HABER MERKEZİ - TSK’nin Zap’ta 10 aydır devam saldırılarda tüm teknik imkanlarına rağmen sonuç alamayarak çekilmek zorunda kaldığını belirten gazeteci Seyda Qasim, “Büyük bir başarı elde etmek istediler ama başaramadılar” dedi.
Türkiye’nin KDP ortaklığında Federe Kurdistan Bölgesi’nin Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine 17 Nisan 2022’de başlattığı saldılar 10’uncu ayına girdi. Türkiye tarafından bölgede 2 bin 500'ü aşkın kez kimyasal silah ve yasaklı bomba kullanıldı. 1 Şubat'ta yapılan açıklamada, Ocak ayında 252 kez yasaklı bomba ve kimyasal silah kullanıldığı belirtildi. Federe Kurdistan Bölgesi’ndeki gelişmeleri yakından takip eden gazeteci Seyda Qasim, 10 aydır devam eden saldırılarını ve TSK’nin Zap’ın bazı bölgelerinden çekilmesini değerlendirdi.
BOMBALANMAYAN ALAN YOK
Qasim, 10 ayda Türkiye'nin istediği sonucu alamadığını ifade ederek, “Türkiye, bu kadar mühimmat, kimyasal silah kullanılmasına rağmen sonuç alamadı. Sonuç, 2008 kışında Türkiye’nin Zap'tan çekilmesi gibi oldu. Saldırının en zor aşaması Avaşîn, Zap ve Metîna olmak üzere sınır kapılarında gerçekleştirildi. Bombalanmayan bir tek alan neredeyse yok. Bu saldırılarda taktik nükleer bomba, termoborik bomba gibi yasak silahlar direniş tünellerinde kullanıldı. Ama sonuç alınamadı. Türk ordusu o kadar sıkıştı ki, Zap'ın bazı bölgelerinden çekilmek zorunda kaldılar” dedi.
KDP’NİN ROLÜ
KDP'nin saldırılarda ki rolüne dikkat çeken Qasim, bölgede araştırma yapmak isteyen heyetlerin engellendiğini belirterek, "Yasaklı silahların ve hatta nükleer taktiklerin kullanılmasına karşı uluslararası güçler sessizdi. HPG, Türkiye’nin savaş suçlarına ilişkin çok sayıda belge ve görüntü yayınladı. Şimdiye kadar bölgede inceleme yapmak isteyen birçok heyet, KDP tarafından engellendi. Bunun yanında Türkiye, Barzani ailesi yönetimindeki KDP güçlerinin işbirliği ve desteğiyle gerillaların tüm yollarını ele geçirmek istedi. Bu kapsamda Türkiye’ye verilen koordinatlar savaş uçaklarıyla bombalandı. Bununla gerillayı arkadan vurmak istedi” ifadelerini kullandı.
KİMYASAL SORUŞTURMASINA İZİN VERİLMİYOR
Qasim, kimyasal silah kullanımının soruşturulması için oluşturulan komisyona da değinerek, mevcut çıkarların soruşturmayı engellediğini belirtti. Qasim, "Komisyon kuruldu, ancak şu ana kadar bir ilerleme kaydedilemedi. İyi bir araştırma yapılmadı ve Türkiye'nin Irak topraklarının ihlal edildiğine dair hiçbir yasal şikayette bulunulmadı. Irak Parlamentosu'nda, Türk saldırılarını önlemek için on kez komisyon ve toplantılar yapılmasına rağmen sonuç alınamadı. Mustafa El-Kazımi'nin mevcut hükümeti, Türkiye ile işbirliğiyle tanınıyor. Bölgedeki zor şartlar ve KDP'nin engellemeleri nedeniyle gerek Irak'tan, gerekse bölgeden hiçbir bağımsız, uluslararası ve yerel heyet savaş suçlarının işlendiği bölgelere gidememiştir. Bu konuda PKK'nin birçok kez çağrısı oldu; ‘bağımsız heyetler bu bölgelere gelmek isterlerse gerillanın her konuda yardımcı olacaklarını’ belirtmişti. Ama KDP bu yolu da engelledi. Şu ana kadar komisyon bu konuda kayda değer bir çalışma yapmadı. Varsa da henüz açıklanmadı” diye belirti.
Qasim, konuşmasının devamında şunlara dikkat çekti: “Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın açıklamaları özel savaş politikalarının bir parçasıdır. Öbür türlü oradaki durumu nasıl izah edecek? Orada o kadar çok asker öldürüldü, o kadar çok yenilgi yaşadılar bu yenilgiyi zafer olarak gösterdi. Türk ordusu Zap'tan çekilmeseydi oradaki tüm askerleri ölecekti. Hava şartları, gerillaların askerlere eylem yapmasını daha da kolaylaştırdı. Gerillalar yeni modelle tüm teknikleri boşa çıkardı. Bu nedenle Türk askeri çekilmek zorunda kaldı. Bir savaş var ama bu savaşın karşısında da bir direniş var.”