Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Özgür Kadın Hareketi (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) “Özgürlük Zamanı” şiarıyla başlattığı kampanya çerçevesinde Türkiye ve bölge kentlerinde gerçekleştirdiği halk buluşmaları devam ediyor. İlk adımı 18 Temmuz’da Silopi’de atılan halk buluşmaları, Mardin, Hakkari, Batman, Van, Bingöl gibi illerde devam etti. 

 

DTK Eş Başkanı Berdan Öztürk, DBP Eş Genel Başkanları Saliha Aydeniz ve Keskin Bayındır ile HDP’li milletvekillerinden oluşan heyetler, kentlerden köylere kadar gidip, bir araya geldikleri yurttaşlarla görüş alışverişinde bulundu. 

 

Kürt halkının özgürlüğü için başlatılan kampanya ile aynı zamanda ülkedeki antidemokratik uygulamalara karşı geniş bir toplumsal mücadele hattı inşa etmenin ayakları da örülmeye çalışılıyor. 

 

DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz,  şiarıyla yapmış oldukları halk buluşmalarıyla halkın gözlem, tutum ve beklentilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

 

‘FAŞİZME KARŞI ÖRGÜTLENMEYİ HEDEFLİYORUZ’

 

AKP ve MHP iktidarının uzun süredir Kürt sorununun çözümsüzlüğü üzerinden ülkede faşist bir rejim inşa etmeye çalıştığını dile getiren Aydeniz, başlattıkları kampanya ile faşizme karşı örgütlenmeyi hedeflediklerini söyledi.

Kürt halkının özgürlük mücadelesine karşı yürütülen savaş politikalarının halk tabanına yansımalarını öğrenmek ve buna karşı mücadele etmek için ilçe ilçe, mahalle mahalle, sokak sokak hatta ev ev dolaştıklarını belirten Aydeniz, halkla Kürt sorununu, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde yürütülen tecrit politikalarını ve Kürt ulusal birliğinin sağlanması gibi genel gündemleri konuştuklarını ifade etti.

 

‘KÜRTLER STATÜ SAHİBİ OLMALI’

 

Aydeniz, “Faşizmin geriletilmesi için Kürt halkının daha fazla örgütlenmesi, daha fazla görünür kılınması ve kendi ideolojik ve politik hattına daha fazla sahip çıkması gerekliliği üzerinden faşizme karşı örgütleniyoruz. Bu amaçla yaptığımız tüm toplantı ve görüşmelerde ortaya şu çıktı: Kürt halkı özgürlüğü için yeterince bedel vermiştir, artık statü sahibi olmalı, kendi diliyle ve coğrafyasında özgürce yaşamalı. Tecridin de bununla bağlantılı olduğunu ve faşizmi kurumsallaştırmaya çalışan AKP ve MHP iktidarına karşı toplumsal bir mücadele hattı ortaya konularak birlikte yaşama zemininin yaratılması gerektiği ifade edildi” dedi.   

 

‘ÖZGÜRLÜK HEYECANI YARATTI’

 

Buluşmalarda halkın kendilerini büyük bir coşku ve heyecanla karşıladığını anlatan Aydeniz, gözlemlerine şöyle paylaştı: “Gittiğimiz yerlerde kadınlar, gençler ve kanaat önderleri bizleri büyük bir moral ve heyecanla karşıladı. Halkın bu tarz çalışmaları çok fazla önemsediğini gördük. İktidarın her yönüyle saldırdığı, üzerimize geldiği, tamamen bitmiş bir siyaset görüntüsünün yaratılmaya çalışıldığı bir süreçte, bu tür bir kampanya ile halka gitmemiz halkta özgürlük heyecanı yarattı. Bu durum bizi de motive eden, karşılığını aldığımız bir çalışma oldu. Bu kadar bedel ödeyen, her şeye rağmen asla geri adım atmayan bu mücadelenin toplumla sonuç alınabileceği gerçeği, bizde ve bizi karşılayanlarda moral yarattı” 

 

‘HALK NET MESAJ VERDİ’

 

Bir mücadelenin ancak toplumsallaşırsa anlamlı olduğunu belirten Aydeniz, “İşte şimdi tam da burada, bu mücadelenin halklaştığını, geri adım atılmayacağını çok net gördük. Dolayısıyla çok büyük bir coşku ve kararlılıkla karşılandık. Biz de çok büyük bir enerji ve heyecan aldık. Biz bu kararlılık ve heyecanlılığı halkımızın gözlerinde okuduk. Yani halk, her şeye rağmen geri adım atmadığını, sonuç almaya yakın olduğumuzu ve sonuca kadar asla pes etmeyeceğinin mesajını çok net verdi. Biz de o mesajı aldık” diye konuştu. 

 

DBP Eş Genel Başkanı Aydeniz, halkın gündeminde ise PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü, Kürt ulusal birliğinin sağlanması ve Kürtlerin statü sahibi olmasının olduğunu kaydetti.

 

Aydeniz, buluşmalarda halkın kendilerine, “Kürtlerin özgürlüğü, Kürt halkını bu noktaya getiren Kürt Halk Lideri Abdullah Öcalan’dan, dilden, coğrafyadan ve kültürden vazgeçmeyecekleri” yanıtı verdiğini söyledi. 

 

ULUSAL BİRLİK 

 

Aydeniz, halkın beklentilerine dair ise şunları söyledi: “Halkın birinci önceliği tecrit ve Kürtlerin ulusal birliğidir. Kürtlerin artık birlikte hareket etmeleri yönünde bir beklentileri vardı. Kürdistan’ın tek parça olması gerektiğini ve Kürtlerin kurumsal bir yapıya dönüşmesi gerektiğini çok net ifade ediyorlardı. Ulusal birliğin önünde engel olan güçlerin de teşhir edilmesi gerektiğini söylüyorlardı. Küçük çıkarları için ulusal birliğin önüne engel olanları affetmeyeceklerini belirtiyorlardı. Bütün yönelimlere rağmen Kürt halkının statü sahibi olabileceği bir dönemde olduklarını ve bunun heba edilmemesi gerektiğini vurguluyorlardı. 

 

Yine bunun önündeki en büyük engelin tecrit olduğunu, Kürtler arasında yaşanan kavganın, hegemonik güçlerin Kürtlere karşı yürüttüğü savaşın ve Kürt halkının tasfiyesinin tecritle geliştiğini biliyorlardı. Mücadelenin tecridi kırkmaktan geçtiğini ve Sayın Abdullah Öcalan’ın artık özgür olması gerektiğini halkımız söylüyor.” 

 

‘SONUÇ ALANA KADAR SÜRDÜRECEĞİZ’

 

Kampanyalarının uzun bir dönemi kapsayacağını söyleyen Aydeniz, “Bu çalışmamız sadece Kürdistan’da yürütülmeyecek. Türkiye illerinde de yürüteceğiz. Buluşmalarımız sonuç alıncaya kadar, yani Kürt halkının toplumsal mücadelesi, toplumsal örgütlüğü Türkiye halkları ve toplumsal hatlarıyla buluşuncaya kadar devam edecek” dedi. 

 

MA / Ergin Çağlar