Gazetecilik faaliyetleri nedeniyle 6 Kasım 2020'den beri Adana F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Yeni Yaşam gazetesi çalışanı İbrahim Karakaş, yaşanan hak ihlallerini gönderdiği mektupla anlattı. Birçok keyfi uygulamaya maruz kaldıklarını belirten Karakaş, bu durumun tecrit içinde tecrit oluşturduğunu ifade etti. Cezaevi idaresinin sürekli tutukluların odalarını değiştirdiğini dile getiren Karakaş, tutukluların tel kafes tipi havalandırması olan odalara konulduğunu kaydetti. 

 

GÖKYÜZÜNÜ GÖRMEK ENGELLENİYOR

 

Karakaş, üstü kapalı tel kafes tipi odaların, tutukluları psikolojik olarak tecrit altında tutmak için inşa edildiğini belirterek, “Bu odalarda kalan arkadaşlarımızın birçoğu, yıllardır cezaevlerinde tutsak olarak kalmakta ve bu tutukluluk süresi boyunca birçok fiziki rahatsızlıkları bulunan arkadaşlarımızdır. Dolayısıyla bu tip odalar bahsettiğimiz sorunlarla beraber, havalandırma, ışık alamama gibi birçok şeyden mahrum olmaya, gökyüzünü bile düzgün bir şekilde görmeyi engellemektedir” dedi. 

 

CAN GÜVENLİKLERİ YOK 

 

Hasta tutukluların tedavi edilmediğini ve tedavi hakkının engellendiğini aktaran Kararkaş, ağız içi araması, kelepçeli muayene, diğer adli suçlardan tutuklu bulunan kişiler ile aynı ring aracına bindirilme gibi uygulamaların yaşandığını paylaştı. Karakaş, ayrıca DAİŞ, El Kaide FETÖ ve benzeri gruplarla aynı araçla hastaneye götürüldüklerini ifade ederek, “Tüm odalarımız bilinçli bir şekilde birbirinden ayrı bloklara yerleştirilmiş, ayrı blokta bulunan odalarımız ise, aramıza ve koridorlara diğer bahsettiğimiz şu gruplarından oluşan kişiler yerleştirilmiştir.  Bu yaklaşım çeşitli provokasyonlara yol açmakta ve can güvenliğimizi de tehlikeye atmaktadır” diye kaydetti. 

 

AÇIK GÖRÜŞ ENGELLENMEKTE

 

Karakaş, mektubunun devamında şöyle dedi: “Zaten var olan tüm yasal haklarımızdan yararlanmadığımız gibi pandemi koşulların gerekçe gösterilerek tüm sosyal faaliyetlerimiz kaldırıldı. Tüm kamu kurum kuruluşlarında esnetilen pandemi kısıtlamaları bulunduğumuz cezaevinde tüm hükümlü ve tutukluların iki doz aşısını yapmasına rağmen esnetilmeyerek açık görüş ortak faaliyetlerimizin tümü, engellenmektedir. Ayda 3 kapalı, 1 açık görüş hakkımız olmasına rağmen ayda 2 sefer kapalı görüş sınırlaması yapılmakta ve son düzenleme ile 1 buçuk saate çıkarılmasına rağmen 1 saat ile sınırlandırılmaktadır. 

 

HERŞEY FAHİŞ FİYATA 

 

Birçok cezaevine göre bu cezaevinde kantinde satılan gıda temizlik, sebze ve temel ihtiyaç malzemeler fahiş fiyatlarla satılmakta, elektrik bedeli odalarda televizyon dolap, semaver, dışında hiçbir şey olmamasına rağmen 100 TL’yi bulan elektrik bedeli tarafımıza ödetilmektedir. 

 

400 KİŞİ KULLANIYOR

 

Kaldığımız odalar, hastaneye gidiş gelişlerinde kullanılan ring araçları, idare tarafından verilen döşek, battaniye, nevresim, yastık ve benzeri malzemeler hijyenik olmadığı, odalarımız, ring araçları dezenfekte yapılmadığı gibi, verilen ve ya verildiği söylenen temizlik malzemeleri ise aşırı su ile karıştırılıp verildiği için işlevini yitirmektedir. Yapılan yemekler hijyenik olmadığı gibi kalori ve protein değeri düşük ve bedeli düşük olarak belirlenen miktarının bile daha altında yetersiz verilmektedir. Birçok cezaevinde satılmakta olan traş makinesi ,bu cezaevinde satılmıyor ve yaklaşık 400 kişi aynı makine ile tıraş edilmek zorunda bırakılıyor. Bu birçok bulaşıcı riskinin artmasına ve pandemi tedbirlerinin de uygulanmadığını göstermektedir.

 

SÖZ YERİNE GETİRİLMEDİ

 

Abdulkadir Baybarıs arkadaşımız çeşitli gerekçeler ileri sürülerek keyfi bir şekilde ve hiçbir arkadaşımızın olmadığı blokta tek başına tecrit edilmektedir. Arkadaşımız bu durumu protesto etmek ve taleplerinin karşılanması amacıyla ölüm orucuna başlamıştı. Cezaevi idaresi bizlere ve arkadaşımıza eylemini sonlandırılması halinde arkadaşlarının yanına verileceği sözü hala yerine getirilmedi. 

 

TEL KAFESLER

 

Arkadaşlarımız üstü kapalı tel kafes odalar da tecrit edilmesine son verilip, üstü açık diğer odalara verilmesini istemekteyiz. Tüm bu sorunların dinlenilmesi ve aşılması için yapmak istediğimiz, cezaevi ve savcısıyla görüşme taleplerimize cevap verilmeği gibi sorunların bu şekli ile devam etmesi yönünde yaklaşım belirliyorlar. Düşünün ki Devletin yasama kurumu olan TBMM TV kanalı için defalarca başvurmamıza rağmen verilmemektedir. Bundan yola çıkarak bulunduğumuz cezaevinin koşullarının ne düzeyde hukuksuz ve keyfi, provokasyona açık olduğuna sizler karar verin. 

 

TALEPLERİ İÇİN ÇAĞRI

 

Sizler aracılığıyla duyurmaya çalıştığımız sorunlarımızın ve sorunların giderilmesine ilişkin hukuki ve insani taleplerimizin karşılanması için Meclis İnsan Hakları Komisyonu, insan hakları savunucuları, hukuk savunucularının, siyasi parti heyetlerinin bulunduğumuz cezaevine gelmesini talep ediyoruz.”