Çiya Kurd: Ankara-Şam anlaşması Suriye'ye hizmet etmez

img
HABER MERKEZİ - Tahran ve Soçi’de Türkiye’nin SİHA saldırılarına onay çıktığını belirten Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Yürütme Meclisi Eşbaşkanı Bedran Çiya Kurd, İran ve Rusya girişimleriyle olası Ankara-Şam anlaşmasının Suriye’ye hizmet etmeyeceğini söyledi. 
 
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Yürütme Meclisi Eşbaşkanı Bedran Çiya Kurd, Türkiye’nin bölgeye yönelik saldırıları, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Suriye hükümeti ile diyalog arayışları, Tahran ve Soçi’de gerçekleştirilen zirvelere ilişkin Hawar Haber Ajansı’na (ANHA) değerlendirmelerde bulundu. 
 
SİHA SALDIRISINA İZİN 
 
Tahran ve Soçi’de gerçekleştirilen zirvelerin ardından Türkiye’nin bölgeye yönelik saldırılarının arttığına dikkat çeken Kurd, “Türk rejimi, NATO, Rusya ve Astana grubu gibi birçok tarafla Kuzey ve Doğu Suriye'ye saldırı izni almaya çalıştı, ancak bu olmadı. Çünkü Türkiye'nin herhangi bir saldırısı Rusya ve İran başta olmak üzere birçok ülkenin çıkarlarına zarar verecektir. Bu nedenle Türkiye'nin karadan saldırı yapmasına izin vermediler. Bunun yerine İHA ve SİHA’larla saldırılar yapmasına izin verdiler. Sivillere, kadınlara ve çocuklara yönelik bu vahşi saldırıları böyle değerlendiriyoruz. Bu saldırılar tehlikelidir ve halkın yerinden olmasına neden oluyor” şeklinde konuştu.
 
TÜRKİYE’NİN SAVAŞ SUÇU 
 
Rusya ve Uluslararası Koalisyon Güçleri’nin saldırılarına karşı sessizliğine değinen Kurd, “Birçok konuda şüphelerimiz var. Bu saldırılara karşı Rusya'nın ve Uluslararası Koalisyon'un bir duruşu yok. Bu saldırıların her geçen gün arttığını görüyoruz ve bu da şüphelerimizin doğruluğunu kanıtlıyor. Ne Rusya ne de ABD liderliğindeki Uluslararası Koalisyon yükümlülüklerini yerine getirmiyor. Türk rejimi de mevzilerinin zayıflamasından yararlanıyor ve bölgeye yönelik saldırılarını artırıyor. Bütün bunlar Suriye'deki çatışmayı daha da derinleştiriyor. DAİŞ çeteleri, bu saldırılardan istifade etmekte, kendilerini yeniden organize etmekte ve bu saldırıları izleyen tüm taraflara yönelik tehditlerini artırmaktadır. Türk devletinin bu saldırıları savaş suçudur, kuralları, sözleşmeleri ve uluslararası hukuku ihlal etmektedir. Bu saldırının herkese olduğunu ve herkesin zarar göreceğini söylüyoruz. Bunun için bu devletlerin özellikle ateşkesin garantörü olan devletlerin (Rusya ve Amerika) Türk devleti ile verdikleri sözleri yerine getirmeleri ve ateşkes anlaşmasının hükümlerini korumaları gerekmektedir” dedi. 
 
ANKARA-ŞAM İLİŞKİLERİ
 
Ankara-Şam ilişkilerini değerlendiren Kurd, şunları söyledi: “Rusya, Türkiye ve İran arasında son zamanlarda Tahran ve Soçi'de yapılan görüşmeler, üç tarafın bazı konularda anlaştığını gösteriyor. Dolayısıyla bu üç taraf kendi çıkarlarını her şeyin üstünde tutuyor. Bu anlaşma, her zaman olduğu gibi Suriye halkı pahasına gelişti. Türk rejimi Şam ile uzlaşmak istiyor. Bu, Türkiye'de iç çatışmanın derinleştiğini gösteriyor, bu nedenle siyasi ve ekonomik sorunlarından kurtulmak istiyor. Bu nedenle Türkiye'deki ‘Suriye muhalefeti’ ve Suriyeli mülteciler, Suriye'deki çatışma umurunda değil. Bu konu Türkiye için o kadar önemli değil, çünkü sıkıntılı iç durumu ve özellikle yaklaşan seçimlerle birlikte iktidarın korunması önemli. Bu nedenle Türk rejimi, gücünü korumak için her şeyden taviz vermeye hazır. Bugün Şam'la uzlaşmak istediğini, Suriye muhalefetini Suriye rejimiyle uzlaştırmak ve Şam'a siyasi destek vermek istediğini görüyoruz. Türkiye bu anlaşmayı bu şekilde geliştirmeyi gerekli görüyor.” 
 
TÜRKİYE İLE ÇÖZÜM OLMAZ
 
Suriye’nin yeni bir sürece girdiğini belirten Kurd, “Bu süreci önemli buluyor ve önemsiyoruz. Suriye'deki durum birçok yönden değişecek, bu durum başta Özerk Yönetim bölgeleri olmak üzere işgal altındaki bölgelerin durumunu etkileyecek. Türk rejimi bölgelerimize saldırmak için Şam ile anlaşmak istiyor. Türk rejimi, krizde ve istediğini alamıyor, ancak başka yollarla elde etmek istiyor, bu yüzden bölgelerimize karşı Şam ile anlaşmak ve artık önemli olmayan eski hedeflerinden vazgeçmek istiyor. Onun için en önemli şey, kendisi için en büyük sorun olan Suriyeli mültecilerden kurtulmak ve onları Suriye'ye nasıl geri getireceğidir. Türkiye için en önemli konu, Özerk Yönetim ve QSD'nin nasıl zayıflatılacağıdır. Dolayısıyla bu amacına ulaşmak için Şam'a yöneldiğini görüyoruz. Şam, Suriye halkıyla sorunları olduğunu anlamalı ve siyasi anlaşmalara varmak için bu sorunları Suriyelilerle diyalog yoluyla çözmelidir. Türkiye gibi Suriye'ye muhalif ülkelerle anlaşmalar yaparak bu sorunları çözmek mümkün değil. Şam bu politikaları teşvik ediyor ve bu halkın bir kısmına karşı Türkiye gibi faşist rejimle anlaşıyorsa, bu politikaların Suriye içindeki istikrara ve siyasi çözüme hizmet etmediğini söylüyoruz” diye konuştu. 
 
STRATEJİK VE SİYASİ VİZYON 
 
Çözüm Suriyeliler ile mümkün olduğunun altını çizen Kurd, “Şam rejiminin de iflas ettiği ve Suriye içinde siyasi çözüme yönelik herhangi bir politika veya vizyonun olmadığı açıktır. Şam rejimi, Suriye'yi 2011'den önceki duruma nasıl döndüreceğini düşünüyor ve bu onun önceki zihniyetine bağlı. Dolayısıyla faşist rejimle anlaşmak Suriyelilerin aleyhine olacaktır ve bu politika yıkıcıdır. Suriyeliler bu politikayı reddedecektir. Rejim, sorunların uzlaşma yoluyla çözüleceğini bilmelidir. Rejimin, sorunları çözdüm, dediği alanlarda halen problemler devam ediyor. Rejim, Suriye'nin geleceği için siyasi bir çözüme ulaşmak için Suriyelilerle nasıl çözümler, tartışmalar ve diyaloglar geliştireceğini düşünmelidir. Bölgelerimizde benzer çözümleri uygulamak mümkün değil, bölgelerimizin durumu farklı. Stratejik ve siyasi bir vizyon ve projemiz var. Siyasi, idari, güvenlik ve askeri ağırlığımız olduğu gibi Özerk Yönetim bölgelerinde ekonomik imkanlarımız var. Siyasi bir anlaşma olmalıdır. Rejimin ve kurumlarının bölgelerimize girmesini kabul etmemiz mümkün değil. Siyasi çözümler ve uzlaşmalar için birçok çağrımız var. Ne yazık ki rejim bu çağrılara göz yummakta, aksine Türkiye'nin bölgelerimize karşı işbirliği yapmasına bakmaktadır. Bunun tüm Suriye için feci sonuçları olacaktır” uyarısında bulundu. 
 
GIRÊ SPÎ VE SERÊKANIYÊ SALDIRILARI
 
Türkiye’nin 9 Ekim 2019 tarihli Girê Spî ve Serêkaniyê saldırılarını anımsatan Kurd, “Kuzey ve Doğu 2019 yılında işgalci Türk ordusu Serêkaniyê şehrine saldırdığında, QSD ve Suriye ordusu bir anlaşma yaptı. Bu anlaşmaya göre Suriye ordusu Kobanê, Minbic ve Şehba'da sınır hattına konuşlandı. Suriye'ye siyasi ve ulusal bir çözüm üretmek istediğimizi Şam'a anlatmak niyetindeydik. Ama Şam bu konulara dikkat etmedi ve bizi zayıflatmak için yeni bir yöntem kullandı. Türkiye ile bize karşı yapılacak hiçbir anlaşmayı kabul etmiyoruz. Şam kendine dönmeli, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yaklaşımını yeniden gözden geçirmeli. Destekledikleri politikalar iflaslarının sonucudur. Bölgelerimizin siyasi, askeri ve ekonomik imkanları, bu bölgenin Suriye'nin tamamı için siyasi çözüm gücü olmasını sağlamıştır” diye belirtti. 
 
ANLAŞMA SURİYELİLERİN ALEYHİNE
 
Ankara-Şam anlaşmasının Suriyelilerin aleyhine olacağını vurgulayan Kurd, “Türkiye son yıllarda dünya ülkeleriyle derin çatışmalar ve sorunlar yaşıyor. Türk rejimi, kendi iç sorunları nedeniyle bu gerilimlerden kurtulmak ve hükümetin ömrünü uzatmak için tüm taraflarla ilişkilerini geliştirmek istemekte ve bir sonraki seçimlerde kaybetmekten de korkmaktadır. Türk devleti, Şam ile ilişkilerini geliştirmek için bölgelerimizde de benzer politikayı geliştirmek istiyor.  Bunun için ne gerekiyor ve bu ilişkiler hangi temelde geliştirilip geliştirilecek? Buna karşılık her iki taraftan da talepler var. Şam, Türkiye'nin muhalif gruplar, İhvan ve rejime karşı savaşan gruplarla ilişkilerini kesip kendisine teslim etmesini istiyor. Böyle bir anlaşma olursa tüm Suriyelilerin aleyhine olacak ve Suriye halkı zarar görecek. Rejim ve Türkiye anlaşırsa, Suriyeliler bilsin ki bu anlaşma Suriyelileri yok eden, öldüren ve çalan tarafladır. İdlib'den Serêkaniyê’ye kadar Suriye'nin önemli bir kısmı Türk işgali altında. Şam bu işgali görmez ve halkımıza karşı Türkiye gibi faşist rejimlerle ilişki ve anlaşmalar kurarsa, bunun Şam'ın Suriye'deki işgalin varlığını onayladığı ve haklı çıkardığı anlamına gelir” dedi. 
 
ADANA ANLAŞMASI
 
1998'de imzalanan Suriye'nin Hatay’ı kaybettiği Adana Anlaşması’nın yeniden gündeme getirilmek istendiğini ifade eden Kurd, “Türk devletinin işgal ettiği Suriye topraklarının Türkiye’ye verilmesi ihtimalini de göz ardı etmiyoruz. Türk devleti işgalci bir devlettir, bize ve Suriye halkına karşı birçok suç işledi. Suçlarından uluslararası mahkemelerde hesap sorulmalıdır. Onlar ve çeteleri suçlarından dolayı cezalandırılmalıdır. Dolayısıyla bu durum tüm Suriyelileri ilgilendiren bir durumdur. Tüm Suriyelilerin kendi konumları ve görüşleri olmalıdır. Birlikte demokratik bir Suriye inşa etmek için, Türk devletinin politikalarına ve işgal altındaki topraklarda işlediği suçlara şiddetle karşı çıkmak için içerideki ve dışarıdaki tüm Suriyelilere elimizi uzatıyor ve kapılarımızı açıyoruz. Ortak bir politika geliştirebilir ve Suriye'yi tuzağa düşürmeye çalışan pusuları önleyebiliriz. Suriyelilerin kirli planlara karşı durma zamanı geldi” ifadelerini kullandı. 
 
SORUNLAR DERİNLEŞTİRİLDİ
 
Adana Anlaşması’nın Suriye halkına hizmet etmediğini belirten Çiya Kurd, şunları söyledi: “Tam tersine sonuçları felaket oldu. Buradaki sorumuz şu, bu anlaşma Suriye'ye ve Şam hükümetine ne gibi faydalar sağladı? Sadece bazı kişiler Türk devletine teslim edilerek kara ve kirli yüzleri ortaya çıktı. Bugün bu anlaşmayı yeni bir yüzle ve bazı değişikliklerle canlandırmak istiyorlar. Bu anlaşmanın gelişimi Rusya ile İran'ın yardım ve desteğiyle gerçekleşiyor. Ankara arasındaki ilişkiler daha geniş bir çerçeveye girmektedir. Başta Kürt halkına karşı dedik ama bu sefer tüm Suriyelilere karşı bir anlaşma olacak. Türk devletinin kaygısı Kürtleri ve Özerk Yönetim’i yenmek, Şam'ın kaygısı da sözde muhalif grupları ve Türk devletinin desteklediği grupları yenilgiye uğratmaktır. Bu sözleşmede tüm taraflar müzakere edilir. Bu düşmanca politika Suriye krizini derinleştirecek, çözüm yok ve sorunun çözümü de değil. İki rejimin bu anlaşmaya dönmesi, politikalarının çözüm bulma konusundaki kafa karışıklığı ve başarısızlığından kaynaklanmaktadır. Bu politikalar çözüme engeldir. Rejim, bu politikalarla halkımızın mücadelesine son verebileceğini düşünmemeli ve 2011'den önce nihayet kazanıp geri döndüğünü ve gücün eskisi gibi olacağını ilan etmemelidir. 
 
SURİYE ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK
 
Şam'ın bu tartışmaları düşünmesi halinde durumun eski haline dönmesi mümkün değil. Suriye eskisi gibi olmayacak. Suriye toplumunu, ekonomisini, ordusunu ve rejimini değiştirdi. Rejim, Suriye'deki güçleri, hangi bölgelerin işgal edildiğini, Suriye'nin mevcut işgal ve güçlerden nasıl kurtulabileceğini düşünmeli. Dolayısıyla Suriyelilerin kendi aralarında bir anlaşma olmazsa, çözüm bulunması da mümkün değil. Suriye işgal, kriz ve zorlu geçim koşullarının boyunduruğu altında acı çekiyor. Bu sorunlar çözülmezse nasıl bir çözüm bulunacak? Çözüm, herkesin haklarını korumak için tüm Suriyelilerin siyasi anlaşmasına bağlı. Şam, ülkede birçok milliyet ve kültür olduğunu düşünmeli, ülkeyi yeniden yönetmek için hepsinin katıldığı yeni bir sistem için yeni bir anayasaya ihtiyaç var. Ülkenin bu yönetimle devam etmesi mümkün değil. Kriz çağından 11 yıl sonra kazanan taraf olmadığını anlamalı. DAİŞ ve çeteler gibi Suriye içinde çeşitli devletlerin ajandaları ortaya çıktı. Bu nedenle Şam, politikalarını ve zihniyetini gözden geçirmeli ve yeni aşamaya göre yeni bir politika ortaya koymalı, çözümler üretmelidir.”
 
ŞAM TUZAĞA DÜŞMEMELİ 
 
Türkiye’nin Suriye askerlerine yönelik saldırısını hatırlatan Kurd, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şam'daki rejim, suça ve Suriye topraklarının Türk işgaline karşı tutumunu geliştirmedi. İşgale karşı ne askeri, ne de yasal olarak hiçbir eylemde bulunmuyorlar. Türk işgaline ve dış saldırılarına karşı ulusal niyetle birlikte bazı adımlar attık. Suriye topraklarını genel olarak korumak için, Türk işgaline karşı Suriye'nin her tarafından pozisyon gösterilmesinde ısrar ettik. Ancak işgale karşı duruşlarının nasıl gelişeceğini hala izliyoruz. Şu anda pozisyonları hakkında nihai bir karar veremiyoruz, ancak Şam hükümetinin Türk devletinin saldırılarına ve suçlarına göz yummayacağını umuyoruz. Şam hükümeti, Astana grubu gibi bazı devletlerin çıkarlarını korumaya yönelik plan ve anlaşmaların tuzağına düşmemelidir. Bunun yerine işgal saldırılarına karşılık vermek ve Suriye toprakları ile halkını korumak için Suriye'nin tüm taraflarıyla ilişkilerini güçlendirmeli.”
 
MSD’NİN ULUSAL CEPHE PROJESİ
 
Kuzey ve Doğu Suriye halklarının Türkiye’nin politikalarını reddettiğini söyleyen Kurd, “Siyasi mücadele ilerleyecek ve siyasi partilerin çağrılarını haklı buluyoruz. Siyasi partiler, sivil örgütler ve kuruluşlar, kendi pahasına gelişen ve bu politikaların kurbanı olan politikalara karşı çıkmalıdır. Gelecekte Suriye'nin içinde ve dışında, Kürt, Arap, Süryani, Alevi ve Dürzi gibi tüm gruplar arasında geniş çerçeve olacak. Demokratik Suriye Meclisi'nin (MSD) bir planı var ve gelecekte faaliyetlerini genişletecek. Gelişmekte olan ve MSD'nin de bir parçası olduğu bu proje, Suriyelilerin kurban edilmesine neden olan politikalara karşı önemli bir yanıt olacaktır. Bu projenin kapıları ve kanatları tüm Suriyelilere açıktır. Bu kirli politikaların kurbanı olduğunu hisseden herkes, bu kirli politika ve planların önüne geçmek için ulusal cephe olan bu projeye yönelebilir, bu projede çalışabilir ve kendini geliştirebilir” diye seslendi. 
 
ABD’NİN SESSİZLİĞİ 
 
Türkiye’nin bölgeye yönelik saldırıların Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) dikkat çeken sessizliğine ilişkin Kurd, şu değerlendirmelerde bulundu: “ABD öncülüğündeki Uluslararası Koalisyon'un konumu, Türkiye'nin bölgelerimize yönelik askeri saldırılarına karşı olmasına rağmen yeterli değildir. Koalisyon ve Rusya, Türk devletinin saldırılarına ciddi şekilde karşı koymaya karar verirse, Türk devleti bir saldırı gerçekleştiremez. Bununla Türk devletine fırsat açıldı, yani Türk devleti bu açıklardan faydalansın diye gözler kapandı. Rusya, İran, Türkiye ve Suriye arasında geliştirilen anlaşmalar, Uluslararası Koalisyon için gevşeme olmayacağını gösteriyor. Çoğu durumda, koalisyon pozisyonunu gösterdi. Bu tür anlaşmaları kendileri için iyi görmüyorlar, özellikle Türk devleti NATO üyesi. Türk devleti boykot edip rafın dışında kalırsa ve bu devletlerle mutabık kalırsa, sahada bazı değişiklikler olacak ve Suriye ve Irak'taki tüm ilişkileri etkileyecektir. Bölgedeki bu ilişkiler, dengeler ve yeni siyasi anlaşmalar Suriye'yi yeni bir aşamaya getirecektir. Bu aşama, çözümleri engelleyecek ve krizi derinleştirecektir. Bu, Suriye'deki felaket durumunu artıracaktır. İran ile ABD arasında, İsrail ile İran arasında, Rusya ile ABD arasında Suriye içinde aşırı pozisyonlar gelişirse, gelecekte savaşlar olacaktır.
 
DEMOKRATİK SURİYE İÇİN HAZIRIZ
 
Hepsi Suriye'de, ne sorun çıkarsa çıksın ilerlemeye yol açacak. Suriye için büyük tehlikeler yaratacak çünkü Suriye topraklarındaki hesaplarını tasfiye ediyorlar. İlerlemişsek ve bunu kabul etmiyorsak bir tarafta değiliz. Ülkemizin onların çatışma alanı haline gelmesini istemiyoruz. Bu nedenle istikrarlı ve kararlı duruşumuz nettir, buna göre çabalıyor ve çalışıyoruz. Mevcut durumda çözüm için çalışmıyorlar. O zaman Suriye'de onların varlığına gerek yok. Suriyeliler bu tehlikeli aşamayı görmeli. Bölgemiz gücünün zirvesinde, pek çok kazanıma sahip, önemli ve güçlü belgelere sahip, siyasi bir çözüm için rolünü oynayabilecek bir bölgedir. Kuzey ve Doğu Suriye bu role sahip ve biz de tüm Suriyeliler için demokratik bir Suriye inşa etmek bu rolü oynamaya hazırız.
 
ÖZERK YÖNETİM’İN ALTERNATİFİ YOK 
 
Mücadelenin bu aşamasının her düzeyde yürütüleceğinden eminiz ve bu mücadelenin başarı getireceğinden ve tüm Suriye için bir zaferle taçlanacağından eminiz. Bunca yıllık acı ve sıkıntıdan sonra Suriyelilere umut vermek için çalışıyoruz. Bugün, Özerk Yönetim ve MSD'nin alternatifi yoktur, ne mevcut rejim ne de sözde muhalefet grupları çözüm sunabilir. Bununla da ortada bir vizyon ve çözüm projesi olmadığı ortada. Uzlaşma ve 2011 öncesine hiçbir şey olmamış gibi dönme politikası mümkün değildir. Yeni bir durum var ve tüm Suriyeliler için yeni ve parlak bir gelecek inşa edecek güç biziz.”
 

Diğer başlıklar

26/08/2022
12:01 HDP’li gençler Şenyaşar ailesiyle birlikte nöbette
11:17 Atsak’ın cenazesi bir ay sonra defnedildi
11:08 İzmir'de erkek şiddeti
11:04 HDP: Cezaevlerindeki ölümlerden Adalet Bakanı sorumludur
10:52 Akkuyu'da 500 kişi işten çıkarıldı
10:02 Save the Children: SİHA saldırılarında 40 çocuk öldü veya yaralandı
09:39 Zagros: KDP bağımsız heyetleri engelleyerek savaş suçlarını gizliyor
09:33 TMMOB kararının paylaşılmasına verilen cezada ihlal kararı
09:01 Aysel Tuğluk için çağrı: Devlet, iktidar ve ATK’nin suçuna ortak olmayın
09:01 Özgürlüğe adanmış bir hayat
09:01 TMMOB’dan Derik raporu: Eğim yüzde 10’a ulaştı
09:00 Gümüşdereliler: Mermer ocakları doğa katliamına neden olacak
09:00 Kaçan: GGM’ler tıpkı cezaevleri gibi
09:00 Terzi Müzeyyen: Hiçbir kadın pes etmesin
09:00 26 AĞUSTOS 2022 GÜNDEMİ
08:56 Van’da bir çoban ölü bulundu
08:43 Ağrı’da AKP'li başkanın görüntüleri ortaya çıktı
25/08/2022
22:50 Ağrı İŞKUR İl Müdürü görevden uzaklaştırıldı
21:49 Ağaç kesiminin olduğu bölgede kaza
20:56 Şarkıcı Gülşen tutuklandı
20:45 Katledilen çocuklar için UNICEF binası önünde eylem
19:38 Topluluklar Arası Barış Grubu: Türkiye 7 yılda 123 yurttaşı katletti
18:48 İran’da bir ayda 7 kişi idam edildi
18:20 6 siyasi parti ve örgüt, ‘Emek ve Özgürlük İttifakı’ adıyla birleşti
18:04 Van'da 1 Eylül mitingine izin çıktı
18:00 Atsak’ın cenazesi bir ay sonra ailesine verildi
17:58 Firdevs Babat arkadaşları tarafından anıldı
17:55 Cumartesi Anneleri: İktidar yasaklamaları susturma aracı olarak kullanıyor
17:36 TJA artan kadın katliamlarına dikkat çekti
17:26 6 siyasi parti ve örgütten Eylül’de yol haritasını açıklama kararı
16:49 İşçilerin eylemi 24’üncü gününde sonuç verdi
16:41 SES’ten ödeme yönetmeliğindeki değişikliğe tepki
16:40 Adalet Nöbeti: Hasta tutuklular serbest bırakılsın
16:35 Erdoğan’dan Kuzey ve Doğu Suriye’ye operasyon sinyali
16:34 Merkez Bankası rezervleri azaldı
16:34 Konya’da sevk edilen 13 tutukluya çıplak arama dayatması
16:03 ‘Soylu koruması’ndaki belediye başkanları Meclis gündeminde
16:02 Çalıştırıldığı inşaattan düşen çocuk ağır yaralandı
15:48 Şarkıcı Gülşen gözaltına alındı
15:45 Türkiye’nin Başika’daki üssüne saldırı
15:22 6 parti ve örgüt İstanbul’da bir araya geldi
15:02 Ölüm gemisine karşı eylemler sürüyor
15:01 HABER-SEN: PTT sendikal ayrımcılık yapıyor
14:53 Adana'da 1 Eylül mitingi düzenlenecek
14:51 İHD İstanbul Şubesi Gençlik Komisyonu kuruluşunu deklare etti
14:21 Türkiye’ye geçmek isteyen genç Hezil Çayı’nda boğuldu
14:17 Aydın Cezaevi'nde şüpheli ölüm
13:54 Güçlükonak’ta bir gencin intihar ettiği iddiası
13:27 Mersin’de konser yasağı protesto edildi
13:07 İstanbul’da sağanak yağış etkili oluyor
12:55 Tutuklu yakınları: Çocuklarımıza ağır tecrit uygulanıyor
12:29 19 günde motorine yüzde 11,22, benzine yüzde 5,61 zam
12:24 İstanbul’da 1 Eylül’ün adresi Kadıköy
12:15 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından görüşme başvurusu
12:10 Şenyaşar ailesi polislere geri adım attırdı!
12:04 Denizli'de sağlık çalışanı evinde ölü bulundu
12:01 Beşikdüzü’ndeki açlık grevi 42’nci gününde
11:50 Gazeteci Türfent, Karakoçan Cezaevi’ne sevk edildi
11:42 Bir ayda 6 kolber yaşamını yitirdi
11:05 Günay: Türkiye’nin çözüm derdi varsa Suriye’den çıksın
11:00 İkizdere'de bilirkişi raporuna rağmen dava reddedildi
09:43 Amedspor yeni sezon formalarını tanıttı
09:29 Çiya Kurd: Ankara-Şam anlaşması Suriye'ye hizmet etmez
09:03 Derik’te çevre yolu projeye rağmen yapılmamış
09:03 Emine Şenyaşar’ın mücadelesini kitaplaştırdı: Bu adalet gemisidir
09:01 Tekstil atölyelerinde çocuklar çalıştırılıyor
09:01 Gazeteci Işık: Kürt karşıtı politika Erdoğan’a u dönüşü yaptırdı
09:01 Psikolog Aslan: Mersin’de Kürt gençlerine özel yönelim var
09:00 Beraat verilen dosyaya yeni dava
09:00 Bingöl’de orman kıyımı: STÖ’ler görev üstlensin
09:00 25 AĞUSTOS 2022 GÜNDEMİ
24/08/2022
23:39 Şehba’nın köylerine bombardıman
23:06 Hacıhüsrev Mahallesi’nde yıkıma karşı yürüyüş
19:53 'Özel savaş politikalarını boşa çıkaracağız’
19:04 Mardin Barosu: Kazada ihmali olan herkes hesap vermeli
18:44 Ege Üniversitesi Hastanesi’ni su bastı
18:25 Eşi ve 3 çocuğunu katleden Karaaslan tutuklandı
18:03 Marmaris-Datça yolunda kaza: 5 ölü, 6 yaralı
17:24 Mele Kazım serbest bırakıldı
17:22 Mersin Valiliği İHD’nin 1 Eylül konserini yasakladı
17:20 Gözaltında şüpheli ölüm
17:17 Tutuklu gazetecilerden başsağlığı mesajı
16:58 Mezopotamya Kitap Fuarı’nın tarihi belli oldu
16:54 Okul servis ücretlerine zam
16:51 ‘Aysel Tuğluk’un bırakılmaması siyasi intikamdır’
16:12 Kadınlardan işçilere destek ziyareti
15:51 Mersin’de kaza
15:48 Yalova’da iş cinayetine tepki gösteren 35 işçinin atıldığı iddia edildi
15:01 Makbule Özer İstanbul ATK’ye sevk edildi
14:49 Nazilli’de şüpheli kadın ölümü
14:46 BM raportörlerinden Danıştay’a: İstanbul Sözleşmesi’ne dönülmesinin yolunu aç
14:38 ‘Kayyım hukuksuzluğuna karşı demokratik bir gelecek’ çağrısı
14:36 Tutuklu gazetecilere yönelik hak ihlalleri Meclis’e taşındı
14:35 KESK’li kadınlar Emine Şenyaşar ile birlikte nöbette
14:19 AKOM'dan sağanak yağış uyarısı
14:07 Sistematik şiddet gören Leyla’nın ölmesini beklediler
13:35 Mersin’de Mele Kazım gözaltına alındı
13:14 Sao Paulo gemisine verilen iznin iptali için dava açıldı
12:52 Van’da 1 Eylül mitingi için hazırlık
11:48 Şenyaşar ailesi: Aynı gemide değiliz
11:37 Tutuklular: Cezaevlerindeki ölümler bilinçli ve planlı katliamdır
11:33 Dicle Nehri’nde kaybolan çocuğun cansız bedenine ulaşıldı
11:10 Kaçmaz: SİHA’larla çocuklar öldürülüyor, herkes görevini yerine getirmeli
11:01 Tutuklu yakınlarından siyasi partilere: Gelin yaşam hakkını savunalım
11:00 Til Rifat’a SİHA saldırısı
10:49 Tutuklu gazetecilerin sosyal hakları engelleniyor
10:35 Aşkîta bölgesine askeri operasyon başlatıldı
10:32 Ankara’da gözaltına alınan 6 kişi serbest bırakıldı
10:04 Derik’teki ailelerden ‘kan parasına’ tepki: Acı parayla örtülemez
09:05 3 çocuğunu nüfusa kaydettirmek için mücadele veriyor
09:05 Kriz derinleşiyor: Geçinemiyoruz, iktidar değişmeli
09:03 Kamulaştırmaya karşı çıkan köylülere soruşturma
09:03 'Saldırılardan Rusya, ABD ve Uluslararası Koalisyon sorumlu'
09:03 Gök’e hapis cezasının gerekçesinde ne haber var ne de gazetecilik
09:02 Market çalışanlarının eylemine çağrı
09:02 Faruk Bildirici: Medya ODTÜ yolunu Yavaş döneminde takip etmiyor
09:02 ‘İktidar kan kaybettiği için Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırıyor’
09:02 AYM’den ağır hasta tutuklunun ölümü için ihlal kararı
09:00 24 AĞUSTOS 2022 GÜNDEMİ
08:58 Firdevsi katleden Babat'ın ağabeyi de tecavüzden tutuklandı
08:57 İdil’de erkek şiddeti: Eşini ve 3 çocuğunu katletti
23/08/2022
21:02 ‘Uyuşturucuya yönelik tedbirler yetersiz’
20:33 İzmir'deki final maçında Nûjen takımı kazandı
20:16 Ölüm Gemisini Durduracağız Platformu’ndan protesto
20:04 Selahattin Encü gözaltına alındı
19:56 Urfa'da gençlerden uyuşturucuya karşı eylem
19:15 ÖHD ve Diyarbakır Barosu'ndan işkence edilen tutuklu Özcan'a dair rapor
18:25 Asbetli geminin gelişi durduruldu
18:13 Milyon Fest yasaklandı: Kaymakamlık uygun görmemiş!
17:50 Açlık grevindeki oğluyla görüştü: Ayakta duracak hali yok
17:30 AKP’li Ömer Çelik’ten ‘erken seçim’ açıklaması
17:01 Kadınlardan Babat’ın katledilmesine tepki
16:54 Kadınlardan Derik’teki taziyeye ziyaret
16:32 Van’dan seslendiler: Cezaevlerindeki ölümlere sessiz kalmayacağız
16:13 'Hasta tutuklular serbest bırakılana kadar nöbeti sürdüreceğiz'
16:01 Tatvan’da halk su deposunu bastı!
15:53 Lavrov: Suriye’nin kuzeyinde yeni askeri faaliyetlere izin verilmemeli
15:52 Erdoğan'ın program dışı seçim toplantısı
15:51 Hakkari’de 12 gündür süren orman yangınına müdahale edilmiyor
15:27 Hanefi Avcı'dan Süleyman Soylu hakkında suç duyurusu
15:06 Malazgirt kutlamalarına katılım zorunluluğu!
14:36 İskenderun Adliyesi'nde patlama
14:29 Urfa’da açlık grevindeki tutuklu sayısı 30’a yükseldi
14:13 Derik ve Antep'te aileler 'kan parasıyla' susturulmak isteniyor
14:10 Bayındır: Çözüm gücü Öcalan’dır
13:44 Asbestli gemiye karşı hukuki mücadele başlatıldı
13:28 Adalet Nöbeti’ni sürdüren TMMOB: Mücadeleye devam
13:22 KESK Şenyaşar ailesiyle Adalet Nöbeti’nde
13:05 HDP’li vekiller: Cengiz Holding soruşturma kapsamında mı?
12:30 Akdeniz Belediyesi’nde gözaltı ile alınan kararın iptali için dava açıldı