Kaynar: Faşizmi tartışacaksak, muhalefetten başlamalı

img
ANKARA - Kurumsal muhalefetin toplumsal muhalefetle bir araya gelemediğini belirten Prof. Dr. Mete Kaan Kaynar, “Muhalefet partileri, faşizmin kurumsallaşmasında mihenk taşını oluşturuyor” dedi.
 
AKP iktidarının insan haklarını askıya aldığı, düşünce ve ifade özgürlüğünü ortadan kaldırdığı bir ortamda gidilen 14 Mayıs Genel ve Cumhurbaşkanlığı Seçimleri üzerinden yürütülen tartışmalar sürüyor. İktidarın milliyetçilik üzerine kurduğu seçim kampanyasını “faşizmin kurumsallaşması” olarak tanımlayan muhalefet, gidilen ikinci tur seçimlerde benzer kampanyaya sarıldı. Kurumsal muhalefetin toplumsal muhalefet ile bir araya gelemediğine işaret eden Prof. Dr. Mete Kaan Kaynar, kurumsal muhalefetin faşizmin kurumsallaşmasında mihenk taşını oluşturduğu tespitinde bulundu.  Kaynar, toplumsal muhalefetin, kurumsal muhalefetin bu tutum ve siyaseti nedeniyle sonuç alamadığını vurguladı. Muhalefetin ayrıca Halkların Demokratik Partisi’ni (HDP) istememezlik üzerine siyaset bina ettiğini belirten Kaynar, yaklaşan yerel seçimlerde de HDP’nin kilit parti olduğunun altını çizdi.
 
Kaynar, Türkiye’nin içerisinde bulunduğu çoklu kriz tablosunu ve bunun karşısındaki muhalefete dair soruları yanıtladı.
 
14 Mayıs seçimleri öncesi “AKP kazanırsa, faşizm kurumsallaşır” gibi bir öngörü üzerinden kitle motivasyonu sağlamaya çalışıldı. AKP seçimleri kazandı, nasıl bir atmosfere girildi?
 
Faşizmi tanımlarken, bir süreç olarak ele almak gerekiyor. 2023 seçimlerinde AKP’nin kazanmasıyla ‘faşizm kurumsallaştı mı?’ diye sorarsanız, hayır kurumsallaşmadı. Ama ‘Türkiye’de kurumsallaşma devam ediyor mu?’ diye sorarsanız, evet devam ediyor. Seçimler de bu sürecin bir aşaması olarak okunabilir. İlla AKP ya da başkanı bunu yapmıyor. Faşizm bir toplumun kurumlarıyla gelir. Faşizm kendine özgü kurumlar yaratarak gelmez. Bu çünkü bir süreçtir. Ama bu 2023 seçimleriyle olacak bir şey değildir. 2023 seçimlerini faşizmin kurumsallaşma aşamalarından birisi olarak göreceğiz. Bu yüzden faşizm kurumsallaştı, kurumsallaşmadı tartışmalarını AKP’nin iktidardan gitmesiyle ölçmemek ya da Erdoğan’ın gitmesiyle ölçmemek gerekiyor. Diyelim yarın Erdoğan gitti, yerine Devlet Bahçeli geldi; bizler o zaman faşizm tartışmalarını sıfırdan mı alacağız. Sürece bu şekilde bakmanın yanlış olduğunu düşünüyorum.
 
Bu noktada yapılması gereken mücadelenin örgütlenmesidir. 2023 seçimlerinden bahsedeceksek eğer, onun bize gösterdiği net sonuçlardan bir tanesi; muhalefette yer alan partilerin artık ismine faşizm diyelim, reistokrasi diyelim, buna karşı yeterli olmadığı. Bunu en son Akbelen’de de gördük. Kurumsal muhalefet, toplumsal muhalefetle bir araya gelme noktasında beceriksiz.
 
 Kurumsal muhalefet ile toplumsal muhalefetin kaygıları bir birinden faklı mı? Toplumsal muhalefet, kurumsal muhalefetin yetersizliği nedeniyle mi sonuç alamıyor?
 
 
 Toplumsal muhalefetin sonuç alabilmesi için siyasetin resmi kurumlarıyla bir şekilde irtibata geçmesi gerekiyor. Muhalefetteki siyasal partiler, toplumsal muhalefetle ittifak kurma konusunda oldukça başarısız kalıyor.  
 
Aslında her ikisinin de bir birine ihtiyacı var. Toplumsal muhalefetin sonuç alabilmesi için siyasetin resmi kurumlarıyla bir şekilde irtibata geçmesi gerekiyor. Ama görüyoruz ki muhalefetteki siyasal partiler, toplumsal muhalefetle doğru düzgün ittifak kurma konusunda oldukça başarısız kalıyor.  Faşizm ve otoriterlikle mücadele etmek istiyorsanız, toplumsal muhalefetin kurumsal muhalefetle iç içe geçmesi lazım. Sonuç aldıracak eylem, kurumsal muhalefetle alakalıdır ama toplumsal muhalefet de onun dinamiğidir. İkisi de olmazsa olmaz. Türkiye’de toplumsal muhalefet var. Ciddi bir kadın hareketinden bahsedebiliriz. Gezi Direnişi’nden bu yana ciddi bir çevre hareketinden bahsedebiliyoruz. Bugün Akbelen’de siyasetle ilgili olduğunu düşünmediğimiz yaşlılar, kadınlar çocuklar, ağaçlar kesilmesin diye ağaçlara sarılıyorsa, Türkiye’de çevre hareketi artık marjinal bir hareket ya da ‘çiçeklere basmayalım’ hareketinin çok ötesine geçmiştir. Ayrıca işçi hareketleri, grevlerle devam ediyor. Peki, kurumsal muhalefet işçi hareketini, kadın hareketini ne kadar yanına alabiliyor? Çevre hareketini ne kadar yanına alabiliyor? Ya da Kürt hareketini ne kadar yanına alabiliyor. Onun için Türkiye’de toplumsal muhalefetin istediği sonucu alamamasının sebebi, kurumsal muhalefettir.
 
Kurumsal muhalefetin bu tutumu, nelere yol açıyor, ne tür sonuçları oluyor?
 
Son seçimlerden çok net görülen bir şey, Kürt hareketiyle mesafeli durabilmek için elinden geleni yapan bir Altılı Masa vardı. Hem HDP’nin desteğini isteyen hem de ona mesafeli duran bir Altılı Masa. Yine Alevi hareketi. Alevilerin sesi hiçbir şekilde duyulmuyor. Kurumsal muhalefet bu konuda toplumsal muhalefetle iç içe geçme konusunda isteksiz davranıyor. İşte faşizmi doğuran şey budur. Faşizm sadece faşistin yaptığıyla değil, muhalefetin yapmadığıyla da ölçülür. Yani faşizm Almanya’da yükseldiyse, Sosyal Demokrat Partisi’ni de suçlamanız gerekiyor. 1933 yılındaki Komünist Parti’yi de suçlamanız gerekir. Almanya’da 1933 seçimlerinde Hitlerin partisi birinci parti iken, Alman Sosyal Demokrat Parti ikinci partiydi. Yine Komünist Parti’de çok sağlam oy almıştı. Aynı şey Türkiye için de geçerlidir. Eğer Türkiye’de faşizmi tartışacaksak, tartışmaya muhalefetten başlamak gerekir. Faşizmden, faşizmin kendisinden ve faşizm örgütlerinden değil. Türkiye’de faşizmin otoriterleşmesini tartışacaksak, bugünün Türkiye’sini tartışacaksak, bunun mimarları arasında sadece Süleyman Soylu’yu, sadece Erdoğan’ı, sadece Binali Yıldırım’ı, sadece şunu bunu değil, muhalefetin kendisini tartışmak gerekir. Çünkü faşizm kendisine ait toplumsal örgütlenmeler getirmez. İkinci olarak, faşizm sadece onun partisinin örgütlenmesinden değildir, aynı zamanda muhalefet bu konuda çok ciddi bir şekilde faşizmin örgütlenmesine yardım eder. Buna İspanya’dan örnek verebiliriz, buna Almanya’dan örnek verebiliriz, İtalya’dan örnek verebiliriz. Muhalefet hareketleri o aymazlıkların içerisine girmeselerdi, faşizm dünyada, Almanya’da Fransa’da, İtalya’da örgütlenemezdi.
 
Onun için Türkiye’de toplumsal muhalefetin istediği sonucu alamamasının sebebi, kurumsal muhalefettir. Şuanda faşizm konusunda tartışmamız gereken konu, otoriterleşme konusunda tartışmamız gereken temel sorun, muhalefet sorunudur. Yine diyorum, faşizm muhalefetin beceriksizliği ve başarısızlığı ile kurumsallaşır. Muhalefet partileri; faşizmin kurumsallaşmasında mihenk taşını oluşturuyor.
 
Muhalefette seçim sonrası başlayan değişim tartışmaları sürüyor. CHP içinde “değişim” ve “dönüşüm” tartışmalarıyla başlayan süreç neye evrilir?
 
Gerçekten CHP’de şu anda herkes değişim istiyor ama CHP’de temel sorun değişimin ne olduğudur. Baktığında Kılıçdaroğlu ‘Değişim şart ama bu gemiyi limana ben ulaştıracağım’ diyor. Bunun yanında İmamoğlu olmak üzere diğerleri de ‘Hayır bu değişim genel başkanını da kapsayacak şekilde olmalı’ diyor. Sonuç olarak, değişimden ne anladıkları ve değişimden neyi kapsadığı konusunda bir girişime start vermiş değiller. Ama gördüğümüz şey bize şunu söylüyor, CHP dönüşmekten değil, değişmekten bahsediyor. Değişmek daha teknik bir şey. CHP çok da dönüşümün peşinde değil gibi, sadece değişim peşinde.
 
Nasıl bir değişim?
 
Aslında CHP, Türkiye siyasetinin o andaki genel eğiliminin genel merkezini gösterir. Bakın 1970 ve 1980 yıllarda Türkiye’nin genel eğilimi soldaydı ve CHP kendini sola kaydırdı. 1980’de parti kapatılıp, daha sonra açıldığında, Deniz Baykal partinin genel başkanlığına geldikten sonra bu sol rüzgarları devam ettirdi gibi oldu ama baktığınızda CHP neoliberalizmi savunan ama ona birazcık çeki düzen vermeye çalışan bir parti haline geldi. Parti daha sonra milliyetçi bir çizgiye sarıldı. Ben Türkiye’deki merkeze bakabilmek için CHP’ye bakmak gerektiğini düşünüyorum. CHP’nin genel eğilimleri Türkiye’nin genel eğilimlerini yansıtır. Bugün de dönüp baktığımızda, karşımızda hiç de öyle sosyal demokrat diyeceğimiz bir CHP yok. Çünkü Türkiye’nin merkezi şuanda 1970’lerden daha farklı bir noktada. CHP’nin gerçek yüzünü 15 Mayıs sabahı ile 28 sabahında gördük. Oldukça milliyetçi, oldukça göçmen karşıtı, Zafer Partisi’ne çok yakın, İyi Parti’ye çok yakın bir CHP gördük. CHP’de çok iyi biliyor ki oy alabilmek için bu tarafa meyletmek gerekiyor. Çünkü Türkiye’nin merkezi bu tarafa kayıyor. O yüzden ben CHP’de sol bir muhalefetin çıkacağını düşünmüyorum. Sol bir dil, güzel laflar ifade edilebilir ama CHP’de şu konjonktürde sol bir alternatifin çıkma ihtimali çok düşük. Yani Türkiye’nin merkezi sağ merkez siyasetine kaydığı için, CHP de sağ merkez siyasetine kayıyor. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en sağ, hatta en taşra sağı dönemini yaşıyor. 2002’de bile Türkiye bu kadar bir muhafazakarlığa bürünmemişti ve CHP’de o çizgiye doğru kayıyor.
 
Seçim sonuçları üzerinden seçmenleri tarafından eleştirilen HDP ve Yeşil Sol Parti, eleştiri ve özeleştiri süreciyle yeniden yapılanmaya gitti. Siz HDP’ye dönük eleştirileri ve yeniden yapılanma sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
 
 Bir önceki seçimlerde tüm rejimin ötekisi haline getirilen bir HDP var. 2023 seçimlerinde de tamamen HDP’yi istememezlik üzerine siyaset bina edildi. Şimdi böyle bir durumda bir partiden ne kadar başarı beklenir.
 
Şimdi birkaç şeyi bir birinden ayırmak gerekir. HDP umduğu oyu alamadı. Umduğunu alamamak başarısızlık algısını yaratır. HDP geçen seçimlerden daha düşük oy aldı. 2023 seçimlerden bahsetmiyorum, bir önceki seçimlerde tüm rejimin ötekisi haline getirilen bir HDP var. CHP’nin, İyi Parti’nin, Gelecek Partisi’nin böyle bir durumu yok. HDP tamamen rejimin ötekisi haline getirildi. Daha önce Ekmeleddin İhsanoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olduğu dönemde, CHP ile birlikte olan ve AKP’ye muhalefet eden MHP’nin saf değiştirmesi sebebini bile buradan aramak gerekir. HDP’yi konuşmadan, MHP’nin muhalefet partiliğinden Cumhur İttifakı’nın üyeliğine gelmesini anlamak mümkün değildir. 2023 seçimlerinde de tamamen HDP’yi istememezlik üzerine siyaset bina edildi. Şimdi böyle bir durumda bir partiden ne kadar başarı beklenir. Çünkü öylesine muazzam bir ötekileştirme, öylesine muazzam bir baskı oldu ki HDP üzerinden, örgütünün ve parti yetkililerinin ne kadar başarısız olduğunu ölçme konusunda, bizler aciz duruma düştük. Ölçemiyoruz. HDP başarısız ama ne kadarı rejimin HDP’yi ötekileştirmesiyle alakalıdır, bunu bilemeyiz.
 
HDP dışında muhalefete bakıldığında, seçimlerde de görüldüğü üzere milliyetçi bir argüman ile “muhalefet” yürütülüyor. İktidarla aynı dil üzerinden “muhalefet” mümkün mü?
 
Bu gerçekten çok zor bir soru. Çünkü legal siyasal partilerin doğrudan doğruya rejime muhalefet etmesini bekleyemeyiz. Bunlar legal siyaset partileri. Ama rejime muhalefet eden, sisteme muhalefet eden partilerin kısmen de olsa sözcülüğünü yapmalarını bekleyebilir miyiz diye sorarsanız, evet. Legal bir siyasal partinin, kendisini de legalize eden bir yapıya muhalif olması değildir. Çünkü doğası gereği sisteme muhalefet edemez. Ama o yapı içerisinden kurulmuş bir parti, rejime yönelik muhalif olan partileri bünyesine taşıtarak daha görünür hale getirir. Belki HDP’den beklenen budur. CHP’den bu tür bir şeyi bekleyemiyoruz.
 
Kamuoyunda bir diğer tartışma konusu muhalefetin dağınık hali. Sizinle daha önce yaptığımız söyleşide, AKP ile MHP’nin muhalefeti toplumu kutuplaştırma üzerinden dizayn ettiğini ve bu kutuplaştırma üzerinden kendi mahallelerini tahkim ettiğini söylediniz. HDP’yi istememezlik üzerine siyaset bina edildiğini söylediniz. Muhalefet neden bir değişikliğe gitmedi?
 
 
 Legal bir siyasal partinin, kendisini de legalize eden bir yapıya muhalif olması değildir. Çünkü doğası gereği sisteme muhalefet edemez. Ama o yapı içerisinden kurulmuş bir parti, rejime yönelik muhalif olan partileri bünyesine taşıtarak daha görünür hale getirir
 
Daha önce yaptığımız röportajda da AKP’nin muhalefeti toplumu kutuplaştırma üzerinde dizayn ettiğini ve bu kutuplaştırma üzerinde kendi mahallelerini tahkim ettiğini söyledim. Bunun başında da HDP geliyor. Aslında Altılı Masa, ortak mutabakat metniyle bunu biraz gördüğünü gösteriyor. Bu kutuplaşmayı aşma adına sadece Altılı Masa değil, HDP, TİP, EMEP, TKP, Sol Parti… Bunların hepsi dışarıdan Altılı Masa’ya destek verdiler. Demek ki bu da bu kutuplaşmanın karşısına geçme inisiyatifi sahibiler. Ama bu konuda bir bilgi ve bilinç sahibi olmaları, bu konuda başarılı olabilecekleri anlamına gelmiyormuş. Çünkü biz bunu cumhurbaşkanı seçimlerinin ikinci turunda gördük. AKP’nin kutuplaştırma politikaları, Altılı Masa ve onu dışarıdan destekleyen başta HDP, bunu aşamadığını gösterdi. Burada muhalefet partileri büyük bir aymazlık içerisinde demek ne kadar doğru bilmiyorum ama başarısız olduğu ayan beyan ortada.
 
Önümüzde yerel seçimler var, bu yönlü tartışmalar da Genel Seçimlerden bir gün sonra başladı. Genel Seçimler sonrası yoğun bir şekilde tartışılan ittifaklar, yerel seçimlerde ortak hareket eder mi?
 
Altılı Masa’yı oluşturan birleşenlerden bazıları, CHP ile bir araya gelmenin büyük bir yanlış olduğunu dile getirdi. Ben bu görüşte değilim ama sonuçta partiler bu görüştelermiş. HDP içerisinde de CHP’ye verilen desteğin HDP’nin başarısızlığının bir fonksiyonu olduğu konusunda bir görüş var mı? Var. Ama bu ne kadar gerçek onu bilemiyorum. Yanlış demeyeceğim, HDP’nin seçim sonuçlarındaki başarısızlığında acaba CHP’ye destek vermesinin oranı ne kadardır? Bunun çok olduğunu düşünmüyorum. ‘Elinde bir turnusol kağıdı var mı? Ölçtün mü, biçtin mi? Bu bilimsel bir veri olarak mı söylüyorsun?’ diye soracaksın. Hayır söylemiyorum. Bunu sadece gözlemlerime dayanarak bir değer yargısı olarak söylüyorum. HDP’nin başarısızlığı içerisinde ben CHP’ye verilen desteğin çok büyük bir oran tesir etmediğini düşünüyorum. 14 Mayıs seçimlerinde yaklaşık bir sene sonra yapılacak olan yerel seçimlerin dinamikleri çok farklı. O yüzden genel seçimlerdeki sonuçlara bakarak, yerel seçimlerde HDP, CHP’ye destek versin mi vermesin mi? Bilinmez bir denklem. Çok ayrı bir dinamiklerle yürüyecek bir şey.
 
Altılı Masa’yı oluşturan şey neydi? İyi Parti ve CHP arasında bir önceki yerel seçimlerde yapılan ve kısmen başarıya ulaşan sonuçlardı. Orada yakalanan ivme, Altılı Masa’yı oluşturdu ve 2023’deki Meclis ve Cumhurbaşkanı seçimlerine bu dinamikle girildi. Başarılı olunmadı? Önceki yerel seçimlerdeki başarı genel seçimlerde bir başarı getirmedi. Buradaki başarısızlıkla illa önümüzdeki yerel seçimlerde ittifak olmasın, olmamalı diyebilecek potada değiliz. Ben HDP ya da sol sosyalist muhalefetin bundan sonraki seçimlerde bir ittifak içerisinde yer almasın sözünü kurmakta zorlanıyorum. Ama nasıl olacak onu da bilmiyorum.
 
CHP ve İyi Parti’nin başarı sağladığını söylediğiniz yerel seçimlerde HDP’nin rolü de ortada. Nitekim o seçimlerde “Kurdistan’da kazanma, Batı’da iktidara kaybettirme” stratejisinin önemli bir etkisinin olduğu çokça yazıldı, çizildi. HDP ya da bugün Yeşil Sol Parti, kilit rolünü koruyor mu?
 
 
 14 Mayıs seçimlerinde de bundan sonraki yerel seçimlerde de aslında HDP’nin önemli bir rolünün olduğu ve bunu nasıl değerlendireceğini bilmiyoruz ama kilit parti olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
 
HDP’nin kilit partisi olması, bazı partileri rahatsız etti. Özellikle Ata İttifakı, HDP’nin kilit parti noktasında olmasından rahatsızlık duyuyordu ve çok da öyle ukala ve üstenci bir dil ile seçimlerin kilit noktasının milliyetçi dip dalgası olduğunu ifade ediyorlardı. O dip dalganın yüzde birler düzeyinde olduğunu da bu vesileyle gördük. Geçtiğimiz Mart ayında İyi Parti’nin masadan çekilmesinde bile bunun etkili olduğunu söylemek mümkün. HDP’nin varlığı bir şekilde Altılı Masa’da bile bir tedirginlik yarattı. Çok doğru. CHP içerisinde bile tedirginlik yarattı. Çünkü CHP içerisinde bir kesim HDP ve daha sola bir çizgiyi benimserken, diğer kesim ise MHP demezsek bile İyi Parti’ye daha yakın ulusalcı politikaların peşinde koşan kesimleri de rahatsız ettiğini çok açık olarak söyleyebiliriz. HDP ile bir şekil de ittifakın kurulması düşüncesi, CHP içinde bile tartışmalara yol açtı. 14 Mayıs seçimlerinde de bundan sonraki yerel seçimlerde de aslında HDP’nin önemli bir rolünün olduğu ve bunu nasıl değerlendireceğini bilmiyoruz ama kilit parti olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
 
HDP ve Yeşil Sol Parti yeniden yapılanma sürecini sürdürüyor. HDP’nin toplumsal tepkilere öncülük edebilecek ve mevcut politik kriz koşullarını "lehe" çevirebilmesi için neler yapılmalı?
 
Partinin içi yapısını ve içteki tartışmalar hakim değilim ama partinin Türkiye solunu ve Türkiye’deki toplumsal muhalefeti kapsayacak bir şekle gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Olabildiğince HDP Kürt siyasetine hem itilmeye çalışılıyor hem çekilmeye çalışılıyor. AKP ve çevresi HDP’yi salt bir Kürt partisi ve ‘bölücü partisi’ olarak kodlamak için elinden geleni yapıyor ama HDP içinde de partinin sola açılması ve Türkiye toplumunun geneline açılması konusunda tedirginlikler var. Dolayısıyla HDP iki taraftan çekilip itiliyor. Bir taraftan rejimin kendisi ve iktidar partisi ile bileşenleri HDP’yi ısrarla PKK ile aynılaştırmaya çalışmakta, öte taraftan HDP içerisinde Türkiye toplumsal muhalefetin öncülüğüne engellenmesi çalışılıyor. Bu aşılamaz mı aşılır. HDP Kürt siyasetini de kapsayacak şekilde toplumun tüm öteki kesimlerini kavrayan ve toplumsal muhalefetin de sesini duyan bir toplumsal hareket haline gelirse, o toplumsal hareketin öncülüğünü gerçekleştirebilecektir.
 
MA / Selman Güzelyüz
 

Diğer başlıklar

18/08/2023
09:06 Yapı Merkezi firması işçileri: Hakkımızı almadan gitmeyeceğiz
09:05 Mele Kadah: Diyanet devletin kulu olmuş
09:05 Musolar’da deprem enkazı düştüğü yerde kaldı
09:03 Gabar'da gölgesinde oturulacak ağaç kalmadı!
09:03 Peyîndas’ta tutuklananların avukatı: Amaç köylüyü cezalandırmak
09:01 ‘S Tipi tecridin çok net uygulandığı cezaevidir’
09:01 Mülteci tarım işçisi kadınların çadır ve tarla arasındaki yaşamı
09:00 Dicle Nehri’ne 10’uncu baraj projesi: Canlı yaşamı yok olacak
09:00 18 AĞUSTOS 2023 GÜNDEMİ
08:57 Gabar Dağı’nda çıkan yangın büyüyor
17/08/2023
23:00 Gever’de birçok mahalle polis ablukasında
22:35 Zonguldak’ta Gizem Kılınç’ın şüpheli ölümü
20:37 İHD’den Dikmece Raporu: Deprem konutları tarım arazileri dışına yapılmalı
19:58 Colemêrg’te gözaltındaki 13 kişi serbest bırakıldı
19:21 Türkiye ve bağlı gruplar, Til Temir’de zeytin ağaçlarını ateşe verdi
19:10 Semsûr’da 4.1 büyüklüğünde deprem
19:03 Erzirom’da şüpheli kadın ölümü
17:55 Bilbês köyünde abluka 20'nci gününde
17:48 HDP’den ‘Kadın Özgürlükçü Yerel Yönetimler ve Kayyım Rejimi’ raporu
17:33 Barış Anneleri’nden gözaltı tepkisi: Asla boyun eğmeyeceğiz
17:24 KESK: TİS masası bir kez daha iflas etti
17:21 Kadınlardan kayyım protestosu: Kadının özne olduğu yaşamı kuracağız
15:48 Amed’de bir kişi tutuklandı
15:45 30 yıllık tutuklu Şanak’a çiçekli karşılama
15:40 Adalet Bakanı, Şenyaşar ailesinin görüşme talebini reddetti
15:27 Memur ve memur emeklileri için ikinci zam teklifi
14:06 DEDAŞ Sîlopiya'da belde ve köylerin elektriğini kesti
13:43 Îdir’da HDP tabelasına saldırı
13:38 Amed Şehir Tiyatrosu'nun Eylül ayı programı belli oldu
12:45 Gözaltında tutulan Fatma Bulut hastaneye kaldırıldı
12:42 30 yıl sonra Nisêbîn’de zılgıtlarla karşılandı
12:37 Tutuklu gazeteci Oruç cezaevi koşullarından dolayı rahatsızlandı
12:24 Tehdit ve tacizle tanınan Zengin Başakşehir İlçe Emniyet Müdürü oldu
11:47 Sputnik’ten çıkarılan gazeteciler greve başladı
11:28 Erdal Marangoz’un cenazesi toprağa verildi
11:02 Gabar Dağı’nda orman yangını
10:58 İETT otobüsü denize düştü
10:55 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından görüşme başvurusu
09:53 Riha’da ekmeğe zam
09:51 Peyîndas’ta tutuklanan Arvas’ın eşi: Bir bardak suya bile izin vermediler
09:49 Belediyelere kayyım atama: Kürtleri inkar ve imha projesidir
09:05 Amed Barosu Başkanı Eren: Tecride ilişkin girişimlerimiz olacak
09:05 Prof. Dr. Ercan: Kadercilik aşılmadıkça ölümcül depremler devam edecek
09:04 Akdemir: Tecrit devam ederse kaos olur
09:04 30 yıllık adalet arayışı: Sesimi duyun
09:03 Hanönü’nde ağaçlar kurudu, tarım alanlarında verim düştü
09:03 566 bin nüfusa 2 nöroloji doktoru bakıyor!
09:03 Gençler: Direneceğiz, tecridi kıracağız
09:03 Evleri için yıkım kararı verilen köylüler: Gidecek yerimiz yok
09:03 Gazeteci Akkaya hakkında dava açıldı
09:02 ‘Akbelen’e sahip çıkıldığı gibi Cudi’ye de sahip çıkılmalıdır’
09:01 Girdi maliyetleri arttı: Çiftçi odaklı politikalar geliştirilmeli
09:00 Deprem bölgesinde barınma ve su sorunu çözülmedi
09:00 17 AĞUSTOS 2023 GÜNDEMİ
16/08/2023
23:26 Riha’da çocuğa cinsel taciz: Fail tutuklandı
22:13 Yargıtay, Mazlum İçli’ye verilen cezayı onadı!
21:50 Semsûr’da kaza: 4 ölü, 3 yaralı
21:16 Colemêrg Barosu: Gözaltılar derhal serbest bırakılsın
21:11 Kobanê Davası’nda ek savunma kararı: Suçun niteliği değişebilir!
21:01 30 yıllık 3 tutuklu özgürlüklerine kavuştu
20:34 İzmir’deki gözaltılarda bir tutuklama
19:58 Marangoz’un cenazesi 4 ay sonra verildi
19:20 Adana'da bir genç tutuklandı
18:30 Cenevre’de Abdullah Öcalan için eylem: Tecrit Kürtlere uygulanıyor
18:30 Kobanê Davası’nda avukatlar verilen uzun araya tepki gösterdi
18:00 Metro inşaatında çalışan işçiler eylemlerinde kararlı
17:59 Adana’da 4.5 büyüklüğünde deprem
17:53 Efrîn’de 2018’den beri bini aşkın kadın kaçırıldı
17:42 Gebze’de gözaltına alınan 5 HDP’li tutuklandı
16:59 Gözaltındaki 24 kişinin ifadeleri alınmıyor
16:53 FEDAŞ işçileri: Hakkımız olanı alacağız, yılmayacağız
16:47 Maden şirketinden inceleme yapılacak bölgede temizlik!
16:10 Rojhilat’taki direnişte hayatını kaybeden çocuğun ailesi gözaltına alındı
15:52 Gazeteci Nazila Maroofian tahliye edildi
15:11 Atalay’ın avukatları: Hukukun gereğini yerine getirin
15:10 Colemêrg’te gözaltılara tepki: Kriminalize etme amacı taşıyor
15:08 Qerhêta Mahallesi’ne ziyaret
14:36 KESK iş bıraktı: Savaşa değil emekçiye bütçe
14:08 İMO: Türkiye'de 10 milyon civarında olan yapı stokunun 7 milyonu riskli
13:59 Esenler Belediyesi’nde iş bırakan işçilere tehdit: Ekmeğinizden olursunuz
13:46 Uçar: Alevilerle omuz omuza mücadele yürüteceğiz
13:44 Artemis Halı'da düşük zamma karşı iş bırakma eylemi
13:21 Cizîr'de ekmeğe yüzde 30 zam
13:20 İHD: Mültecilere saldırı ırkçı saiklerle yapıldı
13:20 Mêrdîn’de gözaltına alınan 19 kişi serbest
12:50 Karaca: Kışanak cenaze töreni sonrası işkenceye maruz kaldı
12:47 Eşber Yağmurdereli yoğun bakıma kaldırıldı
12:47 Pirsûs’ta dükkana saldırı: Esnaf ve çocukları yaralandı
11:39 Aram Yayınevi’nden 8 yeni kitap
09:10 Qerhêta’da 6 gündür elektrik yok: Muhtar istifa etti
09:07 'Sêrt ağaç kesimi ve yangınlarla insansızlaştırılmak isteniyor'
09:06 Gazeteci Taştekin: Erdoğan ve Esad görüşmesi senaryodur
09:04 Özgür Gündem Gazetesi: Kırılamaz bir zincir
09:03 Vural: Kürtler arası diyalog ortamı statü sağlayabilir
09:01 İncir üreticileri: Rekolte düştü, üretemez duruma geldik
09:00 16 AĞUSTOS 2023 GÜNDEMİ
08:57 Benzine yeni bir zam daha
15/08/2023
22:18 NASA: Temmuz 2023, 143 yılın en sıcak ayı
20:34 Yoğun bakımdaki hasta tutukluya kelepçeli tedavi!
20:26 Mêrdîn'de zirai gübreli su içen 110 hayvan zehirlendi
19:36 Bunîsra köy kırsalında yangın
19:29 Gebze’de ev baskınlarında 4 gözaltı
19:07 Tetwan’da 5 gündür gözaltında tutulan 3 köylü tutuklandı
18:48 EŞİK’ten Afganistanlı kadınlar için BM’ye mektup
18:22 Gire Spî’de 12 yurttaş kaçırıldı
18:11 Eskişehir’de orman yangını
17:31 Ceyhan'da 6 kişi serbest bırakıldı
17:25 Kobanê Davası: Abdullah Öcalan ile neden görüşmüyorsunuz?
17:01 Giyadîn’de bir kadın katledilmeye çalışıldı
16:58 Havalimanı metro inşaatında çalışan işçiler iş bıraktı
16:44 Riha’da halk toplantısı: Tecridin kırılmasıyla toplum nefes alacak
16:10 Şenyaşar ailesi Adalet Bakanlığı'na alınmadı
16:07 Xîzan’da operasyon devam ediyor: 2 kişi tutuklandı
15:59 İran’da yönetmen Roustayi’ye 5 yıl film yasağı
15:45 İran’da tutuklu oyuncu Sadeghi avukatıyla görüştürülmüyor
15:44 Dominik Cumhuriyeti’nde patlama: 12 ölü
15:39 Kadıköy’de bir kadın katledildi
14:36 İşçiler firmadan alacaklarını talep etti
14:33 Dêrsim Hay Platformu’nda ‘yasaklara’ karşı mücadele çağrısı
14:24 Kamu emekçileri yarın iş bırakıyor
14:23 İran sınırında kolberlere ateş açıldı: 2 yaralı
13:34 İmamoğlu: İstanbul için yola çıkıyorum
13:29 Kobanê Davası: Mahkeme kaç kişinin öldüğünü bile bilmiyor
13:28 EGE-TUHAYDER kongresinde tecride tepki
12:12 5 gündür gözaltında olan köylülerin ifade işlemleri başladı
12:11 Plasmek işçileri eylem başlattı
11:56 Asrın Hukuk Bürosu’ndan görüşme başvurusu
11:37 Colemêrg’te gözaltına alınanlara avukat görüş yasağı
11:26 HDP ve Yeşil Sol Parti’nin çalıştayları sona erdi: Yeni bir hamle geliştirilmeli
10:55 Resim çizen tutuklunun kalemlerine el konuldu
10:53 Aktaş: Devlet aklı değişmedi, Öcalan’ın paradigması dünyaya yayıldı
10:09 Birçok kentte ev baskınları
09:41 PWA: Devletler Taliban’la işbirliğinden vazgeçmelidir
09:04 Wan’da su kesintilerine rağmen faturalar yüksek
09:03 Mersin'de kiralık ev fiyatları 20 bine kadar yükseldi
09:03 Göçmen kadınlar çadırlarda yaşam mücadelesi veriyor
09:02 Kaynar: Faşizmi tartışacaksak, muhalefetten başlamalı
09:01 Silopiya Belediyesi’nden kültürel asimilasyona karşı kurs
09:01 Sûr’un iki yüzü: İskenderpaşa ve Fatihpaşa
09:00 Gazeteciler basın özgürlüğü için Taliban’a direniyor
09:00 15 AĞUSTOS 2023 GÜNDEMİ
08:44 Colemêrg’te ev baskınları: 30’a yakın gözaltı
08:33 Adana’da elektrik kesintilerine tepki
14/08/2023
23:23 Gazeteci Maroofian üçüncü kez tutuklandı
23:19 Özerk Yönetim’den DAİŞ’lilerin yargılanması için çağrı
22:06 Adana'da gençler özel savaş politikalarını tartıştı
21:03 Gazeteci Şahin trafik kazası geçirdi
20:01 İZDEDA: Evlerimiz yapılana kadar mücadele edeceğiz
19:46 Özel sektör öğretmenleri ulaşımda indirim istiyor
19:42 İranlı gazeteci yaşamına son verdi