URFA - Dünya Rojava Günü'ne dair konuşan Özerk Yönetim Yürütme Meclisi Eşbaşkan Yardımcısı Emina Osê, tüm saldırılara rağmen örgütlü mücadeleyle demokratik sistem inşasının devam ettiğini belirtti.
Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaşı fırsat bilen DAİŞ, 2014’te Kobanê kentine saldırdı. Buradaki tarihi direniş, DAİŞ'in yenilgisinin başlangıcı oldu. DAİŞ saldırıları sürerken 2015 yılında, dünyadan çok sayda aydın ve yazarın çağrısıyla 1 Kasım Dünya Kobanê Günü ilan edildi. Kobanê'nin özgürleştirilmesinin ardından Kuzey ve Doğu Suriye kentlerine saldırılar devam etti. Kobanê'nin DAİŞ'ten arındırıldığı günlerin yıl dönümü 20 Ocak 2018 tarihinde Efrîn Kantonu’na, PKK Lideri Abdullah Öcalan'a dönük uluslararası komplonun yıldönümü olan 9 Ekim 2019 tarihinde ise Serêkaniyê ve Girê Spî'ye saldırılar gerçekleşti. Saldırılara karşı Kuzey ve Doğu Suriye ile dayanışmak amacıyla 2019'da 2 Kasım tarihi Dünya Rojava Günü ilan edildi. Halen Türkiye'nin saldırı ve tehditleriyle karşı karşıya olan Kuzey ve Doğu Suriye'nin Özerk Yönetim Yürütme Meclisi Eşbaşkan Yardımcısı Emina Osê, DAİŞ'e karşı verilen direnişi ve sonuçlarını değerlendirdi.
KOBANÊ DİRENİŞİ
Kobanê'de kadınlar öncülüğünde verilen direnişin ardından halkın ısrarı ve iradesinin karşısında hiçbir gücün duramayacağının görüldüğünü belirten Osê, tarihi direnişin Kuzey ve Doğu Suriye'deki tüm direnişlerin alt yapısını oluşturduğunu söyledi. Kobanê'nin "direnç kalesi" olduğunu kaydeden Osê, "Bu direniş 23 Mart 2019'da DAİŞ'in fiziki varlığının bitirilmesine vesile oldu. Kobanê o günden bu yana halklar mücadelesi için halen önemli bir yerdir. Yine demokraitk bir yönetimin temelidir. Efrin'deki 58 günlük direniş ve Bahoz direnişi de büyük bir irade kazanımına neden oldu. Komplocular ise halkların özgür yaşamını hedef almaya devam etti" dedi.
TÜRKİYE'NİN SALDIRILARI
Kuzey ve Doğu Suriye'de ortaya konulan iradenin Suriye'deki bütün halklara cesaret verdiğine dikkati çeken Osê, "Halkların iradesi komploları, saldırıları boşa çıkardı. Bu direnişe destek veren dünya halklarını da unutmadık" dedi. Zafer sonrası inşa edilen yaşamın da sonrasında sık sık hedef alındığını anımsatan Osê, Efrîn'e dönük saldırılara işaret ederek, "Burada o teknolojiye karşı 58 gün büyük bir direniş verildi. Türkiye sadece Efrin'le sınırlı kalmadı ve Grê Spî ve Serêkaniyê gibi yerlere de saldırdı. Yasaklı fosfor bombaları, savaş uçakları ile bu bölgelere saldırdı. YPG-YPJ, QSD savaşçıları buna karşı da büyük direndi. Türkiye'nin yanında rejim de Rusya da vardı. Bu kadar saldırı onların yanında oldu. Suriye'ye dönük bu saldırılara karşı Suriye rejiminin de savunma yapması lazımdı. Uluslararası devletler Kobanê sonrasında Grê Spî, Serêkaniyê, Efrîn gibi yerlerdeki saldırılara sessiz kaldı. Türkiye saldırı ve tehditlerini devam ettirirken, DAİŞ de canlanmaya çalıştı. Ancak QSD, demokratik yönetim için çalışmalarını sürdürdü" diye konuştu.
DEMOKRATİK SİSTEM İNŞASI
Özerk yönetimin iç savaş sonrası tüm saldırılara karşı bölgeyi savunduğunu kaydeden Osê, savunmanın yanı sıra demokratik sistemin inşasın da aralıksız sürdüğünü ifade etti. Osê, "Özerk yönetim çalışmalarını yüksek bir seviyeye getirdi. Suriye'de tüm görüşmelere rağmen bir proje hayata geçirilemedi. Ancak Özerk yönetimin projesi bütün halkların kendilerini ifade etmesinin temelini sağladı" diye kaydetti. Ortaya konan projenin Türkiye'yi korkuttuğunu söyleyen Osê, "Türkiye, halklara umut saçan ve karanlığı aydınlatan projeyi karartmaya çalıştı. Türkiye korktuğu için saldırılarını sürekli güncelliyor. Bu halkın kendi projesiyle, kendini savunmasını istemiyor. Özerk yönetime dönük bu saldırılara karşı tüm ülke ve dünya devletleri de sessiz. Askeri, siyasi ve idari alandaki yöneticilerimize SİHA'larla suikastlar, saldırılar düzenliyor. Türkiye kirli saldırılarını savaş suçları işleyerek devam ettiriyor" ifadelerini kullandı.
İNŞA SÜRÜYOR
Osê, Kobanê'de verilen direnişe işaret ederek, "Biz savaş sonrası halkımızın örgütlülüğünü esas aldık. Savunma mekanizmalarımızı güçlendirdik. Hem halkımızı hem sınırlarımızı bu savunma ile koruduk. Bu yönetim şekli gücünü tamamen halkından aldı. Kuzey ve Doğu Suriye'de saldırılara karşı direnişi esas aldık. Rahat bir saldırı yapılmasın diye kendimizi güçlendirdik. 10 yıl geçmesine rağmen bu ruhu ayakta tuttuk. Halkın iradesi tüm güçlerden üstündür. Bu direniş tüm dünyanın korktuğu DAİŞ iradesini, kirli savaşı sonlandırdı. Özerk yönetim, halkıyla, siyasi ve ekonomi yönetimiyle tüm saldırılara karşı kendini inşa etmeye devam ediyor" şeklinde konuştu.
MA / Müjdat Can