Gezi Parkı protestoları nedeniyle tutuklu yargılanan iş insanı Osman Kavala ile 16 hak savunucusuna ağır hapis cezaları verildi. Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet cezası verilirken, Can Atalay, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Mine Özerden, Tayfun Kahraman, Hakan Altınay ve Yiğit Ekmekçi’ye ise 18 yıl ceza verildi. Ceza verilen Yapıcı, Atalay, Mater, Özerden, Kahraman, Altınay ve Ekmekçi mahkeme salonunda tutuklandı.

Gezi Davası’nda verilen cezaları tepki gösteren Taksim Dayanışması  Çağlayan Adliyesi önünde “Adalet Nöbeti” başlattı. “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek”, “Her yer Taksim her yer direniş”, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” sloganları atıldı. Nöbete, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Emek Partisi (EMEP), Türkiye İşçi Partisi (TİP) ile çok sayıda hak savunucusu katıldı.

 

‘BU HUKUKSUZLUĞA KARŞI SESİMİZİ YÜKSELTİYORUZ’

 

Taksim Dayanışması adına yapılan açıklamada şöyle denildi: "Demokrasi adına, hukuk adına, adalet adına ülkemizin en karanlık günlerinden birini yaşıyoruz. Mahkemenin aldığı bu kararın hukuki olarak meşru olmadığını biliyoruz. Bu karar hukuki değil siyasi bir karardır, reddediyoruz! Bizler hukukun üstünlüğüne inanan, her koşulda adaleti, demokrasiyi savunan kurumlar olarak, bu ülkenin demokrasi güçleri olarak bu kararı reddediyoruz! Çağlayan'ı terk etmiyoruz, bu hukuksuzluğa karşı sesimizi yükseltiyoruz! Adalet Nöbeti için Çağlayan Adliyesi'ndeyiz.” 

 

DOSYALAR AYRILDI CEZALAR VERİLDİ

 

Adalet nöbetinde konuşan avukat Okan Aktay Taşçı, gezi davasında ceza verilen dosyanın iki defa beraat aldığını hatırlatarak,  dosyada her hangi bir darbe girişiminin olmadığını “hükümeti alaşağı” etme girişiminin olmadığının tespit edildiğini vurguladı.  Taşçı, “Bu dosyalarda bulamadığı örgütü belki çarşı dosyasında buluruz diye oradan dava açıldı. Daha sonra ‘Çarşı dosyasında bulamadığınızı burada bulursunuz’ denildi. Devamında, hem Yargıtay’ın hem de istinafın dosyalarını birleştirin demesine rağmen bir süre sonra tekrar dosyaları ayırdılar. Çarşı dosyasını başka bir esasa kaydetti ve gezi davasından, arkadaşlarımıza 18 yıl hapis cezası verildi. Bizim bildiğimiz ve emin olduğumuz şey şudur; nihayi olarak, gezinin bu ülkenin umudu olduğu tescillenecek. Ya bugün ya yarın” dedi.

 

‘İKTİDAR VE İKTİDARIN SOPASI OLAN YARGI’

 

Daha sonra söz alan Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Örgütü Eşbaşkanı İlknur Birol, “Adına saray dedikleri ve içine doldurdukları kumpas çeteleriyle, bir ülkenin karanlığa nasıl koyulduğu ve karanlık bir yorganın içene nasıl konulmaya çalışıldığının başka bir sahnesini izledik. Gezi, halkların onurlu isyanının adıdır. Gezi, nefes almak, özgür olmak, baskı altında olmamak ve özgür yaşamak isteyen bütün gençlerin, kadınların, emekçilerin ve halkların onur isyanıdır” diye belirtti.  Gezi Parkı’nın büyük bir simge olduğunu sözlerine ekleyen Birol, “Bu simge, özgürlük, demokrasi ifade eden bütün simgelere ait tarihin, bazı sayfalarını kapatma eylemindedir, iktidar ve iktidarın sopası olan yargıyla. Mücellaya, Can’a ve 8 arkadaşımıza verilmiş bu cezalarla bir sayfayı kapatmak istemekte ve karanlığı zifiri karanlığa getirmek ve çekme niyetindedir. Bunu başaramayacaklar. Çünkü, gezide özgürlük ve eşitlik isteyenler, el ele verdiğinde, muazzam inşacı bir güç olmakta ve hayatı yeniden kurabilmektedir” diye konuştu. 

 

DİRENİŞ HER ZAMAN OLACAK

 

Gezi direnişinin herkesin özgür bir şekilde nefes aldığı bir alan olduğunu vurgulayan Birol, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu yüzden istediğiniz kadar faşizmle örtmeye çalışın. Direnenler oldukça size uyku haram olacak. Bizim arkadaşlarımız, başı dik olarak gidecek cezaevine. Ve hiç yalnız olmayacaklar. Milyonları hapsedemezsiniz ya. Sizin de bir istiap haddiniz yok mudur. Ve sizin istiap haddinizi bizim direnişimiz yerle yeksan edecek. Bu direniş bugün başlamadı, dün başladı, bugün devam ediyor ve yarında devam edecektir.” 

 

‘KARANLIĞI BİRLİKTE YIRTACAĞIZ’

 

Adalet Nöbeti'nde konuşan Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz ise, "Karanlığı birlikte yırtacağız. Birleşeceğiz, birleşe birleşe kazanacağız. Halk kazanacak. Bu bir kırılma anı. Birleşmeme lüksümüz yok bundan sonra. Bu yönetime, demokratik ve bağımsız bir ülkeyi getirerek son vereceğiz. Bütün Türkiye'de, bütün illerimizde, a demeden b demeden, bütün ayrılıklarımızı bırakarak, yan yana geliyoruz. Yarından itibaren bütün demokrasi güçleri yan yana geliyoruz, yan yana geliyorsunuz ve bu adaletsizliğe, bu hukuksuzluğa ses çıkarıyorsunuz, ses çıkarıyoruz. Ses çıkar Türkiye diyoruz" diye konuştu.