DİYARBAKIR - Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır’dan verdiği mesajları samimi bulmadıklarını söyleyen 78'liler Derneği Başkanı Hüseyin Barış, Diyarbakır Cezaevi’nde yaşananlar için, “Helalleşmek isteniyorsa ilk önce bu devlet kalkıp özeleştiri vermeli, özür dilemeli” dedi.

 

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, daha önce iki kez ertelenen Diyarbakır ziyaretini tamamladı. Daha önce “Demokrasinin yolu Diyarbakır’dan geçer” dediği kente, “Helalleşme buluşmaları” olarak adlandırılan program kapsamında 9 Mart akşamı gelen Kılıçdaroğlu, iki gün boyunca yaptığı ziyaretler ve bulunduğu temasların ardından dün kentten ayrıldı.

 

Kürt sorununa dair merak edilen mesajlarını programın ikinci gününde kentteki sivil toplum örgütleriyle buluşmasında veren Kılıçdaroğlu, “Diyarbakır Hapishanesi'ndeki acılar unutuldu mu? Unutulmadı. Oradaki insanlarla helalleşmemiz lazım” diyerek, Kürt sorununun çözümüne dair 5 temel ilkeleri olduğunu açıkladı. Kılıçdaroğlu, bu ilkeleri ise; “Sorunun Meclis’te çözülmesi, samimi ve dürüst olunması, gizli ve kişisel ajandaya sahip olmamak, farklı angajmanlara girilmemesi ve toplumsal destek” olarak sıraladı.

 

Kılıçdaroğlu’nun ziyaretini ve buradan verdiği mesajları, 78'liler Derneği Başkanı Hüseyin Barış değerlendirdi. 

 

'SÖYLEMLER SEÇİM YATIRIMI'

 

Sistem partilerinin her seçim dönemlerinde Kürt seçmenlerin oylarını almak için Diyarbakır’a ziyaret gerçekleştireceklerini belirten Hüseyin Barış, bunun Türkiye’nin en büyük sorunu ve diğer bütün sorunların kaynağı durumunda olan Kürt sorunundan kaynaklandığını belirtti.  

 

Farklı siyasilerin dönem dönem kente dair “Demokrasinin yolu Diyarbakır’dan geçer”, “Adaletin yolu Diyarbakır’dan geçer” şeklinde sözler sarf ettiğini hatırlatan Barış, bu sözlerin altında yatan temel gerçekliği “Diyarbakır halkını kandırmak” olarak yorumladı. 

 

Barış, “Birçok siyasetçi bu yönteme başvuruyor. 50 yıldır da bu söylemler kullanılıyor. Ama işleri bitince de ‘Allah’a ısmarladık’ diyorlar” diye konuştu.

 

'ESKİ SİYASİ AKILLA HAREKET EDİYORLAR'

 

Kılıçdaroğlu’nun, Kürtler başta olmak üzere tüm Türkiye toplumunu oluşturan diğer etnik kimlikleri kast ederek sarf ettiği “Kimlikler bizim şerefimizdir, onurumuzdur” sözlerini de samimi bulmayan Barış, Kürt halkı gibi kadim bir halkın artık bu tür yaklaşımlara kanmadığını vurguladı. Barış, nedenini ise şöyle açıkladı: “Kürt halkı artık politik bir halktır. Ne söylüyorlarsa söylesinler artık bu halk onları çok iyi tanıyor. Bakın sokaklarda kadınlarla, gençlerle röportajlar yapılıyor. Röportajlarda bu toplumun artık her şeyin farkında olduğu görülüyor. Çünkü Kürtler bu ülkede kendi dilini dahi konuşamıyor, kendi diliyle eğitim göremiyor, siyasi kimliği dahi tanınmıyor. Ne kimliğinden bahsediyorlar bunlar! Bugün bu siyasi partiler, hala eski siyasi akıllarla hareket ediyorlar.” 

 

'ÖNCE ÖZÜR DİLENMELİ'

 

Barış, Kılıçdaroğlu’nun 12 Eylül dönemlerinde Diyarbakır Cezaevi’nde uygulanan insanlık dışı vahşetlere ilişkin “helalleşme” çağrısına da yanıt verdi. Barış, “Dünyanın hiçbir yerinde uygulanmayan vahşetler o dönem bu cezaevinde uygulandı. Helalleşmek isteniyorsa ilk önce bu devlet kalkıp özeleştiri vermeli, özür dilemeli. ‘Biz o insanlarla tek tek buluşmalıyız’ demeliler” ifadelerini kullandı. 

 

'BÖYLE BİR HELALLEŞMEYİ KABUL ETMEDİK'

 

Kılıçtaroğlu’nun kente yapacağı ziyaret öncesinde 78’liler Derneği olarak partinin Diyarbakır İl Başkanlığı ile iletişime geçtiklerini söyleyen Barış, “Biz eğer böyle bir helalleşme ziyareti yapılacaksa, ilk önce bizimle ‘helalleşilmeli’ diyerek kamuya açık bir yerde buluşma teklif ettik. Bize ‘Tamam bir görüşme ayarlayalım’ denildi. Ama sonrasında o dönem Diyarbakır Cezaevi’nde kalan bazı kişilerle bir evde buluşma ayarladılar. Fakat biz bunu kabul etmedik. Buluşmanın kamuya açık olmasını istedik. CHP İl Başkanlığı da ‘olur’ dedi. Hatta Kılıçdaroğlu’nun kentteki sivil toplum örgütleriyle bir araya gelişinde orada bize de bir iki söz verilmesini istedik. 78’liler Derneği olarak hazırladığımız dosyayı orada onlara sunmak isteyecektik. Çünkü biz binlerce üyesi olan kurumsal yapıyız. Bundan dolayı öyle sıradan bir evde birkaç kişiyle buluşmayı kabul etmedik” bilgilerini paylaştı.

 

RAPOR HAKKINDA 

 

Kılıçdaroğlu’na teslim etmek için hazırladıkları raporun içeriği hakkında da bilgi veren Barış, söz konusu raporun aydın, doktor ve akademisyen gibi çok sayıda kişinin içerisinde bulunduğu, adına ‘Diyarbakır Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu’ dedikleri, o dönem cezaevinde kalan ve insanlık dışı uygulamalara maruz kalan toplam 557 kişiyle yüz yüze yapılan görüşmeler sonucunda hazırlandığını kaydetti.

 

MA / Ergin Çağlar