Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Federe Kürdistan Bölgesi'ne yönelik 23 Nisan'da başlattığı operasyon ve bölgedeki ağaç kıyımına karşı harekete geçen Kürdistan’ı Savun İnisiyatifi üyeleri, 14 farklı ülkeden bölgeye giderek bir dizi temaslarda bulundu. İnisiyatif üyeleri, Almanya ve Kürdistan Demokratik Partisi'nin (KDP) tüm engellemelerine rağmen bölgede çok sayıda siyasi parti, kurum ve sivil toplum örgütüyle bir araya geldi. Ziyaretlerde yer alan inisiyatif üyelerinden Saadet Kuran, yaptıkları çalışmalara dair konuştu. 

 

KDP'NİN ENGELLEMELERİ 

 

İsviçre'den inisiyatife katılan Kuran, Türkiye’nin operasyonu sonrası böylesi bir adımı attıklarını kaydetti. Almanya üzerinden Hewlêr’e gittiklerini aktaran Kuran, "Daha havaalanındayken bir dizi engellemeyle karşılaştık. Bulunduğumuz otel KDP tarafından abluka altına alındı. Kürdistan’ın ormanlarının yakılması, kesilen ağaçların satılması, Türkiye’nin askeri saldırılarına karşı KDP'yle görüşmek istedik. Ancak her defasında engellendik" dedi. "KDP ve gerilla arasında canlı kalkan ve arabulucu olmak istedik" diyen Kuran, ağaçların kesildiği alana gidişlerinin de engellendiğini ifade etti. Kuran, "Federe Kürdistan sadece KDP'nin değil, bütün Kürtlerindir. Bunu KDP’li yetkililere de ilettik ve bu nedenle bölgede olduğumuzu aktardık” diye kaydetti. 

 

'PKK BAHANE'

 

Hewlêr’de inceleme ve ziyaretlerinin engellenmesi üzerine Süleymaniye’ye geçtiklerini ifade eden Kuran, burada Goran, YNK ve Yekgirtû partilerinin yetkilileriyle görüşme gerçekleştirdiklerini belirtti. KDP dışındaki tüm kesimler tarafından iyi bir şekilde karşılandıklarını söyleyen Kuran, "Her kesime görüşlerimizi aktardık. Herkes 'KDP yanlış tutum içindedir. Kardeş kanı dökülmesin. Gerilla da pêşmerge de bizim çocuklarımızdır. Türkiye bölgeyi işgal etmek için PKK'yi bahane olarak gösteriyor. Tüm bunlara karşın KDP ihanet içindedir. Ulusal birlik için hazırız tek engel KDP'dir' diyor. Türkiye saldırılarla Federe Kürdistan’ı kendisine bağımlı hale getirmeyi hedefleliyor. KDP bunun ne kadar farkında? Barzani de Türkiye ile aynı yolda ilerliyor. Başur halkı fakir bırakılmış ve çaresiz bir durumda. Sadece askeri alanda değil kültürel, politik ve ekonomik alanda da bir kırım ve işgal söz konusu. Kırsal kesimde yaşayan halk, Türkiye’nin bombardımanları nedeniyle bir tavuk dahi besleyemiyorlar, ekin ekemiyor" şeklinde konuştu.  

 

PÊŞMERGE AİLELERİYLE GÖRÜŞME

 

KDP'ye bağlı özel birliklerinin 5 Haziran’da Metîna’ya yaptığı askeri sevkiyat sırasında gerçekleşen saldırıda hayatını kaybeden peşmerge yakınlarıyla da görüşme gerçekleştirdiklerini söyleyen Kuran, ailelerin de olası bir çatışmaya karşı olduklarını ifade etti. Kuran, şunları söyledi: "Türkiye’nin işgal ettiği topraklardan derhal çıkmasını istiyor. Yaşamını yitiren ve yaralanan pêşmerge aileleri ‘gerillalar da bizim çocuklarımızdır, hiçbir farkları yok’ diyor. Halk bu kararlı duruşlarıyla kardeş savaşını istemiyor. Türkiye’nin saldırılarına karşı Süleymaniye’de ilk defa geniş katılımlı bir yürüyüş düzenledik. Bu yürüyüşe katılanların hiçbiri KDP’nin tutumunu onaylamadı. Bölgeye giderek bir kıvılcım yaktık. Bu kıvılcım ateş olup KDP’yi yakabilir. İnisiyatif olarak omuzlarımızdaki yükün ağırlığının farkındayız ve çalışmalarımızı hedefimize ulaşana kadar sürdüreceğiz."

 

KOBANÊ RUHU

 

Tüm yaşananlar karşısında Kürtlerin ulusal birliklerini sağlaması gerektiğini vurgulayan Kuran, şu çağrıda bulundu: “Barzani, Kobanê’de DAİŞ’e karşı kahramanca savaşan ve şehit düşen peşmergeleri unuttu mu? Mahmur’u ve Kerkük’ü unuttu mu? Barzani başka güçlere karşı kardeşlerinin yanında durmalıdır. Ulusal birliğin sağlanması için derhal girişimlerde bulunmalıdır. Bu saatten sonra Kürtler olarak  Kobanê ruhuyla hareket etmeliyiz ve bu ruhla birleşmeliyiz."

 

MA / Müjdat Can