Oluç: Saray’ın karanlık senaryoları iktidarı kurtaramaz

img

ANKARA -İktidarın sarıldığı 1994 model Tansu Çiller ve Milli Güvenlik Kurulu modelinin kurtuluş olmayacağını dile getiren HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, “Saray’ın kör kuyularında hazırlanan karanlık senaryolar iktidarı kurtaramaz” dedi.

Meclis Genel Kurulu’nda 11 gündür devam eden 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ve 2020 Yılı Bütçe Kesin Hesap Kanun Teklifi’nin görüşmelerinde sona gelindi. Görüşmelerin son oturumuna Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de katıldı.
 
 
Bütçenin tamamı üzerine söz alan HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, günlerdir “kadük” hale gelen bir bütçeyi görüştüklerini belirterek, “Neden mi? Bu bütçe Plan Bütçe Komisyonuna geldiğinde, dolar kuru 9,27 idi. Şimdi kapanış konuşmaları yapılırken, dolar 16,5-17 aralığında dalgalanıyor. Yüzde 75 sapma var. Yani bütçenin bütün öngörüleri ve değerlendirmeleri boşa düşmüş durumdadır. Aynen iktidarın Orta Vadeli Programında ve Merkez Bankası’nın 10 gün önceki öngörülerinde olduğu gibi. Şimdi ‘maaşınızı dolarla mı alıyorsunuz’ saçmalığına düşmeyin sakın. Çünkü Türkiye ekonomisini az buçuk bilen bilir ki ara malları ithalatı üzerinde yükselen bağımlı bir üretim modeli vardır ve döviz kurlarındaki bu yükselme ithalatı ve enerji fiyatlarını doğrudan belirlemektedir” dedi.
 
BÜTÇE REVİZE EDİLMELİ
 
Bütçe oylamadan ek bütçe yapılmasının konuşulduğuna Oluç, “Sizler iktidar kibrinizden dolayı muhalefete kulaklarınızı kapatıyorsunuz. Aslında bu bütçenin geri çekilerek revize edilmesi gerekirdi. Bütçe tercihlerinin değiştirilmesi ve halkın ihtiyaçlarına göre yeni bir bütçe hazırlanması gerekirdi. Ama bu iktidarın bunu yapacak mecali de yok, vizyonu da. Tükenmiş, halka yeni bir umut hikayesi anlatamayan bir iktidarla karşı karşıyayız. Ve tek hedefi kendi bekasını sağlamaktır. 2015 yılında tohumları atılan ve 2018’de başlayan ekonomik kriz, siz yok deseniz de her gün etkisini hissettiriyor. Hem de sosyal ve siyasal alana sirayet ederek çoklu kriz özellikleri gösteriyor” diye belirtti.
 
ÜLKEDE EKONOMİK KRİZ VAR
 
AKP-MHP ittifakının gündeminde olmasa da ekonomik krizin var olduğunun altını çizen Oluç, şöyle konuştu: “İnsanlar ‘karnımızı doyurduğumuz gün şükrediyoruz’ diyorsa; bir esnaf kalkıp ‘her şeyimi sattım, borç bitti ama ben de bittim’ diyorsa; emekçi kadın ‘asgari ücretten ucuza çalışıyorum, yetiştiremiyorum’ diye isyan ediyorsa; çiftçi ve köylü gübre, mazot ve tohum fiyatlarındaki yükselişi dehşetle izliyorsa; bu ülkede ekonomik kriz vardır.
 
VATANDAŞ ALIM GÜCÜNÜ KAYBEDİYOR
 
Bu ülkede insanlar fırından utanarak bayat ekmek alıp akşam sofra kurarken, iktidar beslemesi medya ‘İşte 4 lezzetli bayat ekmek tarifi’ diye manşet atmakla meşgul oluyorsa; halkına yabancılaşmış bir iktidar sefası vardır. Saray sefa sürerken, işçinin, emekçinin, çiftçinin, yoksulun, dar gelirlinin mutfağı yangın yerine dönmüştür. Üretici maliyetlerden ötürü üretemiyor. Esnaf alıp, satamıyor, hatta son haftalarda fiyat belirleyemiyor. Vatandaş alım gücünü her gün kaybediyor. Türk Lirası değersiz pul haline geliyor. 
 
İKTİDARI KORUMA SAVAŞI 
 
Cumhurbaşkanı sıfatıyla AKP Genel Başkanı Erdoğan ise ‘ya faiz nas’tır’ ya da ‘stokçuluk haramdır’ sözlerini sarf ediyor. Halbuki sorun bu güvensizlik ortamını yaratan iktidardadır. Halk güvenmiyor sizin sözlerinize. Ortadaki günah sizindir, günahkâr olan Saraydır! Suçlu olan esnaf değil, üretici değil; Saraydır. AKP-MHP ittifakıdır. ‘Ekonominin kitabını yazdım’ diyen Cumhurbaşkanının eğer bir kitabı varsa adı: ‘Sarayın Saadet Zinciri’dir. İşte siz bu felakete sıkılmadan ‘ekonomik kurtuluş savaşı’ diyorsunuz. Bizler de böyle bir savaş yok, siz politikalarınız ve uygulamalarınızla emekçi yoksul halka savaş açtınız diyoruz. İktidarınızı koruma savaşı. 
 
YENİ EKONOMİ MODELİ
 
İktidar ömrünü uzatmak için şimdi de ‘Yeni Ekonomik Model’ lafına sarıldı. Yatıp kalkıyorsunuz, ‘Yeni Ekonomik Model’ diyorsunuz. Her şeyden önce bu model yeni değil. Kenan Evren’in Türkiye’ye 12 Eylül 1980 askeri darbesi ve tank paletleri ile getirdiği ekonomik modelin makyajlanmış halidir. Bu modelin faturasını halk, 1994 ekonomik krizinde ödedi. 2000 ve 2001 yıllarındaki ekonomik krizlerde ödedi. Biz bu modeli, bankerler krizinden, hayali ihracatlardan, gıda kuyruklarından tanıyoruz. Biz bu modeli, cari açıklardan, ticaret açıklarından, siyaset-iş dünyası-bürokrasi arasında kurulan suç ekonomilerinden biliyoruz.
 
KİMİN DOLARLARINI SATIYORLAR
 
Bu modelin ilk icraatı Merkez Bankasının dolar satışları oldu. Merkez Bankası, 1 Aralık, 3 Aralık, 10 Aralık ve 13 Aralık’ta piyasaya 4 milyar dolardan fazla döviz sattı. Erdoğan, grup toplantısı yaparken bile kurlar oynamasın diye satış yapıldı, ABD FED toplantısı yapılırken satış yapıldı. Faiz açıklamasından sonra satış yapıldı. Kimin dolarlarını satıyor bu Merkez Bankası? Kaçtan borçlanıp dolarları alıyor bu Merkez Bankası? Kimlere peşkeş çekiliyor bu dolarlar? Doları düşürmek için piyasaya satılan dövizin etkisi ne kadar sürdü, biliyor musunuz? Sadece 45 dakika sürdü, 45 dakika. Döviz satıldı, dolar düştü. 45 dakika sonra dolar eski fiyatına geri geldi. Bu halkın cebinden çıkan milyarlarca dolar kül oldu. Bütün dünyada ülkelerin merkez bankaları vardır. Türkiye’de ise tek adamın merkez bankası, yani Saray-Bank vardır. O da yetmiyor. Bugünlerde kamu bankalarının sermaye yapısını ve kredi kapasitesini desteklemek için çalışmalar yapıyorsunuz. Esnafı, emekliyi, emekçiyi, çiftçiyi batırdıktan sonra şimdi sıra kamu bankalarına geldi.  
 
SİSTEMİNİZ MİADI DOLDURDU
 
Bu model bir çelişkiler modelidir. Faize karşıyız diyenlerin yüksek faiz ödediği, yerli ve milliyiz diyenlerin ülkenin geleceğini, zenginliklerini kelepir fiyatına yabancı yatırımcılara ve şirketlere satmaya çalıştığı bir modeldir. Her yıl bir yeni ekonomi programı yaratıyorsunuz. Geçen yıl da öyleydi bu yıl da. Toplumu yüksek kur, yüksek faiz borcu, yüksek işsizlik, yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı sarmalıyla kuşatan sisteminiz miadını doldurdu, kilometre ömrünü tamamladı. Sisteminiz pert oldu, hurdaya çıktı! Pert olmuş bir arabayı yürütemeyeceğinizi göreceksiniz. Üç yıllık cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminiz, bolca ‘yeni model’le doludur. Modelleriniz Türkiye’yi ne hale getirdi söyleyeyim. Modelleriniz Türkiye’yi ne hale getirdi size söyleyeyim: Dünya Bankası raporuna göre nüfusun yarısı toplam yıllık ülke gelirinin yüzde 15’ini alırken, en yukarıdaki yüzde 1 gelirin yüzde 24’ünü alıyor. İşte sizin modeliniz. 
 
KARANLIK SENARYOLAR SİZİ KURTARAMAZ
 
İktidar bu ülkenin ekonomisini batırıyor. 2018’den bu yana her yıl bir Hazine ve Maliye bakanı değiştirdiniz, 2018’den beri dört Merkez Bankası Başkanı değiştirdiniz, TÜİK’i Saray’ın hesap makinesine çevirdiniz, sayısız başkan ve başkan yardımcısı değiştirdiniz, Yolsuzluğu Bakanlar Kuruluna, Saraya kadar taşıdınız, toplam borçlu sayısını 35 milyon kişiye çıkardınız, 30 milyon insanı açlık sınırının altında bıraktınız, ne ‘ekonomik kurtuluş savaşı’ diyerek sarıldığınız 1994 model Tansu Çiller, ne zamanında vesayet kurumu dediğiniz Milli Güvenlik Kurulu, ne de Saray’ın kör kuyularında hazırlanan karanlık senaryolar bu iktidarı kurtaramaz.
 
Türkiye halklarını, yarattığı çoklu kriz içerisinde yaşam mücadelesi vermeye zorlayan ve utanmadan, sıkılmadan ‘kriz yok’ diyen bir iktidar ortaklığı gerçeği var. Sokak, çarşı, pazar, atölye, manav, bakkal, kasap ve en önemlisi halkın mutfağından bihaber. Halkın arasına gidemeyecek duruma geldiniz. İşte bu yüzden yüzü kızarmadan konuşabiliyor. Ucuza almak için pazara akşam saatlerinde gidin, yerden ürün toplayın, porsiyonlarınızı küçültün, az yiyin, eti gramla, sebzeyi taneyle alın, turfanda yemeyin sağlığa zararlıdır, kombinizi kısık derecede kullanın, üşüyün diyebiliyorsunuz. Bakın tarımı öyle bir tahrip ettiniz ki... Çiftçiler, köylüler size ne diyeceklerini bilemiyor. 
 
ESERİNİZLE GURUR DUYUYOR MUSUNUZ?
 
AKP Genel Başkanı, Türkiye'nin savunma sanayiinde dışa bağımlılığını yüzde 80'lerden yüzde 20'lere indirdik diyor. 2020 yılında üretilen buğdayın yüzde 48'i oranında buğday ithal edilmiş. 2021’deki buğday ithalatı ise 11-12 milyon tona yaklaşmış. Sadece buğdayda değil, pirinçte, mercimekte, nohutta da Türkiye’yi dışa bağımlı hale getirdiniz. Savunma sanayinde dışa bağımlılığı azaltmakla övünen iktidarınız, ekmeğin buğdayında, pilavın pirincinde Türkiye’yi dışa bağımlı hale getirdi. Eserinizle gurur duyuyor musunuz?
 
YALAN SANAYİSİYLE SİYASET 
 
Mazotun, gübrenin, tohumun fahiş ölçülerde zamlanması nedeniyle bu ülkenin verimli topraklarında traktörler çalışamıyor! Çiftçiler haciz derdiyle boğuşuyor. Ama ithalat vurgunculuğu çalışıyor! Türkiye’de bir de yalan sanayisi kurdunuz. Uçuyoruz, coşuyoruz, şahlanıyoruz, Avrupa bizi kıskanıyor, bolluk içindeyiz, ekonomi büyüyor gibi sürekli yerli ve milli yalan üreten yalan sanayisiyle siyasetinizi yürütüyorsunuz. Bütçedeki faiz ve silahlanma harcamalarınızı, çoklu maaş düzeninizi, rant ve talanınızı, yolsuzlukları ne düşünüyorsunuz ne görüyorsunuz ne de duymak istiyorsunuz.
 
BÜTÇE BULUŞMALARI
 
2021 yılı boyunca, yaşanan ekonomik krize karşı halkın taleplerini ve dertlerini dinlemek üzere HDP olarak İstanbul’dan Van’a, Mardin’den İzmir’e kadar Türkiye’nin dört bir yanında ‘İş ve Aş Buluşmaları’ gerçekleştirdik. 2022 yılı bütçe görüşmeleri başlamadan önce de, ‘Bütçe Buluşmaları’ adı altında Ağrı’dan İstanbul’a, Mardin’den Ankara’ya hem sivil toplum örgütleri, meslek odaları, demokratik kitle örgütleri, sivil inisiyatifler gibi kurumlarla görüşmeler yaptık, halkla bir araya gelerek bütçe için taleplerini dinledik.
 
TOPLUMUN DERDİ SİZİN DERDİNİZ DEĞİL
 
Bu buluşmalar sonucu ortaya çıkan talepleri Meclis’e taşıdık. 2022 Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifinin Plan ve Bütçe Komisyonu’nda gerçekleşen görüşmeleri boyunca, önergeler verdik. Asgari ücret vergilerden muaf tutulsun dedik. Dinlemediniz, ama şimdi Saray söyledi diye heyecanla savunuyorsunuz. Doğruyu kabullenmeniz ancak Saray size söylerse oluyor. Öğrencilerin kredi borçlarından EYT’lilerin sorunlarına; 3600 ek göstergeden çiftçilerin borçlarına; ataması yapılmayan öğretmenlerden emekli maaşlarına; ev emekçisi kadınların haklarından engellilerin sorunlarına kadar verdiğimiz önergelerin hepsi AKP-MHP oylarıyla reddedildi. Çünkü işçiyle, emekçiyle, emekliyle, esnafla, çiftçiyle, kadınla, gençle, dar gelirliyle, ücretli çalışanla birlikte dertlenmeyi önemsemiyorsunuz. Toplumun derdi sizin derdiniz değil çünkü. 
 
Bu bütçenin en büyük özelliklerinden birisi Kadın bütçesi olmamasıdır. Bu bütçe toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı olmak bir yana, eşitsizliği derinleştiren bir bütçedir! Kadına yönelik şiddeti engellemeye yönelik; kadın yoksulluğunu ve işsizliğini çözmeye dönük; kadınların esnek, güvencesiz ve düşük gelirle çalışmamasına yönelik politikalar bu bütçede yoktur.  Bu bütçe eşit katılımı, eşit temsiliyeti yok sayan bir bütçedir. 
 
HER DÖRT GENÇTEN BİRİ İŞSİZ
 
Türkiye dünya genelinde gençlerin en yoğun olduğu ülkeler arasında üst sıralardayken, maalesef aynı zamanda gençlerin en mutsuz ve umutsuz olduğu ülkeler arasında da üst sıralardadır. Türkiye’de genç işsizliği TÜİK verilerinde bile yüzde 25’e yakın, yani her 4 gençten biri işsiz, daha da beteri istatistiklere göre yüzbinlerce genç iş aramaktan vazgeçmiş, iş bulma umudunu yitirmiş. Gençliği bu hale getirdiniz. Bütün bu yoksulluk ve işsizlik gençler arasında en çok da genç kadınları vuruyor. Hal böyleyken liyakatsizlik ve torpille ilgili belgeler, bilgiler klasör klasör ortaya dökülüyor.
 
GENÇLER HEPİMİZE YOL GÖSTERECEK 
 
Umutsuzluğun normalleştirilmeye, kuralsızlığın kural, olağanüstünün olağan, hukuksuzluğun norm, eşitsizliğin felsefe, yolsuzluğun sistem haline getirilmeye çalışıldığı bir dönemdeyiz, bizlere yol göstereceklerin, cesaret aşılayacakların kadınlar ve gençler olduğunu çok iyi biliyoruz. Kadınların gücü, mücadelesi, iradesi ve ısrarı bütün engellemelere rağmen büyüyor. Önümüzdeki zaman diliminde bir devri kapatırken gençlerin kendi elleriyle ülkeyi yeniden bu ülkeyi inşa edeceği bir umut var. ‘Genç başladık, genç başaracağız’ diyen gençler her geçen gün artıyor. Kadınları kamusal alandan uzaklaştırmak isteyenlere karşı direnen kadınlar; ‘çıkar telefonunu’ diyen zihniyete cevap veren gençler hepimize yol gösterecek. 
 
KURTULMA ŞANSI KALMADI 
 
Bütçe boyunca iktidar sözcülerinin, bakanların burada çizdiği sahte pembe tabloyu, birkaç gün önce Maliye Bakanınız ters yüz etti: ‘Bitersek hep beraber biteriz’ dedi. Biz de diyoruz ki, yok, hep beraber bitmeyeceğiz. Asıl siz biteceksiniz, siz. Bitiyorsunuz da zaten. Gemi metaforunu çok seviyorsunuz. Aynı gemideyiz, ama kaptan ve yardımcıları ehliyetsiz. Değiştireceğiz hepsini. Başka türlü bu geminin batmaktan kurtulma şansı kalmamıştır. İçinde bulunduğumuz durum çoklu krizdir ve bu çoklu krizin önemli bir sebebi bu ülkenin tarihinde saklıdır. Bu ülke kuruluşundan bu yana Cumhuriyeti demokrasi ile buluşturamamıştır. 100 yıldır aktörleri değişse de Türkiye’de yürürlükte olan düzen anti demokratiktir. Bu ülkede ne sivil demokratik bir anayasa ne de demokratik bir cumhuriyet maalesef inşa edilemedi. Her gelen iktidar yalnızca kendi bekasını esas aldı ve halkları her seferinde sefalete, demokrasisizliğe ve hukuksuzluğa, adaletsizliğe mahkûm etti. 
 
ÇOKLU KRİZLER VAR
 
Belirli periyotlarla kriz yaratan bu durum, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesiyle birlikte çoklu boyut kazanmıştır. 2018 sonrası otokrasi ile yönetilmeye çalışılan bu ülke, halktan, Meclis’ten ve kurumlardan kaçırılan karar mekanizmalarını Saray’da tek bir kişinin insafına bırakmıştır. Oysa zamanın ruhu bize başka bir şey söylüyor: Tek bir kişi her konuda bilgi ve yetki sahibi olamaz. Tekliği, merkeziyetçiliği bu kadar yüceltirseniz kaçınılmaz olarak yasama, yürütme, yargı ve kitle iletişim araçları, akademi vesayet altına alınır. İçinde bulunduğumuz çoklu krizin sebebi bu merkeziyetçi, tekçi anlayıştır. Bu sistemde ne yazık ki, yargı kurumu da saygınlığını ve güvenilirliğini yitirmiştir. En üst yüksek mahkeme olan Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına saygı duyulmamakta, iktidarı rahatsız eden bir karara karşı Mahkeme’nin kapatılması gerektiği iktidar ortaklarınca dile getirilebilmektedir. Yargıya güven bugün yüzde 20’lere kadar gerilemiştir. Sizin sayenizde.
 
SİSTEM SERİ SORUN ÜRETİYOR 
 
KHK’lar ile 10 binlerce yurttaş kamu görevlerinden ihraç edilerek -kendi söylemleriyle- sivil ölüme terk edilmiştir. Son derece derin adaletsizliklerin ve hukuksuzlukların yaşandığı bu uygulamalarla haklarında herhangi bir yargı kararı olmayan insanlar, adeta ölüme terk edilmişlerdir. Meclis’in hali ortada; yürütmenin noter makamı gibi çalıştırılmak isteniyor. Ezcümle, istikrardan söz edenler istikrarsızlığın kaynağı haline gelmişlerdir. Bakın, Türkiye’yi her anlamda uçuracağı söylenen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi şaibeli bir referandumla kabul edildiğinden bu yana Türkiye’de zaten kadük olan demokrasi her alanda darbe almaya başlamıştır. Türkiye’de eski parlamenter sistem sorun üretiyordu. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ise hem seri şekilde sorun üretiyor hem eski sorunları derinleştiriyor.
 
SİZLER KAYBEDECEKSİNİZ 
 
Bugünkü çöküşün nedeni günümüzün Saray Hanedanlığıdır. Halkın cebindeki parayı yandaşın cebine, halkın sandıktaki iradesini kayyımların, atanmışların eline teslim eden bir sistemdir sizin sisteminiz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında parti devleti sistemiyle tüm kurumları iktidarınızın parti birimlerine çevirdiniz! Tablo ortada, Yargıtay Partisi, Danıştay Partisi, Ağır Ceza Partisi, Emniyet Partisi, SADAT Partisi, TÜGVA Partisi, Vali-Kaymakam-Milli Eğitim-İŞKUR Partisi oluşturdunuz! Siyaset mutfağınızda istediğinizi pişirin! Mutfaktaki boş tencereler, sokaklarda geçinemiyoruz diyen milyonlar ve ekmek kuyruklarında ‘hakkımı helal etmiyorum’ diye bağıranlar karşısında sizler kaybedeceksiniz.
 
DEMİRTAŞ VE KAVALA KARARI
 
Türkiye'yi Sefalet Endeksi’nde ilk sıralara yerleştiren, sizin yolsuzluk ekonominizdir Türkiye'yi Küresel Organize Suç Endeksi’nde 12’nci sıraya getiren, FATF’de gri listeye aldıran sizin hukuk dışı, meşru olmayan işlerinizdir. Ülkeyi bütün uluslararası demokrasi ve hukuk endekslerinde son sıralara siz yerleştirdiniz. Her ne kadar ABD’nin 9-10 Aralık’ta yaptığı Demokrasi Zirvesi hiç olmamış gibi davranılsa da, söyleyelim ki, Türkiye bu zirveden dışlanmıştır. Zambiya’dan tutalım Ekvator’a kadar 111 devletin çağrıldığı Demokrasi Zirvesi’nde Türkiye’nin olmaması demek, diplomatik ve siyasi dışlanmışlıktır. İktidar anlayışınız, AİHM’in Demirtaş ve Kavala kararlarını uygulamayarak, AİHS Sözleşmesini çiğneyerek Avrupa Konseyi’nin yaptırım hamleleri ile karşı karşıya kalınmasını da sağlamıştır. Sizin sık sık yok saydığınız AB İlerleme raporları felaketi ortaya sermektedir. Kopenhag Kriterleri’nin yerine düşmanlık kriterlerini, hukuktan uzak Saray kriterlerini koydunuz. 
 
TOPLUMSAL KUTUPLAŞMA ZİRVEDE
 
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde çok devlet az toplum vardır. ‘Siyasal rekabet’i kötü göstermeye çalışan bu sistem, kendi varlığını sürdürmek için ‘düşmanlar’ yaratmak çabasına girmiştir. Dolayısıyla muhalifler birer siyasal rakip olarak değil bastırılması ve hatta yok edilmesi gereken birer düşman olarak görülmektedir. Toplumsal kutuplaşma zirve noktasında. Türkiye toplumu bir toplum olmaktan çıkmış, fay hatlarının sürekli kışkırtıldığı, ortak bir yaşamın dinamitlendiği ayrı mahallelere bölünmüştür. Bunu siz yarattınız. Kutuplaştırma ve gerginlik yaratma üstadısınız. Ama toplum bu kutuplaştırmayı aşıyor, ortak sorunları etrafında size rağmen ve siz iktidar olduğunuz için buluşuyor. Bu yeni ve umudu geliştiren bir gelişmedir. 
 
KÜRT SORUNU
 
Kendisini sınırları içinde ve dışında Kürt düşmanlığı üzerinden var eden bu yeni rejim, Kürt sorununu da çözümsüz hale getirmiştir. Önce Kürtleri, sonra Kürtçeyi, daha sonra Kürt sorununu, şimdiyse Kürtlerin siyasal temsilini inkar eden bu rejim, demokratik ve barışçı bir çözümü reddediyor. Bu iktidar çatışma ve güvenlikçi politikaları tırmandırarak bu hayatî meseleyi çözümsüz bırakmak istiyor. Bu yeni sistem bir Amok Koşucusu gibi etrafı dağıta dağıta ilerlerken, Kürt Sorunu ve Demokratikleşmeyi bu ülkede konuşturmak istemiyor. ‘Kürt Sorununun filmini çekersiniz’ diyenler bugün ekonomik krizin kitabını yazmaktadır. Dolmabahçe Mutabakatını inkâr ettiniz, toplumsal barış mutabakatını hedef aldınız. ‘Kürt Sorunu yoktur’ deme karşılığında ittifak kurduğunuz yapılar size Tansu Çillerler, Mehmet Ağarlar, mafya bozuntuları, siyaset simsarlarını hediye etti.
 
KÜRT HALKININ İRADESİNE İPOTEK 
 
Milli Güvenlik Kurulu, vesayet kurumu dediniz. Şimdi MGK ile birlikte Kürt halkının iradesine en büyük ipoteği siz koymaya çalışıyorsunuz. Kürt sorunu bu ülkede yaşanan siyasi, toplumsal ve iktisadi krizlerin hepsinin merkezinde yer alan temel bir sorundur. 100 yıldır Türkiye halklarına yönetim rejimi olarak inkâr, asimilasyon ve baskıya dayanan tekçi otoriterlik dayatılmaktadır. Halbuki yapılması gereken, bir arada barış ve eşitlik içerisinde yaşama kültürünü, gönüllü birlikteliği geliştirmektir. Türkiye halkları bu ağır bilançoyu geçmişte bırakacak ve demokratik bir cumhuriyeti inşa edecek güce ve deneyime sahiptir.
 
DIŞ POLİTİKA
 
Dış politikada; kendi planlarınızın yanı sıra aynı zamanda Doğu Akdeniz'den Suriye'ye, Libya'dan Irak'a ve Afganistan'a varıncaya kadar Akdeniz ve Ortadoğu hattında size verilen rolleri bir bir oynadınız. Bu rollerin nasıl oynandığını bizzat yine genel başkanınız söylüyor: Sadece iki sözünü buradan hatırlatacağım: ‘Türkiye, bölgesinde ve ötesinde güvenilir bir müttefik olarak üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirmektedir’ dedi, ‘Eğer hakikaten icraat ortaya konulursa, biz de Türkiye olarak, bize ne düşüyorsa, bunu yapmaya hazırız’ dedi. Bu iki söz, verilen rolleri nasıl oynadığınızın kanıtıdır.
 
BARIŞA DAİR TEK SÖZ KURMADINIZ
 
Savaş tezkerelerini geçirdiğiniz şu parlamentoda barışa dair, çözüme dair, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, insan haklarına dair köklü politika değişikliğini getirseydiniz, bugün bu ekonomik yıkımın sonuçları değil, istikrar ve ekonomik büyüme konuşuyor olacaktı. Hukukla, demokrasiyle aranıza mesafe koydukça ekonomi yangın yerine dönüyor. Kurduğunuz her cümle yanmakta olan ekonomiye biraz daha fazla benzin döküyor. Yeter ki Kürtler, Suriye’de birlikte yaşadığı halklarla ortak bir gelecek kurmasın diye uluslararası alanda taviz üstüne taviz verdiniz! Ne rol verdilerse oynadınız! Diplomasiyi, barışçı bir söylem ve politikayı, müzakere ve diyalogu öne çıkarmak yerine askeri operasyonları, vekalet savaşlarını, çatışmayı seçmeniz tarihsel hataları ard arda yapmanızla sonuçlandı. Ve çok şey kaybedildi. 
 
BÜYÜK KAYBEDECEKSİNİZ
 
Bu topraklara demokratik çözüm ve barışı getirmeyi sadece bizler, sadece Kürtler, sadece HDP’liler için istemiyoruz. Halkların Demokratik Partisi olarak yeni dönemde barış içinde bir arada yaşanabilecek, demokratik, denetlenebilir, şeffaf ve eşitlikçi bir ülke hedefiyle üzerimize düşen her şeyi yapmaya hazırız. Siz bize değil, bu ülkenin demokrasi ve adalet umuduna saldırıyorsunuz. Siz barış umuduna saldırırken, demokratik geleceğimizi baltalıyorsunuz. HDPyi, Kürt halkının ve Türkiye demokrasi güçlerinin siyasi temsiline son vermek, demokratik siyasetten HDP’yi tasfiye etmek için yargıyı kullanmanız çözümsüzlük ve büyük bedeller demektir. Çok açık söyleyeyim bizlere kaybettirmek isteyenler büyük kaybedecektir. 
 
AYDINLIK YARINLARI GETİRECEĞİZ
 
Partimize yargı kumpası kuran, terfi ve ödül almak için fezleke yarışına giren savcılarınıza buradan sesleniyorum. Fezlekeci savcılar. Siyasete çok meraklıysanız çıkarın üzerinizdeki cübbeyi ve cesaretiniz varsa gelin siyaset yapın. Suçluları koruma ve suç işleme bakanınız var bir tane. Her gün bir suçluyla fotoğraf albümü ortaya saçılıyor! Bu savcıların sesi çıkmıyor. Sözde adalet arıyorsunuz öyle mi? Geçin bu yalanları. Bunu size bıkmadan söyleyeceğiz. Demokratik siyasette kararlıyız, sorunlarımızı çatışma ve şiddet yoluyla değil, konuşarak müzakere ederek, diyalogla Ankara’da ve bu mecliste çözme konusunda kararlıyız. Eşitlik taleplerimizde ve mücadelemizde, Edirne’den Hakkari'ye ve Kürdistan coğrafyasına kadar ortak vatan ve demokratik cumhuriyet mücadelemizde kararlıyız. Aydınlık yarınları getireceğiz.
 
YENİ BİR YAŞAM KURABİLİRİZ
 
Türkiye halkları 100 yıldır kendilerine dayatılan otoriter rejimlere mecbur değildir. Dışlayıcılık, ayrıştırıcılık üzerinden kendini kurgulayan ve var eden rejimler karşısında, eşitliğin ve demokrasinin birleştirici, bütünleştirici ve toplumsal adaleti sağlayıcı özelliğine sıkı sıkıya bağlıyız. İki farklı blokun tekçilik, merkeziyetçilik, erkeklik üzerinde birleştiği anlayışlar karşısında gerçekçi alternatif Üçüncü Yol siyasetimizdir. Bu anlayışı esas alan partimiz, Türkiye’de Cumhuriyeti demokrasi ile buluşturacak, bu adaletsiz düzene son verecek bir güçtür. Yeni bir siyaset, yeni bir yönetim ve yeni bir yaşam kurabiliriz. Türkiye’nin temel ihtiyacı bugün katılım, müzakere ve demokratik ve toplumsal uzlaşı esasına dayalı, evrensel temel hak ve özgürlüklerin en geniş şekilde sağlandığı güçlü demokrasidir. Bütçenin saraylara, israfa, yandaşlara, silahlanma ve savaşlara, faize değil halka harcandığı; toplumsal cinsiyete dayalı bütçelemenin olduğu; maceracı dış politika yerine bölgesel barışın ve ilkelerin esas alındığı bir yönetim mümkündür. 
 
YENİ BİR SİSTEM İÇİN GEÇ DEĞİL
 
Kamu yönetiminin iktidar blokunun tekelinde kadrolaşmanın alanı olmaktan çıkarıldığı ve liyakatın esas alındığı; şeffaflığın ilke edinildiği; halktan hesap soran değil hesap veren bir anlayışın hakim kılındığı; eşitliğin eşdeğerlikle buluştuğu, merkezin değil yerelin sözünün geçtiği ve yerel demokrasinin güçlendirildiği; kayyım sisteminin ve anlayışının çöpe atıldığı bir sistem için geç kalınmamıştır. Yargının, yürütmenin ve tek adamın vesayetinden çıktığı; eşitliği esas alarak düzenlenecek yasaların uygulanacağı; adaleti ve yargının bağımsızlığını terazi dengesi ile sağladığı bir hukuk mümkündür. Kar hırsıyla doğayı sonsuz bir sömürü alanı olarak gören anlayışların son bulması ve başta enerji, ulaşım, kentleşme ve tarım olmak üzere tüm politikalarda doğa haklarının kabul edilmesini sağlayabiliriz.
 
MÜZAKERE VE İNŞA ESAS OLANDIR
 
Kürt sorununun kalıcı ve onurlu çözümü için müzakere ve inşayı esas almak aslolandır. Demokrasi, adalet, eşitlik, eşdeğerlik ve barış mücadelesini bir programa bağlamak için her seferinde yeni bir keşfe gerek yoktur. Biz bu saydığımız değerlerden bir adım geri atmayacağız. Her türlü baskı, yok sayma, tutuklama tehditlerine karşı ödediğimiz bedel ve mücadelemiz de bunun kanıtıdır. Her zaman nerede zulüm, haksızlık varsa orada olmaya devam edeceğiz ve kazanacağız. Bu halklarımıza sözümüzdür. Bu söz seçimleri değil demokratik toplumsal değişimi ve dönüşümü, mücadeleyi ve kurucu aklı kendisine rehber edinmiştir. Biz parti olarak tüm bunları halkımızla birlikte yapacağız. Kendimize ve halkımıza inanıyoruz.
 
Sırf bir seçim kazanacak diye ülkeyi batırmakta ısrar eden AKP-MHP ittifakına sesleniyoruz. Hiçbir entrika, açlık, yoksulluk, işsizlik hakikati karşısında dayanamaz ve kazanamaz. Size bir kez daha şunu söyleyelim. Siz tekleşin, çoğunluk bizleriz. Siz karunlaşın, harun bizleriz. Siz zalimleşin, mazlum bizleriz. Siz korkutmaya devam edin, cesaret ve umut bizleriz. Siz yalanlarınıza devam edin hakikat bizleriz.”
 
Genel Kurul CHP milletvekillerinin konuşmalarıyla devam ediyor.

Diğer başlıklar

17/12/2021
18:00 Amedspor Kadın Futbol takımının maçı yarın
17:37 Silvan’da ‘geçinemiyoruz’ mitingine çağrı
17:27 HDP Gençlik Meclisi’nden kongreye davet
17:19 Êzidî kız çocuğunu kaçıran DAİŞ’liler hakkında suç duyurusu
17:11 Aykol: Öcalan’ın özgürlüğü herkesin özgürlüğüdür
17:02 AP’den HDP milletvekilleri için dayanışma kampanyası
16:58 TJA aktivisti Gök darp edildi, çıplak aramaya maruz kaldı
16:57 Korucular köylülere saldırdı
16:57 Dersim Emek ve Demokrasi Platformu'ndan 'geçinemiyoruz' eylemi
16:28 Yüksekova’da gençlik buluşması
16:20 Muğla'da Orman Kanunu'ndaki değişiklik protesto edildi
15:38 İHD Batman Şubesi: Tutuklulara çıplak arama dayatılıyor
15:38 Oluç: Saray’ın karanlık senaryoları iktidarı kurtaramaz
15:24 Bakırköy Cezaevi önünde eylem: Hasta tutuklular serbest bırakılsın
15:19 Madene karşı direndiği için evi kurşunlanan Coşkun suç duyurusunda bulundu
15:16 İnsan hakları savunucularından Şenyaşar ailesine ziyaret
15:07 32'nci gününe giren Adalet Nöbeti'ne destek büyüyor
15:07 Beştaş: İktidarın çarpık düzeni çökmeye mahkum
14:30 Tutuksuz cinsel saldırı faili aynı suçtan tutuklandı
14:05 Merkez Bankası dolara müdahale etti
13:51 Lice'de bir kadın tutuklandı
13:19 Halk ekmek kuyruğundaki yurttaş tepkili: Erdoğan utansın
13:17 Silopi’de kaza
13:12 Diyarbakır’da insan hakları anketi: Ne devlete ne adalete güvenen yok!
13:03 Êzî Bayramı’nı kutlayan KNK: Şengal'i hep beraber savunalım
12:51 19 Aralık Katliamı'nın avukatı: Dönemin sorumluları tanık değil, sanık olmalı
12:50 Öcalan’ın ailesinden görüşme başvurusu
12:03 Yılın ilk 11 ayında 2 bin 17 işçi yaşamını yitirdi
11:59 ‘Asgari ücrete karşı tek çıkar yol birlikte mücadele’
11:59 İstanbul’da ev baskınları: 12 kişi gözaltına alındı
11:54 KESK'ten asgari ücret tepkisi: Asil tarihi artış hayat pahalılığında
11:53 Şenyaşar ailesinin nöbeti 284'üncü gününde
11:50 Diyarbakır yarın 'geçinemiyoruz' diye haykıracak
11:26 Yıllar sonra yapılan yol sular altında kaldı
11:21 Saçılık: Güneş işkencehanelerde direndi
11:19 Tutuklu annesi: Bu zulme son verin
11:12 Mersin’de bir kadın katledildi
10:47 Cezaevinde ölen Suyur’u hastane ve revir 6 ay bekletti
10:46 Çınar'da dengbêj dinletisi
10:07 ‘Konya Katliamında birçok hakikat örtbas edilmeye çalışılıyor’
10:04 ÇMO: Maden facialarına iktidar da ortak
09:47 Dolar 16, Euro 18 TL’yi geçti
09:44 Türkoğlu Cezaevi’nde sıcak su verilmiyor
09:42 Hewlêr’de sel: 8 kişi yaşamını yitirdi
09:07 Beyaz baretli kadınlar algıları yıkıyor
09:03 Yüzde 82 engelli tutuklu: Yaşamım işkenceye dönüştü
09:03 Deprem bölgesindeki belediyelerde jeoloji ve jeofizik mühendisleri yok
09:02 'Rüstem, katledilen annesinden süt emiyordu'
09:02 Cezaevinde gençliğe adım atan Mazlum'un hikayesi
09:02 Sendikalı kadınlardan 'geçinemiyoruz' mitingi çağrısı
09:00 ÖHD Eş Genel Başkanı Şeker: Cezaevleri ölüm yerlerine dönüştü
09:00 Tutuklular kamerasız alanlarda darp ediliyor
09:00 Bugün ihtiyacımız olana cevap veren bir kitap: Yaşamın Temel Ekonomisi
09:00 17 ARALIK 2021 GÜNDEMİ
07:57 Günay: Eşit, adaletli ve sömürüsüz bir dünya istiyoruz
01:33 'Gelir ve damga vergisine’ dair kanun teklifi Meclis’e sunulacak
01:14 Beştaş’tan Soylu'yu savunan Elitaş’a: Kendisi herhalde ortağı
16/12/2021
23:57 HDP’li Kaçmaz, Soylu’nun iftirasını çürüttü
22:56 Gözaltında işkenceye uğrayan çocukların duruşması görüldü
22:40 Bakan Nebati’nin İstanbul’da ev kiralarından haberi yok
22:04 Gergerlioğlu’ndan AKP’ye yeni isim: Zulumet partisi
21:31 Tuğrul doğduğu topraklarda defnedildi
20:43 Koronadan 167 kişi daha hayatını kaybetti
20:38 ‘Krizi biz yaratmadık, bedelini de biz ödemeyeceğiz’
20:33 Avukat Cengiz: Katliamcı bir profil yaratılıyor
20:31 LaWje konseri korona nedeniyle iptal oldu
20:11 Bakan Nebati’nin asgari ücret açıklamasına tepki
19:52 Keskin: Bin 605 hasta tutuklu ATK raporunun kaderine terk edilmiş durumda
19:47 HAYKURDER: Evdeki hayvan sayısına kısıtlama getiriliyor
19:33 Babacan: Erdoğan inada devam ediyor
19:15 Kadınlar Ankara polisinin taciz ve tehditlerini ifşa etti
18:58 Tecavüz faili Erkmen tutuklandı
18:27 Coşkun: Basın özgür değilse siyaset de özgür olmaz
18:25 Öcalan’dan iktidara: Siz Esat Oktay Yıldıran’ın mirasçısınız
18:21 EGE TUHAYDER: Cezaevlerindeki işkenceye son verin
18:13 Buldan: Ücret artışı market reyonlarında eriyecek
Sancar: İşçilerin derdine deva olmayacak
18:07 Şırnak'ta 3 kişi daha tutuklandı
18:06 Kılıçdaroğlu ve Karamollaoğlu'ndan ortak basın açıklaması
17:57 Genel Kurul’da asgari ücret tepkisi: Yeterli değil
17:50 Suyur’un cenazesi sloganlar eşliğinde defnedildi
17:44 Paylan’dan faiz indirimine tepki: Bu işin sonu felakettir
17:34 Asgari ücrete tepki: Hayatın gerçekliğini yansıtmıyor
17:30 Roboski Katliamı’nı aklamaya çalışan AKP'li Elitaş’a tepki
17:15 ABD’den Türkiye’nin de içinde olduğu 37 şirkete ticari sınırlama
17:06 ‘Sorumluların yargılanması için sürecin takipçisi olacağız’
17:01 DİSK’ten asgari ücret tepkisi: Bu ücretle geçinmek mümkün değil
17:00 Salcuk son yolculuğuna uğurlandı
16:59 İstanbul Üniversitesi’nde öğrencilere saldırı girişimi
16:52 Meclis'te Roboski Katliamı anlatıldı: 10 yıl sonra yine adalet gelmedi
16:33 Binaya çıkan yurttaş: Geçinemiyorum
16:32 Müftüoğlu: 5 bin 900 TL altında açıklanan rakam emekçinin cebinden çalındı
16:30 Emek ve meslek örgütlerinden İzmir mitingine çağrı
16:27 Adalet Nöbeti 31'inci gününde: Hasta tutuklular öldürülüyor
16:08 Cizre’de silahlı saldırıda bir kadın yaralandı
16:08 Gazeteci Turay’dan mektup: Tutuklular tedavi edilmiyor
15:51 Yeniden yargılandığı davadan tahliye çıkmadı
15:39 Erdoğan asgari ücreti 4 bin 250 TL olarak açıkladı
15:36 'Erkek devlet şiddetinin üstesinden dayanışmayla geleceğiz'
14:56 Bölge kentleri için yağış uyarısı
14:50 İstismar failinin HTS kayıtları incelenecek
14:45 Tecavüz faili Erkmen gözaltına alındı
14:37 El Hemdan olayında suç duyurusu işleme konulmadı
14:37 Diyarbakır'daki 'geçinemiyoruz' mitingine hazırlıklar sürüyor
14:32 Gülüm: İktidar süslü cümlelerle yoksulluğun üstünü örtemez
14:32 Halil Güneş’in taziyesine ziyaretler sürüyor
14:26 MB faiz indirdi dolar yükseldi
14:21 Barış Vakfı’nın ‘Yerel yönetimlerin toplumsal barışın inşasındaki rolü’ çalıştayı kitaplaştırıldı
14:16 Van’da Adalet Nöbeti 8’inci gününde
14:01 Gazeteci Okatan’ın davası ertelendi
13:48 MED TUHAD-FED Eşbaşkanı gözaltına alındı
13:29 Kadınlar adalete erişim hakkı istedi
12:53 Öcalan’ın avukatlarına açılan davada tanık dinlendi: Emniyetin komplosudur
12:41 Şenyaşar ailesi: Türkiye’yi adaletsizlik yok ediyor
12:06 Öcalan’ın avukatlarından görüşme başvurusu
11:13 KDP, Sêmalka Sınır Kapısı’nı bloklarla kapattı
11:08 Halil Güneş son yolculuğuna uğurlandı
11:04 HDP Sözcüsü Günay: Hasta tutukluları tahliye edin
10:59 Tuğrul’un cenazesi Siirt'e gönderildi
10:56 Muhabirimiz Aslan beraat etti
10:32 Aslı Erdoğan'ın duruşması görüldü
10:10 Gözaltında HDP’lilere ‘ağayı niye öldürdün’ diye soruldu
10:09 Sêmalka'da nöbet eylemi 73’üncü gününde
09:39 MB'nin faiz kararı öncesi dolarda yeni zirve
09:39 Kürdistan'a hasret bir dağ keçisi: Garibe Gezer
09:38 Ailelerin ATK önündeki isyanı: Cenazelerini değil kendilerini istiyoruz
09:22 Ermenistan’da bir Kürt köyü: Pampa Kurda
09:13 Fincancı: ATK kimsenin ‘kanlı ellerini’ sildiği bir havlu olmamalı
09:08 ‘Hasta tutukluların ölümü cinayettir’
09:06 Konya Katliamı'nın ‘karanlık’ noktaları araştırılmadı
09:03 Mahkeme kayyımın imar planını iptal etti
09:03 Gezer için şiir yazdı: Bu kaçıncı gidişidir Garibelerin
09:02 7 yılda 5 kez sürgün edildi
09:02 Avukat Cevahir: Hukuksuzluklara karşı sesimizi yükseltmeliyiz
09:01 Hijyen ürünlerine gelen zamma tepki
09:01 İşkence yapan polisler soruşturulmuyor
09:00 'İmralı'daki tecrit tüm Türkiye'yi esir aldı'
09:00 ‘Öcalan derhal ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmeli’
09:00 16 ARALIK 2021 GÜNDEMİ
00:16 Cezaevinde felç geçiren Tuğrul yaşamını yitirdi
15/12/2021
23:42 Halil Güneş’in cenazesi Adana’ya getirildi
23:37 AKP’li Akbaşoğlu’nun verilen kararı çiğnemesine tepki
23:29 Fed faiz kararını açıkladı
23:26 İlham Ehmed, İsveç'te temaslarda bulundu
23:15 İHD Adıyaman Şubesi: Kadına şiddete hayır
23:10 Şırnak'ta 8 kişi daha tutuklandı
21:41 HDP’li Güzel yaşamını yitiren hasta tutuklulara dikkat çekti
21:12 İnsan Hakları Haftası etkinlikleri sürüyor
21:07 İstanbul Barosu eski Başkanı Sayman yaşamını yitirdi
21:02 HDK Kültür Sanat Komisyonu’ndan ‘Edebiyatta eril dil’ söyleşisi
20:29 Suyur’un ön otopsi raporunda ‘şüpheli ölüm’ yazıldı