Yüksekdağ: Garibe'nin ölümü cinayettir, katliamdır

img

ANKARA- Garibe Gezer'in ölümünün cinayet olduğunu belirten  HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, cezaevlerinde artan ölümlere dikkat çekerek, “Garibin ahı indirir Şah’ı. Hepsi o tırmandıkları tepeden, saraylardan inecekler” dedi.

DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırıları karşısında 6-8 Ekim 2014’te gerçekleştirilen eylemler gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları ve HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 21’i tutuklu 108 isim hakkında açılan Kobanê Davası’nın 8’inci duruşması Sincan Cezaevi Kampüsü’nde devam ediyor.

‘YÜZLEŞİLMEDİ BAŞKA KATLİAMLAR YAPILDI’

Duruşmada konuşan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, tüm arkadaşlarını selamlayarak söze başladı. Savunmasını hazırlama konusunda yaşadığı sıkıntılara ve cezaevinde yaşanan sorunlara dikkat çeken Tuncel, “Garibe Gezer'in ailesine rahmet Türkiye ve Kürdistan halkına başsağlığı ve sabır diliyorum. Bu ülke hala Maraş Katliamı'yla yüzleşmedi. 43 yıldır Aleviler adalet arıyor. Bu sorunların açığa çıkması için her yıl seslerini çıkarıyorlar ancak Maraş'a, Sivas'a gidemiyorlar. Hala gerçekler açığa çıkarılmadı. Bunlarla yüzleşilmediği için başka katliamlar yapıldı. Uludere, Roboski katliamı oldu. Yine cezaevi katliamları oldu. Türkiye'deki katliamların tarihini unutursak altından kalkamayız. Ama hala gerçekle yüzleşme arayışı devam ettiği sürece ülkede demokrasi sağlanamaz. Ben 19 Aralık'ta yaşamını yitiren yurttaşları saygıyla anıyorum. 19 Aralık'ta yaşamını yitiren tutsakları da saygıyla anıyorum. Ama tutsakların yaşadığı sorunlar hala devam ediyor. İnsanlar hala cezaevlerinde yaşamını yitiriyor. Son günlerde 3 hasta tutsak yaşamını yitirdi. Diyarbakır ve Van’da Hasta tutsaklara dikkat çekmek için eylem yapan ailelerimizi selamlıyorum, mücadelelerinin yanında olduğumu belirtmek istiyorum” şeklinde konuştu.    

‘ŞİDDET DEVLETİN OLDUĞU YERDE’

Tuncel, Şenyaşar ailesinin 286 gündür adalet aradığına dikkat çekti. “Êdî bese” diyen Tuncel, Kandıra Cezaevi’nde şüpheli şekilde yaşamını yitiren Garibe Gezer’e değindi. Tuncel, “Ölümü ne olursa olsun devlet sorumludur. Tek başına kalan bir kadın defalarca idareye yaşadığı hak ihlallerine ilişkin başvuruda bulunuyor. Sadece bu değil birçok sorun var. Devlet kendi yurttaşının yaşam hakkını güvence altına almak zorundadır. Devletin kendisi kapitalist sistem ile önce sermayeyi, erkeği koruyan bir yerdedir. En çok şiddeti hapishane ve akıl hastanesi gibi devletin sorumlu olduğu yerlerde görüyoruz. Bizim yaptığımız hiçbir başvuru hak ve özgürlük talebi lehimize sonuçlanmıyor. Nasıl ki dışardakinin örgütlenme, eylem ve ifade özgürlüğü varsa içerdekilerin de devletin yanlış politikalarına ses çıkarma hakkı vardır” şeklinde konuştu. 

İMRALI’DAKİ TECRİT YAYILDI

PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde devam eden tecride vurgu yapan Tuncel şunları söyledi: “Bu ülkedeki İmralı tecrit sistemi tüm cezaevlerine yayıldı. Hiç kimse göremiyor. Tutuklulara verilen hiçbir haktan faydalanamıyorlar. İnsanlar buna itiraz ederek açlık grevine giriyor, sonra birkaç defa görüşme oluyor ve bitiyor. Bu mu yani?  Bütün hakları gasp edilmiş durumda. Pandemi nedeniyle tecrit daha da yoğunlaşmış durumda. Bütün bunlar sorun değil mi? Türkiye bütün anayasasını askıya aldığı için ülkenin haline bakın. İnsanları açlığa, yoksulluğa mahkum ettiler.”

MAHKEME BAŞKANI SÖZ KESTİ

Araya giren mahkeme başkanı, Tuncel’in sözünü keserek dava kapsamı hakkında konuşması gerektiğini söyledi. Ardından konuşmaya devam edeceğini ve tüm söylediklerinin dava kapsamında olduğunu vurgulayan Tuncel, “Sizin de bize zaman zaman ‘Ne düşünüyorsunuz?’ sorusunu yönelttiğiniz gibi bunlar da bizim düşüncelerimiz” dedi. 

‘BIRAKIN AKP’YLE HESAPLAŞALIM’

Tuncel, “Bırakın biz AKP ile hesaplaşalım ama siz kendiniz yetkiyi aldınız. Türkiye gerçekliğini ifade ettiğimiz için, kadın özgürlüğünü, ekolojiyi savunduğumuz için burada yargılanıyoruz. Düşüncelerimizi ifade ettiğimiz, ölümlere katliamlara karşı çıktığımız için, Türkiye kendi geçmişiyle yüzleşsin dediğimiz için yargılanıyoruz. Oradaki iddiaların arkasında ne gizlendiğini, bunların hepsini siz de biliyorsunuz. Siz 7 günde 3 bin 700 sayfalık dosyayı okuyan birisiniz tabii. Nasıl yetiştiniz orasını da bilmiyorum” diye ekledi. 

‘SEÇMEK ÖZGÜRLÜKTÜR’

Kürtlerin 100 yıldır bu coğrafyada yargılandığının altını çizen Tuncel, “‘Bu ülkenin vatandaşıyım’ dediğimiz için yargılanıyoruz. Biz gerçeği, yargılama, tutuklama, gözaltı riskine rağmen dile getiriyoruz. Çözüm sürecinde yargılama yok ama çözüm sürecinden sonra yargılama yapılacağını bilmiyor muyduk? Siz bilmiyor olabilirsiniz ama biz bu ülkenin gerçeğini biliyoruz. Tüm riskleri göze alarak konuşuyoruz. ‘Seçmek özgürlüktür’ demiştim daha önce size, evet seçmek özgürlüktür” ifadelerine yer verdi. 

‘KÜRT OLDUĞUM İÇİN YARGILANIYORUM’

Ülkede artan hukuksuzluğa işaret eden Tuncel, “Hukuk yoksa herkes kendi düzenini kuracak, kaos olur. Asıl burada sizin yaptığınız yargılamaların nasıl bir sonu doğuracağını bilmeniz gerekiyor. Sizler burada Kürtlere verilen hakkı tanıyor musunuz merak ediyorum. Mahkemelerde ırkçı yargılamalar var. Siz ‘yapmıyoruz’ diyebilirsiniz ama ben burada Kürt olduğum için yargılanıyorum. Türkiye'de ne yazık Kürtler, kadınlar, emekçiler konusunda alınan kararlar ırkçı kararlar. Bu yargılama devam ederken bizim genç bir arkadaşımız olan Deniz Poyraz katledildi. Ama şu an tek bir kişi yargılanıyor. O önlenmediği için Konya' da katliam oldu. Kürtler kendi ana dilini, kültürünü savunduğu için ‘bölücü’ oluyorlar. Ben bir kez daha barış, eşitlik, demokrasi mücadelesi verenleri selamlıyorum. Bu ülkede demokrasi, bu mücadeleyi yürütenlerle olacak. Demokrasiden, barıştan yana olanlar kazanacak. Seçenekleri var. Bu ülkeyi açlığa, yoksulluğa, adaletsizliğe mahkum edenlere karşı HDP var. Biz burada olabiliriz ama HDP var dışarda” dedi.  

CİNAYET, KATLİAMDIR…

Ardından söz alan HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, cezaevlerinde artan hak ihlallerine dikkati çekti. Yüksekdağ, “Elbette bulunduğumuz cezaevinde bir süre önce yaşamını yitiren Garibe Gezer’i saygı ve rahmetle anarak başlamak istiyorum. Garibe Gezer'in ölümü Türkiye'deki yargı ve cezaevi sisteminin insanlık dışı çok somut çok açık ve güncel resmidir. Son bir hafta içerisinde cezaevleri içerisinden çıkan 4 cenaze, biri intihar olmak üzere diğerleri hasta mahpuslardır. Türkiye’deki yargı sistemini, cezaevi sisteminin geldiği insanlık dışı nokta kelimelerle tarif etmekte zorlandığımızın kanıtıdır. Çok açık bir cinayettir, katliamdır bunu belirtmek istiyorum” dedi. 

‘DAHA KAÇ CENAZENİN ÇIKMASI GEREKİYOR?’

Garibe Gezer’in ölümünün aynı zamanda siyasi iktidarın ve yargı sisteminin halklara, Kürtlere, kadınlara bakış açısının ve onlara duyduğu düşmanlığın, nefretin, husumetin resmi olduğuna dikkat çeken Yüksekdağ, “Her gün yeni ölümler yaşanıyor, öldürmekle doymayan zulmetmekle tatmin olmayan bir siyasi iktidar pratiği ve saldırganlığı ile yüz yüzeyiz. Ben buradan bizi dinleyenlere, o en tepedekilere, sarayda oturanlar ve sarayın yamacına konumlanmış kesimlere sormak istiyorum daha kaç kişiyi öldürdükten sonra doyacaksınız? Kana, ölüme doymanız için hırsınızın, nefretinizin tatmin olması için daha kaç Garibe'nin, Deniz'in ölmesi gerekiyor? Hapishanelerden daha kaç cenazenin çıkması gerekiyor? Bu soruya sınırsız bir açlıkla cevap vereceklerine eminim. Doymuyorlar, açlar ölüme, zulme doymuyorlar. Ülkeyi kendileriyle beraber felakete sürükleyen iktidar, onları bu kadar aç gözlü, hırslı, ölüme zulme doymaz hale getiriyor” diye belirtti.  

‘GARİBE’NİN HİKAYESİ EZİLENLERİN HİKAYESİDİR’

Yüksekdağ sözlerini şöyle sürdürdü: “Mahkeme heyetine ve dosyaya bakan herkes Garibe'nin adını bilir. Garibe Gezer adı bu dava dosyası Kobanê eylemleri döneminde Hizbullah tarafından katledilen Bilal Gezer'in  ablası olarak geçmiştir. Garibe Gezer'in hikayesi bu memleketteki zulme haksızlığa ve her türlü insanlık değerlerinden yoksun, zulme uğramış Kürt ve kadınların hikayesidir. Ezilenlerin hikayesidir. 7 Ekim akşamı babası oğlu Bilal Gezer'den haber alamaz ve onu bulması için kızını yani Bilal Gezer’in ablasını aramaya gönderir. Garibe de kardeşi Bilal’i aramaya çıkar kardeşi Bilal’i bulamaz ve onu o zalim çetelerin cinayetinden kurtaramaz. Ondan sonraki süre Gezer ailesi bakımından tam anlamıyla öldüremediğini süründürme ve yaşadığına pişman etme hikayesi olarak geçer. Bilal Gezer’in ölümünden sonra tüm bir aile büyük bir zulüm ve baskı altında yaşamaya bırakılır. Ölmediğini pişman etme, neredeyse ölümü arama hikayesidir. Garibe Gezer ondan sonraki süreçte bir yabancı tanığın ifadesiyle gözaltına alınır, tutuklanır, katillerin soluğunu daima ensesinde hissetmeye devam eder ve çok kısa sonra bir mahkeme ile müebbette çarptırılır. Sürgünlerle, zulümle işkence ile geçmiş bir cezaevi süreci, 3-4 ayrı cezaevi değiştirilmiş hepsi de sürgün.”

DURMADAN KONUŞMALARIMIZI KESMEYİN

Yüksekdağ’ın sözlerini kesen mahkeme başkanı dava kapsamında konuşma yapmasını söyledi. Mahkemenin müdahalesine rağmen sözlerine devam eden Yüksekdağ, “Dosyalarla ilgili konulardan bahsediyorum. Bu iddianamenin tek bir kelimesi benimle ilgili değil ama ben bu iddianameyi konuşuyorum. Konuştuğumuz şeyler ilgili olsun ilgisiz olsun dinlenmeli. Bu davanın hangi şartlar altında sürdürülebildiği ile mahkeme ve duruşma sürecine nasıl bir art arda darbelerin getirildiği konulardır. Biz bu zamana kadar ilgisiz bir şey konuşmadık. İlgisiz konuları getirip karşımıza koyan sizsiniz. Bu kadar ilgisiz bir iddianameyi ben muhatap alıp, ciddiye alıp konuşuyorum sizi muhatap alıyorum durmadan konuşmalarımızı kesmeyin” şeklinde konuştu. 

‘SİZİ HİÇ Mİ İLGİLENDİRMİYOR?’

“İnsanlığa dair sözler sizi hiç mi ilgilendirmiyor?” diye soran Yüksekdağ şöyle devam etti: “İnsana, insanlığa ve bizim tutunduğumuz şartların insan onuruna, yaşamına uygunsuzluğu ile ilgili şeyler bu mahkemeyi hiç mi ilgilendirmiyor? Duruşmanın sürdürülebilirliği ile ilgilidir bu sözlerim. Garibe böyle bir zulüm altında cezaevi koşullarını yaşadı ve 10 gün önce yaşamına son verdi. Bizim bulunduğumuz 100 metre ileride yaşandı. 100 metre ötemdeki bir insanın yaşamına son vermesi, hastalanması, yardıma ihtiyacının olması bunların hiçbirinden haber almamızın şansı yok. Burada karşılaştığı işkence, cinsel tecavüz saldırıları sonucu ve burada aynı zamanda tutsaklara karşı uygulanan kötü şartlar nedeniyle Gezer yaşamına son verdi. Bilal Gezer’in katilinin nerede olduğunu sormayan bir mahkeme, en ufak bir şekilde kafa yormayan bir mahkeme bugün Gezer ailesinden, üstelik Bilal Gezer’in öldürülmesinin tanığı olan Garibe Gezer hakkında söylenen sözler hakkında nasıl rahatsız olabilir. Gezer bu davanın tanığıdır. Yarın öbür gün belki bu duruşmaya çıkacaktı. Ama Garibe Gezer'in kardeşi Bilal Gezer’i öldürenler şu an dışarıda elini kolunu sallaya sallaya dolaşıyor ve mahkeme salonuna gelip bize parmak sallıyor.

HAYAT MÜCADELESİ VERİYORUZ

Cezaevinde zulüm altında kalan insanların canını almaya, bizi tehdit etmeye devam ediyorlar. Bu dava, bu koşullar altında sürdürülüyor ve sizler diyorsunuz ki ‘Karşımda tek sıra haline geçin, savunma verin bu iş bitsin.’ Siz alelacele karar verdikten sonra çıkıp ‘o iş bitti’ diyecek ve bu onu desin diye bizi tek seferde ifade vermeye zorluyorsunuz. Biz hayat mücadelesi veriyoruz aynı zamanda. Oturduk, ciddiye aldık, avukatlarımız ciddiye aldı, hukuktan bahsettik, hukukun mahkemenin kendisinin karşısında özsaygısını yitirmemesinden bahsettik ama sizler için önemi olmuyor. Elbette ben 100 metre ileride ölen arkadaşımdan, yaşadıklarımdan bahsedeceğim.

ÖLDÜREMEDİKLERİNİ SÜRÜNDÜRME

Bu davanın konusu budur. Bu dava öldüremediklerini süründürme davasıdır. Bu dava içerisinde yer alan insanları da öldürmeye çalışıyorlar. Daha 2 saat önce Ahmet Türk'ü getirdiniz. Hasta yatağından kaldırdınız, zorla mahkemeye getirildi Ahmet Türk.  Savcı kendisine verilen talimatı çiğniyor, tehdit ediyor. Zorla getirilsin, tutuklama baskısı kuruluyor, hasta yatağından insanlar getiriliyor buraya. Aysel Tuğluk hakkında zorla getirme tehdidi yolladınız bize. Aynı tehdidi hala sürdürüyorsunuz. Bütün bu ölümlerin vebali sorumluluğu iktidardadır. Demek ki üstleniyorsunuz, 'oldu eyvallah' diyerek üstleniyorsunuz. Cezaevinde yaşanan ölümlerin sorumlusu iktidar ve onun gölgesinde olan sizlersiniz. Ahmet Türk tutuklama kararı çıkmasın diye zorla mahkemeye getirildi. Biz 1 haftadır bu tehditle baş etmeye çalışıyoruz. Bunlar artık haksızlıkla açıklanamaz. Bu insanlıktan çıkma halidir. Arkadaşlarımızın başına siyasi iktidarın istediği gibi bir ölüm, ciddi bir hastalık getirildiği koşullarda siz hala bizi konuşturmama kaygısı derdindesiniz. Söylediğimiz sözleri tahammül edemiyorsunuz. 

BOYUN EĞMEME HAKKIMIZI KULLANIYORUZ

Biz bu koşullarda nasıl savunma yapalım? ‘Susma hakkı’ diyorsunuz, tehdit üstüne tehdit biz bu tehditlere pabuç bıraksaydık burada olmazdık. İsterseniz bu talimatları yerine getiririz ama bizi tek sıra haline getiremezsiniz. Biz bu duruşmaya çıkıyorsak kendimize ve halkımıza olan saygımızı koruyabilmek, kendi sorumluluğumuzun gereği olduğu için çıkıyoruz. ‘Susma hakkını kullanacağız’ diyorsunuz biz boyun eğmeme hakkımızı kullanıyoruz. Siz önce yıkın mahkeme kararı arkadan gelir davasıdır bu. Kabul etmiyoruz, biz önce boyun eğmiyoruz adalet arkadan geliyor ve gelecek. Biz getireceğiz, her gün haksızlığa uğrayan halklar ve onların siyasi temsilcileri getirecek. Kimse ölümle, zulümle  bu halkların karartılabileceğini sanmasın. Daha sağlam bir şekilde tavrımızı sürdüreceğiz. Garibe Gezer’in ahını bırakmayacağız. Garibe Gezer bu süre içerisinde akılalmaz haksızlığa, işkenceye, zulme uğradı, açığa çıkarılmadı. Tam tersine kardeşinin katilleri, zulmü yaşayanlara, bizlere öldürme kastıyla, süründürme kastıyla bu davaları açtı ama buna rağmen bu kararlılık devam ediyor. 

GARİBİN AHI İNDİRİR ŞAH’I

Garibin ahı indirir şahı. Dikkat edin şahınız da inecek padişahınız da inecek. Bugünler gelecek, hepsi o tırmandıkları tepeden, saraylardan inecekler. Bu halkın ahı da vebali de bırakmayacak asla unutmayacağız. HSK üyesi oğlu uyuşturucu dosyasında adı geçti diye istifa etti ve davayı kapattılar. IŞİD’liler elini kolunu sallaya sallaya geziyor, IŞİD'li sanıklar göstermelik olarak gözaltına alınıyor, ön kapıdan giriyor, arka kapıdan  bırakılıyor. Kırmızı bültenle aranan biri mahkemeye çıkarıldı adli kontrolle serbest bırakıldı. Uyuşturucu kara para ticareti mafya derin siyaset içinde almış başını yürümüş ve bu siyasi iktidar yargıyı kullanarak saltanatını sürdürüyor ve kendini güçlendirmeye çalışıyor. 

DİZ ÇÖKTÜREMEDİLER

Bize siyasette diz çöktüremediler, mert bir rakip olarak davranmadılar. Bizi karakola çektiler, yargılıyorlar. Üç kuruşluk saygınlıkları bile varsa yerin dibine girecek. Biz sonuna kadar halkın bu erdemliliğini savunmaya devam edeceğiz. Bu halkın soylu değerlerini hatırlayacaklar, hatırlatacağız. Biz konuşmaya söylemeye, halkımızın değer ve enderlerini savunmaya devam edeceğiz. 

HAKLI OLAN BİZİZ

Hala çözülemeyen onlarca  sorun var, çözüm bekliyor. Son duruşma yapıldı aradan bir hafta geçti bu bir haftalık duruşma içerisinde bize o duruşmanın tutanağı bile gelmedi, bir önceki duruşmanın tutanağı gelmedi, ciddiyet bunun neresinde? Israrla karar alınmış, talimat kesilmiş ya bir hafta arayla sürdüreceğiz diyorsunuz. Sürdürün ama bizden de karşınızda hizaya geçmeyi beklemeyin çünkü haklı olan biziz istisnasız. Duruşma tutanağını siz iletmek zorundasınız bu bir lüks rica değil. Duruşma tutanağı bana gelmemiş 'savunma verecek misiniz?' diyorsunuz. Savunma  vermeyeceğim vermek zorunda değilim, sizi ciddiyete davet ediyorum. Geçen duruşma söz alamadım, söz vermiyorsunuz. 

HALKIMIN İRADESİNİ TEMSİL EDİYORUM

Bu duruşmada sizin belirlediğiniz sınırlar içerisinde konuşmak zorunda mıyım ben? Değilim. Siz bizi darbecilerle  IŞID’le aynı kefeyle koyarak tarafınızı belirleyip altını kalın bir kalemle çizmişsiniz. Bu dava öyle bir dava değil. Mahkeme salonunda gördüğünüz her bir insan, sadece vekiller değil, MYK üyeleri,  siyasetçiler hepsi seçilmiştir. Hepsi meşru, yasal bu ülkenin seçme seçilme kapsamında seçilmiş ve bu sorumluluğu tescil edilmiş insanlardır. Bu dava da siyasi bir intikam davasıdır. Tarafınızın altını çizmişsiniz. IŞİD yargılamaları için Türkiye'de örnek veremiyorsunuz, çünkü Türkiye’de bir tane IŞİD ana davası yok. Teker teker alınıyorlar, gözden ırak duruşmalar görünüyor ön kapıdan giriyorlar birkaç ay sonra arka kapıdan çıkıyorlar. Bir tane bile IŞID davası yok. Olmadığı için Fransa'dan örnek veriyorsunuz. Fransa yargısı Türkiye yargısını sollamış, olsa dükkanın kapısını sonuna kadar açardınız ama öyle bir yargı yok. Onlara kullandığınız yargılama unsurunu bize karşı kullanamazsınız. Ben hala mahkeme salonlarında da olsa halkımın iradesini temsil ediyorum, sadece şahsım adına konuşmuyorum ben sadece Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak sadece Gültan Kışanak değil. Bu koşullar içerisinde bize uygun koşulların hızlı bir şekilde uygulanması konusunda isteksiz davranıyorsunuz. 

NASIL YAKTILARSA YANACAKLAR

Ben gönderdiğiniz dosya kağıtlarının hepsini açıp bakmak için bile ciddiye aldım. Bazen kendimi eleştiriyorum. 'Neden bu kadar ciddiye aldım' diye. 60 tane belge açılmıyor, bir haftadır teknik görevliyle muhatap oluyoruz. Hala çözülmedi. Zaten bu kadar kısa süre içerisinde çözülmesi mümkün değil. Arka arkaya dosyalar geliyor, bilgisayara yüklenmesi gerekiyor. Bunların bu süreler içerisinde çözülmesi mümkün değil ama siz sadece bu duruşmaya çıkmak için yaşayın diyorsunuz. Öyle bir dünya yok. Bize böyle bir dayatma kullanamazsınız. Biz susma hakkımızı kullansaydık, en başta kullanır çıkmazdık mahkemeye. Ama böyle bir gidişata boyun eğmek zorunda değiliz. Siyasi iktidar tutuşmuş, baskı yapıyor, yargı onlara su yetiştirmeye çalışıyor. tutuşmuşlar, yanacaklar ama. Nasıl yaktılar onlar da yanacaklar. Bu tutuşmanın bir de alev alev yanışı var. Bütün ülkeyi yangın yerine çevirirsen, benim canım yanmaz diye düşünmeyeceksin. Bu siyasi iktidar bunu göze aldıysa kendileri bilir. Ama bizim bu gidişatı pasif bir şekilde izlememiz, bu yargılama süreçleri karşısında sessiz kalmamız beklenemez. 

ÖLÜM BURNUMUZUN UCUNDA

Önceki süreçlerden ifade ettiğimiz gibi yargılamalarda ihtiyaç duyulan doğal olan makul süre talebinin altını çiziyorum. Bu bir inatlaşma konusuna dönüştürülmemeli, eğer siz sağlıklı bir şekilde bu davayı sürdürmek istiyorsanız, en azından varmış gibi devam ettirmek istiyorsanız bu talebi ciddiye almanız gerekiyor. İhtiyaç ve gerçeklik budur. Gerçek dışı dayatmalara son vermeniz gerekiyor. Başta Aysel Tuğluk olmak üzere sağlık sorunları olan duruşmaya çıkma koşulları olmayan arkadaşlarımız üzerindeki zorlamalara kötü muameleye son verilmesi gerekiyor. Ölüm burnumuzun ucunda, zulüm yanıbaşımızda yaşıyoruz ve yaşayacağız. Umudumuzu direncimizi asla eskitmeyeceğiz. Ama bu uygulamaları kötü muamele ve işkence politikasının vebali çok ağırdır. Tuğluk üzerinde uygulanan zorla mahkeme çıkarma, üzerinde baskı uygulama tavrına kesinlikle son verilmesi gerekiyor. Hep söyledik yine söylüyoruz, nasıl arkadan dolanma gibi bir tavrımız olmadı olmaz, arkadaşımızın sağlık sorunları hakkında eksik söyledik, çok eksik söyledik fazla söylemedik. Ama bu duruşumuzun asla zorlanmaması gerekiyor. Tahammülümüz yok buna. 

AHIMIZ KADAR KAVGAMIZ VAR

Süre ve avukatların talepleri konusundaki başlıkların ciddiyetle gündeme alınmasını, duruşmanın bundan sonraki akışının buna göre planlanıp düzenlenmesini talep ediyorum. Duruşma salonunda bulunan arkadaşlarımızı, kadınları, myk üyesi arkadaşlarımızı, aileleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Bütün halkımıza buradan şöyle sesleniyorum: Sadece garibin ahına sahip çıkmayacağız, biz sadece ah edenler değiliz bizim ahımız kadar haklı bir kavgamız var haklı kavgamıza da adalet ve demokrasi için yürüttüğümüz bu mücadeleye devam edeceğiz.” 

Duruşma siyasetçilerin beyanlarıyla devam ediyor.

Diğer başlıklar

22/12/2021
18:18 Kınacı’yı katleden İmal'a ağırlaştırılmış müebbet istendi
17:12 ‘Ekonomik kriz kadın yoksulluğunu derinleştirdi’
16:53 İzmir'de minibüs ücretlerine zam
16:52 STAR Kadın Derneği’nden Adalet Nöbeti’ne ziyaret
16:46 İzmir'de gözaltına alınan 7 kişi serbest bırakıldı
16:31 HDP’den Saadet Partisi’ne ziyaret: Bir çıkışa ihtiyaç var
15:38 Hunergeha Welat'tan 'Awazên Wendayî' klibi
15:31 HDP'den Boric ve Şili halkına kutlama
15:21 Urfa’da 'Şimdi Adalet Zamanı' mitingine katılım çağrısı
15:04 Ayşe Tayurak’ın katil zanlısı tahliye edildi
15:02 Tecavüz sanığı Osman Çur beraat ettirildi
14:34 İHD’den ‘Yaşamı savunuyoruz’ eylemi
14:16 Adalet Nöbeti'nde 37'nci gün: Amacımıza ulaşacağız
13:51 Sağlık emekçileri doktora saldırıyı protesto etti
13:35 Erdoğan’dan erken seçim açıklaması
13:27 TMMOB'tan Şenyaşar ailesine destek ziyareti
13:22 Tutuklu gazeteciden yeni yıl kartı
13:21 ‘Kürdistan ve Sayın Öcalan’ ifadelerine takipsizlik kararı
13:05 Diyarbakır’da tecride ortak tepki
13:02 Şili Cumhurbaşkanı Garbriel Boric: Kürtler soykırıma uğruyor
13:01 Katledilen Yusuf Ok soruşturması Adalet Bakanlığı'na soruldu
12:48 İzol Katliamı Davası: 12 kişi için 48 kez müebbet istendi
12:24 Tutuklu kadınların hikayeleri yayımlanacak
11:28 'Babamı öldüren karanlık zihniyeti yeneceğiz'
10:57 Şenyaşar ailesi: Yeni bir yol açacağız
10:22 Ekonomist Gümüş: Yeni model AKP'nin son çırpınışı
10:16 Kıyı dolgusuna dördüncü olumsuz rapor
10:15 İzmir’de ev baskınları: 7 gözaltı
10:01 'Zindanlardaki zulme dur demeli'
09:30 'İmralı’dan çıkacak ses çözüme yol açar'
09:20 HDP'de kesintisiz yürüyüş
09:18 HDP’li gençler kongreye hazırlanıyor: Yeni yaşam modelini sunacağız
09:16 Doktordan hasta tutukluya: Bu tansiyonla nasıl yaşıyorsun?
09:16 Dinç’in avukatı: Soylu müvekkilimin can güvenliğini tehlikeye attı
09:14 Şırnak kömürü ilk kez sınırlarını aştı!
09:14 Temelli: Bozuk kosterin ekonomiye maliyeti 850 milyar dolar
09:07 Tavuk eti artık gramla satılıyor
09:06 Gazeteci Êzidî: Şengal’de MİT’in görevini KDP yürütüyor
09:05 Elik: ATK cezaevlerindeki ölümlerin suç ortağıdır
09:04 Deniz Poyraz davası başlıyor
09:02 Zeytun: Etkin bir soruşturmada ATK şüpheliler arasında yer alır
09:00 Çocuklar ve ailelerinden Kürtçeyi sahiplenme çağrısı
09:00 'Pişmanlığı' reddeden tutuklunun infazı ikinci kez yakıldı
09:00 Kriz derinleşti, direniş büyüdü
09:00 KESK Eşbaşkanı Bozgeyik: İktidardaki çözülme bürokrasiye yansıdı
09:00 22 ARALIK 2021 GÜNDEMİ
08:18 Kulp'ta eğitime ara verildi
21/12/2021
22:01 Bitlis’te tipi nedeniyle 2 otobüs devrildi: 35 yaralı
21:38 SOHR: Bir yılda 182 kadın ve 359 çocuk katledildi
21:31 Zirgan’a hava saldırısı: 3 kişi yaşamını yitirdi
21:07 Korona tablosu: 187 vefat, 19 bin 859 vaka
20:56 Bakanlık, Sit alanı değişikliği kararını onayladı
20:14 Cezaevlerinde yaşanan ölümlere karşı duyarlılık çağrısı
20:02 HDP’den Kandıra Cezaevi’ne ziyaret
19:52 Türk-İş ile MESS arasında yapılan TİS görüşmeleri tıkandı
19:41 Kandıra Cezaevi’nde kalan Tepeli: Garibe'nin katledildiğini gördüm
19:36 TRT payının kaldırılmasını içeren kanun teklifi kabul edildi
18:34 Amedspor Özer’i mezarı başında andı
18:09 HDP Kars İl Eşbaşkanı Anlı’ya 12 yıl hapis cezası
18:05 Beştaş’tan AKP’ye: Cenazelerin hesabını verin
17:50 Tekirdağ'da iş cinayeti
17:47 Suriyeli 3 genç ırkçı saldırıda katledildi
17:09 Genel Kurul’da Maraş Katliamı tepkisi
17:05 Savunma Sanayii’nde KDV’nin kaldırılmasına HDP’den şerh
17:04 Xwebûn'a ikinci yıl desteği
16:42 Mardin’de doktor darp edildi
16:30 Kobanê Davası: Tanığın savcıya gönderdiği mektuptan cezaevinin haberi yok
16:24 Hemdan’ı katleden polise 25 yıl hapis cezası
16:22 Boğaziçi'ndeki eylem 352'nci gününde
16:09 Tutuklu yakını: Bu zulme karşı sesinizi yükseltin
16:00 Bakan Nebati TL mevduatları için yeni düzenlemeyi açıkladı
15:59 Demirtaş: HDP’nin görüşünü yönetime taşımadan nefes alamayacağız
15:57 Kılıçdaroğlu: Sandık için her türlü çabayı göstereceğiz
15:35 HDP ortak mücadele için muhalefet turuna çıkıyor
15:24 Tutuklu kadınlara yeni yıl kartı
15:24 Mahkeme kararında ısrar etti: Altun'a 10 yıl ceza
15:12 Yargıtay Nevin Yıldırım’a verilen müebbet hapis cezasını onadı
15:11 2 kadının katledilmesinde taksici tutuklandı
15:08 Adalet Nöbeti: İntihar süsünü kabul etmiyoruz
14:55 Hasta tutuklu ‘Lice Davası’ gerekçesiyle tahliye edilmedi
14:47 Ekonomist Müftüoğlu: Yoksullaşma hızlanacak
14:37 Çocuğa tecavüz dosyaları birleştirildi
14:25 Batman’da ihraç edilen 35 kişi hakkında ret kararı
14:20 DBP, HDP ve PİA’dan Şenyaşar ailesine destek ziyareti
13:35 Kobanê Davası: Mücadele yükselecek bu iktidar gidecek
13:19 Gazeteci Demir'in adli kontrol tedbiri kaldırılmadı
13:18 Özgür Gündem davasında 22 gazeteci beraat etti
13:11 Ağır hasta tutuklu Özkan’ın korona testi ikinci kez pozitif çıktı
12:45 Sancar: Birlik için muhalefet partilerini ziyaret edeceğiz
12:41 Adana Tabip Odası’ndan aşılama uyarısı
12:28 Taliban medya kuruluşlarının yarısını kapattı
12:27 Avukatlardan İmralı başvurusu
12:21 Erkmen’in cenazesi camiye alınmadı, selası okunmadı, taziye çadırı verilmedi
11:29 Çay dağıtan öğrencilere soruşturma
11:17 68 kadın örgütünden Aysel Tuğluk için çağrı
11:17 Emine Şenyaşar 11'inci kez ifadeye çağrıldı
11:16 Mardin'de sis yoğunluğu
10:26 Tutuklu gazeteci: 400 kişi aynı tıraş makinasını kullanıyor
10:07 Suruç’ta yapılacak 'Adalet Zamanı' mitingine katılım çağrısı
10:01 Polis ırkçılığı tutanağa geçirmedi
09:56 Orak ve Kaya son yolculuklarına uğurlandı
09:52 Bebeği soğukta ölen baba: DEDAŞ çaya davet etti
09:50 Örtülü faiz artırımı sonrası dövizde düşüş
09:49 Vedat Erkmen’in cenazesi abluka altında defnedildi
09:39 Oluç: Toplumsal muhalefetin mücadeleyi ortaklaştırması gerekir
09:34 Seferi Yılmaz: Beraat kararı halka karşı nasıl mücadele edildiğinin göstergesidir
09:30 Diyarbakır’da asgari ücretin izini sürdük: Sanayide ortalama ücret 2 bin 740 lira
09:24 5 No’lu Cezaevi’ndeki tanıklığını kitaplaştıracak
09:20 ‘Cezaevlerindeki ölümler İmralı tecridinin yansımasıdır’
09:16 Sağlık sistemi çöktü, emekçiler tükendi
09:07 Tutuklu aileleriyle dayanışma: Bu ateş hepimizi yakar
09:06 Çiftçi de esnaf da girdi maliyetlerinden şikayetçi
09:05 ‘Kimyasal silah kullanımının önüne geçilmeli’
09:03 Ege’den ‘tecride son’ çağrısı: Sesinizi yükseltin
09:02 Adalet Nöbeti: İnsanlar artık sesimizi duysun
09:01 Eşinin mücadele bayrağını devraldı: Bu davada yer almak onurdur
09:00 Ekoloji karnesi: İktidar doğaya, halk talana karşı
09:00 21 ARALIK 2021 GÜNDEMİ
20/12/2021
23:59 Asgari ücretteki vergi indirimi komisyonda kabul edildi
20:10 İzmir’de 19 Aralık Katliamı anması
20:04 DİSK Basın-İş: Örgütlü ses çıkaralım
19:44 Suruç Katliamı’nın 77’nci ayında adalet talebi yinelendi
19:38 Koronadan 176 kişi daha hayatını kaybetti
19:00 Alaca'yı katleden fail tutuklandı
18:47 BTS'nin nöbet eylemi 49'uncu haftasında
18:40 Karar çıkmayan Gültekin davası ertelendi
18:24 Şırnak'ta bir kişi daha tutuklandı
18:19 ÖHD: Erkmen’in ölümüyle ilgili ciddi şüpheler doğdu
17:39 'Beşiri Kampüs Cezaevi'nde keyfi uygulama ve saldırılar arttı'
17:34 Silvan’da DEDAŞ ve DİYARGAZ protestosu
17:31 Kışanak: Aysel Tuğluk'un başına gelebilecek her şeyden siz sorumlusunuz
17:22 Yüksekdağ: Garibe'nin ölümü cinayettir, katliamdır
17:13 İstanbul’da gözaltına alınan 23 HDP’li serbest
17:07 Borsa’da yine devre kesici uygulandı
17:06 Tekirdağ F Tipi’nde işkence!
17:00 Soru önergesine ‘gerekçesiz’ yanıt
16:42 Telsiz kayıtları: Ekip otomuz çocuğa çarpmış, fark etmemiş
16:35 Lokumcu davasında sanıkların duruşmaya getirilmesine karar verildi
16:28 Diyarbakır'da karakola saldırı
16:24 Garibe Gezer soruşturmasındaki gizlilik kararına itiraz
16:14 Erkmen’in kaçırılan cenazesi Sakarya’da teslim alındı
16:04 MB’den bir faiz indirimi daha
15:47 ‘Şemdinli davasında beraat kararı hukuka aykırıdır’
15:41 Adalet Nöbeti 35'inci gününde: Tutsakların sesi olmalıyız
15:00 Barış Anneleri Mardin’de yürüdü: Hasta tutukluları serbest bırakın
14:48 Metin Lokumcu davası başladı
14:45 İHD: 19 Aralık Katliamı’nın failleri yargılansın
13:37 Sarıkaya, görevinden istifa etti
13:31 İzmir boyozuna 2'nci zam
13:24 Cezaevlerinden bir ayda 7 cenaze çıktı