ANTALYA - Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın Plan ve Bütçe Komisyonu’na sunduğu 2023 yılı bütçesine ilişkin açıklama yapan SES Antalya Şubesi, toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçe oluşturmadığını belirterek, "Bütçe, halkın ve emekçi örgütlerinin katılımıyla yapılmalıdır" dedi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile bağlı ve ilgili kurumlarının Meclis’te Plan ve Bütçe Komisyonu’na sunduğu 2023 yılı bütçeleri kabul edildi. Bakanlığın 2023 yılı bütçe tasarısının, Meclis’te görüşülecek olmasına ilişkin Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Antalya Şubesi, Bakanlığın bütçe tasarısına ilişkin hazırlamış oldukları raporu kamuoyuyla paylaşarak, taleplerini sıraladı.
'GÖRÜŞÜMÜZ ALINMADI'
Şube binasında yapılan açıklamada konuşan SES Antalya Şube Eşbaşkanı Şükran İçöz, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesinin “seçim yatırımı” olduğunu belirterek, bütçe hazırlanırken görüş, öneri ve taleplerinin alınmadığını söyledi. Ülkede artan yoksulluğun, ağırlaşan ekonomik krizin yükünün emekçiler ve kadınların sırtında olduğunu ifade eden İçöz, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2023 bütçesine değindi.
'TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİNİ DERİNLEŞTİRECEK'
Bakanlığın bütçesine ilişkin "Toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçe olmayacağı gibi toplumsal cinsiyet eşitsizliğini de derinleştirecektir" ifadesinde bulunan İçöz, devletten yardım alan yurttaş sayısının 2020’de 4,4 milyon kişiyken bir yılda yaklaşık 2.5 katına çıkarak 11 milyonu aştığını belirtti.
Bakanlığın sosyal politika üretmeye niyetli olmadığını ifade eden İçöz, “Bakanlık, birimlerinde nitelik arttırma yaklaşımından uzak; sanki sosyal yardım derneği gibi davranan ve zaten yürütmesi gereken kamu hizmetini hayır işine çevirmiş durumdadır. Ayrıca ‘ihtiyaç sahibi’ sayılarını uzun vadede azaltacak herhangi bir sosyal politika üretmediği için sadece ihtiyaç belirlendikten sonra kısa süreli fayda yaratıp kendine bağımlı şekilde yaşamak zorunda kalan kişi sayısını arttırmaktadır. ‘Kadın, engelli, çocuk, yaşlı mülteci, göçmen, sığınmacı yoksulluğunu ve yoksunluğunu azaltmak için birlikte çalışması gereken diğer bakanlık veya kurumlarla iş birliği halinde mi?’ sorusunun cevabı da, ne yazık ki yine bu bütçe teklifinde bulunmamaktadır” ifadesinde bulundu.
'YOKSULLUĞA ÇÖZÜM ÜRETMİYOR'
2023 bütçesi hazırlanırken kur farkı, enflasyon, eşya ve hizmetlerin değerinin artmış olduğu kriterlerinin dikkate alınmadığını söyleyen İçöz, “2022 yılına ilişkin hedefleri incelendiğinde Bakanlığın, bir önceki yıla göre daha az harcama yapmayı planladığı ortadadır. Bu durumda Bakanlığın kronikleşmiş yoksulluk problemine çözüm üretecek bir sosyal politika üretmediği gibi toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçe oluşturmadığı ve yapması gereken kamusal hizmet için kendine başvuruda bulunanlara hayır işi olarak yaptığı görülmektedir" şeklinde konuştu.
İçöz, sendika olarak taleplerini şöyle sıraladı:
"* Bütçe, halkın ve emekçi örgütlerinin de katılımı ile yapılmalıdır.
* Kadın bakanlığı ve çocuk bakanlığı kurulmalı, bu bakanlıkların ihtiyacı karşılayacak bütçeleri olmalıdır.
* Sosyal hizmet alanındaki politikalar, sorunları çözmeye odaklı, iktidarın siyasi çıkarlarından arındırılmış, kapsamlı olmalıdır. Bu alanda yapılacak planlamalarda ekonomik tasarruf ya da kesinti düşünülmemeli, ihtiyaca göre bütçe ayrılmalıdır.
* Sosyal yardımlarda bir bağımlılık ilişkisi yaratma ve rant-siyasi çıkar hedefi kaldırılmalıdır. Yardım alan vatandaşlara şantaj tehdit gibi söylem ve uygulamalardan vazgeçilmelidir.
* Bütçe; salgın, deprem, sel gibi olağanüstü dönemler göz önünden alınarak hesaplanmalı, ekonomik krizleri, yoksulluğu önleyici tedbirler alınmalıdır.
* Ülkemizde bulunan göçmen, mülteci ve sığınmacılara yönelik ayrıca sosyal politikalar geliştirilmeli ve daha insani yaşam koşullarını sağlayacak şekilde yeterli bütçe ayrılmalıdır.
* Ülkemizde büyük bir sorun haline gelen uyuşturucu vb. madde kullanımının artması özellikle bunların küçük yaştaki çocuklara kadar inmiş olmasına yönelik gerekli tüm tedbirlerin alınması ve buna dair önleyici politikaların geliştirilmesi.
* Kadına ve çocuğa yönelik şiddete ilişkin önlemlerin alınması için yeterli bütçe ayrılmalıdır.
* İşkolundaki tüm emekçiler için emekliliğe yansıyan yoksulluk sınırı üzerinde temel ücret olmalıdır. Eğitim durumu, hizmet yılı, yapılan işin niteliği, riski, sosyal hizmet tazminatı vb. kriterler eklenerek giydirilmiş ücretler belirlenmelidir.
* Ağır engelli, çocuk ve yaşlılara hizmet veren yatılı kurumlarda çalışanların ek ödeme oranlarına ilave puan artışı yapılmalı. Benzer koşullarda ve risk altında kadınlara hizmet veren yatılı kurumlarında aynı oranda puan artışından yararlanmaları sağlanmalıdır.
* Meslek farklılıklarını ve meslek sorumluluk sınırlarını ortadan kaldıran, kişilere görevi ve yetkisi olmayan işlerin yaptırılmasına zemin hazırlayan “sosyal çalışma görevlisi” tanımı ortadan kaldırılmalıdır.
* Meslek çalışanları mesleklerin sorumluluk alanları be sınırları çerçevesinde tanımlanmalı, çalışanlara keyfi ve görevleri dışında işlerin yaptırılması engellenmelidir.
* Yatılı kurumlarda çalışan personelin nöbet ücretleri artırılmalı, yatılı olmayan kurumlarda gerçekleştirilen fazla çalışma ücretlendirilmelidir.
* İcap nöbetleri ve danışmanlık tedbirleri için ödenen ücretler yapılan işin ve çalışanların emeğini karşılayacak şekilde artırılmalıdır.
* Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarında mülakat kaldırılmalıdır.
* İdarecilik kadrolarına liyakat ve seçim yöntemi ile atama yapılmalı, atama ve yer değiştirme yönetmeliği değiştirilmeli, atama ve yer yer değiştirmelerde hiçbir kurumda olmayan koşul ve kriterler ortadan kaldırılmalıdır.
* Sosyal Hizmetler risk ve tehdidin yüksek olduğu çalışma alanları olduğundan, sosyal incelemeler, evde hizmet verilmesi gereken durumlar, güvenlik riski olanlara yönelik kurumlarda yapılan çalışmalar sırasında çalışanlara yönelik tehlike ve risklere karşı iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri alınmalıdır."