda eden yüzyıllık derin devlet aklıdır. Parlamenter demokrasinin olmazsa olmazı olan güçler ayrılığının tek elde toplandığı totaliter zihniyet, yasamayı dokunulmazlıkların kaldırılmasında noter düzeyine indirgeyen, talimatla HDP hakkında kumpas davaları hazırlayan yargı erkini arka bahçeye çeviren ve gece gündüz HDP’yi hedef tahtasına oturtan, kriminalize eden tetikçi medya bu üst aklın bileşenleri olarak topyekun saldırının bir parçası olan suikastte yerlerini almış durumdalar.
 
Bu karanlık yapı sadece katliam planları yaparken değil, planlarını hayata geçirdikten sonra da korunuyor. Böyle olmasa kamera kayıtları hemen silinir mi, bir gün içinde olayın detayları açığa çıkarılmadan tutuklanır mı? Ya da emniyet yetkilileri daha birinci gün ısrarla katilin arkasındaki örgütü gizlemek için “sizi temin ederim örgütlü bir eylem değil” der mi?
 
AMAÇ NEYDİ?
 
Bizim açımızdan provokasyon değil, amaçlanan bir katliam olan bu saldırı için sormamız gereken başka bir soru ise amaçlananın ne olduğudur.
 
Devletin çürümüşlüğünün her geçen gün daha fazla ifşa olduğu bugünlerde iktidar bloğunun gündemi değiştirmeye ihtiyacı var. Savaş ve çatışmalarda dökülen kan, kaybedilen can yetmiyormuş gibi şimdi şehirleri kana bulamak istiyorlar. Bundan 6 sene önce 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde gördüğümüz saldırıların bir benzerini şimdi seçim startı vermek adına kan dökerek tekrarlıyorlar ve topluma gözdağı vermek, muhalefeti ve bizlerin örgütlü gücünü sindirmek istiyorlar. Saldırı sonrası büyüyen tepkiler ise iktidarın istediğini alamadığını göstermektedir.
 
Saldırı yerinin İzmir olarak seçilmesi de tesadüf değildir. İzmir çok kültürlü, çok kimlikli kozmopolit bir kenttir. Türkiye devrimci hareketi ile Kürt halkının omuz omuza mücadele ettiği bu kent devrimci bir hafızaya sahiptir. Saldırı amaçlanan tam da bu çokluk, birlikte yaşam iradesi ve hafızadır.
 
Katliamı tezgâhlayanlar partimiz halklarımız arasına bir korku duvarı örmek istedi. Ancak katliamın yaşandığı andan bu yazının kaleme alındığı ana kadar partililerimiz parti binalarında nöbet tutarak, halklarımız alanlara çıkarak, öfkelerini haykırarak HDP’nin tükenmeyecek bir DENİZ olduğunu bir kez daha gösterdi.
 
Ne kadar HDP’li bulursa öldürecek olan bu kişi bizim açımızdan bir cinayet işlemedi tam da TCK 77’de ifade edilen insanlığa karşı işlenen suçu işledi. Kırmızı Pazartesi misali kutuplaştırmanın ötesine geçerek yok edilmesi gereken bir düşman olarak görünen partimize yönelik bu saldırı herkesin gözü önünde geldi. Bundan sonrasında ise alınması gereken tavır ikircikli olamaz, olmamalı. Katliam ikliminin kendisini dayattığı bu ortamda ya katliam yapanların yanında ya da karşısındasınızdır. Bizim açımızdan bu iki ihtimalin ortası yoktur. Katliamın sorumlularının bile kınama yayınladığı bu ortamda pozisyonların daha da netleşmesi tüm kesimler açısından zaruriyettir.
 
Şimdi bizlere düşen Deniz’in mirasına sahip çıkmaktır. HDP’yi ötekileştirenlere karşı Deniz’in mücadele verdiği partisini daha fazla sahiplenmektir, iktidar bloğuna karşı muhalefet bloğunu büyütmektir.
 
Bir gideriz bin geliriz geleneğini hepimize hatırlatan Fehime Annenin dediği gibi Bir Deniz Gider Bin Deniz Gelir..."
 
 
 
 
 
 
 

Diğer başlıklar

23/06/2021
13:01 Evliliği reddettiği için vurulan çocuk 138 gün sonra yaşamını yitirdi
12:47 Av. Bayraktar: Kobanê Davası gayri resmi bir davadır
12:41 Diyarbakırlılar Devlet Bahçeli’nin afişlerini söktü
12:29 TJA Sözcüsü Gökkan'a 35 yıla kadar hapis istemi
12:23 Fatih Tezcan'dan çarpıcı itiraflar: Yukarıda boran kopuyor, lağım bir gün patlarsa...
11:59 Efrîn zeytinlerinin yağmalanmasının araştırılması istendi
11:32 Şenyaşar ailesi hastanede yaşananlara dikkati çekti
11:31 ‘Peri Vadisi’ndeki maden aramasına karşı dayanışma çağrısı
11:31 Diyarbakır'da suya getirilen yüzde 330’luk zam mahkemeden döndü
11:11 İdil'de bir gencin cenazesi bulundu
11:06 Ekolojist Pfahl: Türkiye durdurulmazsa doğa felaketi önlenemez
10:54 AKP'nin masanın diğer tarafında oturduğu süreç kapatma gerekçesi oldu
10:50 Avukatlardan İmralı başvurusu
10:35 'Parti kapatmayı gündemine alan iktidarların hepsi düştü'
10:23 Şiddet mağduru avukata ceza
10:05 Yangında Suriyeli 3 çocuk yaşamını yitirdi
10:00 YNK Başkanlık Konseyi: Arabulucu olmaya hazırız
09:41 Mardin’in sahte ‘gizli tanıkları’ da HDP iddianamesinde
09:08 Tutukluların eylemi 209’uncu gününde
09:04 Dün geçen kokain bugün neden ele geçiriliyor?
09:03 ‘Deniz’in annesi hepimize mücadele azmi veriyor'
09:03 Urfa Valiliği son kazaz ustasına tahsis ettiği dükkanı elinden alıyor
09:02 Türkdoğan: Milli güvenlik politikalarına karşı koyacak bir AYM’ye ihtiyaç var
09:00 Siyasi partiler: HDP yargılanan değil, yargılayandır
09:00 Şerzan Kurt Öykü Yarışması başvuruları başladı
09:00 Validebağ Gönüllüleri betonlaşmaya karşı nöbette
09:00 23 HAZİRAN 2021 GÜNDEMİ
08:34 YNK Eşbaşkanı Cengî: Kardeş kavgasına katılmayacağız
08:18 ‘Türkiye KDP’ye her ay 300 bin dolar veriyordu’
08:04 Hürmüz Diril soruşturmasında bir tutuklama
22/06/2021
23:04 Tecavüz çetesi davasında 3 sanık tutuksuz yargılanacak
22:59 Delen’in faili Mehmet Kaplan yeniden tutuklandı
22:37 BM: Geçen yıl 8 bin 500 çocuk cepheye sürüldü
22:22 Beştaş: Katilin desteklenip, belinin sıvazlandığı bir cinayet daha yaşandı
22:04 Sağlam'ın cenazesi 2 ay sonra ailesine verildi
21:45 Poyraz için tutulan nöbet 6’ncı gününde devam ediyor
21:26 Duygu Delen davasında fail hakkında yeniden tutuklama kararı
21:23 İllere göre haftalık vaka sayıları güncellendi
21:07 HDP Genç Kadın Koordinasyonu’ndan Poyraz için açıklama
20:48 Maçka Parkı’nda Onur Haftası pikniğine polis saldırdı
20:33 Aydeniz: Demokratik çözümün adresi Sayın Öcalan'dır
20:25 Avcılar Emek ve Demokrasi Platformu: Mafya düzenine teslim olmayacağız
20:12 Mardin'de birçok noktaya Deniz Poyraz pankartı asıldı
19:40 Koronadan 57 kişi daha hayatını kaybetti
19:20 Kadınlardan İstanbul Sözleşmesi için yol kapatma eylemi
19:13 Devrimci Parti ve Dev-Güç’ten gözaltı operasyonlarına tepki
18:53 Parti, sendika, dernek ve STÖ’lerden Poyraz ailesine taziye ziyareti
18:11 'HDP’nin yanında olmak toplumsal sorumluluktur'
18:07 Altınörs: Onur Gencer'in aklına bu zehri kim akıttı?
17:15 Emine Şenyaşar taburcu edildi
17:09 Barış Anneleri: HDP barışın sesidir, kapatılamaz
17:09 Prof. Dr. Beyza Üstün: Doğayı ve özgür yaşamı korumaya kararlıyım
16:37 Diyarbakırlılardan baz istasyonlu maketlere tepki
16:22 KDP bölgesinde gazeteci Umêd Beroşkî’ye hapis cezası
16:21 Poyraz'ın taziyesine ziyaret: Yasta değil isyandayız
16:00 Kürdistan’ı Savun İnisiyatifi temaslarını sürdürüyor
15:53 İstanbul’da erkek şiddeti: Anne ve oğlu öldürüldü
15:50 Emine Şenyaşar zorla hastaneye kaldırıldı
15:44 Hasta tutuklu Tamboğa İstanbul ATK'ye sevk edildi
15:33 Müsilaj kirliliğine karşı imza toplandı
15:31 Efrinli tutuklular anlattı: İşkence ve kötü muamele gördük, tecavüzle tehdit edildik
15:04 KESK: OHAL Komisyonu lağvedilmeli
15:02 Kılıçdaroğlu: Onur Gencer’e silahı kim verdi?
14:32 Eşbaşkanlar Elik ve Öncü'nün adli kontrolleri kaldırıldı
14:04 UEFA'dan gökkuşağı aydınlatmasına ret
14:03 Deniz Poyraz cinayeti Ceylanpınar'da kınandı
14:02 3 yılda 3 saldırı: Serbest bırakıldıkça yapıyor
13:42 Nusaybin kayyımının logo değiştirme girişimine halktan tepki
13:26 Deniz Poyraz için kurulan taziye devam ediyor
13:22 Üstün’den mahkeme heyetine: Bu dava siyasi bir müdahale siz de alet oluyorsunuz
13:05 TJA Sözcüsü Gökkan’ın duruşması: Erk zihniyeti yargılayacağız
12:46 Buldan: Bahçeli katliamı üstlenmiştir
12:36 İHD'li Onaran gözaltına alındı
12:34 HDP İzmir milletvekilleri: Asıl failler Ankara’da
12:31 PİA Genel Başkanı Kamaç: Kürt sorunu güvenlik politikalarıyla çözülmez
12:24 Öcalan’ın avukatlarından yeni başvuru
12:23 Özgür Gündem davası ertelendi
12:22 Levent Tüzel ve Ahmet Şık’a siyasi yasak istemi
12:05 Pentagon: Kabil Havaalanı’nın güvenliğinde Türkiye öncü rol oynayacak
12:00 Bahçeli, Deniz Poyraz’ın katledilmesini savundu
11:58 Konya’da kadın cinayeti
11:42 Ferit Şenyaşar: Oturma eylemi değil hak mücadelesi veriyoruz
11:34 Kobanê Davası avukatları: Düşman hukuku şiddetle uygulanıyor
11:18 ‘KCK Basın Davası’ ertelendi
11:18 Meclis’e gelmeyen fezleke, HDP iddianamesinde
11:05 Kürt basını sanayi, zeytin, hububat ve tarihi eser talanını defalarca kez yazdı!
10:30 Diyarbakır merkezli operasyon: 100 eve baskın
10:14 Olay yeri incelemesinde duvardaki kurşun izi fark edilmedi
10:03 Hristiyan Demokrat Birliği: Türkiye'ye AB üyeliği yok
09:48 Patnos’ta 4 kişi tutuklandı
09:48 Merkel ve Draghi’den mülteci mutabakatı açıklaması
09:38 Devrimci Parti ve Dev-Güç'e operasyon: 14 gözaltı
09:21 Sezgin Baran Korkmaz’a 225 yıla kadar hapis istemi
09:10 HDP kapatmaya karşı sahaya iniyor: İlk miting İzmir'de
09:06 Açlık grevi 208’inci gününde
09:05 4’üncü Yargı Paketi: Kadınları kim koruyacak?
09:02 Bozkurt işareti kadınları katleden erkeğin sembolü oldu
09:01 Pandemide ev işçisi kadınların yevmiyeleri düştü, çalışma saatleri uzadı
09:01 Kürdistan'ı Savun İnisiyatifi'nden Exo: Hedefimiz işgali durdurmak
09:00 MEB eğitimde eşitsizliği derinleştirdi
09:00 Kavaklılardan taş ocağı tepkisi: Sadece zengine hizmet ediyorlar
09:00 ‘Leyla Güven onurumuzdur’ sloganı suç sayıldı
09:00 22 HAZİRAN 2021 GÜNDEMİ
21/06/2021
22:10 Erdoğan’ın ‘müzik yasağı’na tepki: #kusurabakıyoruz
21:56 ‘İstanbul Sözleşmesi’ni Uygula’ afişi kapatma davası suç delilleri arasında
21:20 Partisine kapatılma davası açılmadı ama hakkında siyaset yasağı isteniyor!
20:39 Yiğit: İktidar kadınlarla irade savaşı veriyor
20:31 Poyraz ailesi yarın da taziye ziyaretlerini kabul edecek
20:20 Cemaatten tutuklu savcı tapeleri, tutuklu siyasetçileri ‘masum gösterme’ suçlaması
20:07 Korona tablosu: 51 vefat, 5 bin 294 vaka
19:53 HDP Ağrı İl Eşbaşkanı Akar serbest bırakıldı
19:49 Erdoğan: Sokağa çıkma kısıtlamalarını tümüyle kaldırıyoruz
19:40 İHD ve ÖHD avukatlarından Poyraz ailesine taziye ziyareti
19:34 ‘33 Düş Yolcu’sunu katledenler ile Poyraz’ı katledenler aynı’
19:18 BTS’lilerin oturma eylemi 23’üncü haftasında
19:05 Çukurova’da Poyraz’ın taziyeleri kabul ediliyor
19:02 İstanbul Sözleşmesi eyleminde Poyraz’ı andılar
18:37 HDP saldırısı Samsun’da protesto edildi
18:32 HDP Ağrı İl Eşbaşkanı Akar gözaltına alındı
18:27 Akat: Çözüm süreci buzdolabından çıkmadıkça kaybediyoruz
17:42 Dersim’de DTK ve DBP heyetinden bir dizi ziyaret
17:38 Yaşamını yitiren Yaman’a da siyaset yasağı istendi
17:35 Poyraz’ın katledilmesinde etkin soruşturma yürütülmesi için savcılığa dilekçe verildi
17:31 Delen'in ailesinden tahliyeye itiraz: Ev hapsi ödül demek
17:21 Musa Çitil şikayet etti, Eren Keskin ve 2 gazeteciye soruşturma açıldı
17:17 Qumriye köyünün etrafı bombalandı
16:59 Mahkemenin bulamadığı gizli tanık ‘Mercek’ HDP iddianamesine eklendi
16:51 ‘Hakkımızı istiyoruz’
16:40 Esenyurt Polis Merkezi’nde şüpheli ölümle ilgili görüntüler ortaya çıktı
16:38 Siyasi yasak istenen 451 siyasetçinin isimleri
16:21 'HDP'yi hedefe koyan ile tetiği çeken aynı zihniyete sahip'
16:08 Göç İzleme Derneği: Milyonlarca mültecinin sorunları işçi sınıfının sorunudur
16:04 'Zorunlu göç insan hakkı ihlalidir'
15:31 HDP'li Önlü'den İzmir saldırısına dair yeni bilgiler
15:31 Katledildiği yerde Deniz Poyraz Köşesi kuruldu
15:12 Gazetecilerin darp edilmesiyle ilgili dava görüldü
14:58 ‘Bağımlılığın ağlarını del’ turnuvasının başvuruları başladı
14:50 Diyarbakır Barosu: Mülteciler Uluslararası Koruma Statüsü kapsamına alınmalı
14:49 Almanya’dan Türkiye’ye yeni mülteci mutabakatı çağrısı
14:48 Kürdistan’ı Savun İnisiyatifi: Türkiye savaş suçu işliyor
14:19 İsveç’te konut kiraları tartışması hükümeti düşürdü
14:14 AB heyeti HDP İzmir İl Örgütü’nü ziyaret ederek, incelemede bulundu
14:06 DEDAŞ’ın halkı suçlayan uygulamasına tepki
13:41 Ordu Büyükşehir Belediyesi’nde usulsüzlük iddiası
13:40 HDP'li Dündar: Sokaklar bizimdir
13:39 31 dernek ve federasyondan HDP’yle birlikte mücadele çağrısı
13:26 Akat: Deniz Poyraz şahsında kadınlar hedef alındı
13:08 Sancar: Davanın savcısı iktidarsa avukatı da halktır
13:08 Saldırının üzerinden 4 gün geçmesine rağmen ifadeleri alınmadı!
12:40 TTB: Ölümler çalışma koşullarının iyileştirilmesiyle önlenebilir