Anna Campbell’in Efrîn’de tutulan cenazesi için ailesi AİHM’e gidiyor

  • dünya
  • 09:33 7 Mayıs 2022
  • |

ANKARA - Türkiye’nin Efrîn saldırısında yaşamını yitiren Anna Campbell’in babası Dirk Campbell, kızının cenazesini alamadığı için AİHM’e başvurmaya hazırlanıyor. Campbell, amacının “Türkiye'deki rejime ve işlenen suçlara dikkati çekmek” olduğunu söyledi. 

Dirk Campbell, 2018 yılının Mart ayında Efrîn’de yaşamını yitiren kızı Anna Campbell'ın cenazesini almak ve Türkiye'nin işlediği suçları ifşa etmek için açmış olduğu davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıyor. Campbell, dava masraflarını karşılayabilmek için Crowdjustice üzerinden kitlesel fonlama kampanyası başlattı.
 
YPJ savaşçısı Anna Campbell (Helin Qerecox), Efrîn’e yönelik askeri operasyon sırasında 2018 yılının Mart ayında, Türkiye'ye ait savaş uçaklarının saldırısı sonucu yaşamını yitirmişti. Campbell ailesi, aradan geçen zamana rağmen halen çocuklarının cenazesini alamadı. Baba Dirk Campbell, kızının cenazesini alabilmek için daha önce de kitlesel fonlama kampanyası ile Türkiye ve İngiltere hükümetlerine karşı yasal işlem başlatmıştı. İç hukuk yöntemlerini tüketen ve henüz bir sonuç alamayan Campbell ailesi, davasını bu kez de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşıyor. 
 
Bugüne kadar Türkiye'ye kızının cenazesini almak için yaptığı başvurulara cevap alamadığını belirten Campbell, davayı Strasbourg'a taşımak için kitlesel fon oluşturulması anlamında dayanışma çağrısı yaptı. Dirk Campbell, Anna'nın Efrîn'e uzanan yolculuğunu, Türkiye'nin cenazeyi vermemesini ve dava sürecini Mezopotamya Ajansı'na (MA) anlattı.
Biraz Anna'dan bahseder misiniz?
 
Anna doğrudan eyleme inanıyordu. Bazı cesur kararlar vererek kendisini bulacağına inanıyordu. Toplumun kıyılarında var olmaya ve toplumsal hayatla ilgili her şeyi sorgulamaya karar vermişti. Faşizmin, insanları fakir, güçsüz bırakan ve temelde ahlaksızlığa savuran kapitalizmin başarısının kökeninde olduğunu düşünüyordu. Bu onun inancıydı. Eskiden bu konuda tartışırdık, onun dünyayı doğrudan etkileme ihtiyacına saygı duyardım. Onu anlamadığımı söylerdi bana. Bulunduğum bölgenin milletvekiline bir mail atarak bir şeyleri düzeltebileceğimi düşündüğümü ama bunun böyle olmayacağını anlatırdı. Çocukken okulda bir bal arısını savunmuştu. Bazı çocuklar arıya işkence ediyorlarmış. Anna bu grup tarafından itilip kakılacağını bilerek bu arının yardımına koşmuş. Sanırım Anna'nın ruhunun özünde korumacılık vardı.
 
 Anna'nın Efrîn yolculuğu nasıl gelişti? Gideceğini haber vermiş miydi?
 
Hayır. Bir yıldır Suriye'deydi. Bana gitmesine izin verilmediğini söylemişti ama komutanını muhakkak gitmesi gerektiğine ikna etmiş. Komutanı ona Esad rejiminin yalnızca Kürtlerin geçmesine izin verdiğini, kendisinin ise sarışın olması nedeniyle geçemeyeceğini söylediğinde saçlarını siyaha boyamış. O kadar çok ısrar etmiş ki sonunda kendileriyle birlikte onu da götürmüşler. 
 
Efrîn'e gittiğini ne zaman öğrendiniz?
 
Efrîn'e gittiğini hiç öğrenmedim. Ya da şöyle söyleyeyim, Efrîn'e gittiğini öldüğü zaman öğrendim. 18 Mart'ta yani ölümünden 3 gün sonra bana haber verildi.
 
İngiltere'den Kuzey ve Doğu Suriye’ye gidiş nedenini sizinle paylaştı mı?
 
Rojava'nın savunulması gerektiğine tüm kalbiyle inanıyordu. Bizzat savaşçı olmak istediğini benle hiçbir zaman paylaşmadı. Anna'nın ölümünden sonra onu daha yakından tanımak, aklından neler geçtiğini öğrenmek, Efrîn'e nasıl gittiğini öğrenmek için ben de Rojava'ya gittim. Oradaki devasa mezarlıkları gördüm. İkinci Dünya Savaşı’nı hatırlattı bana. Orada bana Anna'nın oradayken yazdığı günlükler verildi. Defterlerin birinin içinde şu yazıyordu, "Haziran ayı. Herkes uyuyor, ev çok sakin. Ortalıkta pek çok Pepsi kutusu ve AK-47 var. Her şey çok sürreal görünüyor ama zaten bunun olmasını bekliyordum. Elbette ki buradayım. Başka nerede olabilirdim ki? Bana yeni bir isim verdiler. Şehit olan bir arkadaşın ismi. Bana onun ismini taşımanın büyük bir sorumluluk olduğunu söylediler. Ben artık büyüdüm. Bu sorumluluğu taşıyabilirim. Bir parçam asla eve dönemeyeceğimi düşünüyor ve bundan çok korkuyorum. Ama henüz bunu düşünmek için çok erken. Kendi içimdeki yolculuğu tamamlamam ve çok fazla okumam gerekiyor önce." 
 
Efrîn'e gitmesinden önce ise şunları yazmış, "Dün gece babama yalan söyledim. Yarın Efrîn'e gidiyorum. Bu toprakların savunulması için ölmeye hazırım, ama ölmek istemiyorum." Daha önce çatışmalı bir durumda bulunmamıştı ama arkadaşları Efrîn'e giderken kendisine izin verilmiyor olması ona ağır geliyordu. Anna'nın kampta çekilmiş videolarından birinde, neden Rojava'ya gitmeye karar verdiğini anlatıyordu. Diyor ki, "Buradaki devrime katkı sunabilecek bir insan olduğumu hiç düşünmemiştim. Biz anarşistlere her zaman hayalci derler. Ben burada olan bitenin gerçekten olup olmadığını görmeye geldim. Buraya geldiğim için bir an için bile pişman olmadım."
 
Kobanê'deki mezarlık ziyaretinizde neler hissettiniz?
 
IŞİD'in Kobane'ye düzenlediği saldırıda bu kadar çok YPG/YPJ savaşçısının hayatını kaybetmesi kahredici. Gerçekleri bilmeme rağmen mezarlığı kendi gözlerimle görmek yani fiziksel bir kanıta bakıyor olmak bildiklerimi daha da gerçek kıldı. Türkiye'nin IŞİD'i desteklemesi gibi umutsuz bir durum karşısında Kobanê halkının kendi yaşamları pahasına şehirlerini savunmaya olan bağlılığına hayran kaldım.
 
Uzun zamandır Anna'nın naaşını almak için mücadele ediyorsunuz. Türkiye yetkilileriyle irtibat kurmayı denediniz mi? 
 
İlk olarak Türkiye ile değil Kızıl Haç Uluslararası Komitesi'nin yabancı bürosu ile iletişim kurdum. Rojava'ya gitmeden beş gün önce Türkiye konsolosluğunu aramaya başladım. Beş gün boyunca her gün pek çok kez aradım. Anna'nın öldürüldüğü yere güvenli geçişimi sağlamalarını talep edecektim çünkü artık o bölge Türkiye'nin kontrolündeydi. Aramalarıma herhangi bir yanıt alamadım. Hala da alabilmiş değilim. Neredeyse 5 yıl oldu. Ne bilgilendirilme taleplerime ne güvenli geçiş talebime ne de Anna'nın cenazesini eve getirmeme engel olmaları nedeniyle işledikleri insan hakları ihlaline ilişkin açacağım davaya dair görüşme taleplerime herhangi bir geri dönüş olmadı. 
 
Anna'nın cenazesinin nerede olduğunu biliyor musunuz?
 
Evet. Anna'nın nerede öldürüldüğünü net bir şekilde biliyorum. Arkadaşları bana söyledi.
 
Bu davayı neden açıyorsunuz? 
 
Teknik olarak Türkiye'yi dava etmiyoruz. Ancak mahkeme bir insan hakları ihlali olduğu tespit ederse, 'Adil tazmin' kararı verme yetkisine sahiptir. Adil tazmin ise belirli bir hasar biçiminin tazmini için ödenen bir miktar paradır. Dava sonucunda mahkeme ayrıca davanın masrafının Türkiye tarafından ödenmesine karar verebilir. Bunun dışında bir üye devletin bu hak ve güvencelerden birini ya da birkaçını ihlal ettiği sonucuna varması durumunda mahkeme ihlal kararı verir. Bu karar bağlayıcıdır ve ilgili ülke bu karara uymakla yükümlüdür. Bir Avrupa Konseyi Üyesi devlet olarak Türkiye'nin, başvurulan mahkeme insan haklarının ihlal edildiğine hükmederse üç yükümlülüğü vardır. Hükmedilen tazminatı ödemek, gerekirse başvurucu lehine ilave bireysel tedbirler almak, mahkeme tarafından tespit edilen ihlale son vermek ve başvurucuyu ihlalin yaşanmasından önceki durumuna getirmek, yanı sıra gelecekte başka ihlallerin tekrar yaşanmaması için tedbirler almak. Mahkemenin sonucunda bunların olmasını umuyorum.
 
Şu anda da Anna'nın cenazesini geri almak için açacağınız dava için bir kitlesel fon kampanyası başlattınız ve davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AIHM) taşıyorsunuz. Davanın Strasbourg'a taşınması için tam olarak neye ihtiyacınız var?
 
İlk davayı 20 Eylül 2019'da açtım. 4 yıla yakın zaman geçti. Önce iç hukuk yollarını tüketmemiz gerekiyordu ki AİHM'e başvurabilelim. Uluslararası Kızılhaç Komitesi'ne (ICRC) başvurmadan, ilgili hükümete veya ilgili yerel otoriteye başvurmadan doğrudan AİHM'e başvuru olamıyor. Ve tüm süreç o kadar yavaş ilerliyor ki AIHM'e başvurmadan bir sonuç alamayacağımız sonucuna ancak varabildik. Bu davanın sonucunda elde etmeyi umduğumuz da AİHM'in Türkiye'nin benim insan haklarımı ihlal etmiş olduğuna hükmetmesi ve ilerde bu tip insan hakkı ihlallerine neden olamayacağının garanti edilmesi.
 
Sizin gibi onlarca aile çocuklarının cenazelerini alamadı. Bu davayı kazanacak olursanız emsal teşkil edebilir. Bu ailelere bir çağrınız var mı?
 
Yalnızca benim gibi farklı ülkelerden IŞİD ile savaşmaya giden gençlerin aileleri ile tanıştım şu ana kadar. Ve bildiğim kadarıyla Anna dışında IŞİD ile savaşırken öldürülen her gencin bedeni ailesine teslim edildi. Anna'nın bedeninin düştüğü yerde kalmış olmasının nedeni, bölgenin Türkiye tarafından ağır saldırı altında olması, işgal altında olması oldu. Türkiye işgali altındaki Efrîn'de uluslararası savaşçılardan bir tek Anna düştüğü yerde yatıyor. Bana söylenene göre Anna'nın bedenini almaya çalışan herkese ateş edilmiş. Yani işgal altındaki bölgede düşenlerden hiçbirisinin bedenine ulaşılamadı. Hatta bu bölgelerde çekilmiş, düşen savaşçıların bedenlerinin istismar edildiği bazı videolar gördüm. Gerçekten dehşet verici şeyler oldu orada. Şu anda Rusya'nın Ukrayna'da yaptığının aynısı yani. Bunu bir yıldırma ve korkutma taktiği olarak kullanıyorlar. Rojava'da farklı farklı çatışmalarda binlerce insan hayatını kaybetti. Kobané'deki bir mezarlığı ziyaret ettiğimden bahsetmiştim. Devasa bir mezarlık. Binlerce mezar var. Ama IŞİD ile savaşmak ve Türkiye devletinin saldırısına maruz kalmak aynı şey değil. IŞİD bir örgüt. Türkiye ise bir devlet. Sorumlulukları var. Buna rağmen Türkiye IŞİD, El Nusra gibi İslamcı örgütleri vekaleten kullandı ve kendileri için savaştırdılar. Onlar savaşırken top atışlarıyla bu savaşçıları korudular. Türk ordusu o sırada savaşa direk müdahil olmamış da olsa, islamcı çeteleri kendileri adlarına savaştırdılar. 
 
 Anna için çekilen belgeselde, Anna'nın ölüm haberini aldıktan sonra Kobané'ye gittiğinizi ve Anna'nın kendisi gibi insanların yanında olduğunu anladığınızı söylemiştiniz. Eğer mahkemenin sonucunda Anna'nın cenazesini alabilirseniz, O'nu İngiltere'ye geri mi götüreceksiniz, yoksa kendi insanları dediğiniz insanların olduğu yere, Rojava'ya mı defnedeceksiniz?
 
Anna hava saldırısında öldü ve düştüğü yerde bırakıldı. Gerçek şu ki, bunca zaman sonra Anna'nın bedenini ya da bedeninden bir parçasını bulabileceğimi düşünmüyorum. Anna'yı öldüren hava saldırısı son derece güçlü ve şiddetliydi. Ve Anna öleli 4 yılı geçmiş durumda.
 
Anna'nın ölümünden sonra Kürtleri daha yakından tanıma fırsatınız oldu. Geçirdiğiniz bu süre zarfında neler düşündünüz? Kürtlerin mücadelesi hakkında yorumlarınız neler?
 
Elbette Kürt mücadelesini yüzde yüz destekliyorum ve Öcalan'ın Türkiye ve Suriye gibi yapay olarak oluşturulmuş ulus devletler içinde geniş etnik nüfusların kendi kaderini tayin etme formülünün ileriye dönük en iyi yol olduğuna inanıyorum. Ancak o ülkelerdeki diktatörlerin isteklerine aykırı olduğu için kolay uygulanacağını düşünmüyorum. İlgili çatışmalarda tüm tarafların güvendiği bir kurum tarafından kolaylaştırılan görüşmelerin olması gerekir. Henry Robinson'ın dediği gibi tüm çatışmalar eninde sonunda sona erer, bu yüzden onları mümkün olan en kısa sürede sona erdirmek, ilgili herkesin çıkarınadır.
 
Türkiye, Rusya'nın Ukrayna saldırısında arabulucu bir konumda olduğunu savunuyor. An itibariyle de Irak Federe Kürdistan Bölgesi’nde geniş çaplı bir savaş yürütüyor. Türkiye'nin bu politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Bu savaşlardaki tüm tarafların ikiyüzlü olduğunu düşünüyorum. Erdoğan da Putin kadar kötüdür. Ama kendisini sevimli göstermeye çalışıyor. NATO'nun kendi yapısına dahi riayet etmiyor. Hem de NATO üyesi olmasına rağmen. Erdoğan bir diktatördür, bir çeşit oligarktır. Zira kendisinin ve ailesinin içinde bulunduğu durum bu şekilde ifade ediliyor. Kendisini iyi göstermek için elinden gelen her şeyi yapıyor ama bir yandan da en ağır insan hakları ihlallerini işliyor. Bu davayı açarak yapmak istediğim de Erdoğan'ın bu durumuna batının dikkatini çekmek bir anlamda. Türkiye'deki rejime, işlenen suçlara dikkati çekmek. NATO üyesi bir ülke üyelikten çıkarılabilir mi bilmiyorum ama Erdoğan başta olmak üzere bu suçlara ortak olan herkesin şiddetli bir şekilde cezalandırıldığını, hesap verdiğini ve görevinden alındığını görmek istiyorum. Duyduğum ve takip ettiğim kadarıyla Erdoğan şu anda Türkiye'de de eskisi kadar popüler değil. Yani bir seçim varsa ileride ve bu seçim hilesiz bir seçim olursa, seçimde elenmesi gerektiğini düşünüyorum. Ama böylesi bir duruma izin vereceğini hiç sanmam. Şunu da eklemek isterim, Türkiye'nin içinde bulunduğu durumda bu işi korkusuzca yaptığınız için her birinize teşekkür ederim. Özünde Anna'nın yaptığı da tam olarak buydu. Pozitif bir geleceğe katkı sunmak için, desteklemek için çalıştı Anna. Ezici güce sahip olan bir sistemin karşısında duran ve o güce çelimsiz gibi görünen insanların yanında olmak istedi. Ama yine de her şey çok umutsuz görünse de cesaretle devam etme kararlılığı gösterdi. Çünkü her birimizin içinde yapıyor olduğumuz işin istediğimiz değişimi sağlamak konusunda işe yarayacağına dair bir umut ışığı var.
 
KAMPANYAYA DAİR 
 
CrowdJustice web sayfası üzerinden dava için fon oluşturmaya çalışan Campbell (https://www.crowdjustice.com/case/help-bring-anna-home/), davayı kazanması sonucunda emsal teşkil edecek bu karar için herkesi dayanışmaya davet etti. CrowdJustice'deki kampanya açıklamasında kızının Mart 2018'de Efrîn'de Türkiye'nin hava saldırısında öldürüldüğünü belirten Campbell, şu ifadelere yer verdi: "Anna, IŞİD'e karşı mücadelesinde Birleşik Krallık tarafından desteklenen Kadın Koruma Birlikleri (YPJ) ile savaşıyordu. Ancak IŞİD tehdidinden çok sınırlarındaki Kürtlerden endişe duyan Türkiye'nin, YPJ'ye karşı gerçekleştirdiği hava saldırısı kızımın ölümüyle sonuçlandı. Anna çok güzel ve sevgi dolu bir insan, hayatını geri kalanlara daha güzel bir hayat bırakmak için savaşmaya adayan cesur bir kadındı. Anna'nın naaşı hala Türkiye kontrolündeki Efrîn'de, savaş alanında yatıyor. Tam yerini biliyoruz. İngiltere hükümeti bu konuda anlamlı bir adım atmayı başaramadı ve Türkiye Hükümeti'ne ilettiğim taleplerim de dikkate alınmadı." 
 
MA / Gözde Çağrı Özköse

Diğer başlıklar

09/05/2022
17:46 EŞİK: Alarmdayız, gözümüz Meclis’in üzerinde!
17:35 Kürt Gezici Sinema Sergisi 'Rewend' Madrid'de
16:56 'Sınır kapılarında yolsuzluk yapılıyor'
16:51 Haytaoğlu davasında savcı mütalaasını açıkladı
16:43 Gabar’a korucu takviyesi
16:14 Beylikdüzü Belediyesi’nde AKP’li üyeler arasında kavga
15:47 DAKAP: Anneler iktidara karşı devrimci bir mücadele veriyor
15:35 Gelincik tarlası görenleri büyülüyor
15:34 Beştaş: İmralı’daki görüş yasağı savaş siyasetinin sonucudur
15:32 Zarar gören alanın 'afet bölgesi' ilan edilmesi istendi
15:28 Kaybolan kolberler için arama çalışmaları devam ediyor
15:26 Alparslan Kuytul tutuklandı
14:52 Ceylan: Yaşananlar var olup olmama sürecidir
14:40 Erdoğan’dan mülteci açıklaması
14:35 Barış annelerinden Başaran’ın tehdit edilmesine tepki
14:03 Irak Parlamenteri: Kürtlerin bölünmesinin nedeni KDP’dir
14:02 'Ne engelliler ne de hakları görülüyor'
14:02 'Avrupa’dan dönen zehirli gıdalar kimin sofrasında?'
13:47 Ümit Özdağ’dan itiraf: Bazı operasyonlar yaptım doğrudur
13:38 İtalyalı emekçiler savaşa karşı greve gidiyor
13:08 Kobanê Davası: 6 Ekim çağrısı sessizliğe karşı bir çığlıktı
13:01 Marînus’ta 8 asker yaşamını yitirdi, bir asker kayıp
12:59 Sınıra askeri yığınak devam ediyor
12:35 Fulya Öztürk'ü katleden Baştosun’a müebbet hapis
12:34 Medresa Sor’un devir iddiası Meclis gündeminde
12:28 Mersin'de 2 kişi tutuklandı
12:10 HDP İç Anadolu Konferansı: Birlikte mücadele etme zamanıdır
12:09 Kızıltepe’de kanalizasyon tıkandı, şikayetler cevapsız kaldı
12:06 Şenyaşar ailesinden hastanedeki tanıklara: Konuşun
12:00 Halfeti’de kaza: 2 ölü, 8 yaralı
11:59 Mehmet Öcalan: Görüş yasağı saldırıyla bağlantılıdır
10:38 İstanbul’da bir kadın tecavüze uğradı
10:23 Askerlerin ambargo uyguladığı Kûtos mezrası boşaltıldı
10:14 Zap sendromu: Uzman çavuşlar firar etmeye başladı
10:13 Nesin Vakfı’nın hesapları bloke edildi
09:40 ‘KDP Kürdistan’ın gazını ve petrolünü satıyor’
09:01 Şengalî: KDP’nin özel savaş politikaları devrede
09:01 Sinemadaki ‘erilliğe rağmen’ kadına odaklanan kameralar
09:00 Diyarbakırlılar: KDP'nin AKP’den hiçbir farkı yok
09:00 Ermeni yazar Estukyan: Kiliseyi yıkan da aynı devlet
09:00 Bir yılda çöken Kobanê Davası’nın anatomisi
09:00 09 MAYIS 2022 GÜNDEMİ
08:35 Alparslan Kuytul gözaltına alındı
07:38 Kürt sanatçılardan saldırılara karşı ulusal birlik çağrısı
08/05/2022
23:21 Nijerya’da silahlı saldırı: 48 ölü
23:17 UNICEF: Suriyeli 12,3 milyon çocuk insani yardıma muhtaç
22:40 Beşar Esad’dan İran’a ziyaret
22:36 'Demans' Batman'da izleyici ile buluştu
20:11 Koronadan 9 yeni vefat
19:25 İstanbul’da kadınlar savaşa karşı yürüdü
18:02 Malatya'da 150 küçükbaş hayvan öldü
17:35 Van'da Anneler Günü etkinliği
16:05 Annelerden KDP’ye tepki: Kirli savaşı durdur
15:14 Hukukçulardan Kobanê ve Gezi değerlendirmesi: Mesajı almayacağız
14:40 Buldan: Korkulu rüyaları olmaya devam edeceğiz
14:29 Giragos Ermeni Kilisesi’nde 7 yıl sonra ilk ayin
14:22 Nusaybin’de yürüyüş: Bu kirli savaşı bitirin
14:08 Gençlerden Emine Şenyaşar’a Anneler Günü ziyareti
13:13 Van’dan demokrasiye sahip çıkma çağrısı
12:58 HDP’de kongre öncesi kadın konferansı başladı
12:57 ÇGD: Gazetecilere yönelik baskılar sürüyor
12:06 Anneler Nusaybin’den seslendi: Savaşa karşı sınıra akalım
11:17 Kürt Dil Bayramı çeşitli etkinliklerle kutlanacak
11:03 Mahkeme deniz dolgusunu uygun bulmadı
10:48 Elkoca katledilmeden önce 30 kez emniyete başvurmuş
09:39 ‘Tu ne Gara yî’ oyununun prömiyeri yapıldı
09:37 Federe Kürdistan Bölgesi’nde 100 bin imza toplandı
09:30 Güven’den annelere mektup: Umut zaferden değerlidir
09:14 Alevilerden savaşa karşı birlikte mücadele çağrısı
09:12 Avukat Coşkun: MİT ve TEM tutukluları itrafçılığa zorluyor
09:11 Hücre cezası verilen tutuklunun infazı yakıldı
09:08 Cezaevi Gözlem Kurulu’ndan infaz yakma sorusu: Öcalan sizin için ne ifade ediyor?
09:07 Şengal Caddesi’nin isminin değiştirilmesine tepki: Zihniyet hiç değişmedi
09:05 Gazeteci Hujebrî: Türkiye, KDP’nin ihanetiyle başarılı olmaya çalışıyor
09:04 'Şenyaşar davasında bakan ve vali tanık olmalı'
09:01 ‘20 yıllık dönemlerinin sonuna geldiler’
09:00 08 MAYIS 2022 GÜNDEMİ
07/05/2022
21:00 Koronadan 11 kişi daha hayatını kaybetti
20:51 Kolber Mihanî’nin cenazesi 4 ay sonra bulundu
20:41 ‘Tutuklular büyük bir zulüm altında’
20:20 Sol Parti’den HDP’ye ziyaret
20:16 Diyarbakır’da Ben û Sen sergisi
19:53 Ceylanpınar’da 9 yaşındaki çocuk başından vuruldu
19:38 Avrupa’da saldırılar protesto edildi
19:23 Surp Giragos Kilise'si 7 yıl sonra açıldı
18:53 Haliç Tersanesi’nde yangın
17:42 Amedspor ligi 2’nci sırada tamamladı
17:02 Çimento fabrikasına tepki: Araçların önü kesildi
16:40 Mehmet Aslan’ın katlettiği Elkoca defnedildi
16:27 Irak ordusunu protesto eden halka saldırı
16:17 Şengal'de KDP provokasyonu sürüyor
16:13 HPG'den patlamada ölen turiste ilişkin açıklama
15:58 Hasta tutuklular için 400’üncü eylem
15:31 Gabar’da 2 asker yaşamını yitirdi
15:29 Kürtçe film, Ca Foscari Kısa Film Festivali'nde yarışıyor
15:19 Mersin’de Üç Fidan anıldı
15:09 Ağır hasta tutuklu Yıldırım hücrede tutuluyor
14:48 Cizre’de 10 çocuk gözaltına alındı
14:29 İHD, ağır hasta Sıddık Güler'in durumuna dikkat çekti
14:29 Êzidxan Asayişi komutanı: Irak birliklerinin çoğunluğu çekilmedi
14:23 KESK: 35’inci madde uygulaması sonlandırılsın
14:01 Ağır hasta tutuklu Seyithan Ay 30 yıl sonra tahliye edildi
13:40 Yüksekova'da savaşa tepki: Halkın duruşu geleceğimizi belirleyecek
13:35 Cumartesi Anneleri kaybettirilen Mehmet Ayşin için adalet istedi
13:27 HDP önünde darp edilen avukat: Polisin talimat aldığı belliydi
13:04 Destar'ın 4'üncü sayısı çıktı
12:40 Şenyaşar ailesi: Kötü yönetim felakettir
12:23 Barzani ailesinin milyar dolarlık servetinin yankıları sürüyor
12:01 Kayıp yakınları: Askeri operasyonlara son verilsin
11:54 Başaran'a saldırıya kadınlardan cevap: Geri adım yok
11:49 HDP önüne götürülenlerin Soylu ile fotoğrafı çıktı
11:18 2014'te Şengal'e ilk ulaşan YPG'li: Binlerce peşmergenin kaçtığını gördük
10:58 Kutlu: AKP-MHP her tıkandığında HDP’ye saldırıyor
10:52 HDP, Karadeniz Konferansı’nın sonuç bildirgesini açıkladı
10:18 Özdağ: Türkiye’yi iç savaşa sürükleyen Soylu ve benzerleridir
10:15 Cizreliler: Saldırılardan korkmuyoruz, HDP bizim partimizdir
10:15 Esmer Tunç: En güzel hediye birlik ve beraberliktir
10:14 Sibel Balaç’ın annesi: Kızımın sesini öldükten sonra değil, şimdi duyun
10:13 Cudi’de çatışma Zap planını bozdu
10:00 Öcalan’a yeniden 6 aylık avukat görüş yasağı verildi
09:51 ‘Şengal’e saldırıların temelinde KDP’nin ihanet politikaları var’
09:48 Türkiye’nin saldırılarına sokaktan tepki: Bu savaştan vazgeçilsin
09:36 Bakanlık AİHM kararını hatırlattı, mahkeme muhalefet etti
09:36 Erdoğan’ın manevi kızı tarihi Medresa Sor’a göz dikti
09:33 Adalet Nöbeti’ndeki anneler: Çiçek değil, çocuklarımızı istiyoruz
09:33 Anna Campbell’in Efrîn’de tutulan cenazesi için ailesi AİHM’e gidiyor
09:11 Deniz Poyraz anısına öykü kitabı: Bir Deniz Tanıdım
09:07 ‘Adaletin geldiği gün Anneler Günü’nü kutlayacağız’
09:06 30 yıl sonra tahliye olanlar: Kanseri aspirinle tedavi etmeye çalışıyorlardı
09:05 MED-DER’den Kürt Dil Bayramı etkinliklerine katılım çağrısı
09:04 ‘Demans’ Batman’da izleyiciyle buluşuyor
09:00 07 MAYIS 2022 GÜNDEMİ
06/05/2022
23:05 Şehba ve Efrîn’e bombardıman
21:49 Küba’da patlama: 8 ölü, 30 yaralı
21:38 Ekoloji Film Günleri başladı
21:01 Koronadan 7 kişi daha hayatını kaybetti
20:28 Uzaklaştırma kararı bittiği gün katledildi!
18:58 DAKAP: Kadınlar bu erkek zihniyeti duvara çivileyecek
18:53 İstanbul’da bir kadın katledildi
18:07 HDP’den Kozluk, Bekirhan ve Sason’a ziyaret
17:49 İranlı Kürt mülteci Azimitbar sanat ödülüne aday gösterildi
17:41 HDK: Deniz’lerin direniş mirası yegane yoldur
17:37 Yüksekova’da yapılacak yürüyüşe katılım çağrısı
17:16 Japonya’daki Kürtleri anlatan ‘Benim Küçük Ülkem’ filmi gösterimde
17:01 HDP’ye dayanışma ziyaretleri gün boyu sürdü
16:23 HDK: Halklar, çiviyi faşist rejimin yıkılışı için çakacak
16:17 Gazeteci Halis Taşgir yaşamını yitirdi
15:24 Öcalan’ın aile ve vasisinden görüşme başvurusu
15:14 Garê’de KDP’ye ait drone düşürüldü
15:14 AYM: Kapalı görüşlerin kayda alınması hak ihlali