HABER MERKEZİ - PKK Lideri Abdullah Öcalan, Kürtlerin öncül temsilcileri olan Êzidîlerin imha tehlikesi altında olduğunu belirterek, Êzidîlere sahip çıkılması gerektiğini söyledi.

 

Irak’ın en büyük ikinci kenti Musul’a giren DAİŞ, hiçbir direnişle karşılaşmadan 10 Haziran 2014'te kenti ele geçirdi. Irak ordusunun Musul’u terk etmesiyle askeri mühimmatları ele geçirerek güçlenen DAİŞ, kısa bir süre sonra tarih boyunca soykırımlara uğrayan Êzidîlerin kutsal mekanı Şengal’e yöneldi. Irak ordusunun Musul’u terk etmesinden sonra bu kez Kürdistan Demokrat Partisi’ne (KDP) bağlı güçlerin de Şengal’i terk etmesiyle Êzidîler yeni bir fermanla karşı karşıya kaldı. 

 

DAİŞ saldırılarında binlerce Êzidî katledildi, binlerce kadın rehin alınarak köle pazarlarında satıldı, on binlercesi göç yolarına düştü. Saldırıların ardından 12 HPG’linin Şengal’e ulaşmasıyla açılan insani koridorla, Êzidîler Kuzey ve Doğu Suriye’ye geçti. HPG ile birlikte YPG ve YPJ’lilerin direnişi sonucu DAİŞ püskürtülerek, Şengal 13 Kasım 2015’te özgürleştirildi. 

 

Çatışmalar nedeniyle harabeye dönen Şengal'e yeniden dönmeye başlayan Êzidîler, kendi kendilerini yönetmeye başlayarak, Şengal Özerk Demokratik Meclisi'ni kurdu, sonrasında ise olası bir fermana karşı YBŞ ve YJŞ güçleri ile Êzîdxan Asayişi’ni oluşturdu. Yeni bir yaşamı ilmek ilmek ören Êzidîler, bugün de farklı güçler tarafından tehdit, saldırı ve baskılarına karşı direniyor.

 

DAİŞ’in soykırım saldırılarıyla 74’üncü Fermanı yaşayan Êzidîler, bu kez Amerikan Birleşik Devletleri ve Türkiye’nin baskısıyla Hewlêr ile Bağdat arasında 9 Ekim 2020’de imzalanan “Şengal Anlaşması” ile hedef alındı. Irak ordusu ve KDP güçlerinin Şengal’e yerleştirilmesi amaçlanan anlaşma, Êzidîlerin direnişi sonucu hayata geçirilemedi. Ancak ne anlaşmada baskı uygulayan Türkiye’nin Şengal’e yönelik saldırıları ne de KDP’nin baskıları sonucu Irak ordusunun saldırıları son buldu. 

 

KDP’nin baskıları sonucu Mayıs ayında Irak ordusu Şengal’e saldırı dalgası başlattı. Halkın direnişi karşısında geri çekilmek zorunda kalan Irak ordusu, saldırı tehditlerini sürdürüyor. 

 

Özerk yönetimini inşa eden, kendi özsavunma güçlerini oluşturan Şengal’in, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkmasıyla başlayan uluslararası komplonun yıldönümü olan 9 Ekim’de “Şengal Anlaşması”yla hedef alınmasının üzerinden 2 yıl geçti. İmzalanan anlaşmayla planlarını hayata geçiremeyen Türkiye, 9 Ekim 2020’den sonra Şengal’e 21 kez saldırdı ve bu saldırılarda 16 kişi katledildi. 

 

Şengal’e büyük önem veren Abdullah Öcalan, 24 yıldır ağır tecrit koşullarında tutulduğu İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde aile, avukat ve İmralı Heyeti ile yaptığı görüşmelerde, sık sık uyarılarda bulunarak, Êzidîlerin saldırılara karşı korunması gerektiğinin altını çizdi.

 

ÊZIDÎLER İMHA TEHLİKESİ ALTINDA

 

PKK Lideri, avukatlarıyla 22 Ağustos 2007’de yaptığı görüşmede, Federe Kürdistan Bölgesi’nin Kahtaniye kentinde 14 Ağustos 2007’de düzenlenen 3 ayrı bombalı saldırıda 700 Êzidî’nin yaşamını yitirmesine değinerek, Êzîdî toplumunu saldırılara karşı uyardı. Abdullah Öcalan, “Ben bu konuda daha önce uyarıda bulunmuştum, Êzidîlere sahip çıkılması gerektiğini belirtmiştim. Ben daha ne yapayım? Êzidîlerin imha tehlikesi altında olduğu konusunda, başka diğer konularda da defalarca uyarıda bulundum” dedi. 

 

ERMENİ SOYKIRIMI’NI HATIRLATTI 

 

Abdullah Öcalan, 5 Eylül 2007 tarihli avukat görüşmesinde, “Ben Êzidîlerin katledilmesi tehlikesine karşı daha önce de uyarmıştım. Orada tehlike altında bulunan bir kısım halkımızın güvenli bir bölgeye, Bradost bölgesine taşınması gerektiğini daha önce belirtmiştim. Oradaki savunmasız halkımızın güvenli bölgelere taşınması ve BM şemsiyesi altına alınması sağlanabilir. 1915’lerden önce Ermenilerin çok destekçileri vardı. Uluslararası güçler anlaştılar ve desteklerini çektiler, yalnızlaşan Ermeniler 1915’deki katliamdan kurtulamadılar. Şimdi Rumlara, Ermenilere yaptıklarını, Kürtlere de yapmaya çalışacaklardır” diye uyardı. 

 

KÜRTLERİN ÖNCÜL TEMSİLCİLERİ 

 

Êzidîlerin Kürt halkının öncül temsilcileri olduğunu vurgulayan Abdullah Öcalan, İmralı Heyeti’yle 24 Haziran 2013 tarihinde yaptığı görüşmede, “Êzidî halkımız Özgürlük Hareketi’nin de temelidir aslında. Etnik ve dinsel muhafazakarlığa düşmeden halkımızın içinde özgünlüğünü yaşamalılar, kendilerini özgürlük mücadelesine daha fazla katmalılar” diye belirtti. 

 

DEWRÊŞ Û ADÛLÊ DESTANI

 

Abdullah Öcalan, DAİŞ saldırılarının ardından 15 Ağustos 2014’te İmralı Heyeti’yle yaptığı görüşmede, “Şimdi Êzidî kadınların yaşadıklarını görüyorum, çok üzülüyorum. Dewrêş û Adûlê Destanı şimdi aynı şekilde yaşanıyor, yaşananlar bire bir aynıdır, incelenmeye değer” şeklinde konuştu. 

 

ÊZIDÎLERE SAHİP ÇIKILMALI 

 

Abdullah Öcalan, Êzidîlere sahip çıkılması gerektiğini belirterek, şunları söyledi: “Êzidî halkı katliamlarla karşı karşıyadır. Biz ne bu katliamı unuturuz ya da kabul ederiz ne de oturur gözyaşı dökeriz. İnsanlık tarihinde bu katliamlar asla unutulmaz. Unutulursa senin vicdanın da bitmiştir.” 

 

DERWÊŞÊ EVDÎ’NİN AŞKI 

 

PKK Lideri, aynı görüşmede Derwêşê Evdî’nin aşkını örnek vererek, sözlerini şöyle sürdürdü: “O gün anlatılanlarla, bugün yaşananlar neredeyse aynıdır. AKP'nin bugün kurduğu ittifakın aynısını o dönem de Osmanlı yapıyor. Derwêşê Evdî’nin vurulduğu anda ortaya çıkan bir destandır. Vuruluyor, eziliyor, ölüyor, ama muhteşem bir destan ortaya çıkıyor. Êzîdî halkı hep Sünni faşizmine karşı bugüne kadar mücadele etti. Özgür yaşamı sağlamadan hiçbir şey olmaz, aşk da olmaz. Ben Kürtlerde aşk imkansızdır derken, bunu kastetmiştim.”

 

MA / Müjdat Can