Cengiz Çandar: Erdoğan giderse çözümün yolu açılır

AMED - Yeşil Sol Parti'nin Amed adayı Cengiz Çandar, Kürt sorununun çözümü için AKP-MHP'nin gitmesi, normalleşme için de İmralı tecridinin kaldırılması gerektiğini belirterek, "Vekil olmak için değil, mücadele için Meclis'e gidiyoruz" dedi. 
 
Yeni cumhurbaşkanı ve milletvekillerinin belirleneceği 14 Mayıs seçimlerine sayılı günler kaldı. Seçimler, bütün partiler açısından kritik bir öneme sahip. 21 yıldır iktidarda olan AKP ile küçük ortağı MHP de, CHP'nin başını çektiği 6'lı Masa da seçimleri kendileri için "varlık-yokluk seçimi" olarak görüyor. Yeşil Sol Parti'nin içerisinde yer aldığı Emek ve Özgürlük İttifakı ise, ülkenin düzlüğe çıkması ve içerisine girdiği karanlık tünelden çıkması için seçimlere kritik bir eşik olarak yaklaşıyor.
 
Toplumun tüm kesimlerinin büyük önem atfettiği seçimlerde kimlerin aday gösterileceği merak konusuydu. Partilerin aday listeleri netleşirken, birçok sürpriz isim listelerde yer aldı. Bu sürprizlerden birisi, kamuoyunun yakından tanıdığı deneyimli gazeteci Cengiz Çandar oldu.
 
YARIM ASIRLIK GAZETECİLİK
 
Yeşil Sol Parti'nin Amed listesinde aday gösterdiği Çandar, 1948 Ankara doğumlu ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun. ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde asistan olarak başladığı akademik kariyeri, 12 Mart 1971 "askeri muhtırası" nedeniyle yarıda kaldı. 68 kuşağı gençlik hareketlerinde aktif bir rol oynadı. Profesyonel anlamda gazeteciliğe 1976’da başladı. Yarım yüzyıllık gazetecilik hayatında pek çok gazetede hem muhabir hem editör hem de köşe yazarı olarak çalıştı. Lübnan basını olmak üzere birçok yabancı yayın organında çalıştı.
 
FKÖ'nün (Filistin Kurtuluş Örgüt) eski bir üyesi olması, dış politika alanında ve Ortadoğu bölgesinde çalışmasında etkili oldu. Ortadoğu’nun birçok ülkesinde çalışan Çandar, İran-Irak, Lübnan iç savaşı, İsrail-Filisin ve Arap-İsrail çatışmalarında savaş muhabiri olarak çalıştı. Berlin Duvarı'nın yıkılmasına, Çekoslovakya’daki “Kadife Devrim”in birebir şahitlerinden. Sadece Ortadoğu değil, Avrupa ve Amerika’da da bulundu.  
 
Kürt sorunuyla tanışıklığı ise, 70’li yıllarda Suriye'de oldu. Saddam sonrası Irak'ta ilk Cumhurbaşkanı olan Celal Talabani ile 1973 yılında tanıştı. Ardından Kürt sorunuyla yakından ilgili hale geldi. Çatışmalı sürece dair birçok yazı ve makale ele aldı: Dağdan İniş-PKK Nasıl Silah Bırakır? Kürt sorununun Şiddetten Arındırılması raporu en bilenen yayınlardan biri.  
 
Gazetecilik hayatı boyunca birçok ödüle layık görülen Çandar, Direnen Filistin (1976), Orta Doğu Çıkmazı (1983), Tarihle Randevu (1983), Güneşin Yedi Rengi (1987), Benim Şehirlerim (1999), Çıktık Açık Alınla (2000) ve Mezopotamya Ekspresi: Bir Tarih Yolculuğu (2012) kitaplarını kaleme aldı.
 
Mayıs 2016’da Stockholm Üniversitesi Türkiye Çalışmaları Enstitüsü’nün davetiyle İsveç’e giden Çandar, adaylığı belli olduktan sonra, 7 yılın ardından İstanbul'a geldi. Hemen sonra da yıllardır görmediği ve "ilk görüşte aşık" olduğu Amed'e ayak basarak, seçim çalışmalarına başladı.
 
SÛR KUÇELERİNDE YOĞUN İLGİ
 
Çandar, isminin basına düşmesinden hemen sonra en çok tartışılan isimlerden oldu. Bazı kesimler, 2017 anayasa değişikliği referandumunda gösterdiği "yetmez ama evet" tutumundan kaynaklı, bazı kesimler ise, "liberallikle" onu eleştirdi. Tüm bu eleştirilere rağmen Yeşil Sol Parti'den aday gösterilmesi büyük bir kesimde büyük bir heyecan yarattı.
 
Bu heyecanı, güncel gelişmeler ve adaylık sürecine dair söyleşi yapmak için gittiğimiz ve Çandar'ın "canımın içi" olarak nitelendirdiği Sûr ilçesinin "kuçelerinde (sokaklarında)" görmek mümkün.  
 
Gerek söyleşi için buluştuğumuz mekanda gerekse tarihi dar sokaklarda Çandar'a ilgi yoğun. Evlerinin kapılarının önünde iftarı bekleyen Sûrlular, bembeyaz saçıyla dikkat çeken Çandar'ı bir süre meraklı gözlerle süzdükten sonra yanına yaklaşıp, "vekilim, vekilim" diye sesleniyor. Hemen ardından Çandar'a sarılıp, fotoğraf çektiriyor.
 
"Siz Cengiz Çandar mısınız?" diye soranların sayısı da az değil; bir sonraki sokakta bir yurttaşın, "Abê vekillerin hiç bir zaman tek başlarına, hele bu sokaklarda gezdiklerini görmedik" sözleri, bazı yurttaşların gördükleri kişinin Çandar olup olmadığına dair yaşadıkları emin olmama halini de açıklıyor.
 
Çandar'ın "Ben Erdoğan mıyım ki koruma ordusuyla gezeyim? Ben sizin vekilinizim" sözleri ise yurttaşları keyiflendiriyor. Gösterilen yoğun ilgiden Sûrluların şimdiden onu "vekilleri" olarak kabul ettiklerini, onun da "vekillik" durumuna alıştığını görüyoruz. Eller sıkıldıktan ve hal hatır sorulduktan sonra konular dönüp dolaşıp ülkenin içerisindeki durum, en yakıcı sorunlar ve neler yapılmasına dair konulara geliyor.
 
Sûr "kuçelerinde" cevap aranan soruları Çandar'a yönelttik, buyurun cevapları...
 
 Amed’te aday gösterildiniz, nasıl buldunuz? Sizin için bir anlamı var mı?
 
Kelimelerin yetebileceği bir açıklamam olamaz buna. Çünkü mutluluğumun ve bundan duyduğum gururu ifade edebilecek kelime bulmakta zorlanıyorum. İlk kez adaylık söz konusu olduğunda benimle görüşen -çok da eski dostum- HDP Eş Genel Başkanı (Mithat Sancar) ile görüşürken ona dedim ki "nereden aday gösterilmemi düşünüyorsunuz. İpucu verebilir misiniz acaba?" Söylemedi. 'Kürt illerinden biri, batıdan olmayacak' dedi. Ben de dedim ki 'Buna çok sevindim. Çünkü ben etnik olarak Türküm ama ruhen Kürdistaniyim." O sözü de ilk kez ondan duymuştum. Kendisi Kürdistani olduğunu söylemişti. Ben de "Ben senin gibi coğrafi anlamda Kürdistani değilim ama ruhen Kürdistaniyim" dedim. Bir takım duyumlar olduğunu, Amed olduğunu söylüyorlardı. "Ah keşke, inşallah" diyordum. İstanbul'a geldiğimde avukatım karşıladı. Adayların YSK'ye teslim edilmesine iki saat vardı. Fakat sosyal medyaya düşmüştü. Dedi ki hayırlı olsun. Neresi diye sordum, çünkü bunca yıllık tecrübeyle son dakika goller olur. "Amed" dedi. 
 
 Amed denildiğinde neler düşündünüz? Çünkü burasıyla özel bir bağınızın olduğunu sık sık vurguluyorsunuz.
 
Olağanüstü bir mutluluktu. Kürt illerinden birinde aday gösterilmek baş göz üstüne. Yeşil Sol Parti adayıyım ama HDP'nin getirdiği bir adaylık süreci gibi algılamak çok yanlış olmaz. O yüzden Kürt illerinden aday gösterilmek baş göz üstüne. Fakat Amed'in yeri başkadır. İki sebepten; Amed çok özel bir yerdir. 23 yıl önce "Benim şehirlerim" adında bir kitap yayınladım. Kudüs benim için öyle bir yerdir. Annemin memleketi Selanik benim için öyle bir yerdir. İstanbul öyle bir yerdir. Amed de öyle bir yerdir. Çok özel bir yerdir. 
 
4 parça Kürdistan'ın bütün köşelerinin gözünü diktiği noktadır burası. Hiçbir devletin başkenti olmamıştır. Fakat ister Güney'dekiler (Federe Kürdistan Bölgesi) olsun, ister İran'dakiler, ister Suriye'dekiler olsun -Irak'taki Kürtler epey yol aldılar. Oradaki kurucu liderlerinin hepsini tanırım. Rahmetli Mam Celal Talabani olmak üzere, Mesut Barzani de. Onlar için ölçü Diyarbakır'dır. Gözleri buraya dönüktür. Burası ne yöne gidiyorsa, ne yapacaksa ona göre bir ruhi zihni şekillenmeye girerler. Türkiye coğrafyasından da böyle. 
 
Amed, 4 parça Kürdistan'ın bütün köşelerinin gözünü diktiği noktadır. Kürdistan'ın her köşesine ayar veren yerdir. Ben Amed'e aşık bir adamım. Buranın evladı sayılırım. Madem buranın çocuğuyum ve temsilcisi olacağım, bu insanların sevgisine karşılık verebilmem gerekir. 
 
Van önemli ve büyük bir şehirdir. Van'da bile gözler Diyarbakır'a çevrilir. Hakkari en dipteki köşe. Bir şey sorarsınız, "Bakalım Diyarbakır'da ne olacak" derler. Burası ayar verir. Kürdistan'ın her köşesine ayar veren yerdir. Aynı zamanda Türkiye'ye ayar veren yerdir. Mesut Yılmaz'ın meşhur sözünden anlarız; "Bürüksel'in yolu Diyarbakır'dan geçer" demiştir. Bürüksel batının en batısı. Yarım saat sonra Avrupa bitiyor. Ne demek Bürüksel, Avrupa Birliği demek. Türkiye'nin Avrupa Birliği yolu Diyarbakır'dan geçer. Diyarbakır böyle bir yer. 
 
Bütün bu nedenlerden ötürü buranın temsilci olmak akıl almaz bir mutluluk benim için. Ömrünün 40 yılını Kürt sorununa vakfetmiş, onun için bir takım bedeller ödemeyi göze almış, Kürt coğrafyasında önde gelen aktörlerini yakından tanımış biri olarak, Amed ve milletvekili sözcüklerinin yan yana olması benim için gurur okyaşıcılık, bütün bir hayatın anlam kazanması demek. Bu ülkenin en vefalı insan topluluğu Kürtlerdir. Ve onların simgesi olan şehrin adaylığı aynı zamanda çok çok heyecanlandırdı beni. 
 
Diğer bir nokta Ben Amed'e aşık bir adamdım. Siyasi, simgesel anlamların dışında bu şehirle tuhaf bir manevi bağım vardı. Ben "ilk görüşte aşk" adını koymuştum. Amed'i ilk kez Van'dan Antep'e doğru giderken, 1971 yılın Mart ayında görmüştüm. Geçen gün Sur'da büro açılışında dediğim gibi; Bugüne kadar iki aşığın buluşmasıydı her gelişim. Şimdi buranın evladı sayılırım. Bir de onun temsilcisi olacağım. Son 3 gün içinde Amed'te insanlarla temas ederken, bana gösterdikleri sevgi, bütün bu mutlulukların dışında yeni bir duygu aşıladı bana; Sorumluluk. Ben bu şehrin madem çocuğuyum ve temsilcisi olacağım, bu insanların sevgisine karşılık verebilmem ve onları hayal kırıklığına uğratmamam gerekir. 
 
 Daha önce Kürtçe dersler aldığınız biliniyor. Aday olduktan sonra da ilk kez Ergani’de halka Kürtçe seslendiniz, var mıydı özel bir nedeni? 
 
Bu yaştan sonra niye Kürtçe öğreniyorum? Bu tamamıyla Kürtlere saygıyla ilgili bir meseledir. Çünkü kullanacak mıyım kullanmayacak mıyım belli değil. Bir yandan Kürt sorunu ve Kürtlerle bu kadar ilgili olan bir insan, bir yandan ülkemin halkının yüzde yirmisini oluşturan bir halk. Onlar benim anadilimi konuşuyor. Ben onların ana dilini bilmiyorum. Kürtlere Kürtçe eğitim hakkı verilsin, Kürtçe resmi dil olsun diye mücadele veriyoruz, birisi kalkıp "ya sen Kürtçe biliyor musun" derse diyecek bir lafın yok. Madem Kürt haklarının -dil başta olmak üzere- bu kadar mücadelesini veriyorsunuz, dolayısıyla onlara saygılı olmam lazım ve dillerini öğrenmem lazım. Ders almaya başladım. 2 saat ders alıyordum. 7 sene hiç kullanamadım. 
 
Niye Kürtçe öğreniyorum? Bu tamamıyla Kürtlere saygıyla ilgili bir meseledir. Madem Kürt haklarının -dil başta olmak üzere- bu kadar mücadelesini veriyorsunuz, dolayısıyla onlara saygılı olmam lazım ve dillerini öğrenmem lazım. 
 
Şaka olarak hep şunu diyorum; 7 sene önce Kürtçem daha iyiydi diyorum. Kürtler yüzünden geriledi. "Niye" diyorlardı, çünkü hep benle Türkçe konuşuyorlardı! Ergani'ye gidince -uzun süre topluluk karşısında ilk konuşmam- birden hatırıma geldi. Ben insanlara, Kürt bölgesinde Kürtçe hitap edersem o az önce söylediğim saygıyı somut olarak göstermiş olurum. Kelime aklıma gelmedi o zaman "git" nasıl deniyor dedim. "Here" dediler. Onun üzerine, Tayyip Erdoğan da Amed'e gelmiştim, "Here Erdoğan here, oxir be" dedim. O kadarını kurtardık. Görüntü sanal medyada yaygınlaştı. Yaygınlaştığında baya da iyi etmişiz dedim. 
 
 Ergani ile devam edelim; konuşmanızda ceberut rejim nitelendirmesi yaptınız ve iktidara adeta kapıyı gösterdiniz. Bu seçimlerin AKP ve Erdoğan’ın sonu olacağı değerlendirmelerine katılır mısınız? 
 
Erdoğan giderse, AKP birkaç yılda dağılır. Çünkü tek adam rejimi, tek adam partisidir. Ülke üzerindeki otoritesi yıkılırsa, parti de ayakta kalamaz. Şahıslara bağlı partiler, şahıslardan bağımsız ayakta kalamadılar. Anavatan Partisi, ANAP, DSP... o partilere benzer şekilde AKP de kalmaz. Bunun için Erdoğan'ın gitmesi lazım. Erdoğan muhtemelen gidecek. Benim tespitim; deprem felaketinin enkazının altında bu rejim de kaldı. Bu enkazın altından çıkması mümkün değil. Ya çok büyük bir hile hurda yapması lazım ki bu çok kolay değil. Bunu deneyecek. Fakat muhalefet çok geniş, halkın tepkisi o kadar yükselmiş ki hile hurdanın da para etmeyeceği bir noktaya geldik. Ya da düdüğü çalıp, bir yerlere savaş açması lazım. Olağanüstü bir durum yaratması lazım. Onun için de zaman çok kısaldı. Bunu yapamadığı taktirde gitmemesi mümkün değil, onunla birlikte rejimi de gidecek ve yeni bir Türkiye'ye çok muhtemeldir, 15 Mayıs'ta uyanmış olacağız. 
 
 Uzun yıllardır Kürt sorununa dair söz söylüyor, yazılar yazıyorsunuz, kitaplar kaleme alıyorsunuz. Bu seçim Kürt sorunu ve çözümü için ne anlam ifade ediyor?
 
Tersten konuya yaklaşıp, oradan bir sonucu varalım. Bir; Kürt sorunu, Erdoğan kaldığı sürece hiçbir yere gitmez. Geçenlerde Selahattin Demirtaş ifade etti, "Erdoğan Kürtler için asla açılmayacak kara bir sayfadır, kapanmıştır" dedi. Erdoğan dediğimiz zaman aynı anda şunu söylemiş oluyorsunuz; Bu rejim koyu milliyetçi ve saldırgan bir rejim. Bu rejimin unsurları arasındaki zamp, yapıştırıcı Kürt düşmanlığıdır. O kadar Kürt düşmanlığı ki Suriye'de bir Kürt oluşumunu engellemek, bunun için Suriye'de Kürtlere saldırmak gibi. ABD ile onun için büyük sorunları var. ABD'nin, Suriye'deki Kürt oluşumuna askeri şemsiye sağladğı için "Sen nasıl benim müttefikimsin. Bu benim için varoluşsal sorundur" diyor. AKP ve MHP, Kürtler olmasa eğer birlikte bu rejimi kurup, devam ettiremezler. Bu rejim kalırsa Kürt sorununun çözümü diye bir şey olmaz. Çünkü bunlar için Kürt sorunun çözümü, Kürtlerin ezilmesi demek. Yok edilmesi demek.
 
Bu rejim kalırsa Kürt sorununun çözümü diye bir şey olmaz. Çünkü bunlar için Kürt sorunun çözümü, Kürtlerin ezilmesi demek. Yok edilmesi demek. Erdoğan gittikten sonra bunun konuşulmasının ikliminin yeşermesi lazım. Toprağa ektiğiniz bir ağacın çıkabilmesi için sulanması lazım, güneş lazım. Bir iklim lazım. 
 
Buradan hareketle Kürt sorunun çözümünde nasıl yol alınır? Birinci şart, Erdoğan gidecek. İkinci şart. AKP-MHP rejimi sona erecek. Ondan sonra Kürt sorununun çözümü için yollar açılmış olacak. Bu zor bir sorun. Bir iki günde çözülecek iş değil. Parlamento çatısı altında olması iyi bir şey. Kemal Kılıçdaroğlu ve Pervin Buldan ile Mithat Sancar mutabık kaldılar, bu iyi bir başlangıç. Ama en başta bu sorunun konuşulmaya başlanması için, Erdoğan gittikten sonra bunun konuşulmasının ikliminin yeşermesi lazım. Toprağa ektiğiniz bir ağacın çıkabilmesi için, çiçek  vermesi için sulanması lazım, güneş lazım. Bir iklim lazım. Betonda bir şey ekemezsiniz. Toprağı bulacaksınız, tohum atacaksınız. Onun olması Türkiye'nin normalleşmesi demek. Demokratikleşmenin başlaması demek. Bunun ölçüsü de Kürt halkının seçilmiş temsilcilerinin hepsinin demir parmaklıklarının ardından dışarı çıkması, kayyım rejiminin sona ermesi lazım. Yurt dışında sürgünde bulunan seçilmişlerin geri gelmesi lazım. Buradan neyi anlayacağız, ülke normalleşiyor, artık demokratikleşme zemini oturuyor. Ondan sonra Kürt sorunun çözümü için gelip konuşmaya başlayacaksınız. 
 
 Ülkenin en can yakıcı sorunu olan bu sorunu hangi muhataplarla ve hangi zeminde çözülür?
 
Kürt sorunu çok yönlü bir sorun. Zaman içinde kangrenleşmiş bir sorun. O yüzden çözümü de çok kolay iş değil. Hadi çözelim; Diyelim ki CHP ve Yeşil Sol Parti temsilcileri oturdu, Ali Babacan'ın da bir itirazı yok. Gelecek Partisi de katkıda bulunabilir. Saadet Parti'nin bir olumsuz yaklaşımı yok. Hatta ve hatta seçim sonrası İYİ Parti de farklı bir tavır alabilir diyelim. Tamam, o zaman konuşarak çözeriz. Peki Kürt mücadelesinin silahlı bölümünü ne yapacağız? Onlar yıllardır dağda. Bir zamanlar ovaya indirilmekten bahsediliyordu. Bunun için bir takım girişimler de oldu. Bu girişimler yarı gönüllü olduğu için, sorunun boyutları iyi kavranmadığı için siyasi otorite tarafından yarıda kaldılar. Sorun daha da kangrenleşti. Fakat son tahlilde Kürt silahlı güçlerinin silahı bırakmasının sağlanacağı koşullar olmadan ve oluşmadan, onlar silah bırakılması için muhatap alınmadan olmaz. Onların da silah bırakmak için bir takım şartları olacak, ne diyeceksiniz? Gelip "silahı bırakın. Türk adaletine teslim olun, sizi yargılayacağız, hapse girin, başınıza geleceklere razı olun" mu diyeceksiniz? Ne karşılığında, silahları bırakma karşılığında... Böyle saçma bir çözüm olmaz zaten. Kim niye bıraksın silahları. Silahları bırakması için onu sağlayacak bir takım gelişmeler, adımların atılması lazım. 
 
Meclis çatısı altında bu sorunun ele alınması çok isabetlidir. Tek başına siyasi partiler, tümüyle bu sorunu geri gelmeyecek bir şekilde çözmek için yeterli değildir. Bu sorunun başka muhatapları da var. O muhatapları da aklınızın bir köşesine yerleştirmek zorundasınız. O muhatapları da diyaloga taraf olarak kazandırmak zorundasınız. 
 
Bunların sağlanması için bir muhatap da orası. Sadece Meclis içinde oturup konuşarak da halledemezsiniz. Mekanizmanın kurulması lazım. Meclis çatısı altında bu sorunun ele alınması çok isabetlidir. Yol alınması için çok önemlidir. Fakat ek başına siyasi partiler, tümüyle bu sorunu geri gelmeyecek bir şekilde çözmek için yeterli değildir. Bu sorunun başka muhatapları da var. O muhatapları da aklınızın bir köşesine yerleştirmek zorundasınız. Onları da diyaloga taraf olarak kazandırmak zorundasınız. Geçmiş olumsuzluklardan da ders alarak, müntahap alacaksınız ki nihai çözüme gitsin.
 
 Kürt sorununun önemli bir aktör ve muhatabı olan Abdullah Öcalan üzerinde tecrit sürüyor. Heyetlerle 2015 Nisan ayından bu yana ve yıllardır ne avukatları ne de ailesiyle görüştürülmüyor. Sorunun çözümü için İmralı kapılarının açılması gerekmez mi? 
 
Normalleşmenin bir şartı da Abdullah Öcalan'a uygulanan tecridin kalkmasıdır. Tecrit de normalleşmeyi engelleyen bir anormallik hali. Buradan hareketle şunu söyleyeyim; Cezaevlerinin kapıları açılacak. Türkiye'nin kapıları da sürgünden gelenlere açılacak, kayyım uygulamalarına son verilecek ve tecrit kalkacak. Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit kalkacak. Bunlar olmadan normalleşme olmaz ve Kürt sorunu ele alamazsınız da. 
 
Abdullah Öcalan muhatap mıdır? Tayyip Erdoğan muhatap aldı zaten. 2013'ten 2015 yılına kadar devletin birçok unsuru gidip kendisiyle görüştü. Oslo'daki gibi -11 kez görüşülmüş, gizli görüşme de değildi. Bizzat ülkenin cumhurbaşkanı "İmralı ile oturup, görüşmelere başlayarak, yeni bir barış süreci başlatıyoruz" dedi. Bu önemli bir kazanç. Tekerleği yeniden icat etmek zorunda değiliz. Amerika'yı yeniden keşfetmek zorunda değiliz. Ne demek Abdullah Öcalan ile görüşülebilir mi? E görüşüldü. Hiç olmayan bir şeyden bahsetmiyoruz ki. Peki bu görüşmeler Abdullah Öcalan taş koyduğu için mi sona erdi? 
 
Normalleşmenin bir şartı da Abdullah Öcalan'a uygulanan tecridin kalkmasıdır. Silahlı kanatla, o silahın nasıl bırakılırı konuşacaksınız. En önemlisi de bütün bu hareketin lider figürü olan kişi üzerindeki tecridi kaldırıp onunla görüşeceksiniz. Daha önce de görüştünüz zaten. Bütün bunların olacağı bir süreçle Kürt sorunun çözümüne doğru yol alabiliriz. 
 
Abdullah Öcalan'ın görüşme partneri olarak iki yıl boyunca -daha evveliyetinde gizli görüşmeleri de ele alrısak- yıllar boyu görüşülmüş. Kişiliğini göz önünde bulundurursanız bu görüşülebilir kişi demek ki. İki, O'nun nedeniyle süreç bozulmadı. O engel çıkardığı için bozulmadı süreç. Barış sürecinin neden bozulduğunu herkes biliyor. Unutanlara da hatırlatmalıyız. Bu ne demek; Zaten görüşülmüş olan, O'nun sorunlu olmadığı bir nedenle kesilmiş olan görüşmelerin pekala onunla tekrar yapılabileceği anlamına geliyor. Bir yandan Meclis'teki seçilmiş partiler arasında, Meclis çatısı altında bu sorunu ele alacaksınız. Bir yandan Kürt hareketinin silahlı kanadıyla, "o silahlar acaba nasıl bırakılır" konuşacaksınız, en önemlisi de bütün bu hareketin lider figürü olan kişi üzerindeki tecridi kaldırıp onunla görüşeceksiniz. Daha önce de görüştünüz zaten. Bütün bunların olacağı bir süreçle ancak Kürt sorunun çözümüne doğru yol alabiliriz. 
 
 KCK deprem dolayısıyla aldığı eylemsizlik kararını seçim sonuna kadar uzattı, geçmişte de bu eylemsizlik süreçleri birçok defa ilan edildi. Ama bu süreçler değerlendirilmedi. Şimdi ki eylemsizliğin boşa düşmemesi için siyasi partilerin ve özellikle iktidara talip olan muhalefetin yaklaşımı ne olmalıdır?
 
Onlar bu topa pek girmiyor gibi gözüküyorlar. Şu seçimlere hayırlısıyla bir varalım havasındalar. Burada Yeşil Sol Parti'nin güçlü bir şekilde yeni Meclis'te temsil edilmesi olağanüstü önemli. Bir şeylerin adını koyalım; Benim son birkaç gün içerisinde Amed'te yaşadığım tecrübeden edindiğim duyguyu aktarayım. Bu bir halk hareketi. Adını ister HDP koyun ister Yeşil Sol Parti koyun. Bizim hepimizin benim gibi olan herkesin, önünde bir halk hareketi var. Herhangi bir temsiliyet değil. Yeşil Sol'u Meclis'e taşımak demek, halk hareketini Meclis'e taşımak demek. Hiçbir partinin, CHP olmak üzere 6'lı Masayı oluşturan partilerin Yeşil Sol Parti kadar temsiliyet gücü yok. Onlar halk hareketini temsil etmiyor, onlar seçmenlerini temsil ediyor. Biz bir halk hareketini temsil ediyoruz. Bu hareket şimdi konuştuğumuz sorunun en can alıcı tarafı ve omurgası. Dolayısıyla bu sorunun muhalefet tarafından da doğru bir şekilde ele alınıp, algılanmasının araçlarının oluşturulması bizlere büyük görev veriyor. 
 
AKP-MHP rejiminin sona erdiğini varsayarak konuşuyorum; Yeni rejimin sahipleri madem Meclis zemini içinde sorunu ele almaktan yana, o zaman da biz bunlara bu işin nasıl olabileceğini Yeşil Sol Parti olarak anlatması ve ikna etmesi gerekiyor. Az önce konuştuğumuz işin diğer boyutlarına da onların ikna olması gerekiyor. O işi de biz yapabiliriz. O bakımdan henüz Millet İttifakı, dediğimiz blok, soruda ima edildiği gibi bu topa girmemiş durumda. Ama o topa girmesini ancak biz sağlayabiliriz. Yeşil Sol Parti'nin en önemli yanı bu. Nedir bu yeni yan; Yeni Türkiye Parlamentosunun anahtar gücü olmak. Yani Türkiye'nin demokratikleşme mücadelesinin anahtar gücü olacak. Türkiye'deki dönüşümün anahtar gücü olacak. Çünkü Yeşil Sol Parti'nin parlamentoda güçlü varlığı olmadan, Türkiye'nin hiçbir yönde adım atması mümkün değil. Millet İttifakı'nın, yeni iktidar yapısının Kürt sorununun çözümüne doğru bir şekilde kanalize edilmesi, doğru yöntemlerin benimsetilmesi işi de Yeşil Sol Parti'nin oynayacağı en önemli rollerden biri.
 
 Seçime geri dönelim, partiniz en az 100 vekil hedefliyor, günlerdir sahadasınız, sahada hava nasıl, deneyimli bir gazeteci olarak seçim sonucuna dair bir tahmininiz var mı?
 
Amed'e bakarsanız 600 vekil çıkarırız (gülerek). Eğer ittifak bileşenleri ayrı bir listeyle girmeseydi 112'ye kadar çıkabilirdi. Bu çok gerçekçi olmayan bir tahmin sayılmazdı. 75'e kadar indirenler var. 80-82 çok normaldir deniyor. Fakat benim tahminin; Türkiye'nin içinden bu iktidarı alaşağı edecek bir dip dalga geliyor. 90-100 civarında bir vekil normaldir. Geri kalanı ittifaklar paylaşsın. Ne olursa olsun, ne yaparsanız yapın Yeşil Sol Parti Türkiye'nin demokratikleşmesinin, Türkiye'nin yol almasının anahtarı olacak. Kürt halkı ve Kürt hareketi Türkiye'nin demokratikleşmesinde başrol oynayacak. Kürtler olmadan Türkiye'de demokrasi olamayacak. Kürt sorunu çözülmeden Türkiye'de demokratikleşme olamaz, Türkiye'de demokratikleşme olmadan da Kürt sorunu çözülemez. Bunlar iç içe geçmiş. Yapışık ikizler gibi bir durum. 
 
Türkiye'nin demokrasinin ağırlığını çekmek de mi onun (Kürtler) üzerinde? Evet, maalesef onun üzerinde. Bunca yükün, acının, çilenin üstüne Türkiye'yi feraha ulaştırmada da başrol Kürt halkı üzerinden gelecek. Amed'te birkaç gündür gördüğüm; Kürtlerin böyle bir enerjisi de var. Bu halk bu kadar acıya rağmen hala gülüyor, oynuyor ve coşkulu. Kürt halkı Türkiye'nin önünü açmayı da gerçekleştirecek. 
 
 Büyük bir ihtimalle yeni dönemde parlamentoda olacaksınız, bir vekil olarak neyi hedefliyorsunuz? Amaçlarınız nelerdir ve hangi konular üzerinde duracaksınız?
 
Yeşil Sol Parti, bunlar mücadele partileri, bunlar herhangi bir parti değil. Halk hareketinin kendisi. Biz de halk hareketinin mensubuyuz. Parlamentoda da bu idrakle yer alacağız. Mücadele için gidiyoruz biz oraya, milletvekili olmak için değil. Barış mücadelesi, demokrasi mücadelesi için. 
 
Seçildiğim takdirde onurlu Amed'i temsil edeceğiz. Ne beklenir benden, bunu şöyle izah edeyim; Yeşil Sol Parti -HDP-, bunlar mücadele partileri, bunlar herhangi bir parti değil. Halk hareketinin kendisi. Dolayısıyla kendi geleneği mücadele olan bir partinin mensuplarıyız. Biz de bu idrakle parlamentoda yer alacağız. Mücadele için gidiyoruz biz oraya, milletvekili olmak için değil. Barış mücadelesi, demokrasi mücadelesi için. Bu halkın temsili bunun için bize veriliyor. Önümüzdeki yasama dönemi devasa sorunlarla yüz yüze kalacağımız bir dönem olacak. Oraya gittiğimiz zaman şunu da biliyorum; Devasa sorunlarla yüz yüze kalacağımız bir süreç. Orada benden beklenen, bugüne kadar biriktirdiğim bilgi birikiminin, uygun bir strateji planı içerisinde, bana düşecek rolleri oynamaktır. Vekili olacağım Amed halkına bir söz, bir vaat olarak şunu söyleyebilirim; Sizi asla mahcup çıkarmayacağım, sizin boynunuzu eğdirmeyeceğim, bu dik ve kahraman şehri, çilekeş ama gururlu şehri, onun özelliklerinin idrakında olarak onurla temsil edeceğim.
 
MA / Azad Altay

Diğer başlıklar

22/04/2023
19:39 Bazarcix’ta iki kişi daha yaşamını yitirdi
19:03 Cumartesi Anneleri’ne gözaltında tehdit, hakaret ve işkence
18:43 Yeşil Sol Haymana’da: Soğan ekmek üretenlerin yanındayız
17:31 Türkiye Amediyê’yi bombaladı
17:21 Yeşil Sol Parti Bursa ve Tekirdağ’da halkla bir araya geldi
17:03 Esenyurt’ta miting havasında açılış: Oyları Yeşil Sol'da birleştirelim
16:58 Dersim ve Tetwan'da kadın seçim bürosu açılışı
16:30 Erkan Baş: Emek ve Özgürlük İttifakı Türkiye’nin güvencesidir
15:55 Yeşil Sol Parti’den köy köy seçim çalışması
15:26 İHD: Hukuksuzluğunuza boyun eğmeyeceğiz
15:19 Muhalefet partilerinden Yeşil Sol Parti'ye bayram ziyareti
15:17 Hasta tutuklu Kavak’ın tedavisi engelleniyor
14:16 Ağır hasta tutuklunun mektubu: Takatim kalmadı
13:47 AKP’li belediye başkanından depremzedelere: O zaman çadırda kalma
13:36 Yeşil Sol Parti Gençlik Meclisi’nden etkinlik: Yeni yüzyılın dinamiği gençlik
13:07 Kayıp yakınları şair Tanile Varujan’ın akıbetini sordu
13:03 Cehennem Deresi'nde hava hareketliliği
12:53 Kurt sürüsü 30 keçiyi öldürdü
12:41 Muhalefetten HDP’ye bayram ziyareti
12:35 Cumartesi Anneleri’nin eyleminde 17 gözaltı: Suç işliyorsunuz
12:29 Şenyaşar ailesi: Yüreklerimiz adalet yolunda birleşsin
12:06 'Cennetin güzellikleri cehennemde yaratılır’ kitabı okuyucuyla buluştu
11:28 Depremlerde can kaybı 50 bin 783'e çıktı
10:58 Munzur Çayı'nda kaybolan 3 genci arama çalışmaları sürüyor
09:19 Babasından devraldığı mücadeleyi sürdürecek
09:18 'Gar Katliamı faillerinin yargılanması için Meclis'te olacağım'
09:17 Yazar Namazie: İran yol ayrımında
09:14 Emek mücadelesinden vekil adaylığına
09:13 Federe Kurdistan'da 1 yılda 5 katliam
09:10 Hatimoğulları: Bu iktidar kesinlikle gidecek
09:04 125 yıllık direniş
09:02 Botan Vadisi’nde renk cümbüşü
09:00 22 NİSAN 2023 GÜNDEMİ
21/04/2023
23:47 Lozan'ın 100'üncü yılında 'Jin, Jiyan, Azadi' paneli
20:48 Sancar Erzin'de: Hatay 14 Mayıs’a hazır
19:19 AKP Çukurova ilçe binasına saldıran kişi tutuklandı
19:12 Semsûr’de Kılıçdaroğlu’na provokasyon
19:01 Adana'da sağanak yağış ardından sel
19:00 Agirî’de kadın katliamı
18:38 Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Uçar İstanbul’da: Onlar gidecek bizler kazanacağız!
17:43 Kürdistan Gazetesi'nin yayımlandığı tarih unutulmadı
17:32 Sudan’da çatışmalar bayramda da sürdü: En az 330 ölü
17:07 Hatay’da konuşan Sancar: Hedefimiz bu ölüm iktidarını göndermek
17:06 3 kişinin bulunduğu araç Munzur'a uçtu
16:00 Yeşil Sol Parti dur durak bilmiyor
15:35 Sancar: 14 Mayıs'tan sonra bayram yaşayacağız
14:37 Şenyaşar ailesi bayramı adliye önünde karşıladı
14:19 Mezarlıklara bayram ziyareti
13:18 Sancar: İktidarı gönderip, düzeni değiştireceğiz
12:12 Amed Kent Koruma'dan Yeşil Sol Parti'ye bayram ziyareti
11:53 'Jin, jiyan, azadî' direnişinde katledilenlerin mezarına kitlesel ziyaret
10:35 Vedat Aydın’ın mezarına bayram ziyareti
10:10 Kobanê Davası mütalaası: Mahkeme seçim için üzerine düşeni yaptı
09:37 Konukçu Meclis yolunda: Kadınlar seçeneksiz değil
09:21 Yaşamını kadın mücadelesiyle geçiren Kaya: Değiştirecek gücümüz var
09:17 Delil yok ama suçlu!
09:16 Yeşil Sol Parti’nin Hatay adayı: Hedef en az 2 vekil
09:13 Yurt dışındaki seçmene çağrı: Bir oy diktatör devirir
09:12 Yeşil Sol Parti, İstanbul’da sandıkları 68 bin 500 kişiyle koruyacak
09:07 Yalçındağ: Türkiye, Avrupa Konseyi’nden atılabilir
09:05 Yeşil Sol Parti’den Manisa’da iddialı çalışma
09:03 Zorla göç ettiği memleketinde vekil olacak
09:02 Agirî'de doktor aday: İnsanlar 14 Mayıs’ı iple çekiyor
09:00 21 NİSAN 2023 GÜNDEMİ
20/04/2023
23:59 İşçileri taşıyan araçta kaza: 2 ölü, 12 yaralı
23:20 Kaçırılan Kürt iş insanı Oğuz 33 gün sonra serbest bırakıldı
22:10 Erdoğan yine doğalgaz ‘müjdesi’ verdi
21:45 Yaşam alanlarına moloz dökülmesine karşı suç duyurusu
21:08 Yeşil Sol Partililer protesto etti, Soylu hakaret
21:00 Bazarcix’ta fırtına: 1 kişi yaşamını yitirdi, 150’si yaralı
20:35 Şirinevler’de kurulan stanta yurttaşlardan yoğun ilgi
20:22 Suruç Katliamı’nın 93'üncü ayında adalet talebini haykırdılar
19:38 EŞİK milletvekili aday listelerini inceledi: Kadın oranı en yüksek parti Yeşil Sol
19:26 Dağ: Betonlaşmaya karşı Yeşil Sol Parti’de buluşuyoruz
19:02 Bazarcix'ta kriz masası kuruldu
18:56 Giyadîn’de şüpheli ölüm
18:33 İngiltere Erdoğan’ı yalanladı
18:14 HDP, MEBYA - DER ve ANYAKAY-DER'den mezarlık ziyareti
17:23 UNİCEF: 67 milyon çocuk aşısız kaldı
16:44 Yeşil Sol Parti’de seçim çalışması: Söz verdik, tek adamı göndereceğiz
16:42 Şenyaşar ailesinin Adalet Nöbeti 759’uncu gününde
16:04 Bazarcix’ta fırtına: En az 20 yaralı
15:21 HPG'den Garê açıklaması
14:56 Amedliler: Önümüzdeki bayramı Tayyip’siz geçireceğiz
14:39 SES'ten deprem raporu: Sağlık yönetimi enkaz altında kaldı
14:19 Bayram alışverişi yapamayan Wanlılar: Seçimde gereken cevabı vereceğiz
14:02 İHD raporu: 52 tutukluya işkence yapıldı, 32’sinin tahliyesi engellendi
13:44 Yeşil Sol Parti adaylarından mezarlıklara ziyaret
13:30 Thodex kurucusu Özer Türkiye'ye getirildi
13:17 Ferit Şenyaşar: Bu zulmü yapan iktidar gitmek üzere
13:10 SGP: Erdoğan kamu kaynaklarıyla 14 günde 15 açılış yaptı
12:53 Mersin Sanayi Sitesi’nde yangın: 4 kişi yaşamını yitirdi
12:51 Türkiye Amêdiye köylerini bombaladı
12:17 HDP ve Yeşil Sol Parti’den Bayram Mesajı: 14 Mayıs'ı çifte bayrama dönüştürebiliriz
11:51 İmralı’ya bayram görüşü başvurusu
11:48 Ekonomik kriz bayramın tadını kaçırdı
09:56 Yeşil Sol Parti Eşsözcüsü Akın: Erdoğan’ın arayışları Amed’te boşa çıktı
09:34 Edirne F Tipi’nde tutuklular sedyeye kelepçeleniyor
09:33 Bakanlıktan AYM’ye Abdullah Öcalan yanıtı: Elde olmayan sebepler
09:16 Gençler: Tutsaklığa son vermek için sandığa gideceğiz
09:10 Alevilerden çağrı: Yeşil Sol Parti’de birleşelim
09:09 Yeşil Sol Parti Wan adayı Sayyiğit: 7 Haziran’ın ötesinde bir hava var
09:06 Çiçek Otlu: Sivas Katliamı yaşamımda dönüm noktası oldu
09:04 İHD seçimleri takip için YSK'ye başvuracak
09:03 Üniversiteye atanan Atmaca’ya ‘örgüt’ aranıyor
09:01 Birca Belek Derneği Eşbaşkanı: Asimilasyona izin vermeyelim
09:00 Feminist aday Saki: Kadın mücadelesinin kazanımlarıyla çok şey değiştirebiliriz
09:00 Kenanoğlu: Semsûr renkleri, tarihi ve kültürüyle bizimdir
09:00 20 NİSAN 2023 GÜNDEMİ
08:44 KCK’den provokasyon uyarısı
19/04/2023
23:54 Ferit Şenyaşar: Barikatları yıka yıka geliyoruz
23:02 Oy pusulasının son şekli kesinleşti
22:50 54 nükleer karşıtı kurumdan açıklama
22:50 Botan’da kadın mitingi için hazırlıklar sürüyor
22:46 Türeli doğduğu topraklarda defnedildi
22:43 Yıldız’ı katleden polise ceza istendi
22:33 KATDER’den Wêranşar’da iftar programı
22:26 Akbelen’de iftar yemeğinde talana dikkat çekildi
22:21 Bazîd'te Yeşil Sol Parti adaylarına görkemli karşılama
22:20 Halep’te Çarşema Sor kutlamaları
22:08 Kılıçdaroğlu: Ülkeyi mezhep tartışmalarından çekip çıkaracağız
22:07 Şenyaşarların iftar sofrasına KESK’ten ziyaret
21:35 Yeşil Sol Parti, DBP ve HDP'den Pirsûs’ta iftar programı
21:10 Bloomberg: Türkiye tazminat ödemediği için petrol ihracatı durduruldu
20:57 Sancar: Halkımızı stratejik oy kullanmaya çağırıyoruz
20:42 ‘14 Mayıs’ı barış halayına çevireceğiz’
20:31 YSK aday listesini onayladı
19:21 Kadınlardan Yeşil Sol Parti’ye: AKP gitsin, kadınlar kazansın
18:15 Kanada’da 155 bin kamu görevlisi grevde
18:00 Eyn İsa’ya yönelik saldırı sürüyor
17:50 KCK’den Türeli açıklaması: KDP-MİT tarafından katledildi
17:23 Riha'da Yeşil Sol Parti stickerları söküldü
17:23 AP, orman tahribatina neden olan ürünlere yasak getirdi
17:14 Cizîr Belediye Eşbaşkanı Kutlu serbest bırakıldı
17:12 Lozan’ın 100’üncü yılında ‘Jin Jiyan Azadi’ paneli düzenlenecek
16:29 Êzîdîler Mîdyad’ta Çarşema Sor’u kutladı
16:27 Yeşil Sol Parti’nin seçim çalışmaları sürüyor
16:01 Giyadîn’de Yeşil Sol Parti adaylarına yoğun ilgi
15:55 Karadeniz Cezaevleri raporu: Tutukluların tüm hakları ihlal ediliyor
15:32 Licê’de coşkulu buluşma: Abdullah Öcalan'ı özgürleştireceğiz
14:46 Semsûr’da kadın seçim bürosu açıldı: Eşit ve özgür yaşamı kuracağız
14:26 Akdoğan’ın cenazesinin verilmemesine ailesinden tepki
14:21 Kılıçdaroğlu: IMF ile görüşmüyoruz
14:06 YSK’den bakanlara dair karar: İstifa etmelerine gerek yok
13:52 Thodex kurucusu Özer Türkiye'ye iade edilecek
13:44 Hazal Kaya’ya Musa Orhan’a hakaretten ceza istemi
12:44 İstinaf Mahkemesi Gökkan’ın 22 yıl 6 ay hapis cezasını onadı
11:30 Xarpêt’in adayları: Erkek bakış açısına karşı Yeşil Sol Parti’ye
11:21 TJA’dan kadınlara: Yeşil Sol Parti’de kenetlenelim
11:20 TJA Sözcüsü Ayşe Gökkan’a 3 yıl 9 ay hapis cezası