MERSİN - Yaklaşık bir hafta önce İzmir Aliağa Cezaevi’nden Ereğli Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne sevk edilen ve sağ kolu olmayan tutuklu Mehmet Ümit, tekli hücrede tutuluyor.
Cezaevlerinde artan baskılar tutukluların sağlık, güvenlik ve yaşam haklarını tehdit ediyor. Keyfi gerekçelerle tutuklular, apar topar başka cezaevlerine sevk edilirken, son olarak tecrit koşullarının derinleşmesine karşı Konya Ereğli Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 4 Ekim’de 10'ar günlük süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemi başlatıldı. Tutuklulardan Faik Budak, Fatih Baran ve Remzi Akyürek ise, 16 Kasım’da eylemlerini süresiz-dönüşümsüz olarak devam ettirme kararı aldı. Yaklaşık bir hafta önce İzmir Aliağa Cezaevi’nden Ereğli Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne sevk edilen ve sağ kolu olmayan tutuklu Mehmet Ümit, ailesiyle yaptığı telefon görüşmesinde bireysel ihtiyaçlarını karşılayamadığı halde tekli hücrede tutulduğunu aktardı.
12 Haziran 2011 Genel Seçimleri sırasında 7 bağımsız milletvekilli adayının adaylıklarının Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından veto edilmesi protestolarının ardından kurulan “demokratik çözüm çadırları” eylemleri sırasında sağ eli bilekten kopan 34 yaşındaki Ümit, daha sonra tutuklanarak, cezaevine gönderildi. “Kasten öldürmek” ve “örgüt üyeliği” iddialarıyla ağırlaştırılmış müebbet ve 16 yıl hapis cezası verildi. Ümit, daha öncede henüz 15 yaşında iken 2007 yılında Newroz etkinliklerine katıldığı gerekçesiyle tutuklandı ve Pozantı Çocuk Cezaevi’nde 7 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildi.
Annesi Saliha ve ablası Sarya Ümit, yaptıkları telefon görüşmesi ve cezaevlerinin durumuna dair konuştu.
KIYAFETLERİNİ TEK BAŞINA GİYEMİYOR
Anne Ümit, oğluyla 17 Kasım’da yaptıkları telefon görüşmesinde tekli hücrede tutulduğunu öğrendiklerini söyledi. Anne Ümit, “Arkadaşlarının yanına götürülsün tek başına ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Daha önce İzmir Cezaevi’ndeydi ve orada hakaret, tehditlere maruz kalıyordu. Oğlum şimdi de Ereğli’de 5 gündür tekli hücrede tutuluyor. Kıyafetini dahi tek başına giyemiyor. Tutuklulara yönelik baskılar dursun artık. Ereğli’de ciddi baskıların olduğunu tutukluların açlık grevine başladığını duyuyoruz medyadan. Özel eşyalarına, kitaplarına el koyuyorlar. Bu yapılan işkencedir. Hasta tutuklular ölüm döşeğinde bırakılıyor. Birkaç kişiyle olacak iş değil, tüm Kürt halkı, cezaevleri için ayağa kalkmalı” çağrısında bulundu.
SEVK SIRASINDA İŞKENCE
Daha önce birçok cezaevine sevk edilen kardeşinin Ereğli’ye sevk sırasında işkenceye maruz kaldığını aktaran abla Sarya Ümit, “Tekirdağ’dan İzmir’e sürgün edildiğinde de üzerine su dökülüp ıslak bir şekilde kilometrelerce yol getirildi. Bu olaydan dolayı neredeyse bir ay yürüyemez hale geldi. En son Eylül ayında İzmir Aliağa Cezaevi’nde görüşe gittiğimizde, siyasi tutuklulara yönelik çok ciddi baskılar olduğunu, keyfi cezalarla eşyalarına el konulduğunu söyledi. Öyle bir hale geldi ki; nefes almalarına bile karışır duruma geldiler. Yemeklerin çok kötü olduğunu söyledi. Mehmet’le yaptığımız her telefon görüşmesinde keyfi bir şekilde kesiliyor. En son 17 Kasım’da aradığında Ereğli’ye sürgün edildiğini söyledi” diye belirtti.
DUYARLILIK ÇAĞRISI
Hasta tutukluların sağlık raporlarına rağmen tekli hücrede tutulduğunu kaydeden abla Ümit, “Tek isteğimiz raporlarının göz önünde bulundurulması. Tek dileğimiz tekli hücreden çıkarılıp arkadaşlarının yanına götürülmesi. Ereğli’de son dönemde gelen haberler bizi telaşlandırıyor, tutuklular üzerinde ciddi psikolojik baskılar söz konusu. Ağırlaştırılmış müebbet cezası verilen tutuklular Ereğli’ye gönderiliyor. Cezaevlerinde her gün can kayıpları yaşanıyor. Cezası bitenleri tahliye etmiyorlar. Kamuoyu tutukluların sesini duysun. Adalet Bakanlığı bir an önce Ereğli Cezaevi’nde incelemelerde bulunsun” çağrısında bulundu.