Koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle bir yılda 4 kez ertelenen Ankara Barosu'nun 66’ncı Olağan Genel Kurulu yarın başlıyor. 2 gün sürecek kurulda, baro yönetimi için Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar (ÖÇAV), Avukat Hakları Grubu (AHG), Demokratik Sol Avukatlar Grubu (DSAG), Doğrudan Demokrasi Hareketi (DDH) ve Mesleğe Vefa Grubu adayları yarışacak. Seçimlere “Cesaretle savunuyoruz” sloganıyla giren ÖÇAV’ın yönetim, disiplin, denetleme kurulu ve başkanlık için belirlediği 19 kişilik listenin 13'u kadınlardan oluşuyor.

 

Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı mücadele eden bir baro için aday olduklarını belirten ÖÇAV’ın başkan adayı avukat İlke Işık, kurul öncesi Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu.

 

ADALET TALEBİ

 

Baro seçimlerinin “çoklu baro yasası” tartışmaları ve iktidarın barolara yönelik müdahaleleri gölgesinde yürüdüğünü ifade eden Işık, “Memleketin en önemli taleplerinden birisi adalet. Bu ülkede işçiler, kadınlar, gençler, Cumhurbaşkanına hakaretten yargılananlar, gece yarısı evi basılanlar, bir sosyal medya paylaşımı yaptığı gerekçesiyle işinden atılanlar ve daha çok sayabileceğimiz herkes adalet istiyor. Ama adalet talebinin karşısında hukuksuzluk var. Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar olarak her daim bunun karşısında durmaya çalıştık, çalışıyoruz” dedi.

 

Gelinen süreçte hukuk devletinin yok edildiğini ve farklı bir düzen kurulduğunu söyleyen Işık, işlerini layıkıyla yapabilmelerinin, müvekkilleri için adaleti sağlayabilmelerinin mümkün olmadığına vurgu yaptı. Işık, “Bölünmüş ve parçalı adliyelerden tutun, liyakatin tamamen yok edildiği hakimlik, savcılık ve hukuk mesleğine ilişkin çok ciddi sorunlar var. Aslında tamamı iç içe geçmiş problemlere karşı mücadele eden bir baro öneriyor ve bunun mücadelesini veriyoruz” diye belirtti.

 

EŞİTSİZLİK 

 

Kadınların barolardaki temsiliyetinin çok düşük olduğuna dikkati çeken Işık, bu dönem kadın sayısının geçmiş dönemlere oranla daha fazla olduğunu aktardı. Bu durumun da kadın hareketiyle birlikte verilen mücadeleyle sağlandığını ifade eden Işık, “Daha çok genç ve kadın meslektaşlarımız barolara dahil oluyor. Ama bu mesleği icra ederken ciddi cinsiyetçilik ve eşitsizlikle mücadele ediyoruz. Meslektaşlarımızın, erkek egemen zihniyeti sürdürüyor olmasına varıncaya kadar karşımızda çok ciddi bir eşitsizlik var” diye konuştu. 

 

KADIN DÜŞMANI POLİTİKALAR

 

Kadın avukatların yaşadıkları sorunların AKP’nin "kadın düşmanı” politikalarından bağımsız olmadığını dile getiren Işık, “AKP kadın düşmanlığını ve erkek egemenliğini o kadar güçlendirdi ki bu hayatın her alanına yansıyor. Bu nedenle kadın avukatlar daha çok ayrımcılığa, şiddete uğruyor. İşçi avukat durumunda çalışmak zorunda kalan kadın arkadaşlarımıza büro temizliği ve sekreterlik yaptırıldığını biliyoruz. Aynı mesleki formasyona sahip olmasına rağmen erkeklerin sözünün daha dinlenir olduğunu biliyoruz. Ağır ceza avukatlığı gibi terimler ‘erkek avukatların işi’ olarak söyleniyor. Bunun gibi pek çok sorunla mücadele etmek durumundayız” ifadelerini kullandı.

 

CİNSİYETÇİ SAVUNMA

 

Işık, karşılaştıkları bir başka sorunun da cinsiyetçi savunmalar olduğunu aktardı. Işık, özellikle boşanma ve kadına yönelik şiddet davalarında bu durumla karşı karşıya kaldıklarına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü. "Müvekkilimiz olan kadınların özel hayatı dinleniyor, bunu erkek meslektaşlarımız da yapıyor. Eşitliğe aykırı her türlü eylemin meslek kuralında belirtilmesini, meslek kuralı haline getirilmesini istiyoruz. Avukatların meslek kuralları belirlenmiştir ve bu kurallara aykırı davranmak disiplin soruşturması anlamına gelir. Ama kadınlara yönelik eşitsiz bir davranışın karşılığı yok. Buna ilişkin tartışmalar yürüteceğiz. Listelerimizde temsiliyete dikkat etmemiz bununla ilgilidir.”

 

ŞİDDET BAŞVURULARI İÇİN KURUL

 

Ankara Barosu’nun 8 Mart’ta açıkladığı "Toplumsal Cinsiyete Dayalı Ayrımcılık, Şiddet, Cinsel Taciz ve Saldırıya Karşı Politika" belgesinin ardından başvuru için bir kurulun oluşturulmadığını hatırlatan Işık, şiddete uğrayan kadın avukatların güvenle, çekinmeden ve vereceği bilgilerin gizli kalacağına güvenerek başvurabileceği bir merkezin olması gerektiğini vurguladı. Işık, "Bunu önceki genel kurulda konuştuk, bu kararlaştırıldı. Ancak kurulması gereken kurul konusunda hala bir adım atılmış değil. Bahsettiğimiz kurul olmadan politika belgesine aykırı davranışların yaptırımı ne olacak, kadınlar nereye başvuracak, başvurular nasıl sağlıklı sonuçlandırılacak? Burada bir boşluk var. Bu nedenle politika belgesini önemsiyoruz. Yine konuşmamız, tartışmamız gerekecek” şeklinde konuştu.

 

‘KADIN HAREKETİNİN PARÇASIYIZ’

 

Kadın avukatların aynı zamanda kadın hareketinin bir parçası olduğunu kaydeden Işık, kadın hareketinin son dönemde verdiği mücadelenin kendileri için belirleyici olduğunu söyledi. Işık, şöyle devam etti: "Bu nedenle kadın avukatların sorunlarını dile getirmek ve kadın avukatların temsiliyeti bizim için olmazsa olmazımız. Bunun için barolarda hakim bir anlayış getirmek istiyoruz. Barolar, bunu düzenleyecek ve buradaki sorunları aşacak adımlar atmalı. Ankara Barosu için tam olarak böyle bir plan ve projemiz var. Cinsiyetçi her türlü davranışın engellenmesi, gerekirse disiplin soruşturması haline getirilmesi ve kadın avukatların uğradıkları her türlü kötü muamele ve ayrımcı davranışta başvurabileceği mekanizmalara ihtiyaç var."

 

MA / Zemo Ağgöz