Karanlık koyulaştı şimdi şafak vakti

img
ANKARA - İktidarın Kürt karşıtlığıyla savaşı derinleştirdiği 2022 yılını geride bırakırken, Üçüncü Yol’un varlığı, toplumun değişim isteği ve direngenliği yeni yılda koyulaşan karanlığın dağılacağını gösteriyor. 
 
Oysa güzel dileklerle başlamıştı; 2015 yılından beri başlayan kötü gidişat sona erecek, yeni yıla yeni umutlarla girecek, güzel ve güneşli günler görecektik. Umut işte. Günleri, ayları, yılları hatta asırları birbirinden bağımsız açılıp kapanan dönemler olarak algılamanın, aradaki sürekliliği görmemenin yarattığı hayal kırıklığının bir başka adı oldu 2022. Temenni ve dileklerin beklenen güzel ve özgür günlere yetmediği fark edildiğinde kimi zaman karamsarlık, kimi zaman yılgınlık gelişse de değişimin çabayla, emekle gerçekleşeceğini bilenler açısından zaman ve mücadele denkleminde direniş ısrarı kendisini yeni formlarla mayalamaya başladı.
 
Adını ne koyarsak koyalım kesinlikle bir tarih yaşıyoruz, yaşanan bu çok kritik tarihin parçasıyız aynı zamanda. İnsanlık için geçmişte nasıl unutulmaz anlar ve dönemler varsa yaşadığımız bu dönem de asla unutulmayacak. Peki milat ne olacak, tarih nereye evrilecek? Kahin değiliz, müneccimlik yapamayız ama 2022’de yaşanan pek çok gelişme görmek isteyen gözler için önümüzdeki dönemin kehanetleriyle dolu. Bilim ışığında gelişmelerin bizi nereye götüreceğini öngörebiliriz.
 
ÖNÜMÜZDEKİ SÜRECİN İPUÇLARI
 
Bu açıdan pek çok çevre 2022’in zor geçeğini daha geçen yıldan fark etmiş, uyarılarda bulunmuştu. Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belliydi ve olumsuz gelişmelere işaret etmek ne bir felaket tellallığı ne de karamsarlıktı. 2022 yılı bu açıdan sadece 2023’teki gelişmeler bakımından değil, daha geniş bir dönem için fazlasıyla işaret barındırıyor.
 
AKP’NİN 3 KRİTİK DÖNEMİ
 
Türkiye’nin AKP iktidarıyla geçen son 20 yıllık yakın geçmişini 3 ayrı dönem olarak ele almak mümkün. Birincisi “eskiyi değiştirme, vesayeti kırma, Türkiye’yi demokratikleştirme” iddiasıyla geçen 2002-2007 dönemi. AKP için geçiş, kendini topluma kabul ettirme, geçmişine dair oluşan kaygıları giderme dönemi olarak nitelendirilebilecek bu aşamada AB üyelik süreci, reformlar, hizmet esaslı politika, ekonomiye dair atılan adımlar iktidarın hanesine artı puanlar olarak yazıldı. Bu dönem AKP’nin uluslararası sisteme hızlı bir şekilde entegre olduğu, sistem adına rol üstlendiği bir dönem olarak yaşandı aynı zamanda.
 
2007-2015 dönemi, iktidar açısından sisteme yerleşme, iktidarını kalıcılaştırma, kurumsallaşma, kadrolaşma dönemi olarak yaşandı. İktidar ortakları da bu dönemde boş durmadı. AKP kadrolaştığını düşünürken ortağı cemaat iktidar adına pek çok kritik köşe başını tutmuştu bile ve kendisi de el-mahkum bu durumu kabullenmek zorunda kaldı. Çünkü ne böyle bir kapasitesi ne de bürokrasiye yerleştireceği kadrosu mevcuttu. Yine de 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimi, 2011 referandumu gibi kritik hamlelerle AKP bu süreci tamamlamayı başardı.
 
USTALIK MI MUTLAK İKTİDAR MI?
 
2015-2023 ise, otoriter eğilimlerin arttığı, hukukun, demokrasinin, anayasanın büyük oranda rafa kaldırıldığı, Kürtler başta olmak üzere toplumun hemen her kesimine yönelik saldırıların sistematik hale geldiği, katliamların yaşandığı ve AKP’nin iktidarını mutlaklaştırmaya çalıştığı bir evre olarak varlığını sürdürüyor. Erdoğan’ın çıraklık, kalfalık ve ustalık dönemi olarak adlandırdığı bu dönemleri kendini kabullendirme, sisteme yerleşme, mutlak iktidar dönemleri olarak nitelendirmek yanlış olmaz. Özellikle 2’inci ve 3’üncü evrede AKP’nin mi sistemi değiştirdiği, sistemin mi iktidarı kendisine benzettiği soruları her açıdan tartışmaya muhtaç. Fakat hem iktidarın ilk dönemlerdeki iddialarından büyük orandan vazgeçerek sisteme benzeştiği, sistemiçileştiği savı doğru hem de devletin büyük oranda AKP rengine büründüğü tezi. Bu karşılıklı etkileşim ve dönüşüm süreci taraflardan birinin tümüyle diğerinin rengine bürünmesi ve içinde erimesiyle sona erecek gibi gözüküyor. Daha şimdiden pek çok yorumcu, iktidarın derin devlet unsurlarıyla yaptığı işbirliğinden, MHP ile ortaklığından, devletçi kodlara dönüşünden hareketle AKP’nin, AKP olmaktan çıktığı tespitinde birleşiyor. Doğu Perinçek bile AKP’nin ve Erdoğan’ın kendi çizgilerine geldiğini söylemekten beis görmüyor. O yüzden AKP 20 yıl sonra iktidar ömrünü tamamlamış olsa da 2022-2023 bu hikayesinin ya sona erdiği ya da yeni bir aşamaya evrildiği bir dönem olarak kayıtlara geçecek.
 
AKP açısından bu 20 yıllık hangi dönemini değerlendirirsek değerlendirelim iktidar her zaman Kürtlerle çatışmayı sürdürerek, bir taraftan tarihsel Kürt karşıtlığı misyonunu sürdürdü bir taraftan da bu yöntemle devlet içinde kendisine yönelik homurdanmaların, itirazların önünü kesmeye çalıştı.
 
TAKTİK HAMLELER VE KIRILMA NOKTALARI
 
2019 "açılım" süreci, 2013-2015 "müzakere" sürecini ayrı bir parantez de değerlendirmek mümkün. Açılım-çözüm-müzakere arayışları sadece AKP’nin onayı ve oluruyla değil, aynı zamanda devlet aklının devreye girmesiyle ortaya çıktı. Erdoğan ve AKP bu dönemin bir aktörü olarak ön plana çıksa da devlet, 40 yıllık Kürt sorunundaki çatışmalı süreçte farklı yöntemler denemeye mecbur kaldı. Hem Kürt halkının özgürlük ve demokrasi mücadelesinin ulaştığı boyutlar, Kürtlerin Ortadoğu’da etkili bir aktör olarak öne çıkması, Ortadoğu ve dünyadaki diğer gelişmeler Türkiye’yi buna zorladı. Devlet, esas itibariyle her iki deneme de savaşla başaramadığı tasfiyeyi masada tamamlamak istiyordu ve muhatabı da bunun farkında olarak masaya oturdu. 
 
Ancak toplumun geniş kesimleri tarafından şiddetsiz, ölümsüz çözümün destek görmesi, savaş siyasetinin gittikçe sorgulanır hale gelmesi iktidarın ve devletin çözüm sürecinden beklediklerinin tersi gelişmelere yol açtı. Süreç devleti köklü bir paradigma değişikliğine zorlarken bu da yüzyıllık inkar ve imha politikalarının çökmesi, toplumda eşitlik duygusunun gelişmesini anlamına geliyordu. Herkesi ve her şeyi Türklük, Sunilik, Erkeklik potası altında eritmeyi amaçlayan sistem açısından bu durum kabul edilemezdi ve o nedenle sürece müdahale edilerek sona erdirildi.
 
Bu dönemde hem çözüm süreciyle bağlantılı hem çözüm karşıtı hamleler üzerinden iktidar açısından birkaç kırılma yaşandı. 7 Haziran 2015 seçim sonuçları iktidarın ilk kez kaybetme korkusu yaşadığı, tek başına iktidar koşullarını yitirdiği esaslı kırılmalardan biriydi. Çözümü bir taktik hamle olarak ele alındığı, demokratikleşmeye yanaşmadığı için darbe mekaniği de aktif olarak varlığını sürdürdü. İktidarın günahları üzerinden gelişen 17-25 Aralık ve 15 Temmuz hamleleri de çözüm süreci karşıtı güçlerin iktidarla hesaplaştığı kırılmalar olarak iktidarın tarihinde yer aldı.
 
TECRİT, SAVAŞ VE MANİPÜLASYON
 
AKP kendi varlığını da ülkenin geleceğini de demokrasi, özgürlük ve eşitlik üzerinden güvenceye almak yerine otoriter yöntemlerle kendini kurtarıp ülkeyi ateşe atma yolunu seçti ve böylece herkes için “kaybet kaybet” dönemi de başlamış oldu. 2022 yılına bu ağır koşullarda girdik. 2015 yılından sonra ne kadar olumsuz gelişme varsa 2023’e doğru zirve yapmaya başladı. Öcalan üzerinde uygulanan tecrit 2022 yılında katı bir şekilde uygulanırken, tecrit hem savaş politikalarını tetikledi hem de iktidarın toplumsal alana ilişkin uyguladığı bütün yasak politikalarının da temelini oluşturdu. Yükseltilen itirazlara, yapılan eylemlere rağmen, oyalama ile zamana yayma politikalarıyla tecrit politikası derinleştirilerek sürdürüldü. CPT’nin İmralı’ya yaptığı ziyaret ve Öcalan’ın CPT heyetiyle görüşmemesi bu konudaki kaygıları daha da arttırdı. Bir taraftan tecrit politikalarını katı bir şekilde sürdüren aktörler, öte yandan en üst düzeyde “Tekirdağ’daki hesabı İmralı’dakine verecek” açıklamalarıyla, spekülasyonlar yürütülmeye ve algı oluşturmaya çalıştı. Özellikle bu konuda başarılı olduğunu da söylemek mümkün. Çünkü muhalefet tecrit politikasına ve dayandığı hukuksuzluğa karşı çıkacağına, AKP’yi çözüm süreci gibi bu ülkenin belki de en olumlu gelişme üzerinden hedef alarak, onunla çözümsüzlük yarışına giriyor. Bu durum otoriter yöntemleri ve gidişatı beslerken aynı zamanda çözümsüzlüğü derinleştirerek süreklileştiriyor ve hatta Türkiye’de siyaseti kısırlaştırıyor, çözümü de barışı da hak ve özgürlükleri de iktidar ve muhalefetin ortak yönelimleriyle yerle bir ediyor.
 
TECRİT İMRALI İLE SINIRLI KALMADI
 
Tecrit, İmralı ve Öcalan ile sınırlı kalmadığı gibi başta cezaevleri olmak üzere hemen hemen her alanda yaygınlaştırıldı. Öyle ki iktidara yönelik yoğun teşhir paylaşımlarına başlayan, doğrudan kendisinin dahil olduğu ve iktidarla ortak gerçekleştirdiği suçları itiraf eden ve paylaşımları milyonlarca kişi tarafından izlenen Sedat Peker bile bir süre sonra “dijital tecrit” altına alındığını açıkladı. Paylaşımları kesilerek sessizliğe gömüldü. Dünün konuşan, fikir üreten pek çok aktörünün bugün ne dediğini kimse bilmiyor çünkü çeşitli yollarla yani susturuldu yani tecrit edildi. Cezaevlerinde ise çok daha ağır tecrit politikaları varlığını sürdürüyor. Cezaevlerindeki şüpheli ölümler, infaz yakmalar, işkenceler, keyfi uygulamalar yıl boyunca yaşanan ağır insan hakları ihlallerinin başında geldi.
 
DARBE, HAK GASPLARI HER ALANDA
 
Bu aynı zamanda hukuksuzluğun, darbenin, hak gasplarının da sıradanlaşmasını ve hatta yer yer kabullenmesini beraberinde getirdi. Emine Şenyaşar, Adalet Nöbeti tutan anneler, Cumartesi İnsanları, tecride karşı alana çıkan Kürtler, bu tür engelleme, abluka ve gözaltılara maruz kalırken, aynı saldırgan, ablukacı, tecrit eden yöntem 25 Kasım’da kadınlara, Meclise yürümek isteyen emekçilere, zeytinlikler için alana çıkan çiftçilere, eşit yurttaşlık için mücadele eden Alevilere, "barınamıyoruz" diyen öğrencilere, "doğa talan edilmesin" diyen ekolojistlere ve hatta 6 yaşındaki çocukların cinsel istismarını protesto etmek isteyen kesimlere karşı da kullandı. 2022 yılında sokak öylesine hak arama yöntemlerine kapatıldı ve bu öylesine büyük bir şiddetle uygulandı ki milletvekillerinin sokak ortasında ayakları kırıldı, milletvekilleri ve parti başkanları yürütülmez hale getirildi.
 
KÜRDÜ DÖVDÜRMEYECEKTİNİZ!
 
Yıl boyunca muhalefete karşı gözaltı, tutuklama ve yargı darbeleri hız kesmeden devam etti. Kürtlere karşı başlatılan ve toplumun diğer kesimlerinin sessiz kaldığı saldırılar bu dönemde genelleşti. Kobanê Kumpas Davası, HDP’ye yönelik kapatma davası Kürtlere karşı ardı arkası kesilmeyen gözaltı operasyonları sürerken yıl boyunca Osman Kavala’ya müebbet hapis cezası verildi, Gezi Davası aktörleri ağır cezalarla cezalandırılarak tutuklandı, Şebnem Korur Fincancı önce linç kampanyasına maruz kaldı ve sonra tutuklandı. Hatta tutuklamalar yasaklar öyle bir hal aldı ki, sanatçı Gülşen bile bundan nasibini aldı, pek çok konser yasaklandı ve iptal edildi. Kayyım bir yöntem haline geldi ve yönetim biçimine dönüştü. 19 Aralık kayyım darbesi, sırasıyla Boğaziçi Üniversitesine sıçradı ve şimdi İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik aynı hazırlık yapılıyor. Ekrem İmamoğlu’na “hakaretten” ceza verilerek, siyasi yasaklı haline getirmenin yolu açıldı.
 
SAVAŞLA İSTEDİĞİNİ ELDE ET!
 
Bütün bunlar olurken itiraz etmeye yeltenen herkesin ve kesimin sesi savaş politikalarıyla “ama terör” denilerek kısıldı. Kürt karşıtlığı ülke içinde ve dışında derinleştirildi. Pençe-Kilit, Pençe-Kaplan, Pençe-Kartal, Pençe-Şimşek, Pençe-Yıldırım, Eren ve daha onlarca farklı isimle yıl boyunca sürdürülen saldırılarda, çatışma ve savaşta yüzlerce insan hayatını kaybetti. Federe Kürdistan Bölgesel Yönetimine yönelik yürütülen saldırıların yanı sıra bütün yıl boyunca Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıların hazırlıkları yapıldı, saldırılar gerçekleştirildi ve daha geniş kapsamlı saldırılar için iktidar bütün diplomatik imkanlarını seferber etmiş durumda. Taksim’deki katliam bu yüzden ilk elden karartıldı, sorumluları ve bağlantıları kamuoyundan saklandı ve Kürtlere yönelik saldırıların gerekçesi haline getirildi. Tam da seçim arifesinde bu tür saldırıların daha da yoğunlaştırılacağına ilişkin güçlü değerlendirmeler ve verilen mesajlar var. İktidarın bütün bunlar için 7 Haziran sonrası yaşanan şiddet dalgası ve 1 Kasım’da iktidarını yeniden sağlamayı referans alıyor. Aynı yöntemlerle bir taraftan hem Kürt karşıtlığını sürürken hem de 2023 seçimlerini garantiye almayı amaçlıyor.
 
YURTTA SAVAŞ DÜNYADA BARIŞ MÜMKÜN MÜ?
 
İçeride böylesine katı bir tecrit, baskı ve saldırı politikası ile savaş konsepti sürdürülürken, iktidar son 10 yıldır düşmanlaştırdığı ne kadar devlet varsa “barışmak” için hepsinin kapısını aşındırmaya başladı. 14 yıl sonra Türkiye "Van Minüt (One Minute) dediği ve “siz insan öldürmeyi iyi bilirsiniz” diye efelendiği İsrail ile en üst düzeyde görüşmeler gerçekleştirdi. Mart ayında Erdoğan, İsrail Cumhurbaşkanı ile Ankara'da bir araya geldi, Mayıs’ta İsrail ile Türkiye Dışişleri Bakanları bir araya geldi, Ağustos’ta iki ülke arasında büyük elçi atamaları yapıldı. Nisan ayında Arabistan Başkonsolosluğunda katledilen Cemal Kaşıkçı dava dosyası Arabistan’a verildi. Erdoğan daha önce “darbeci ve katil” dediği Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile yılın son döneminde el sıkıştı. 2011 yılından beri iktidarın “katil Esed” olarak nitelendirdiği Suriye Devlet Başkanı Esad ile görüşmek için her türlü hamleyi sürdürüyor. Yani bütün “katiller, darbeciler, Siyonistler, düşmanlar” bir anda dosta döndü. Bu düzende her şeyin değişme ihtimali vardı ama Kürt karşıtlığının asla!
 
2022’deki olumsuz gelişmeler elbette bunlarla sınırlı değil. Orman yangınları, Karadeniz’deki sel felaketi, ırkçı kampanyalar, sokağa taşan işkence görüntüleri, özgür basına yönelik saldırılar, Antep ve Derik’te yaşanan katliam gibi kazalar, derinleşen ekonomik kriz ve daha sayılabilecek sayısız olumsuzluk 2022’de yaşanan karanlığı koyulaştırdı.
 
ŞAFAK NE ZAMAN SÖKECEK?
 
Maalesef bu gidişat bir süre daha devam edecek ama elbette bu karanlık ilelebet sürmez, süremez. Bunun sonsuza kadar sürmeyeceğini gösteren en önemli işaret toplumun her şeye rağmen itiraz etme basireti göstermesidir, verilen mücadeledir, teslim olmama halidir. 2023 seçimleri bu gidişatın nereye evrileceğini göstermesi bakımından elbette önemlidir ama daha da önemli olan toplumsal mücadele dinamiklerinin yaratacağı sinerjidir. Hem geleceği hem de seçim sonuçlarını belirleyecek olan da bu hakikattir. Seçim yapılır mı, yapılırsa sonuçları ne olur şimdiden kestirmek zor ama seçim yapılsa ve bir değişim yaşansa bile bu koyu karanlığın dağılması zaman alacak. İlk elden olası bir değişim psikolojik olarak ciddi bir rahatlamayı yaratacak. Tabii ki muhalefet şimdiye kadar yaptıklarını yapmaz ve toplumun umutlarını heba etmezse. Her şeye rağmen 3’üncü yolun varlığı, toplumun değişim isteği geleceğe dair umutlu olmamızı sağlıyor.
 
* Kenan Kırkaya - Gazeteci

Diğer başlıklar

31/12/2022
12:00 Kayıp yakınları Özdemir ve Bahçeci’nin akıbetini sordu
11:11 Paris'te katledilenler için tören düzenlenecek
10:37 Kadınlar 5 Ocak’ta alanlarda olacak: Gülistan Doku Nerede?
10:33 Buldan ve Sancar: 2023 halkların bahar yılı olacak
10:24 Dumlu’da tutuklulara 14 slogan için 14 ay iletişim cezası
10:10 Her parça Kurdistan’a bir Dilxwaz: Tek isteğim Kürtlerin başarısı
09:38 Abdullah Öcalan’ın avukatı: Dayanışma sürerse tecrit aşılır
09:20 Rihalıların asgari ücret tepkisi: Sabah akşam ürünlere zam yapılıyor
09:10 Fincancı kararına tepki: Doğru söylemek suçsa biz de suçluyuz
09:09 İnfaz yakmaya gerekçe: Kültürel faaliyetlere katılmadı
09:08 TPAO’nun sondaj çalışmaları bir köyü susuz bıraktı
09:07 Kobanê Davası’nda savunmalar bitmeden mütalaa kararı
09:07 Maden ocakları ölüm saçıyor: Canlı yaşamı tehlikede
09:05 Bodrum Kalesi'nde tarihe yolculuk
09:03 Polislerin darp ettiği siyasetçiler hakkında soruşturma
09:02 Wan sokakları: Kurtuluş, Emek ve Özgürlük İttifakı’nda
09:00 ‘2023’te Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için mücadele edeceğiz’
09:00 31 ARALIK 2022 GÜNDEMİ
30/12/2022
23:35 Mersin’de 6 yaşındaki çocuğa cinsel saldırı: Failler serbest!
21:13 Sanal medyada #TecrideSonÖcalanaÖzgürlük çalışması
20:59 HDP’li gençlerden Kürtlere yönelik katliamlara tepki
20:30 Amed’de halk buluşmaları: Kürt halkının mücadelesi kazanacak
20:20 Kobanê Davası: Tanık para karşılığında MİT’e bilgi sattı
19:35 Tahliye olan Yıldız, sloganlar eşliğinde karşılandı
19:29 Aliağa’da zehirlenen 9 işçiden biri yaşamını yitirdi
19:24 RSF: Türkiye gazeteciler için en tehlikeli ülkelerden biri
19:05 Bornova'da vinç devrildi: 5 kişi yaşamını yitirdi
18:52 Bern'de 'Paris katliamı aydınlatılsın' eylemi
18:02 TGS Amed Şubesi: Meslektaşlarımız serbest bırakılsın
16:49 Aydın'da patlama: 7 ölü
16:19 Ayşe Gökkan'dan kimyasal kullanımının araştırılması için başvuru
15:57 Tevriz Dora davasında polislerin tutuklanma talebine ret
15:37 Gazeteci Can Dündar 'gri liste'ye eklendi
15:08 Amed Barosu CMK ücret tarifesini Danıştay’a taşıdı
14:57 Şirnex’te katledilen sağlıkçılar anıldı
14:51 Çemço’da kimyasal silah saldırısı
14:29 ‘Hiçbir Kürt partisi boyun eğmeyecek’
13:57 Kobanê Davası: Tek delil Erdoğan’ın beyanları
13:28 Tutukludan Meclis’e 'gelip kemaralara bakın' çağrısı
13:25 SES: Promosyon sözleşmesi revize edilsin
13:05 Ailelerden İmralı için görüşme başvurusu
13:04 Paris'te katledilenlerin cenazesine bürokrasi engeli
12:45 ÖHD’den cezaevi raporu: İhlallerde ciddi artış yaşandı
12:34 İHD Amed Şubesi: Demokratik siyaset algısal operasyonlara alet edilmemeli
12:23 Tanıkları polis olan davada hak savunucularına ceza
12:00 Başaran: Kadın düşmanı iktidarı yeneceğiz
11:54 Şenyaşar ailesi: 2023'ten beklentimiz adalet
11:44 İran'da katledilenler için kitlesel anma
11:44 QSD operasyonunda 52 DAİŞ'li yakalandı
11:03 Verilerin yasaklandığı Kurdistan Bölgesi’nde en az 54 kadın katledildi
10:59 Wan’da kadını katletme girişimi
10:42 AYM HDP'ye Hazine yardımının kesilmesini görüşecek
10:40 Ölüm orucundaki tutuklu oğlunu HDP önünde arıyor
10:18 Cafer Kurt sürgünde yaşamını yitirdi
10:10 Açlık grevindeki tutukluların B12 talebi karşılanmıyor
10:05 87 gazeteci yeni yılı cezaevinde karşılıyor
10:04 Amedspor Kadın Futbol Takımı'ndan 3 transfer
10:04 Dışişleri katliamı itiraf eden Irak Büyükelçisi'ni savundu
09:39 Başaran: 2023 kadınların başarı yılı olacak
09:24 Annesinin kucağında öldürülmüştü: 7 yıl sonra 3 polise dava
09:11 ‘Türkiye Avrupa ile anlaştı tecrit derinleşti’
09:07 Büyük Menderes Havzası tehlikede: Sermaye artık sınır tanımıyor
09:02 30 bin kişi ambargo ve saldırılara direniyor
09:02 Kayısı üreticisi: Köylüyü köyde tutamazsan üretim durur
09:00 Tıkanan siyasete 3'üncü Yol soluğu
09:00 30 ARALIK 2022 GÜNDEMİ
29/12/2022
22:44 Semsûr'da Roboskî ve Mereş katliamı anması
22:29 Gençler, Roboski katliamına dikkat çekti
21:47 ‘Kadınların isyanı değiştirecek’ eylemine çağrı
20:44 Kobanê’de kimyasal saldırı protestosu
19:30 Hukuk örgütlerinden CPT’ye İmralı başvurusu
18:16 Emeklilerden insanca yaşam talebi
17:27 Sanatçılardan Fransa Kültür Bakanlığı önünde eylem
17:21 Kobanê Davası: Burada yargılanan DAİŞ'e karşı tweet atmak!
17:11 DTK, DBP ve HDP'den halk buluşması: Savaşın olduğu yerde demokrasi olmaz
17:01 Savcı olmayan ‘gizli tanıkları’ delil kabul ederek ceza istedi
16:56 HDP’li 10 siyasetçiye ceza yağdı
16:44 Bîr belgeseli Zürih'te izleyiciyle buluştu
16:41 Çelik için kurulan taziyeye ziyaret
16:39 Fincancı’nın tutukluluk kararına tepki: Mücadelede ısrar edeceğiz
16:38 ODTÜ’den Yavaş’a imza tepkisi: Manipülasyondur
16:30 Fincancı tahliye edilmedi: Kimyasal yoksa neden araştırıldı?
16:18 Emniyet 25 Kasım yürüyüşüne ‘kabahat suçu’ dedi
16:00 Tutuklu gazetecilerle görüşme başvurusuna 'sakıncalı' engeli
15:55 EMEP Başkanı Akdeniz’den DBP’ye dayanışma ziyareti
15:26 ‘Kürt kadınları devrimsel bir öncülüğü ifade etmekte’
15:20 Strasbourg sokaklarında Paris katliamına tepki
14:54 Fincancı: Cizre’de bulduğum çocuk çenesinin intikamını almak istiyorlar
14:40 Mızraklı'dan Soylu'ya: Adımı sakın unutma, hesaplaşacağız
14:03 Demirtaş’tan Adana’daki pankarta suç duyurusu
13:41 Beştaş: Yargının koruduğu faillerin peşini bırakmayacağız
13:25 AYM’nin Kazanhan kararı: Suç ve ceza arasında orantısızlık var
13:22 TBB Başkanı: Şenyaşar ailesinin çığlığını duymak ancak adil yargılamayla olur
13:06 Ayla Akat: Kürt sorununun demokratik çözümünden korkuluyor
13:05 Kurdistani İttifak’tan DBP’ye dayanışma ziyareti
12:34 Sancar: Saldırıları örgütlü mücadele ile durduracağız
11:55 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından görüşme başvurusu
11:32 Günay’dan Bozdağ’a: Tecrit suçuna ortak oluyorsunuz
11:08 İmralı tecridine karşı Adalet Nöbeti: Kürt halkının kaygılarını giderin
11:00 Mücadele arkadaşları Kara'yı anlattı: Devrimin öncüsüydü
10:39 Tutuklu Aslan: Adliler üzerinden provokasyon yapılıyor
10:36 HDP Gençlik Meclisi: Direnen halklar gençlik öncülüğünde tecridi kıracak
10:15 Êlih’te kaçırılan çocuktan 20 gündür haber alınamıyor
10:14 Kimyasal saldırıları: OPCW'nun sessizliği, Türkiye'nin inkarı sürüyor
10:13 İkinci Paris katliamı Ömer Güney’in ses kayıtlarında vardı!
10:02 Gazeteciler 2 aydır tutuklu: İtirazlara aynı gün ret!
09:54 Karanlık koyulaştı şimdi şafak vakti
09:45 Ağır hasta tutuklu Gurban’a 9 saat kelepçeli sevk işkencesi
09:30 Deniz Poyraz davası kararına tepki: Adaleti kadınlar sağlayacak
09:29 2'nci Paris Katliamı'na tepki: 'Jin, jiyan, azadî' ile mücadele sürecek
09:26 ÖHD’li Düşünmez: Tecride ilişkin başvurular acilen sonuçlandırılmalı
09:21 'JİTEM Karargahı'nda bulunan kemikler kayıp Kevci'ye mi ait?
09:20 Bir sürgün projesi: Harabe Köykent!
09:13 Tarım alanları enerjiye kurban ediliyor
09:10 'Emek ve Özgürlük İttifakı, tüm direnenlerin ittifakıdır'
09:03 Almas’a verilen cezada ‘niyet’ okuması
09:02 PYD Sözcüsü Begdaş: Talabani ziyareti kazanımları sahiplenmeydi
09:01 Binici: Tecrit sürdükçe savaş, baskı ve zulüm sürer
09:00 İktidar sıkıştıkça yargı sopasına başvurdu
09:00 29 ARALIK 2022 GÜNDEMİ
07:47 Tahliye olan Yılmaz Yürek Amed'te karşılandı
28/12/2022
22:55 Suriye Savunma Bakanı, Akar ve Fidan ile görüştü
21:53 Direnişteki Koç Üniversitesi Hastanesi işçileri kazandı
20:59 Erdoğan'dan EYT açıklaması: Herhangi bir yaş sınırı uygulanmayacak
20:48 Ongun: Soylu’nun 'dağ kadrosundan ama İBB’de itfaiyeci' dediği kişi şehit kardeşi
20:18 Ege illerinde Roboski katliamı anması
20:12 HDP Riha İl Örgütü'nden dayanışma yemeği
20:05 ‘Roboski’nin hesabı bağımsız yargı önünde sorulacak’
18:46 KHK eyleminde yargı kararlarına tepki
18:37 Jineoloji ‘Jin jiyan azadî’ üzerine Farsça kitapçık yayınladı
18:34 İtalya’da Lanzo Dağı vadisine Jina Emînî’nin adı verildi
17:40 Fransa Adalet Bakanlığı önünde eylem
17:26 Meryem Sevim’i katleden fail yakalandı
17:15 Eğitim Sen: Öğretmenlerin puan mağduriyeti giderilsin
17:12 İETT şoförlerinin sorunlarına dikkat çekildi
17:05 Korucuların avukatları tecavüzü savundu
16:55 Gezi davasında verilen cezalar onandı
16:48 Maden ocağında direniş: 6'ncı kez gözaltına alındılar
16:17 Adana'da 'devlet hastanesi' talebiyle imza kampanyası
15:41 DBP’ye yönelik tutuklamalar protesto edildi: Mücadelemiz sürecektir
15:14 Birçok kentte Roboski anması: Sorumlular yargılansın
14:46 QSD'den bir yıllık saldırı bilançosu
14:45 'DBP’ye operasyon düzmecedir’
14:25 Devrimci Parti’den DBP’ye ziyaret
13:28 Licê’de 3 yerleşim yeri 'güvenlik bölgesi' ilan edildi
13:16 Tutuklu gazeteciye ‘toplatma kararı’ olmayan kitap verilmedi
13:12 GÖÇİZDER davasının düşürülmesi talebine ret
13:11 Amed’in ‘Medeniyetler Kenti’ olduğu tescillendi
12:46 Elazığ T Tipi Cezaevi’nde açlık grevi
12:29 HDP KYK yurdundaki hijyensiz yemekleri Meclis’e taşıdı