Barış Vakfı'ndan ‘Kürt Sorununa Toplumsal Bakış’ raporu

img

İSTANBUL- Barış Vakfı’nın “Kürt Sorununa Toplumsal Bakış” raporuna göre ülkede en büyük kutuplaşma Kürt varlığından kaynaklanmaktayken, sorunun “güvenlik ve demokrasi eksenli” çözülebileceği görüşü hakim.

Barış Vakfı, “Kürt Sorununa Toplumsal Bakış” başlığıyla hazırladığı raporu, İstanbul’da düzenledikleri bir toplantıda açıkladı. Prof. Dr. Ayşe Betül Çelik, Prof. Dr. Evren Balta ve Prof. Dr. Mehmet Gürses  tarafından hazırlanan rapor, el kitapçığı olarak da basıldı. Raporda, “Kürt Sorununun Kökeni ve Endişe Siyaseti”, “Ayrımcılık ve Toplumsal Kutuplaşma”, “Kürt Sorununda Kültürel Haklar”, “Kürt Sorununda Siyasal Haklar”, “Dış Politika ve Kürt Siyaseti”, “Kürt Sorunu Nasıl Çözülür?” ve “Müzakere Gündemi” yanı sıra bu konulara dair KONDA Araştırma şirketinin 2010 ile 2022 arasında Kürt soruna dair topluma yönlendirdiği sorulara verilen yanıtlara dair anketler ve sonuçları da yer aldı.

Raporun giriş bölümünde, Kürt sorununun tarihsel gelişiminin yanı sıra başlayan süreçlere ve sonuçlarına değinildi. “Türkiye’nin önemli bir siyasi ve toplumsal sorunu” olarak tanımlandığı raporda, “Bugün hâlâ çözülmemiş bir mesele olarak durmaktadır. Bu araştırmaya esas teşkil eden KONDA verileri göstermektedir ki güvenlikçi askerî çözüm, Kürt sorununun kendisini etnik olarak Türk olarak tanımlayan gruplar arasında önemini yitirmesine neden olmuştur. Bu gruplara göre Kürt sorunu Türkiye’nin eğitim, enflasyon, göçmenler, demokratikleşme, kadın-erkek eşitliği gibi pek çok yakıcı sorununun arkasında gelmektedir” ifadelerine yer verildi.

Raporda, KONDA’nın Ocak 2020 tarihinde yaptığı bir ankette yer alan “Türkiye’nin en öncelikli sorunu nedir” sorusuna ve verilen yanıtlara da yer verildi. Ankete göre; Türkiye’de yüzde 12’lik bir kesim Kürt sorununu öncelikli sorun olarak görüyor. Ankete göre kendini Kürt olarak tanımlayanların bu soruya “En öncelikli sorun” şeklinde yanıt verdiği ve oranın yüzde 40 civarında olduğu. Ankete göre en öncelikli sorun ise eğitim.

DEMOKRASİYE ENGEL POLİTİKALAR

Raporda, bu duruma ilişkin, “Geçmiş çatışma deneyimlerinin gösterdiği en önemli bulgulardan birisi askerî/güvenlikçi çözümlerin temel toplumsal sorunları kısa dönemli de olsa gündemden düşürebildiği, ancak bu sorunları yaratan yapısal/toplumsal koşullar hedef alınmadıkça ve herkesi içine alan eşit ve adil bir iç siyasal düzen kurulmadıkça sorunların ortadan kaybolmadığı gerçeğidir. Nitekim Türkiye’nin içinde bulunduğu olağanüstü hal rejiminin ve genel olarak bütün Türkiye’yi ilgilendiren güvenlikçi/otoriter uygulamaların bu son dönemde de meşruiyet kaynağı Kürt sorununun güvenlikleştirilmesi, yani sadece güvenlik odaklı siyaset yoluyla çözmeye dair bir yola girmiş olmasıdır. Bu soruna kalıcı bir çözüm bulmamak Türkiye’nin demokrasi/otoriterlik sarmalından çıkamamasının en temel nedenlerinden biridir” denildi.

FARKLI TANIMLANMASI SORUNU BÜYÜTÜYOR

Kürt sorununun yol açtığı çatışmaların farklı tanımlandığını işaret edilen raporda, “Çatışmanın farklı tanımlanması doğal olarak barışın nasıl olacağının da farklı tanımlanmasına yol açar. Örneğin; çatışmanın sadece bir ‘terör’ sorunundan kaynaklandığını düşünen kesimler için barış ancak ‘terörün bitirilmesi’yle mümkündür. Oysa yine diğer ülke örneklerinin gösterdiği odur ki özellikle uzun süren çatışmalar belli başlı ayrımcı politikalardan kaynaklansa bile yıllar içinde hem daha çok boyut kazanmış hem de bu sorunlar iç içe geçerek karmaşıklaşmıştır. Kürt sorunu eksenli çatışma ortamının neredeyse 40 yıla dayanan bir geçmişi olduğu göz önünde bulundurulduğunda, siyasal, kültürel, ilişkisel, ekonomik ve güvenlik boyutlarında birçok sorunu barındıran bir toplumsal gerçeklik haline geldiğinin altını çizmekte fayda vardır. Sorunun bu denli karmaşık hale gelmesi aynı zamanda tarafları daha da kutuplaştırıp çatışmayı tetiklemektedir” diye belirtildi.

TÜRKLER NE DİYOR?

Çatışma sürecinin kısmen durduğu 2010’da KONDA tarafından yapılan ankette sorulan, “Güneydoğu ve Kürt sorunu, Kürtlerin ayrı bir devlet kurmak istemesinden mi kaynaklanıyor?” sorusuna dair verilen yanıtların yüzdesine yer verilen raporda, Türkiye’nin yüzde 55’lik kesiminin “evet” diye yanıt verdiğine işaret edildi. Ankette cevap veren ve kendini Türk olarak tanımlayanların oranının daha yüksek olduğu belirtilen raporda, ancak Türklerin yüzde 25’inin “hayır” dediğine, yüzde 16’lık bir kesimin ise görüşünün net olmadığına yer verildi.

AYRIŞMA VAR

Raporda, “Kürt sorununun ‘ayrı Devlet’ düşüncesinden kaynaklı olduğu görüşü yüzde 30’larda kalmaktadır. Daha detaylı bir analiz yaptığımızda Kürtlerin sorunu, ‘ayrılıkçılık’ olarak gördüğüne dair kanıt çok zayıf kalmaktadır. Daha açık bir deyişle, Kürtlerin yaklaşık yüzde 60’ı Kürt sorununun ‘ayrılıkçı’ dürtülerden kaynaklandığı fikrini ‘yanlış’ bulmakta ve sadece yüzde 25’lik bir Kürt kesimi bunun ‘ayrı devlet kurma isteği’nden kaynaklandığını söylemektedir. Bu resim bize çok net bir şekilde kendisini Kürt ve Türk olarak tanımlayanların algı ve söylemlerde önemli oranda ayrıştığını göstermektedir. Bu ayrışma ve algı farkı siyasi elitlerin istekli ve ciddi bir şekilde konuya el atmasıyla değişebilir ve böylece barışa önemli oranda katkı sağlanabilir” diye kaydedildi.

AKP-MHP’YE DOĞRU KAYDI

Raporda, 2015’ten sonra çatışmaların yeniden başlaması ardından yapılan ankette sorulan, “Kürt sorununun çözümü için, tek yol terörü yok etmek midir?” sorusuna katılımcıların yarısından fazlasının “evet” dediği aktarıldı. Raporda, şu ifadelere yer verildi: “Fakat bu soruyu parti seçmenleri bazında incelediğimizde ilginç bir sonuçla da karşılaşırız. Bu yanıtı ‘kesinlikle doğru’ destekleyen ve Barış Süreci’nin sıkı destekçileri olan AK Parti seçmelerinin sorunun ‘terörü yok etmekle’ çözüleceğine dair inancı artarak MHP seçmeni çizgisine yaklaşırken, CHP’li seçmenlerin kısmen de olsa ‘savaş’ diline karşı çıkmaya başladığı gözlenmektedir. AK Partili seçmenin yaklaşık yüzde 15’lik bir kesimi bu görüşü ‘yanlış’ bulurken, CHP’li seçmenlerde bu oran yüzde 30’lardadır. AK Partili ve MHP’li seçmenin yaklaşık yüzde 65’i ‘terörü yok etme’ eksenli düşünmekte, buna karşın CHP’li katılımcılarda bu oran yaklaşık yüzde 50’lerdedir.”

ÇALIŞMAYA İŞARET EDİLDİ

Raporda, Eylül 2015’te KONDA’nın katılımcılara sorduğu, “Kürt sorununu çözmek için ne yapmalıyız?” şeklindeki açık uçlu soruya da yer verildi. Soruya en çok “güvenlik eksenli ve demokrasi eksenli” yanıtların yer aldığına dikkat çekilen raporda, “Katılımcıların en çok söyledikleri yöntemler, güvenlik ve demokrasi eksenli çözümlerdir. Bu da 2010’daki çizgiye benzer bir çizgi olmakla birlikte bu dönemin çatışmalı bir dönem olduğu göz önünde bulundurulduğunda yaşanılan sıkıntılara rağmen demokratik çözümlerden vazgeçilmediğini görmek resmin olumlu yanıdır. Burada CHP’li seçmenin duruşunun kritik olduğunun da altı çizilmelidir. Eylül 2015 gibi bir dönemde, yani Barış Süreci’nin terk edilmesi, çatışmaların tekrar nüksetmesi, başkanlık sistemine geçişteki gerginlikler ve siyaset dilinin sertleşmesi göz önüne alındığında CHP’li seçmenin güvenlik odaklı çözümlere verdiği destekte bölünmüş olması, bu kesimin Barış Süreci konusunda sanıldığından daha kolay ikna edileceğini fakat demokratik haklar konusunda daha çok bilgilendirilmesi ve destekleri için çalışılmasının gerekli olduğuna işaret etmektedir” ifadeleri paylaşıldı.

SORUN EVLİLİK TERCİHİNİ DE ETKİLİYOR

Kürt sorununun Kürt ve Türk halkının birbirinden ayrıştırdığını, aynı zamanda başka kesimlerin de ayrışmasına neden olduğunu, bu kesimlerin başında Alevi-Sunilerin geldiğinin aktarıldığı raporda, sorun nedeniyle tam bir toplumsal kutuplaşma yaşandığına dikkat çekildi. Ayrışmaya dair KONDA’nın 2020’de yaptığı ankete işaret edilen raporda, şöyle devam edildi:  “Katılımcılara, ‘Başka etnik gruptan bireyleri evlilik yoluyla ailelerine kabul etme’ye ne derece olumlu baktıkları sorulduğunda bu fikir genel olarak olumlu karşılanmaktadır (kendini hem Türk hem de Kürt olarak tanımlayanlarda bu oran yüzde 60’larda). AK Partili katılımcıların yüzde 63’ü CHP’li katılımcıların da yüzde 78’i buna olumlu bakarken ikinci en yüksek destek BDP’li katılımcılardan (yüzde 74) geliyor. Fakat aynı soru farklı mezhepten birini kabule gelince bu destek yüzde 50’lilerin altına düşüyor. Kendini Türk olarak tanımlayanlarda kabul yüzde 51, Kürt olarak tanımlayanlarda ise yüzde 61’dir. AK Parti destekçilerinde kabul yüzde 48, CHP destekçilerin de ise yüzde 71’le en yüksek kabule rastlamaktayız.”

ANA DİLDE EĞİTİM

Raporda, kültürel haklar ve tanınma sorunu bağlamında ana dilde eğitime de dikkat çekildi. 2010’da yapılan ankete göre kendini Türk olarak tanımlayan ve ana dilde eğitimden yana olanların sayısı yüzde 35. Raporda dikkat çeken hususlardan bir tanesi de ana dilde eğitime karşı olan kesimin gençler olması oldu. Raporda, “Kürtlerin o dönemki siyasi temsilcisi olan BDP’ye 8 oy verenlerin neredeyse tamamının anadilde eğitim hakkını desteklediğini ve AK Parti’ye oy verenlerin anadilde eğitim hakkı konusunda daha olumlu bir tutum sergilediklerini, MHP’ye oy verenlerin en fazla karşı çıkanlar olduğunu ve CHP’ye oy verenler arasında da desteğin düşük olduğunu görmekteyiz. Bir diğer deyişle dönemin siyasi iklimini yansıtır bir şekilde bu temel talebe siyasi düzeyde en fazla destek AK Parti’ye ve BDP’ye oy verenlerden gelmektedir” denildi.

PARTİLERİN TUTUMUNA GÖRE

KONDA’nın 2020’de yaptığı bir ankette yer verdiği raporda, “AK Parti seçmeninin yüzde 43’ü anadilde eğitim hakkını desteklerken bu oran CHP seçmeni arasında yüzde 36’dır. Toplumun yüzde 40’lık bir bölümünün kültürel hakları desteklediğini, en düşük orana sahip MHP seçmeninde bile bu oranın yüzde 20’lerde olduğunun altını çizmekte fayda vardır. Bu desteğin hep aynı kişiler olmadığını, partilerin siyasi tutumuna göre yer değiştirdiğini de iddia edebiliriz. Siyasal haklar konusunda bir sonraki bölümde yaptığımız tartışma da bu bulguyu destekler niteliktedir” bilgileri aktarıldı.

KÜRTLERİN VARLIĞININ TANINMASINA KARŞI

Raporda, KONDA’nın Eylül 2010’de yaptığı ankete dair bilgiler de paylaşıldı. Bu bilgilere göre, Kürtlerin varlığının anayasada tanınmasına dair görüşe yüzde 58’lik kesimin karşı olduğu, yüzde 25’lik kesimin ise karşı olmadığına dair bilgiler yer aldı. Raporda, kendini Türk olarak tanımlayanların yüzde 65’nin karşı olduğu, yüzde 18’lik kesimin ise desteklerini beyan ettiği yer aldı.

TÜRKLER DE KAYYUMA KARŞI

Raporda, kayyumlara ilişkin yapılan anketlere de yer verildi. KONDA’nın 2019’da yaptığı anketten bilgilerin yer aldığı raporda, “Seçilmiş kişilerin görevden alınmasının yanlış olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 63’ken, bu pratiği onaylayanların oranı sadece yüzde 20 civarındadır. Oy verilen parti üzerinden dağılıma bakıldığında bunu en çok onaylayanların MHP’ye oy verenler olduğu (yüzde 30), ikinci sırada AK Parti’ye oy verenlerin geldiği (yüzde 29), en düşük oranların ise CHP’ye oy veren seçmenler arasında olduğu görülmektedir (yüzde 9).Etnik kimliğe göre baktığımızda genel olarak sorulduğunda kendisini Türk olarak tanımlayanların yüzde 60’ı, Kürt olarak tanımlamayanların ise yüzde 73’ü seçilmiş yönetimin görevden alınamayacağını düşünmektedir” ifadelerine dikkat çekildi.

KÜRT KENTLERİNE ATANAN KAYYUMLAR

Raporda, ayrıca Kürt belediyelerine kayyum atamalarının demokrasiye aykırı olup olmadığına dair yapılan ankette yer alan bilgilere de yer verildi. Raporda, şunlara yer verildi: “Ancak aynı değişken ‘Diyarbakır, Van, Hakkâri gibi illerdeki seçilmiş belediye başkanlarının yerine kayyım atanması”’ olarak sorulduğunda ise bu durum değişmektedir. Kesinlikle kayyım atanamaya-cağını düşünenlerin oranı yüzde 18’ken, bunun doğru bir uygulama olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 38’dir. HDP’ye oy verenler arasında yüzde 10, CHP’ye oy verenler arasında yüzde 14, İyi Parti’ye oy verenler arasında yüzde 37, AKP’ye oy verenler arasında yüzde 62 ve MHP’ye oy verenler arasında yüzde 66’dır.”

OPERASYONA KARŞI

Raporda, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik operasyona dair yapılan anketlere yansıyan bilgiler de yer aldı. Raporda, “KONDA’nın Eylül 2019’da yaptığı çalışmalardan yola çıkarak hükümetin Suriye konusundaki politikasını sadece yüzde 19’luk bir kesim desteklemekte ve yüzde 66 bu politikaya karşı çıkmaktadır. Üstelik ilginç bir şekilde Suriye politikasına destek AK Parti seçmeni arasında bile son derece düşüktür. AK Parti seçmeninin sadece yüzde 36’sı, MHP seçmenini de yüzde 29’u bu politikayı desteklemektedir. CHP, İyi Parti ve HDP seçmenleri bu politikaya karşı son derece eleştireldir” denildi.

EN ÖNEMLİ KUTUPLAŞMA KÜRT VARLIĞI

Konuya dair raporda şu bilgilere yer verildi: “Suriye’de Kürtlerin devlet kurması engellenmelidir şeklinde sorulduğunda HDP seçmenleri hariç tüm diğer partilere oy verenler bu ifadeyi güçlü bir biçimde desteklemektedir Genel ortalamada görüşmecilerin sadece yüzde 24’ü bu ifadenin yanlış olduğunu düşünmektedir. Yüzde 64’ü ise bu ifadeye katılmaktadır. MHP ve İyi Parti’de bu oranlar yüzde 75 civarında, AK Parti ve CHP’de yüzde 66 civarındadır. HDP’ye oy verenler ise tam tersi bir yaklaşım sergilemekte ve yüzde 75’i bu ifadenin yanlış olduğunu düşünmektedir. Bir diğer deyişle HDP seçmenleri ve diğer parti seçmenleri arasında Kürt sorununa yönelik en önemli kutuplaşma Suriye’deki Kürt varlığı üzerinden ilerlemektedir. Hem müzakere hem kültürel ve siyasal haklar konusunda görece olarak muhalefet partileri arasında varılan uzlaşma ve seçmenler arası yakınlaşma Suriye’de bir Kürt devleti olasılığı ve bu olasılığa Türkiye’nin yanıtı söz konusu olduğunda tamamen kaybolmaktadır.

DÜNYADA ÇÖZÜM: MÜZAKERE YÖNTEMİ

Dünyadaki etnik çatışmaların birçoğu devlet birimleri ile silahlı örgütlerin konuşması yani müzakere yöntemiyle çözülmüştür. 1940-1992 arası iç savaşların müzakere yöntemiyle sonuçlanma oranı yüz-de 62’dir.10 Bu oran Soğuk Savaş sonrası dönemde daha da artmış ve Guatemala’dan Endonezya’ya uzanan geniş bir coğrafyada çok sayıda silahlı çatışma kapsamlı müzakereler yoluyla sonlanmıştır.  11 Türkiye’de 2009-2011 ve 2013-2015 arasında yaşadığımız sürece “ön müzakere” adını verebiliriz. Bu süreç çatışma yaşamış tarafların liderlerinin barışçıl diyalogla Kürt sorunundaki önemli konuları masaya yatırmadan önceki ön görüşmeleridir.

SORUN İÇ VE DIŞ SİYASETİ ETKİLİYOR

Türkiye’nin iç ve dış siyasetini etkileyen en önemli sorunlarından biri olan Kürt sorununda Barış Süreci, Türkiye devleti kurumları ve PKK yöneticileri arasında görüşmelerin 2015’te sona ermesi ve tekrar çatışmalı dönemin başlamasına rağmen Türkiye toplumunda önemini koruyan bir konudur. Zaman zaman siyasi aktörlerce ‘helalleşme’, siyaset arenasında sınır ötesi çatışma, yeni anayasa yazma gerekliliği gibi başlıklar altında tartışılan birçok konu en nihayetinde gene Kürt sorununun çözülmeyen boyutlarıyla sıkı sıkıya ilintilidir.”

MECLİS'TE ÇÖZÜLÜR

Raporun devamında, “Kürt sorununun çözümünde hangi kurumlar katkı sağlar?” sorusuna verilen yanıtlarla oluşturulan grafiğe de yer verildi. Raporda, “Büyük çoğunluğunu AK Partili ve MHP’li seçmenlerin oluşturduğu kesimlerin bu sorunun çözümünde Cumhurbaşkanlığı’nı işaret eden tutumlarının aksine, muhalif partilerin büyük bir kesimi ilk tercih olarak TBMM’de oluşturulacak bir komisyonun barışa katkı sağlayacağını düşünüyor. İyimser bir okumayla iktidar ortağı MHP ve AK Parti’nin seçmenlerinin bile ikinci tercihinin bu komisyon olduğu ve üçte birinin buna destek verdiği düşünüldüğünde barış yapımı için uzlaşmacı bir tutumun halen toplum nezdinde bir karşılık bulduğu söylenebilir” ifadeleri kullanıldı.

Ankette verilen yanıtlara göre,CHP’li seçmenin yüzde 50’si, HDP’nin yüzde 45’i, AKP’nin yüzde 29’u, İYİ Parti’nin yüzde 44’u, MHP’nin 37’sinin çözümün TBMM’de olacağı yönünde.

GENÇLERİN ‘DEMOKRATİK ÇÖZÜME’ İNANCI DÜŞÜK

Raporda, anketlerin sonuçlarına işaret edilerek, son olarak şu ifadelere yer verildi:  “Çalışmamız özellikle genç neslin Kürt sorununun çözümüne dair inancının zayıf ve demokratik çözüm yollarına dair desteğinin düşük olduğunu göstermektedir. Bu belki de gençlerin gerçek anlamda barış ortamında hiç yaşamamış olmalarından kaynaklanıyor olabilir. Bu açıdan da gençlere özel çalışmalar geliştirilmesinin aciliyeti ve önemini belirtmeliyiz. Yukarıda anlattığımız gibi gençlerle yapılan çalışmalarda da korkuları, beklentileri ve hayalleri üzerine konuşmak gençlerin farklı sesleri dinlemelerine yardımcı olabilir. Bu konuda liderlere de önemli görevler düşmektedir. Yeni nesillere barış ortamının en çok kendilerine huzur, güven, özgürlük ve ekonomik fırsat olarak döneceği anlatılmalıdır. Kürt sorununun artık sınırlar ötesi olduğu gerçeği de göz önünde bulundurulduğunda barışın ekonomik katkısının katlanacağı da hatırlatılmalıdır. Şu anda tehdit olarak görülen süreçlerin farklı bakış açılarıyla fırsat olarak görülmesi sağlanabilir. Suriye ve Irak’ta genç iş insanlarının önemli yatırımlara imza atabileceği ve dönüşen Ortadoğu coğrafyasında hâkim unsur rolü oynayabilecekleri konusunda ikna edilebilirler. Aksi takdirde, devam eden bir çatışma ortamı en çok yeni nesillerin geleceğini karartacaktır.”

Diğer başlıklar

21/04/2022
10:24 Karayılan: Türkiye Yeni Osmanlıcılık hayallerini hayata geçirmeyi amaçlıyor
10:22 Devecioğlu: Sınır ötesi operasyon iktidarın yeni seçim hamlesi
10:21 CPT harita yayınladı: Türkiye 5 yeni üs kurmaya çalışıyor
10:19 Silivri'de intihara sürüklenen Kasal: Kabus görüyorum, korkuyla yaşıyorum
10:18 Gabar’a sürülen koruculara ağaç kestiriliyor
10:18 Evin duvarını direniş hafızasına dönüştürdü
10:16 Toğrul, İslahiye Cezaevi’ndeki açlık grevini Meclis gündemine taşıdı
10:16 Karamus: Türkiye, KDP’yi piyon olarak kullanıyor
09:36 Işık: Türkiye kendi geleceği açısından riskli bir oyuna girdi
09:05 Sendikalı kadınlara ‘İstanbul Sözleşmesi’ sürgünü
09:02 Kürt gazeteciliği 124 yaşında: Deniz suyu içmekle bitmez
09:02 Kulu: Yasal güvence olmadan Aleviler için kararın önemi yok
09:02 124 yıldır Kürtlerin sesi, soluğu olan basının dünü ve bugünü
09:01 İftarda artan yemekleri alan işçilere açılan davada beraat
09:01 Eğitim Sen: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği dersi müfredata alınmalı
09:01 Malatya madencilikle delik deşik edildi: Biat eden halk istiyorlar
09:00 Gazeteci Kaya: Bu savaş Kürtlerin geleceğini belirleyecek
09:00 İnşaat nedeniyle su sızdı, manastır tehlikede
09:00 ‘KDP Kürt ulusuna ihanet ediyor’
09:00 21 NİSAN 2022 GÜNDEMİ
08:44 Çetin: Erdoğan ve Barzani ailesi arasında karanlık ilişki ağı var
08:16 ‘Şengal’e saldırılar KDP ve Türkiye’den bağımsız değil’
20/04/2022
23:07 Irak Dışişleri Bakanlığı Erdoğan’ı yalanladı
22:51 Barış Vakfı'ndan ‘Kürt Sorununa Toplumsal Bakış’ raporu
21:47 Koronadan 18 kişi daha vefat etti
21:35 Süleymaniye’de saldırılara karşı kitlesel yürüyüş
20:26 Kadınların gözaltına alınması protesto edildi
20:18 KHK eyleminde 1 Mayıs'a çağrı
19:57 Barzani’den itiraf: Türkiye sınırlarımızdan saldırıyor
19:42 Adalet Sofrası’na misafir olan Öztürk: Bu direniş tarihidir
19:19 Suruç Katliamı’nın 81’inci ayında da adalet talep edildi
18:56 Mardin ve Batman'da Çarşema Sor kutlaması
18:11 Antalya'da gözaltına alınanlar serbest bırakıldı
17:46 ‘Cezaevlerindeki hukuksuzluklara derhal son verilmeli’
17:20 Kobanê’nin güneyinde bir araca SİHA saldırısı
17:11 İstanbul Üniversitesi’nde öğrencilere saldırı
16:55 Barzani’nin yeğeni kefil gösterdiği hükümeti 490 milyon dolar borçlandırdı
16:24 İstanbul’da 1 Mayıs çağrısı: Tecride ve savaşa karşı Maltepe Meydanı’na
15:57 Kurtulan: Mahpuslar öldürülüyor, ‘intihar etti’ deniliyor
15:55 İzmir’de 4 kişi gözaltına alındı
15:52 Iraklı Parlamenter: Operasyonun arkasında Kazımi var
15:40 TJA: KDP yanlıştan vazgeçmelidir
15:29 Saldırıların sürdüğü Şengal’de Çarşema Sor kutlandı
15:29 Adalet Nöbeti'nde Barzani'ye tepki: Kardeş kardeşi öldürmez
15:18 İzmir Tabip Odası başkanlığına Prof.Dr. Kaynak seçildi
15:16 Kayyım yardımcısı yolsuzluktan görevden alındı
15:15 Wikileaks kurucusu Assange ABD’ye teslim edilecek
14:50 Dedeoğulları'na saldırı davasında talepler reddedildi, duruşma ertelendi
14:50 Erdoğan’dan Barzani’ye işbirliği teşekkürü
14:43 İnfazı bir yıl ertelenen Mazlum Dursun tahliye oldu
14:41 Avukatların eyleminde basına ‘güvenlik zafiyeti’ gerekçesiyle engelleme
13:53 Tutuklu yakınları polis engelini protesto etti
13:48 İmamoğlu hakkında hapis cezası istemi
13:47 Dedeoğulları’na saldırı davasında polislerden çelişkili beyanlar
13:34 MEBYA-DER’e kapatma davasının reddi istendi
13:33 Mesrur Barzani Londra’da protestoyla karşılandı
13:17 RTÜK’ten Amed Radyo’ya para cezası
13:11 Aileler ATK önünde: Siyasi değil insani karar verin
12:57 Sarısözen: Savaşa en küçük destek muhalefetin iflası olacaktır
12:56 Açlık grevindeki tutuklulara tuz ve şeker verilmiyor
12:51 HDK: Amasız fakatsız savaşa karşı sesimizi yükseltmeliyiz
12:29 Diyarbakır ve Dersim’de çok sayıda gözaltı
12:28 'Kurdun kaptığı koyunun mesuliyetini alan Başbakan nerede?'
11:37 Kerimi: KDP yeni Osmanlı’nın bir parçasıdır
11:30 Uca’dan Şengal saldırısına tepki: Savaş siyaseti çöküşten kurtulamayacak
11:13 Irak Hizbullahı'ndan saldırılara karşı eylem çağrısı
11:08 ‘Çarşema Sor barışa vesile olsun’
10:55 Urfa Cezaevi savcısından tutukluya: Ben olsam seni idam ederdim
10:52 Amedspor’dan şampiyonluk için ‘sıra sende’ kampanyası
10:26 Patlamada yaralanan çocuklar olay yerinde bir saat bekletildi
10:25 Kürt Gazeteciler Günü: Yeni bir ruh inşa edildi
10:06 Sınır ötesi operasyonun ekonomiye etkisi: Kriz ve yoksulluk derinleşecek
09:58 Dünden bugüne sınır ötesinde sonuçsuz kalan operasyonlar
09:56 Cizre JİTEM Davası AYM’ye taşındı
09:55 Botanlı annelerden Barzani’ye: Elini çocuklarımızın kanından çek
09:52 Hatip Dicle: Güney Kürdistan'ın statüsü tehlikede
09:50 Gazeteci Kanbal hakkında takipsizlik
09:50 Öcalan için CPT'ye başvuran avukat Spinelli: Tecritle insanlığa karşı suç işleniyor
09:45 Gazeteci Deniz Aydın: Türkiye'nin kayıpları çok
09:44 YNK’li Zebarî: Bu saldırı PKK’ye karşı değil Kürt kimliğine karşıdır
09:43 ‘Bu savaş KDP’ye kaybettirir’
09:42 Dedeoğulları Davası: Polisler failin ailesinin tarlasında çalışmış!
09:39 Koçerlere sınır ötesi operasyon engeli
09:38 Gardiyanları taşıyan araçta patlama: 1 kişi yaşamını yitirdi
09:32 BMG: 8 Mart ve Newroz’un dinamiği 1 Mayıs’a yansıyacak
09:31 Durumu ağırlaşan hasta tutuklu Sıddık Güler konuşamıyor, hatırlamıyor
09:28 Av. Bayraktar: Cezaevlerinde ‘İntihara sürükleme’ politikası yürütülüyor
09:01 Çeşmeliler: Ekosistem yok olacak
09:01 Van'dan KDP'ye tepki: İhanet politikasına son versin
09:01 Besiciliğin özeti: Suyun litresi 8 TL, sütün 5 TL
09:01 İnfaz yakmaya yeni gerekçe: Arkadaşlarından kopmama
09:00 Diyarbakırlılar: Kürtler direnerek kazanacak
09:00 20 NİSAN 2022 GÜNDEMİ
08:55 ‘Saldırıya karşı yekvücut direniş’
19/04/2022
23:38 Zap’ta bir Teğmen hayatını kaybetti
23:34 Qeys El Xezeli: Türkiye’nin varlığı ABD’nin varlığından daha tehlikeli
23:29 KNK’den KDP’ye çağrı: İşbirliğine son verin
21:44 34 isimden Türkiye’nin saldırılarına tepki
20:56 Kovid-19’dan 23 kişi yaşamını yitirdi
20:49 Hol Kampı’nda 3 kadın katledildi
20:40 Sinunê halkı: Kendimizi sonuna kadar koruyacağız
20:36 HDP ve ESP işten çıkarılan işçileri ziyaret etti
19:32 Adalet Sofrası’nın bugünkü misafiri Barış Anneleri ve TJA oldu
19:13 Cinsel taciz faili öğretmene hapis cezası
18:39 Türkiye’nin saldırıları Süleymaniye’de protesto edilecek
18:31 Arap Birliği: Türkiye’nin saldırılarını reddediyoruz
18:26 Antalya’da gözaltı tepkisi: Mücadelemizi yok edemezsiniz
18:07 Mardin ve Diyarbakır toz altında kaldı
18:04 Konya katliamı davası 28 Haziran'a ertelendi
17:56 Goran Hareketi: Saldırılara karşı net bir tavır alınmalı
17:50 Irak Dışişleri Bakanlığı’ndan Türkiye’ye: Tüm güçlerinizi geri çekin
17:37 İzmir'de cinsel istismar faili tutuklandı
17:17 ‘Hayata Dönüş Operasyonu’ davası: Karar MGK'da alındı
16:39 Besta’da asker gözetiminde ağaç kıyımı
16:36 Kobanê soruşturmasında gözaltına alınanlar iftiraya zorlandı
16:24 HDP savunmasını AYM’ye sundu
16:18 Adalet Nöbeti'nde operasyona tepki: Sonuç vermeyecek
16:15 Mahmur'dan operasyona tepki
15:55 Şırnak’ta trafik kazası
15:53 Valilik Timoq’taki işkenceyi 20 gün sonra reddetti
15:47 Diril soruşturmasında Apro Diril tekrar tutuklandı
15:30 İHD Kadın Komisyonu: Bir yılda 863 hak ihlali yaşandı
15:23 Van’daki Adalet Nöbeti cezaevi önüne taşındı
15:16 JES'e karşı direnen köylüler kazandı
15:15 6 tutuklu ‘müdür görüşmesine götürüleceksiniz’ denilerek zorla sevk edildi
15:04 Hasta tutuklu yakını: Artık yeter, duyun bizi
15:03 İHD Eş Genel Başkanı Türkdoğan'a beraat
14:50 Konya Katliamı Davası: 2 dakikalık görüntü silindi
14:27 TAJÊ: İmha çabalarına karşı canlı kalkan olacağız
14:22 ÖHD Urfa cezaevlerindeki 'ayrımcılığı' raporlaştırdı
13:46 YNK: Türkiye’nin saldırılarının sorumlusu KDP’dir
13:42 Ağabeyinin cenazesine katılması engellenen tutukluya işkence
13:13 Kübra Özten'i katleden sanık hakim karşısına çıktı
13:04 Şenyaşar ailesi: Adalet arayışımız zulüm altında devam ediyor
13:04 Gazeteci Hayri Demir’in davasında talepler yine reddedildi
12:50 DAİŞ’in emiri Güler yargılandığı davada tek kelime etmedi
12:50 Ukrayna'da savaş karşıtı, sınır ötesinde örtülü destek!
12:48 Eski Parlamento Başkanı: Halk KDP işbirliğini desteklemiyor
12:45 Sancar: Sınır ötesi operasyon değil, savaş politikasıdır
12:30 Uludere'de 1 gözaltı
12:15 Mahkeme gazeteci Kaya'dan hastane raporu istedi
12:03 İstanbul’da bir kadın katledildi
11:53 İslahiye Cezaevi’nde açlık grevi 14’üncü gününde
11:33 Öcalan’ın avukatlarından görüşme başvurusu
11:31 HDK: 8 Mart ve Newroz bilinciyle 1 Mayıs’a akıyoruz
11:09 Kürt parti ve kurumlarından ortak tepki: KDP çizgisi kaybettirir
11:05 BTK, tetikçi Altun’un iletişim bilgilerini vermedi
11:02 Kadınlar adliye önünden seslendi: Katillerin peşini bırakmayacağız
10:51 Irak Cumhurbaşkanı Salih: Türkiye’nin saldırılarını reddediyoruz
10:50 Yeniden Refah Partisi İlçe Başkanı: Asker köye ve bana ateş açtı