#MeToo ile sesini duyuran İranlı oyuncu: Rojava’dan öğreneceklerimiz var

  • kadın
  • 09:03 31 Aralık 2021
  • |
img

ANKARA - Maruz kaldığı tecavüz tehditleri nedeniyle İran’dan İspanya’ya göç etmek zorunda kalan ve #MeToo Hareketi ile sesini kazandığını belirten oyuncu Shaghayegh Norouzi, kendisine ilham veren Rojava Devrimi’ni “kadın mücadelesinin başarısı” olarak nitelendirdi. 

 
Kadın mücadelesinin kesintisiz sürdüğü 2021’i geride bırakıyoruz. Farklı kıtalarda ortak sorunlar yaşayan kadınlar, eşitlik ve özgürlük mücadelesini büyüterek, “21’inci yüzyıl kadın yüz yılı olacak” belirlemesini 2022 yılına taşımayı hedefliyor. Maruz kaldıkları her türlü şiddeti teşhir etmenin ötesinde dayanışmayı ve ortak mücadeleyi de büyüten kadınlar, en baskıcı rejimlere karşı dahi mücadeleyi bırakmadı. İran rejiminin baskıcı, erkek egemen zihniyetine karşı İranlı kadınlar, Me Too Hareketi’ne dahil olarak yaşadıklarını dünyaya duyurdu. 
 
İran’da psikolojik şiddet ve tecavüz tehditlerine maruz kalan oyuncu Shaghayegh Norouzi, İran’da #MeToo Hareketi’ne öncülük eden isim. İran’da 12 yıl boyunca oyunculuk yapan Norouzi, ketten ayrılınca sahne arkasında kadınlara yaşatılan cinsel şiddet ve baskıyı anlatmaya karar verdi ve dünyaca tanınan #MeToo Hareketi’nin aktivistlerinden biri oldu. İspanya’da çalışmalarını yürüten Norouzi, mücadeleye adım atmasını “konuşmaya başladım” şeklinde nitelendirdi, ilham kaynağı ise Rojava Kadın Devrimi oldu. 
 
3 yıl önce göç etmek zorunda kaldığı İspanya’da mücadelesini sürdüren Norouzi ile yaşamını ve verdiği mücadeleyi konuştuk.
 
 
 İran’dan çıkmanıza neler etki etti?
 
Bir kadın olarak aşırı şekilde baskı ve eziyet yaşıyordum. Özelikle iş yerimde. İran’dan, kadına yönelik baskı nedeniyle çıktım. İran gibi baskıcı bir ülkeden çıkmak her kadının hakkıdır. Kadınlar toplumsal bir gruptur ki dışarı çıkma hakları var. Yani oradaki kadına karşı şiddetin kendisi göçmek için yeterli bir sebepti.  
 
Özellikle iş yerinde yaşadığınız baskıya vurgu yaptınız, İran’dayken oyunculuk yapıyordunuz, kamera arkasında kadılara neler dayatılıyor?
 
 İran Hükümeti itaat eden ve kimliği olmayan bir kadın modeli istiyor ve bu imajın yükü kadın oyuncuların sırtına yükleniyor. İran’da oyuncu olmak istiyorsanız bu yalanı temsil etmek sizin göreviniz oluyor.
 
En önemli mesele, İran Hükümeti itaat eden ve kimliği olmayan bir kadın modeli istiyor. Hükümetin yaratmak istediği kadın imajı yükünün ağırlığı da kadın oyuncuların sırtına yükleniyor. Ama benim gibi birçok oyuncu, bu imaja inanmıyor ve karşı. Yaratılmak istenen imaj, İran’daki kadınların gerçekliğini yansıtmıyor, bu nedenle buna karşı mücadele ettik. Ancak oyuncu olmak istiyorsanız bu propagandalara da boyun eğmeniz gerekiyor ve bu yalanı temsil etmek sizin göreviniz oluyor. Bu, hikayenin en önemli kısmı ama tamamı değil.  Sadece o propagandayı temsil etmekle kalmıyor, aynı zamanda kamera arkasında çok ağır şekilde kadına karşı cinsel şiddet ve cinsel istismar uygulanıyor. Bu da, İran’ın kadın düşmanlığı politikaları yüzünden. Sinemalarda çalışan kadınlara karşı; cinsel saldırı, şiddet, mesleki ve ekonomi üzerinden tehditler yapılıyor. Bu durum İran’da sistematik hale gelmiş durumda. Sistemin de bundan haberi var. ‘Kadın oyuncular erkeklerin kölesidir’ gibi bir algı var ve buna kimse müdahale etmiyor. 
 
 Peki oyunculuğa ilk başladığınızda nasıl sıkıntılarla karşılaştınız ve bahsettiğiniz tehditlerden kendinizi nasıl korudunuz?
 
Evet, kendimden de bahsedeceğim ama öncelikle şunu belirtmek istiyorum ki biz kadınlar yaşadığımız sistematik cinsel şiddete karşı farklı tepkiler gösterebiliriz. Tüm kadınlardan aynı tepkiyi bekleyemeyiz. Kendime gelince, 21 yaşındaydım ve henüz eğitimim bitmemişti ama mesleği çok sevdiğim için çabaladım ve oyunculuğa başladım. Bir dizinin başrolünde oynadım. İlk deneyimim olarak 7 ay boyunca o dizinin çekimindeydim. Bunları bir kadın olarak durumumu izah etmek, ne kadar kırılgan bir durumda olduğumu anlamanız için anlatıyorum. O işe girmek için birçok sınavdan geçtim. Çok iyi olduğum için kazandığımı düşündüm ki beni seçenler de ‘300 kişi arasından seçildin’ dediler. Ama çekimlerin 3 haftası bitmeden yönetmen, mesleki arkadaşlarımın ötesinde bir ilişki istemeyi hak gördü. Bunu kabul etmedim. Ama bu sadece ‘hayır’ demekle yani bir kelimeyle olmadı. Genç ve mesleki açıdan kırılgan bir kadın için buna ‘hayır’ demek çok zor bir süreçti. Bu teklife karşı ‘hayır’ demek ve direnmek 7 aylık bir dizi çekimi sürecini benim için cehenneme çevirdi.  Sonrasında o yönetmen ve orada çalışan tüm erkekler tarafından mobbinge uğradım, başka yerlerde çalışmamı engellediler. 7 ay içinde psikolojik eziyet hayatımın tamamını etkiledi ve travmaya dönüştü. Hayatımdaki en derin olaylardan biri o 7 aylık çalışma oldu.  
 
Sonra İran’da #MeToo Hareketi’ni başlattınız. Mücadeleyi başlattığınızda İran’daki kadınların tepkisi ne oldu, ifşalar diğer kadınları nasıl etkiledi?
 
Cinsel şiddeti anlatmak dünyanın her yerinde çok zor. Türkiye’de de olduğu gibi. Benden önceleri bazı kadınlar ifşalar yapmıştı ama çok etki etmemişti. Ben bu sorunları yaşadığımda henüz #MeToo Hareketi yoktu. Ben de yalnızdım. Ama o dönemde İran’da gazeteci kadınların yaşadıkları cinsel şiddetle ilgili bir röportaj yayınlanmıştı. Ben de instagram hesabımdan bir yazı yazdım ve işimle ilgili deneyimlerimi anlattım. Yazım çok tepki çekti ve bu konu üzerinde durmaya karar verdim. Yeni yurt dışına çıkmıştım. İnstegram hesabımdan, tüm kadınların mesleklerinde yaşadıkları cinsel şiddetleri bana yazmalarını istedim. Birkaç ay boyunca kendi instegram hesabımdan birçok kadının hikayesini yayınladım. İfşaları, hesabımdan paylaştığım dönmede İran’da bazı haberler de çıkmaya başladı. Sinema içerisinde çalışan ama çok ünlü olmayan kadınlar kendi instegram hesaplarından yaşadıklarını ifşa etmeye başladı. Yani İran’da #MeToo Hareketi ilk başta kadınların özel hesaplarından yaptıkları paylaşımlarla başladı.  
 
Bu hareketlerle yavaş yavaş #MeToo dalgası başladı ve ben de ‘me_too_ movement iran’ isimli ayrı bir sosyal medya hesabı açtım, kadınlarla çalışma yürüttük. Büyüyen bu hareket, bir dayanışma grubuna dönüştü. Hem bu sayfanın arkasında çalışan kadılar hem de İran’dan gönderilen hikayeleri yazan kadınların bir dayanışma grubu. Sayfa hala aktif ve 2 binden fazla ifşa hikayeleri yayınlandı. Bu ifşalar, kendi kimliği ve kimliği belli olmayanlara ait ve hikayelerin bazıları çok güçlü olan erkeklere dairdi. Halkın onları tanıması için gerekiyordu. Bu hikayelerin birçoğu normal sıradan kadınlar tarafından anlatılıyordu. 
 
Şuan İspanya’da neler yapıyorsunuz? Oyunculuğa devam edebiliyor musunuz?
 
Hali hazırda tüm zamanımı #MeToo için harcıyorum. Bu şekilde sesimi geri aldığımı hissediyorum. Metoo içinde başka kadınlarla iş birliği yapmak, birlikte çalışmak ve kadın dayanışması, benim hiçbir zaman hiçbir yerde bulamadığım içimdeki boşluklarımı dolduruyor. Oyunculuk açısından yeni yeni küçük işlere de başladım. Ama oyunculuktaki yaratıcılığımı şimdi tamamen #MeToo için kullanıyorum. 
 
Kadın dayanışması hayatınızı nasıl etkiledi ve size güç veren ne oldu? 
 
Cinsel şiddetin kendisi çok zor. Mağdur olanı suçlama kültürü ifşaları da zorlaştırdı. Dayanışma grubu, grupça hareket etmek bana güç verdi. 
 
Dayanışma grubu, grupça hareket etmek bana güç verdi.  Karşılıklı destek. Çünkü bizim için cinsel şiddeti anlatmak çok zor. Cinsel şiddetin kendisi çok zor ve bundan bizim hiçbir suçumuz yok. Mağdur olanı suçlama kültürü ifşaları da zorlaştırdı. Ama cinsel şiddet de ifşa edilerek, karşı çıkılabilir. Mağdur olanı suçlayan anlayışa karşı bu ifşaları ve buna karşı çıkmanın ne kadar önemli olduğunu anlamamız gerekiyor. Bizim. Başka kadınlar da gelip ifşa ediyor. Yapmamız gereken iş budur. Bu mücadeleyi de  #MeToo Hareketi çok güzel yapıyor. 
 
* Kendi itirafına göre İran’da 10 yıl boyunca 300’den fazla kadına tecavüz eden Keyvan İmamverdi isimli erkek de #MeToo Hareketi sayesinde ifşa oldu ve hakkında dava açıldı. Bu dava, İran’da ifşalar üzerine açılan ilk dava mıydı? Gelişmeleri anlatır mısınız? 
 
Evet, çok sayıda kadına tecavüz eden Keyvan İmamverdi ile ilgili ifşalar oldu. Keyvan İmamverdi, aydın kimliğini kötü amaçları için kullanıyordu. İran’daki aydın toplumu da şuana kadar ifşa olanlara karşı hiçbir tepki göstermedi ve sorumluluk kabul etmedi. Bu çok acı bir şey. Keyvan İmamverdi de o toplumdan biriydi. Hakkında yapılan ifşalar sel gibi gelmeye başladı. Bu #MeToo Hareketi’nin ifşalarındandı. Davaya dönüşen ilk dosyalarından oldu. Tecavüze uğrayanlardan biri bize yazdı ve çok ağır şekilde tecavüze uğradığını anlattı. Ardından 6 kişi daha yazdı. Bazıları da başka feminist sayfalara gönderdi. Hepsini bir araya toplarsak 20’den fazla ifşa vardı. Bu dosya, yargı sistemimizin kadınların şikayetlerini kabul ettiği tek dosya oldu. Bu kadınların çok iyi bir avukatları var. Onun vasıtasıyla biz de bu dosyayı takip ediyoruz. 
 
Kadınların yaptıkları ifşaların ardından mı yargı harekete geçti yoksa kadınların resmi olarak şikayet etmeleri mi gerekti?
 
Başta kadınların ifşaları İran yargısının tepkisine neden oldu. İran’da ilk kez ifşalar yargının dikkatini çekti. Ardından kadınlar sosyal medya aracılığıyla birbirlerini buldu ve bir kadın avukata gittiler. Avukat da tüm dosyaları toplayıp savcılığa şikayette bulundu. Keyvan İmamverdi tutuklandı. Yargılaması devam ediyor. İran’da yasa sadece bir cinsel suçu tanıyor o da tecavüzdür. İspatlanırsa da cezası idamdır. Keyvan İmamverdi için de idam isteniyor. Ama idam cezası bu ifşaları yapan şikayetçi kadınların bir açıklama yapmasına sebep oldu. İfşa eden kadınlar, aynı zamanda idama da karşı olduklarını beyan etti ve idam yerine hapis cezasının verilmesini istediler. 
 
Yıl boyunca birçok ülkede kadınlar #MeToo Hareketi sayesinde başlarına gelen her türlü şiddeti ifşa etti. Yıl boyu sürdürülen hareket aynı zamanda ülkeler arası kadınların birbiriyle bağ kurmasına da neden oldu. İranlı kadınlar, dünya kadınlarıyla mücadelelerini ortaklaştırabildi mi?
 
Başka kadınlarla ilişkimizi daha çok güçlendirmek istiyoruz. Ama ne yazık ki İran’ın kadınlarıyla ilgili her türlü sıkıntı çok zayıf bir şekilde yayımlanıyor. Bizim sesimiz çok zayıf. Ama grubumuz dünyanın başka yerlerindeki kadınlarla bağ kurmak için çok çabalıyor. Uluslararası #MeToo gruplarıyla ilişki kurabildik. Türkiye’den de feminist hareketlerle bağ kurabildik, ilişkimiz de iyi gidiyor. Afganistan’daki hareketlerle de ilişki kurmaya çalışıyoruz. Bazen onların #MeToo aktivistlerinin yazılarını, haberlerini yayınlıyoruz. Bunun için çok çabalıyoruz. 
 
#MeToo Hareketi ile bir kez daha gördük ki tüm dünyada kadınların yaşadıkları ve verdikleri mücadele birbirine benziyor. Tam da bu noktada uluslararası kadın mücadelesinin daha yükselmesi gerektiğine dair neler söylemek istersiniz?
 
Erkek egemenliğinin yapısı çok çelişkili ve bu yapının çok enteresan mekanizmaları var. Bu yapı çok güçlü ve araçsaldır. Erkek egemen yapı, kadınlar üzerindeki baskısını oluşturduğu sahte kadın kimlikleriyle sürdürmek istiyor. Öyle ki kadınların birbiriyle yarıştığını, birlikte hareket edemediklerini, bir sorun varsa suç kadındadır, kadınlar güçsüzdür…Buna benzeyen birçok uzun sahte tanımlar sayabiliriz. Ama önemli olan şu ki bu tanıtımlar üzerinden bize baskı kuruluyor. Kontrol altına alınıyoruz. Buna karşı yapacağımız ise bu sahte imajı kırmak. Yaratılan bu imaj üzerine çizik atmak. Bunun da tek bir yolu var feminist ilkeler ve sorumluluklarla başarabiliriz. Bu ilkeler ki kadınların birbirine nasıl davranması gerektiğini belirliyor. Kullanılan kavramların düzeltilmesi konusunda da ısrarcı olmalıyız. Örneğin; bir tecavüz olayında sadece tecavüzcü suçludur. Mağdurun da suçlu olabileceğini hiçbir şekilde kabul etmemeliyiz. Erkeklere suçumuzun olmadığını anlatmak yerine enerjimizi asıl sorun üzerine odaklamalıyız. Bu şekilde cinsel şiddeti durdurabiliriz. Kadınlar olarak birbirimizi savunmamız, birbirimizin sesi olmamız gerekiyor. Elimizde olan imkanları başka kadınlarla da paylaşmamız gerekiyor. Ancak bu şekilde birbirimizle dayanışma kurabiliriz. 
 
Bahsettiğiniz mücadele örneklerinden biri fiili olarak Rojava’da yaşatılıyor. Rojava’daki kadınların devrimiyle ilgili neler düşünüyorsunuz? Size ilham veren noktaları oldu mu?
 
 Rojava, bir kadın savaşıdır, mücadelesidir ve başarısıdır. Bu yüzden ilham kaynağı. Onlardan öğreneceklerimiz var, çeşitliliği simgeliyor. 
 
Evet evet tabi ki ilham kaynağı oldu. Rojava’daki durum bize, kadınların direnişinin ne kadar kurtarıcı olduğunu gösterdi. Savaşı başlatan erkeklere kıyasla kadınların farkını da gösteriyor. Rojava’daki kadınların direnişinde  feministlik ilkeler de var. Onlardan öğreneceklerimiz var. Örneğin; Rojava’daki dayanışma çok çeşitliliği kabul etmiş bir hareket. Rojava çeşitliliği simgeliyor. Rojava devrimi, kadınların erkeklerin gericiliğine karşı direnişin simgesi. Kadınlar şunu anlatmak istiyor; ‘Erkeklerin gericiliğine karşı direnişimiz silahlanacak kadar ciddi. Ama aynı zamanda benim direnişim barışla, çeşitlilikle, çok kültürlülükle, farklı mezhepler arasında bir dayanışma ve birliktelik kuruyor.’ Tüm kadınların istediği de budur. Rojava, kadınlar için ilham kaynağı. Kürt kadınlarla bu konuda konuştum. Rojava’daki kadınlar da ilk başlarda o kadar güçlü değiller. Rojava’daki Kürt kadınlar, Kürt erkeklere karşı da çok fazla mücadele ettiler, bu gücü kazanabilmek için. Bence Rojava, bir kadın savaşıdır, mücadelesidir ve başarısıdır. Bu yüzden ilham kaynağı. 
 
MA / Zemo Ağgöz 
 

Diğer başlıklar

03/01/2022
13:58 KESK: TÜİK toz pembe bir tablo çiziyor
13:55 Ekoloji örgütlerinden Lokumcu davasına katılım çağrısı
13:38 HDP’ye saldıran Sütçü'ye tutuklama talebi
13:06 Erdoğan ihracatla övündü
12:26 TJK-E 8-9 Ocak’ta alanlarda olacak: Hesap sorma zamanı
12:25 HDP’ye saldıran Sütçü’nün adliyeye sevk edilmesi bekleniyor
11:54 MHP’ye kafe tahsis eden belediyeye dilekçe: HDP’ye de destek ver!
11:30 Şenyaşar ailesinin Adalet Nöbeti İstanbul’da
11:23 Hakkari’de 11 bölge için yasak kararı
11:13 Sakine Cansız: Kadının özgürlükten başka dostu yok
10:48 ENaGrup: Enflasyonda 12 aylık artış yüzde 82.81
10:30 TSK aynı köyü 18 kez bombaladı
10:12 Enflasyon yüzde 21’den 36’ya çıktı
09:59 KDP, hükümetin haberi olmadan sınırı kapattı
09:48 30 yıl hapis kalan iki kardeş: ‘Türk milleti adına’ yargılandığımız yalandı
09:40 Diyarbakırlılardan kayyıma: Buranın sahibi halktır
09:34 Êzidî kadını öldüren failin ‘tahrik’ savunması asılsız çıktı
09:14 İşte 'Sur Tipi'nin içi
09:06 Pakize Nayır’ın annesi: Dünya kadınları mücadelelerine sahip çıkmalı
09:05 İki yıl geçti: Gülistan Doku kaybolmadı, kaybettirildi
09:04 Kızıltepe’de taşımalı eğitim: 14 kişilik araçta 25 öğrenci taşınıyor
09:03 DİAYDER avukatı Epözdemir: İddianame değil iftiraname
09:00 03 OCAK 2022 GÜNDEMİ
02/01/2022
21:05 Süryani siyasetçi Gabriel hayatını kaybetti
19:35 Mardin’de şüpheli kadın ölümü
19:24 Korona tablosu: 129 vefat, 33 bin 520 yeni vaka
18:47 Rus uçakları İdlib’i bombaladı
18:16 HDP’ye saldırı Şirinevler’de yürüyüşle protesto edildi
17:23 Şenyaşar: Mücadelemiz ‘sarayda’ oturana karşı halkların mücadelesidir
16:35 Boğaziçi öğrencileri Silivri’den seslendi: Direniş devam edecek
16:17 Anne Doku: Gülistan nerede?
15:39 Kadınlardan çözüm önerisi: İmralı kapıları açılmalı
15:12 Adalet Nöbeti 48'inci gününde
15:11 Barış Anneleri Meclisi kuruluşunu deklare etti
14:04 Yıl boyunca direnenler bir araya geldi
13:52 DTSO: Taahhüt sektörü iflasın eşiğinde
12:14 Haberin Bedeli: 67 gazeteci bin 334 yıl hapis istemiyle yargılandı
12:07 Eğil Belediyesi Eşbaşkanı Akkul Disiplin Kurulu’na sevk edildi
10:49 DİSKİ’den halka hapis tehdidi
10:49 Şenyaşar ailesi: Aradığımız adalet 2022'de gelecek
10:42 Amed Şehir Tiyatrosu’nun Ocak ayı programı açıklandı
09:36 Mahmur’da ambargo tepkisi: KDP Türkiye’ye hizmet ediyor
09:15 Hasta tutuklular tahliye edilmiyor: Devlet ölümü tercih ediyor
09:14 Mersin Emniyeti’nde işkence, hakaret ve tehdit
09:13 SES Eş Genel Başkanı: 600’ü aşkın hasta tutuklu acil tahliye edilmeli
09:11 Zamlardan sonra peyniri gramla almaya başladılar
09:09 Yıkılacak evlerinden başka gidecek yerleri yok
09:08 Öcalan: Kürt varlığını inkar etmek, Türk varlığını da inkar etmektir
09:06 Tutuklu Hürriyet Doğan'ın infazı yakıldı
09:05 'Fatma dünyayı omuzlayacak kadar cesurdu'
09:04 Şakar: Tecrit kırılırsa şiddet rejimi son bulur
09:00 02 OCAK 2022 GÜNDEMİ
01/01/2022
22:01 Adıyaman'da silahlı kavga
20:09 LaWje’den yeni parça
19:21 Koronadan 145 kişi daha hayatını kaybetti
19:05 DTK: Gün Demokratik Modernite’yi var etme günüdür
18:47 Zirgan Belediye binasına saldırı
18:33 Desmond Tutu son yolculuğuna uğurlandı
16:50 Aydın'da şüpheli kadın ölümü
16:47 Gülistan Doku'nun ailesi Tunceli Adliyesi önünde oturma eylemi başlattı
16:40 Tutuklu yakınları yeni yıla ‘adalet’ isteyerek başladı
15:29 AYM ağır hasta tutuklunun tahliye talebini reddetti
15:25 İstanbul’un Aralık ayı enflasyon rakamları açıklandı
15:16 İstanbul'da köprü ve tünel geçiş ücretlerine zam
14:18 İHD: 'Cezaevinde kalamaz' raporu verilen Korkmaz tahliye edilsin
14:11 KESK: OHAL Komisyonu lağvedilsin
14:02 Boltan ‘cezaevinde kalamaz’ raporuna rağmen tahliye edilmiyor
13:47 Cumartesi Anneleri: İnsanlığa karşı suçların aydınlatılması için mücadele edeceğiz
13:41 Gardiyanlar tutukluyu boğmak istedi
13:13 Türkiye'nin ÖSO'ya teslim ettiği 9 Kürt mülteci İran’a götürüldü
12:01 Kayıp yakınları Digor Katliamı için adalet istedi
11:59 Şenyaşar ailesi: Zamların kaynağı adaletsizlik
11:26 TJA direnen halklar ve kadınların yeni yılını kutladı
10:42 Osmaniye'de 5 Efrinli tutuklandı
09:48 DİAYDER'in kurucularından İnal: Bize iftira atan kişi dünyanın en büyük teröristidir
09:45 Öztürk: ‘Çöktürme Planı’ AKP’yi çöktürdü
09:38 Uğur: Dünyada yükselen sosyalizm Türkiye için umut
09:13 Açlıktan sütü kesildi
09:13 Yeni yıla direnerek girenler
09:09 Van'dan tecride karşı birlikte mücadele çağrısı
09:02 Kurul: Fırsat eşitliği değil eğitim eşitliği
09:02 Hastane ‘cezaevinde kalamaz’, ATK ‘kalabilir’ diyor
09:01 Şenyaşar ailesinin adalet arayışı 300'üncü gününde
09:01 '2022, Öcalan'ın özgürlüğüyle zafer yılı olacak'
09:01 'Sêvê’nin direnişçi ruhu Kürdistan’ın her yerinde'
09:00 01 OCAK 2022 GÜNDEMİ
00:27 Yeni yıl zamlarla geldi: Doğalgaz ve akaryakıta da zam
00:06 Elektriğe yüzde 52 ila 130 arasında zam
31/12/2021
21:45 Rus uçakları sınır köyünü vurdu: 8 ölü, 5 yaralı
21:14 Orkestra Ma'dan 'Yar Gijlokê' klibi
20:52 Batman’da çatışma: Bir bekçi hayatını kaybetti
20:26 Kerkük Tiyatro Festivali’nde ödüller sahiplerini buldu
20:05 Kovid-19’dan 163 kişi daha hayatını kaybetti
19:39 Urfa'da ulaşıma zam
18:51 Sergi ardından tarihi Keçi Burcu’nda çöp kaldı
17:45 Kadıköy’de Proteston Kilisesi’ne yazılama yapıldı
17:01 DNA sonucu beklenmeden 4 cenaze 'Kimsesizler Mezarlığı'na defnedildi
16:57 Van’da Adalet Nöbeti' 25'inci gününde
16:51 Adalet Nöbeti’nde yeni yılda hasta tutuklular için tahliye çağrısı
16:23 Hastane bahçesinde bir kadın yaşamını yitirmiş halde bulundu
16:05 6 gazeteciye ceza verildi
15:55 HDK’den DİAYDER’e destek ziyareti
15:23 Ceren Damar’ın katiline verilen ceza onandı
15:20 DAD’tan yeni yıl mesajı
15:13 Öğretmenlikte 3 kariyer basamağı ve sınav şartı Meclis’e sunuldu
14:45 ‘Yönetmelik geri çekilene kadar direneceğiz’
14:16 HDP Eş Genel Başkanlarından yeni yıl mesajı
14:04 TJA aktivisti Sümeyye Gök Kayseri'ye sevk edildi
14:03 DİAYDER: Dava değil, komplo
13:33 Kadınlar Deniz Poyraz'ın doğum gününü kutladı
13:22 Almanya Kültür Forumu’ndan Aysel Tuğluk için kampanya
13:21 Arnavutköy’de kaza: 9 işçi yaralandı
12:55 MEBYA-DER: Birlikle faşizmi yıkacağız
12:53 Soylu’nun hedef aldığı İBB’nin eski çalışanı AKP döneminde işe girmiş
12:43 Şenyaşar ailesi: Zulme karşı direnenlere selam
12:30 Öcalan’ın aile ve vasisinden görüşme başvurusu
12:29 4 tutuklu sevk edildi
12:23 Şırnak Cezaevi’nde hak ihlalleri: Mele Kasım Yiğit’e yemek ve yatak verilmedi
12:16 Uzaklaştırma kararı korumuyor: Bir kadın katledildi, biri ağır yaralı
12:05 Yasin Eneç'e de 'intihar' diyebilirler
11:43 Elektrik kesilince solunum cihazına bağlı çocuk yaşamını yitirdi
11:27 Avukat Ağaç: Gencer’in arkasında siyasi güç var
11:24 Mersin Tabip Odası: 8 bin hekim kamu kurumlarından ayrıldı
10:56 Bingöl Erkek Öğrenci Yurdu'nda şüpheli ölüm
10:46 Birca Belek'e kepçeler girdi
10:30 Kriz ağırlaşıyor, yoksulluk derinleşiyor: Buna dur dememiz lazım
10:02 HDP'ye saldıran Sütçü adliyeye çıkarılacak
09:35 Pazarcı da yurttaş da tepkili: Krizin sorumlusu iktidar
09:28 Çocuğa şiddet uygulayan öğretmen açığa alındı
09:16 ‘Almanyalı Osmanlılar’ yöneticisi Taner Ay öldü
09:03 Özerk Yönetim Dış İlişkiler Dairesi: Çözümü Şam ile geliştireceğiz
09:03 #MeToo ile sesini duyuran İranlı oyuncu: Rojava’dan öğreneceklerimiz var
09:01 Mahalleli yıkıma karşı çıkınca devreye DEDAŞ girdi
09:01 Adalet Bakanlığı Öcalan başvurusunu yanıtsız bıraktı
09:00 Şenyaşar: Adalet sağlanmazsa 2022’yi de adliye önünde geçireceğiz
09:00 31 ARALIK 2021 GÜNDEMİ
07:57 Gözaltına alınan 12 kişi serbest bırakıldı
30/12/2021
22:41 Bitlis’te askeri operasyon
21:32 Feminist kadınlar: Yoksulluğa tahammülümüz yok
19:39 Koronadan 139 kişi daha hayatını kaybetti
19:36 Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi üyeleri gözaltına alındı
19:04 Serbest bırakılan cinsel saldırı faili tutuklandı
18:36 Zirgan’a saldırı: 3 kişi yaşamını yitirdi
18:01 Kobane Davası’nda duruşma periyotları değiştirildi
17:59 Fuhuş çetesi davasında yeni kanıtlar sunuldu
17:25 Emine Şenyaşar’dan savcıya: Çocuklarımın katilini bulun
17:22 HDP’den tutuklulara yeni yıl kartı
17:14 Yanlış adrese baskın yapan polislerden şiddet
17:08 İHD: HDP’ye yönelik ayrımcı söylemlerden derhal vazgeçilmeli
17:03 Yargıtay, Y.Ö’nün failine uygulanan ‘iyi hal’ indirimini bozdu