Ankara JİTEM Davası’nda mahkeme heyetinin Kürt sorunu tahammülsüzlüğü

img
ANKARA - Ankara ve çevre kentlerinde 1993-1996 yılları arasında Altındağ Nüfus Müdürü Abdülmecit Baskın'ın da aralarında olduğu 19 kişinin ölümüne dair açılan davanın duruşmasında, avukatların Kürt sorununa değinmesi mahkeme heyetini rahatsız etti. 
 
Ankara ve çevre kentlerinde 1993-1996 yılları arasında Altındağ Nüfus Müdürü Abdülmecit Baskın'ın da aralarında olduğu 19 kişinin ölümüyle ilgili açılan JİTEM Davası’nın 4’üncü duruşması, Ankara 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara Şubesi Eşbaşkanı Şevin Kaya ve Fevzettin Korkmaz, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Meclisi (PM) Üyesi ve eski milletvekili Abdullah Zeydan, HDP milletvekilleri Abdullah Koç, Fatma Kurtulan ve Kemal Peköz, müşteki yakını Eren Baskın ve Necip Baskın, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukatlar, HDP Hukuk Komisyonu üyesi avukatlar Sipan Cizreli ve Kenan Maçoğlu, Toplumsal Hukuk üyesi avukatlar, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Nuray Çevirmen ile İHD Ankara Şube Eşbaşkanları Sevil Turgut ve Fatin Kanat izleyici olarak katıldı.
 
Duruşmada müşteki avukatları ve sanık avukatları da hazır bulundu. Duruşmada heyetin tamamının değiştiği görüldü. Duruşma salonu küçüklüğü nedeniyle birçok avukat ve izleyici ayakta kalmak zorunda kaldı.
 
Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada, avukatlar söz aldı. İlk olarak konuşan avukat Yusuf Alataş, “Dosya ile ilgili düşüncelerimi ifade etmeden önce bir şey sormak istiyorum. Bozmadan sonra girilen ilk duruşmada mahkeme heyeti bir sayfalık görüş bildirdi. Bu heyet bu yazılı görüşe karşı ne diyecek?” diye sordu.
 
Mahkeme başkanı “Biz buna bir cevap vermek zorunda değiliz. Biz heyet olarak değiştik, yargılamaya devam ediyoruz” dedi. Alataş, “Yapmak zorundasınız. Bozmadan sonra yargılama yapılmadı. İstinaf kararı usul ve hukuka aykırı şeklinde bir açıklama yaptı. Bunu söyleyen mahkemenin gerçeğe ulaşmak amacıyla yeni çaba göstermesi mümkün mü? Değil. Nitekim öyle oldu” ifadelerini kullandı.
 
SANIKLARI AKLAMA DAVASI
 
Sanıkların yargı eliyle aklama davası yürütüldüğünü ifade eden Alataş, şunları söyledi: “Mahkeme sanıkları aklamış olacaktı. İddia makamı bir gün bir soru sormadı. Mahkemeye şu sorulsun, delil toplansın demedi. Tutuklanmayan sanığın duruşmadan vareste tutulmasını talep etti. Ben hayatımda heyet tarafından sorulmadıkça cumhuriyet savcısının bir sanığın vareste tutulmasını talep ettiğini görmedim. Bu duruşmada bunu da gördük. Yargılama yapılıyormuş, gibi oldu. Çünkü bu dava devletin yargılandığı bir davadır. Devlet kararıyla bu insanlar öldürülmüş. Kayda girmeyen uziler kullanılmış. Bu memlekette ceza kanununa konulan insanlığa karşı suç bir tek bu dava da kullanılabilir. Çünkü siyasi nedenle belli bir kimliğe yönelik cinayetler işlenmiş. İnsanlığa karşı suçta zamanaşımı yok ama öldürmeye girince zamanaşımı var. Bu davada zamanaşımı doluyor. Dolayısıyla devlet geçmişiyle yüzleşmek istemiyorsa, hiçbir şekilde bu yargılamanın gerçek bir yargılamaya dönüşmesi ihtimali yok.”
 
‘SİSTEMATİK CİNAYETLER VAR’
 
İstinafın bozma gerekçesine atıfta bulunan Alataş, “Sanık Ayhan Çarkın’ın beyanları ve yer göstermesi var. Diğer delillerle desteklenmediği gerekçesiyle, maddi olaylarla tartışılması gerekir. Bu -sanıkların kimliklerine, siyasi konumlarına bakarsanız- bu tamamen sistematik işlenen bir cinayettir. Bu irtibat hiç kurulmadı. Ne için aynı sanıklar üstelik İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde ceza almış ve kesinleşmiştir. Böyle bir örgüt var. Katledilen insanların birbirleriyle ilişkileri ve sanıkların birbirleriyle ilişkileri üzerinde durulmamış” diye konuştu.
 
BAKANLIK HER DURUŞMA BİLGİ İSTİYOR! 
 
Adalet Bakanlığı’nın Cumhuriyet Başsavcılığı ve mahkemeden bilgi istediğini söyleyen Alataş, “Niye istiyor? Mahkeme de her duruşmadan sonra Adalet Bakanlığı’na rapor veriyor. Hani hiçbir makam yargıya talimat veremezdi. Neden yargılamaya dair savcıdan bilgi almıyor. Bu söylediklerimin tamamını bütün yargılama aşamasından da söyledik. Devlet kararının uygulandığı bir cinayet serisidir. Milli Güvenlik Kurulu kararı var. Yargıç, savcı olarak gerçeğe ulaşma çabası gösterilsin. Mahkemenin görevi budur. Ben bu ülkede mahkemeye güvenmeyeceksem, o zaman yargılamanın bir anlamı kalmaz. İşin içinde Çiller var. Gerçek anlamıyla bir yargılama faaliyetine tanıklık etmedik. Mehmet Ağar, duruşmaya getirilmedi. Rahatsızlığı bahane edilerek, getirilmedi” ifadelerini kullandı.
 
Bu davada yargılama yapılmadığının altını çizen Alataş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gerçeğe ulaşma yönünde bir faaliyet yürütülmesine dair tanıklık etmedik. Bu ülkenin bir hukukçusu, vatandaşı olarak bizi yaralıyor. Bir sürü insanın katli söz konusudur.”
 
Avukat Sertaç Kamil Ekinci, davanın seyrine dair şunları söyledi: “300 klasörlük dosyayı inceler, esastan devam ediyorsanız, karara doğru gidiyorsunuz. Bir önceki heyetten farklı bir karar vermeyeceksiniz. Esastan beyanlarımızı istiyorsunuz.” Mahkeme başkanı, “esasa dair beyan almıyorum” diye karşılık verdi. Mahkeme başkanı esasa dair mütalaa istemeyeceğini belirtti.
 
ÇOK AÇIK DELİLLER VAR 
 
Sözlerini sürdüren Ekinci, davanın siyasi olduğunu, hukuki olmadığını dile getirdi. Mahkeme heyetinin siyasi bir yaklaşım sergilediğini belirten Ekinci, “Çok açık deliller var. Ayhan Çarkın’ın beyanları var. İlk yargılamada şahsın akli melekelerinin yerinde olup, olmadığı için İstanbul ATK’ye sevk etti. Türkiye’de binlerce, onbinlerce cinayet yargılama yapılıyor. Bunlara dair hiç akli melekelerin yerinde mi diye bir karar verilmiyor. Mahkeme üçüncü duruşmada bütün sanıklar hakkında vareste tutma kararı verdi. 19 kişinin öldürüldüğü bir dava, Türkiye’nin bir döneminin aydınlatılması için açılan bir dava ama avukatlar var sanıklar yok. 27 duruşma boyunca giren delilleri soramadık. Kutlu Savaş’ın, Fikri Sağlar’ın, birçok gazetecinin ifadeleri davaya girdi. Bu şahıslar 1990’lı yıllarda Türkiye’de hukukun rafa kaldırıldığını ve bu sanıkların bu eylemleri yerine getirdiğini ifade ettiler” dedi. 
 
Babasının “uzi” marka silahla katledildiğini aktaran Ekinci, “Mahkeme ‘uzi ile değil başka silahla da öldürülmüş, olabilir’ dedi. Ankara 6. Asliye Ceza’da yer alan dava da Türkiye’ye hibe edilen silahların davasıdır. Türkiye’ye gümrükten silahlar giriyor. İbrahim Şahin’in yazısıyla envantere kaydedilmeden silahların Antalya’da bir eğitim alanına gönderilmesi isteniyor. Ondan sonra silahlar nereye gidiyor, bilinmiyor. Gümrükten giriş yapılan 100 adet uzinin 90’ını geri dönüyor. Glock markalı silahların seri numaraları biliniyor. Bu marka Susurluk Kazası’nda Abdullah Çatlı’nın aracında çıkıyor. Abdullah Çatlı’ya Mehmet Ağar’ın pasaport çıkardığını biliyoruz. Ceza aldıklarını da biliyoruz ama beraat kararları veriliyor. Uzi marka hikayesi bitmiyor. Son dönemlerde Sedat Peker isimli şahıs, Atilla Peker’i Kutlu Adalı’nın öldürülmesi için sanıklardan Korkut Eken’in söylediğini ifade ediyor. Kutlu Adalı, 1994’te uzi marka ile öldürülüyor. Biz bunun balistik raporunu istedik, uyuşsa ne olacak. Bunlar maddi delil. Atilla Peker’in ifadesini istedik, onu da kabul etmediler. Mahkemenin tavrı siyasaldır. Hukuki en temel kriterlerin üzeri çiğnenmiştir” şeklinde konuştu.
 
‘KÜRT SORUNU’ DEYİNCE SÖZLERİ KESİLDİ
 
“Bu dava Kürt sorununun dolaysız sonuçlarının taşındığı bir dosyadır” diyen Ekinci’nin, “Kürt sorunu nedir? Kötülük timsali birkaç insanın bir araya geldiği bir şey midir? Bu sorunun çözülmesi için devletin yaklaşımının tartışıldığı görüldü mü?” sözleri mahkeme başkanı tarafından kesildi. 
 
Mahkeme başkanı “Burası siyasi bir arena değil. Yerinize alalım” diyerek, avukatın savunmasına engel olmaya çalıştı. Sözlerini sürdüren Ekinci, “Tarihsel geri planı anlatmaya çalıştım. Siyasi bir fikirde bulunmadım” dedi.
 
Araya giren mahkeme başkanı, tekrar “Biz yargılama yapmaya çalışırken, siz siyasi görüşünüzü açıklıyorsunuz. Özet alalım” şeklinde konuştu.
 
‘15 YAŞINDA BABAMIN ÖLDÜĞÜ BİLGİSİ GELDİ’
 
Ekinci, şöyle konuştu: “Neden bu oluyor? İnsanlar ölüyor? Neden durup, dururken Türkiye Cumhuriyeti devleti hukuk dışına çıkarak, yurttaşlarının öldürülmesine izin verdi. Devlet aklı Türkiye’de tasfiye üzerine çalışıyor. Türkiye’de bir toplumsal kutuplaşma var. Devlet de bunda taraf. Öldürmüş, öldürüldüğü halde hukuki kriterleri yerine getirmiyor. 15 yaşındaydım. Babamın öldüğü bilgisi geliyor. Diyarbakır’da yaşasanız, intikam ateşiyle yanarsınız. İntikam, intikamı doğurur. Bunu genel bir devlet aklı olarak anlarım. Bunu bir oğul olarak anlamam. Böyle bir sorun vardı, bitti denilmesini devlet aklı olarak anlarım ama bitmiyor. Önümüze geliyor, kan dökülüyor. Siz bizi karşı tarafınızda gördüğünüz sürece devam eder. Biz sizin karşınızda değiliz, bu devlet içerisinde yaşamaya çalışıyoruz. Ama sizde bize adalet verin. Böyle adalet olmaz.”
 
Avukat Levent Kanat, verilecek herhangi bir beraat kararının “sanıklar bizi kimse yargılayamaz, aklayabilirler” anlamına geleceğini belirterek, “Mehmet Ağar ‘siz kimsiniz, gelmem’ dedi. Mahkeme buna izin verdi. Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz’ın dinlenmesine karar verildi. Mahkeme başkanı 300 klasör dosyayı incelediğini, Çiller ve Yılmaz kararını geri aldığını söyledi. Burada adalete yarar bir karar çıkmayacaktır. Umarım biz yanılırız” diye konuştu. 
 
‘YASIMIZI TUTMAK İSTİYORUZ’
 
Söz alan Eren Baskın, “Yargının erkek tarafını gördük. Bugünkü heyetle birlikte umudu yeşertmek istiyoruz. Babamı hiç tanımadım. Öldürüldüğünde 4 yaşındaydım. Onunla ilgili bir anım yok. Bir insan öldürülebilir. Üzerimizde psikolojik anıları oldu. O yüzden avukat oldum. Babam öldürüldükten sonra biz sadece acı ile değil, korku iklimi ile mücadele ettik. ‘Senin de başına bir şey gelir’ denilerek, koruma kalkanı getirildi. Babamın katilini aradığım için gözaltına alındım. Ben yaşadığımı anlatmak istiyorum. Buna göre de bir kanaat getirilmesini istiyorum. Gelinen 10 yıllık süreçte sanıklar beraat verildi. Dosya bozuldu, yine umutlandık, ama boşa çıktı. Hep umutlanıyoruz, sonra yere düşüyor. Niyet aklanmaları ve beraatları ise erken verin. Biz yasımızı tutmak istiyoruz. Sanıkların cezalandırılmasını istiyorum” dedi.
 
‘İŞLEDİKLERİ SUÇLARDAN YARGILANACAKLAR’
 
İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, şunları ifade etti: “Uzun yıllardır bu ülkede adalet arıyoruz. Mahkemenin birinci kuralı hakikati ortaya çıkarmaktır. Biz 12 Eylül darbecilerinin de yargılandığı davaları izledik. Kenan Evren’de hasta haliyle SEGBİS ile mahkemeye bağlandı. Devlet kurumlarının tamamı mahkeme ne istediyse gönderdi. Ne oldu da sanıkların yargılandığı dava da böyle şeyler oluyor. Meclis’in Susurluk Araştırma Raporu var. Sanıklardan Mehmet Ağar’ın ‘duvardan bir tuğla çekersem yıkılır’ sözleri var. Onların hepsi işledikleri suçların cezasını verecekler.”
 
‘DELİLLER YENİDEN TOPLANMALI’
 
“Delilleri yeniden toplamalı, araştırılmalısınız” diyen Türkdoğan,” Sanıkların tutuklanması, sanık sandalyesinde oturması gerekir. Belki aklanacaklar ama soru soramıyoruz. Tanıkların getirilmesi gerekir. Usulü işler yerine getirilsin ki devlet kararı ile mi suç işlendi, yoksa kendi kendine mi kararlar alındı bilelim. Usule uygun yargılama yapılmadığı için bu gerçeğe ulaşılamıyor. Bu dönemde işlenen suçlar açığa çıkacak ve cezalandırılacak. Bu ülkede hakikat ve adalet arayan insanlar var ve bu mücadele sürecektir. Bir ülke düşünün; her şey konuşulup tartışılıyor. Hakikatlerin açığa çıkarılması için acele edilmiyor. Acele etmelisiniz” diye konuştu.
 
KÜRT SORUNU YİNE KESME NEDENİ OLDU!
 
Avukat Mehmet Emin Aktar, adil bir karar çıkacağına inanmayanlardan olduğunu söyledi. Sanıksız duruşmaların sürdüğüne dikkat çeken Aktar’ın, “Dün Musa Anter Davası vardı. Bu dava 6 gün sonraya ertelendi. Neden biliyor musunuz? 20 Eylül 1992’de katledildi. Muhtemelen mahkeme zamanaşımından beraat verecek. Bir gün bile beklemedi. Bir gün sonraya dava verdi. Bu nasıl bir adalet duygusu verir. 1930’larda devlet Kürdü öldürmek için yasa çıkarıyordu” sözleri, mahkeme başkanı tarafından kesilmeye çalışıldı.
 
‘CİNAYETLERİN TÜMÜ POLİTİKTİR’
 
Sözlerini sürdüren Aktar, “Duruşma salonunda sanık yok. Delil araştırılmadı. Sizin şahsınıza değil Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin heyetinden bahsediyorum. Asıl meseleyi söylediğimizde siyasete girmeyin diyorsunuz. Bu cinayetlerin tümü politiktir. Cinayetlerin tümü devletin korumasında işlenmiştir. Vazgeçmeyeceğiz, bu duruşmaları takip edeceğiz” şeklinde konuştu.
 
VAN BAROSUNDAN KATILMA TALEBİ
 
Van Barosu adına katılan avukat Turan Ece, baro olarak topluma mal olan davaları takip etme kararı aldıklarını ve katılma talepleri olduğunu söyledi. Ece, “Savcı beyin 1990’ları hatırladığını biliyoruz. Tansu Çiller, ‘devlet adına suç işlemek doğrudur’ demedi. ‘Devlet için ölen, devlet için öldüren’ kavramını kullandı. 1930’larda işlenen suçlar mahkum edilmediği için 1990’lar yaşandı. Meslektaşımız 4 yaşından beri adaleti bekliyor ve gelmediyse gelecek çok daha karanlık olacaktır. Devlet adına suç işleyen kişi kamu görevlisi değil, düşmanıdır. Ülkemizde yaşanan sorunların emsali yoktur. 1930’larda kurulmuştu, erk vardı. Adil bir sistem uygulansaydı, yüzbinlerce kimse ölmeyecekti. 1990’ların çocuklarıyız. Kefenler içerisinde doğduk. Kişisel kaygılarımız için bir şey istemiyoruz. Adaletin tesis edilmesine hizmet için buradayız” ifadelerinde bulundu. 
 
SANIK AVUKATLARI
 
Sanık avukatı İbrahim Şahin, Van Barosu’nun katılma talebinin reddini istedi. Ağar’ın avukatı Abdulkadir Torguç, “Somut bilgi vermemiştir. Ayhan Çarkın 2011, 2012’de ifade verdi. Ayhan Çarkın’ın ifadesinde uyuşturucu kullandığını belirttiği için mahkeme ATK’ye gönderdi. Van Barosu’nun talebinin reddini talep ediyoruz” diye belirtti.
 
Korkut Eken’in avukatı müvekkilinin duruşmalara katıldığını belirterek, salonda yaşananlar nedeniyle duruşmalara katılmadığını savundu. 
 
İddia makamı, Van Barosu ve sanıkların tutuklanması talebine dair daha önce karar verildiğini, yeni karar verilmesine yer olmadığını belirterek, dosyadaki eksik hususların giderilmesini talep etti.
 
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Van Barosu’nun katılma talebinin reddine, dava dosyasının heyet değişikliği nedeniyle incelenmesine, müşteki avukatlarının dosyanın genişletilmesi talepleri ve sanıkların tutuklanmasına dair taleplerinin incelenmesinin ardından karar verileceğini belirtti. Mahkeme heyeti, bu aşamada sanıkların tutuklanması talebinin reddine karar vererek, duruşmayı 20 Ocak 2023’e erteledi. 
 
NE OLMUŞTU?
 
1993-96 yılları arasında Ankara’da Altındağ Nüfus Müdürü Abdülmecit Baskın’ın da aralarında bulunduğu zorla kaybedilen veya yasadışı keyfi infaz edilen 19 kişiye ilişkin ilk soruşturma 2011 yılında başlatıldı. 20 Eylül 2013 tarihinde zamanaşımı riskinden dolayı Abdülmecit Baskın cinayetiyle ilgili iddianame hazırlandı. 19 Aralık 2013 tarihinde hazırlanan yeni iddianameyle Namık Erdoğan, Metin Vural, Recep Kuzucu, Behçet Cantürk, Savaş Buldan, Haci Karay, Adnan Yıldırım, İsmail Karaalioğlu, Yusuf Ekinci, Ömer Lutfi Topal, Hikmet Babataş, Medet Serhat, Feyzi Aslan, Lazem Esmaeılı, Asker Smıtko, Tarık Ümit, Salih Aslan ve Faik Candan cinayetleri de yargılamaya dahil edildi. Sanıklar Mehmet Ağar, İbrahim Şahin, Korkut Eken, Ayhan Çarkın, Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Ercan Ersoy, Ahmet Demirel, Ayhan Özkan, Seyfettin Lap, Enver Ulu, Uğur Şahin, Alper Tekdemir, Yusuf Yüksel, Abbas Semih Sueri, Lokman Külünk, Mahmut Yıldırım, Nurettin Güven, Muhsin Korman hakkında, “cürüm işlemek için oluşturulan silahlı teşekkülün faaliyeti kapsamında insan öldürmek” suçundan dava açıldı.
 
Ankara ve çevre kentlerinde 19 kişinin kaybedilerek, infaz edilmesine ilişkin Ankara 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, 19 sanık hakkında 13 Aralık 2019 tarihinde beraat kararı verildi. Müşteki avukatlarının karara yaptığı itiraz Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi tarafından 23 Mayıs 2021’de bozuldu. 
 

Diğer başlıklar

18/09/2022
12:16 Aydeniz: Kimse Kürtler üzerinden hesap yapmasın
11:17 Peker'in danışmanı olduğu belirtilen Olur gözaltına alındı
11:08 Suruç anmasına dava
11:04 Şenyaşar ailesinin Adalet Nöbeti 559’uncu gününde
10:54 Gazeteci Ezmi: Türkiye DAİŞ konusunda ateşle oynamamalı
10:31 Karlıova’da askeri operasyon başlatıldı
10:07 Şırnak Barosu’ndan orman kıyımına karşı ikinci başvuru
09:55 Katledilen Hasret Tutal’ın davasına çağrı: Cezasızlıkla sonuçlanmamalı
09:42 Süleymaniye’de 3 gazeteci gözaltına alındı
09:30 Musa Anter Gazetecilik Ödülleri’nin kazananları belli oldu
09:16 ODTÜ’den Cudi Yürüyüşü’ne: Ağacın ülkesi yoktur
09:04 Erzurum Cezaevi'nde hücre kapılarındaki mazgal kapatılmak isteniliyor
09:04 ‘Karıncanın ayak izleri’ ötekileştirilen mültecileri anlatıyor
09:01 Tıp fakültelerindeki tercih düşüşü sağlıkta şiddetle ilgili
09:00 Çiçek: Demokrasi güçleri Öcalan’ın özgürlüğü için bir yol bulmalı
09:00 Ferit Şenyaşar: Adalet kitabı ailemizin çığlığını özetliyor
09:00 18 EYLÜL 2022 GÜNDEMİ
17/09/2022
20:55 Tutuklu yakınları: Gözaltında şiddet gördük
20:41 Ekolojistler Çanakkale’den seslendi: Kazdağları’ndan Cudi’ye direneceğiz
20:31 10 yıl önceki fotoğraf gerekçe gösterilerek tutuklandı
18:30 Belediye çalışanlarına işe nasıl alındıkları soruldu
18:21 Emekliler sorunlar ve çözüm yollarını çalıştayda tartıştı
17:47 Mahsa Amini’nin katledilmesine karşı genel grev çağrısı
17:29 ‘Cudi Yürüyüşüne katılmasınlar’ diye 11 saat binada bekletildiler
16:40 Tutuklu yakınları Bağcılar Meydanı’nda: Adalet arıyoruz
16:20 Cudi’de tecrit, talan ve savaşa tepki: Yolumuz özgürlük yoludur
16:03 İran ahlak polisi tarafından katledilen Amini’ye kitlesel uğurlama
15:33 Antep’te ağaç kıyımı protestosu
15:29 Adalet Nöbeti’ne katılanlara yönelik soruşturmaya takipsizlik
15:03 Binler savaş ve talana karşı Cudi'de
14:59 ‘Ağır hasta tutuklu Özkan, Yaşar ve Durmaz serbest bırakılsın’
14:54 HDP’li Güzel’e uygulanan işkence ‘kişisel görüş’ denilerek iade edildi
14:11 Kayıp yakınları Apê Musa’nın faillerini sordu
13:58 Hol Kampı’ndaki ‘İnsani ve Güvenlik Hamlesi’ sona erdi
13:57 ‘İşçi sınıfı ve Kürtlerin direnişi ortaklaşmalı’
13:41 ‘KHK’ler gidecek biz kazanacağız’
13:27 ANF: 5 HPG'li kimyasal saldırıda yaşamını yitirdi
13:22 ‘Zamanaşımı kararı çürüyen hukuk politikasının göstergesidir’
13:14 Sibel Balaç Sağlık Kurulu'na sevk edildi
13:13 HDP Ege’de halkla buluşuyor
13:11 Elinde bastonuyla Cudi Yürüyüşü'nde
12:34 ‘Annem ve babam onun hasretiyle göçtü’
12:00 Kırgızistan ile Tacikistan arasında çatışma
11:59 Şenyaşar ailesinden Bozdağ’a: Talebimiz adalettir
11:30 ‘RTÜK kendisini kime karşı sorumlu hissediyor?’
11:19 ‘Suikast timi’ denilen kişi emniyetin boyacısı çıktı
10:59 Cudi Yürüyüşü'nün iki kolu birleşti: İnsansızlaştırmaya izin vermeyeceğiz
10:13 Amedspor taraftarlarına 'İstiklal Marşı'nda ayağa kalkmadı' davası
09:46 30 yıllık tutuklu tahliye oldu
09:10 Hol Kampı’ndan kurtarılan Êzidî kadın 9 yıllık esareti anlattı
09:09 Tutuklulara 'turşu' cezası!
09:09 Günay: Demokrasi için İmralı tecrit sistemi lağvedilmeli
09:06 16 gazetecinin tutuklanması AYM'ye taşındı
09:05 Antepliler geçinemiyor: Canımızdan bezdik
09:04 'Êzidî kadınlar öz güçleriyle kendilerini koruyor'
09:04 ÖHD'li Demir: 'Umut hakkı' bağlamında yasal düzenleme yapılmalı
09:00 17 EYLÜL 2022 GÜNDEMİ
08:50 Kemal Kurkut turnuvası bölge şampiyonları Silopi’de
08:21 İsrail’den Suriye’ye hava saldırısı: En az 5 ölü
08:10 Serhat'tan Cudi'ye yola çıktılar
16/09/2022
23:59 Erzurum’da deprem meydana geldi
23:13 Tünel inşaatında göçük: 2 işçi yaşamını yitirdi
22:43 Gözaltına alınan belediye personelleri serbest bırakıldı
21:31 Cudi yürüyüşü için sanal medyadan çağrı
21:24 Taciz failini engellediler ‘polise mukavemetten’ işlem yapıldı
20:59 İran polisi tarafından işkenceye uğrayan kadın yaşamını yitirdi
20:34 Silopi’de gözaltına alınanlar serbest bırakıldı
20:28 Gercüş'te intihar girişiminde bulunan savcı yaşamını yitirdi
20:16 Sancar Hakan Arslan’ın ailesini ziyaret etti
19:51 Kırıklar Cezaevi’nde açlık grevi: Kilo kaybı yaşıyorlar
19:34 Dargeçit’te bir kadın katledildi
19:16 'Anadilde eğitim' talebinde bulunduğu için gözaltına alınanlar serbest bırakıldı
18:25 Gazeteci Tuğrul Eryılmaz’ın basın kartı iptal edildi: Utanç verici
17:40 Şırnak Barosu, ağaç kesimine karşı Mardin Bölge Mahkemesi’ne başvurdu
17:03 İstanbul Sözleşmesi için uluslararası örgütlenme çağrısı
16:58 Mardin’de kuruyan gölette balık ölümleri
16:55 Ankara JİTEM Davası’nda mahkeme heyetinin Kürt sorunu tahammülsüzlüğü
16:37 ‘Anadilde eğitim’ talebinde bulunan 9 kişi gözaltına alındı
16:36 HDP heyeti Bingöl’de: Anahtar partiyiz
16:35 Polis beş kişiyi darp ederek gözaltına aldı
16:10 TMMOB Diyarbakır İKK: Mahallenin satış ihalesi iptal edilsin
16:00 İstinaf mahkemesi ‘cezayı boz’ dedi, mahkeme aynı cezayı verdi
15:46 Irak Hava Kuvvetleri Komutanı: Sınırların korunması için gerekli planlar hazır
15:41 Besta’da ağaç kıyımı tepkilere rağmen sürüyor
15:37 Ergani’den Cudi’ye çağrı
15:03 Gercüş’te intihar girişiminde bulunan savcı yaralandı
14:11 Tutuklu gazetecilere mektup: Bu karanlığı yırtacağız
14:05 Savcı Dedeoğulları’na saldıran Lütfü Keleş için tahliye istedi
13:51 Cudi Yürüyüşü için yola çıktılar
13:26 Ceren Damar’a hakaret eden avukata ‘iyi hal’ indirimi
13:24 Sancar Karaçoban’da: Demokrasiyi halklar kuracak
12:50 ‘Tanık’ ifadesini reddetti Türkoğlu tahliye oldu
12:48 DBP Mersin il temsilcisi tutuklandı
12:47 Sancar Karaçoban Belediyesi’ni ziyaret etti
12:42 Azerbaycan-Ermenistan çatışmasında 200’ü aşkın asker öldü
12:35 STÖ temsilcileri: Hasta tutuklular serbest bırakılsın
12:00 Emine Şenyaşar: Savcılar bana değil hastane davasını açsın
11:55 16 kentte yapılan anket: Kürt sorunu ülkenin en temel sorunlarına etki ediyor
11:40 Demirtaş’ın davası savunma için ertelendi
11:37 Abdullah Öcalan’ın aile ve vasisinden görüşme başvurusu
11:03 16 gazeteci için eylem: Serbest bırakın
10:38 Babası HDP önüne getirilmişti: YJA Star Komutanı Laçin yaşamını yitirdi
10:00 Cudi’ye yürüyüş: Kıyımı kamuoyunun gözü önüne sereceğiz
09:18 Siyasi Gözlemci Kerimi: KDP, Türkiye’nin bir kurumudur
09:18 Diyarbakırlılar: Doğa katliamının önüne geçebiliriz
09:15 İntihar ettiği iddia edilen Malkaver'in babası: Bu cinayettir
09:14 Türkdoğan: ‘Umut hakkı’ için girişimlerimiz olacak
09:13 Ermeni kadınlar özsavunmayla örgütleniyor
09:12 DTK Eşbaşkanı Öztürk: Talan, savaş ve tecrit birbirleriyle bağlantılı
09:09 Enternasyonalist gençler: Şimdi Abdullah Öcalan’a özgürlük zamanı
09:08 Ücretli izne çıkarılan işçiye maaşı verilmiyor
09:08 ‘KYK yurtlarında cezaevi sistemi yaratılıyor’
09:07 Roman mahallesinde kentsel dönüşüm: Nereye gidelim?
09:06 Okul masrafları arttı: Çocuğuma beslenme koyamıyorum
09:05 Irak'ta kriz derinleşiyor: Çözüm batıda değil, üçüncü yolda
09:00 16 EYLÜL 2022 GÜNDEMİ
08:03 Reuters: MİT ve Suriye İstihbaratı Şam'da görüştü
15/09/2022
22:02 Antep'te kaza: 2 ölü 1 yaralı
21:38 Boğaziçi Üniversitesi’nden 277 kadın öğrenci kararında geri adım
21:17 HDP’li Öcalan: Faşizme karşı demokrasi hattını örelim
20:32 DTK Sağlık Meclisi: Cudi'ye yürüyelim, mücadeleyi büyütelim
20:03 16 yılda 15 bin kadın katledildi
19:44 Denizli'de sosyal konut alanı satılıyor
19:36 Gardiyanları çizgi film karakterine benzeten tutukluya AYM’den ‘hak ihlali' kararı
18:59 Emek ve Özgürlük İttifakı: Kürdistan doğası yanlız değildir
18:44 Mardin’de bir okulda yangın çıktı
18:33 Oluç: Kimse bizi çantada keklik sanmasın
18:11 Hakkari'de askeri operasyon başlatıldı
17:58 Sürücü: Barış ve adaletin yolu İmralı’dan geçer
17:34 Cezaevinin mektuplarda yer alan belgelere el koyması hukuka aykırı bulundu
17:19 Türkiye kontrolündeki Serêkaniyê'de bir çocuk tecavüze uğradı ve katledildi
16:35 AYM, HDP kapatma davasında ek delillere dair talepleri inceleyecek
16:32 Umut Gündüz’ün ailesi: Katillere işlenmeyen hukuk bize işliyor
16:00 ‘Yüksel Direniş’i eylemlerine müdahaleye ihlal kararı
15:54 ‘Hayata Dönüş Operasyonu’ davası: Tantan CMK’ye aykırı dinlenecek
15:22 Tesisatçıyı öldüren askerlerin yargılamasına yeniden başladı
15:21 ‘Haklarımızı alana dek iş bırakmaya devam edeceğiz’
15:07 Sağlık emekçilerinden yemek boykotu
14:36 Adalet Nöbeti: Cezaevlerinde tabut çıkmasın
14:32 Kürecik’te ‘Eşit Yurttaşlık Hakkı’ buluşması
14:27 Eğitim Sen’den polislere suç duyurusu
14:13 TMMOB Diyarbakır: Mahallenin satışını durdurun
14:12 Semra Güzel’e şiddet uygulanmasına dair suç duyurusu
14:10 Özgür Gündem davası ertelendi
14:09 Bozdağ’dan Tuğluk açıklaması
14:05 Sağlık çalışanları Okudan için eylemde
14:03 Bilim Kongresi başladı: Emek ve Özgürlük İttifakı önemli
13:49 Çatımız Gökyüzü Hareketi: Mücadeleyi sürdüreceğiz
13:41 Apê Musa Davası: Bizim için bitmedi!
13:37 Sanık korucubaşından ‘devlet için öldürdük’ savunması